8-9 saatlik bir uyku içerisinde normalde iki veya üç tane rüya görürüz. Daha çok sabaha dogru görülür ve en son görülen rüyalar daha net hatirlanir. Rüya sirasinda uyku fazina geçer.Bazan rüyalar o kadar net hatirlanir ki "acaba böyle bir sey gerçekten oldu mu, yoksa bunu ben rüyada mi görmüstüm" çeliskisine düser insan.

Bir rüya düsünün ki..Üç koca eskiten bir kadinin rüyasi.. Cennette geçen Rüyanin yani Cennetin rüyasi...Evlendigi bütün adamlar ölmüs,kendini kardesi medeniye adayan bir cennet.

Hikayede neler mi var?Biri kabadayi davlumbaz hasan,digeri saf satilmis ve iktidarsiz mülayim. Bunlar cennette karsilasirlarsa ne olur?Sekiz yildir dershaneye giden birde kardesi medeni var elbette..Dijitallesmenin yozlastirildigi bir dünyada; sanalin insan hayatina ne kadar girdigini, ironilesme sürecinin insan hayatini nasil olumsuz etkiledigini bir paçavra gibi yüzümüze çarpan,sekiz yillik basari dolu bir dershane sonucunda özel üniversite için gereken baraji asabilecegini söyleyen bir medeni. Iste tam bu anlamda kabusa dönüsen bir rüyanin seyirciye kahkaha yansimasi.Bu öyle bir rüya ki …ölümlerde abus gibi.

Öbür tarafa alinan ilk hayal karakteri olan kabadayi davlumbaz hasan gibi..Alkol alirken mehtaba baktigini zanneden, aslinda mehtaba diye kamyon farindan bahseden bir dostu yüzünden diger tarafa alinan bir kabadayi..

Ülkenin en önemli sorunlarindan biri olan saglik sorununu enine boyuna alan bir hikaye var simdi karsimizda…Saf Satilmis sayilir..Kaldigi hastane de gizemli ölümler oluyordu.Üstelik ölümlerin hepsi Cuma günü 311 numarali yogun bakim odasinda gerçeklesiyordu.Hemsireler ve Doktorlar buna bir çözüm bulamayinca devreye polis girer.Ama nafile arastirmalar sonuç vermez.Sir ölümler uzun süre açiklama getirilemez.Uzmanlar odanin havasini bakteriyolojik olarak kontrol ederler ama sonuç sifirdir.Tabi bu arada 311 numarali odada ki ölümler devam etmektedir. Sonunda sürekli gözetim altina alinir. Ve neden ortaya çikar. Cuma sabahi saat 06.00 da odalari temizleyen görevli ,hastanin basinda bulunan solunum fisini çekerek elektrik süpürgesinin fisini takiyordu.isini bitirdikten sonra solunum cihazinin fisini tekrar geri takar.Ölüm nedeni böylece açikliga kavusmus olur.Bu bir rüyada olsa maalesef günümüzde de bu kabus devam etmektedir.

Iste Iktidarsiz mülayimin hikayesi. Cennetin üçüncü kocasidir.Iktidarsizliktan muzdariptir. Kusu kalkmayinca hap alir.Hani su kaldiranlardan..Ama bir türlü istedigi performansi yakalamayinca dövünmeye baslar. Hatta bir ara kesecegim lan! bunu diye düsünmeye baslar.Sonra birkaç tane fazla alir. Etkisini artirmak için. Ama ne yazik ki asiri dozdan oda kendisini öbür tarafta bulur.

Bu kadar zit karakterlerin cennette bulustugu tek ortak noktasi karilari cennettir.Tuttugu takimlar dahi birbirine zittir. Sonradan anlasilacagi üzere hepside cennetin eski kocalaridir. Kavga gürültü baslar.Araya ölülerin, hurilerin, Nurilerin girmesiyle ortalik daha da karisir.Rüya bu ya ! bir defaya mahsus dünyaya tekrar gönderilirler.Hangisi kocasini daha çok sevdigini ispatlayacaklardir.Yalniz tek kural vardir. Cennetin ve diger ölülerin birbirilerini görmemeleri gerekiyordur.

Iste bu noktadan sonra tam bir vodvili andiran, giris çikis trafigiyle insan basini döndüren anlaticilarinda oyuna müdahale edebildigi, tam anlamiyla bir kahkaha sölenine dönüsür. Bütün hayal karakterlerinin cennete görünmesiyle son bulan ve rüyadan kalktiginda aslinda hiçbir seyin gerçek olmadigini sadece hissettigi yada düsledigi seylerden olustugunu anlamasiyla noktalanir. Tam iki saat boyunca temposu bir an bile düsmeyen,gülmekten karin agritan bir oyun.

Iddia ediyorum.. Hiç bu kadar gülmemistiniz..