Toplantinin açilis konusmasinda neden okul topluluklarinin bir olusum altinda toplanmasinin gereklerine dikkat çekilerek nasil bir olusum sorusu irdelenmeye baslandi. Toplantiyi organize eden eriskin grup geçmisten gelen deneyimlerinden dolayi bugün için öncü bir rol üstlenmis de olsalar, yapilacak genis katilimli bir genel kurul sonrasi tüm yönetimi gençlerin üstlenecegine ve hiçbir profesyonelin ya da eriskinin asla yönetimde yer almamasi gerektigine, ancak eger ihtiyaç duyulursa bir danisma grubu olarak yanlarinda olunacagina vurgu yapildi.

Daha önce denenmis bazi girisimlere de kisa da olsa deginilerek oralarda görülen yapilanma hatalarina dikkat çekildi. Sadece yönetmen ya da yöneticilerle çikilan yolda bu genç topluluklarin kendi gençlerine dahi ulasilamadigi, dar kadrolarla yola çikilmasinin kisa sürede kopmalara, ataletsizliklere neden oldugu, örgütlenme bilincinin alttan gelen ögrencilere yansitilamadigina vurgu yapilarak, topluluklarin tüm kadrolariyla katilacaklari genis katilimli bir genel kurul sart konuldu. Buradan çikacak gönüllülerle hem yönetim kadrosunun, hem de alt görevlerin yapilandirilmasinin daha genis bir kesimi pratigin içine çekecegi, sürekli islevsel kilinacak yapinin ise, olusumu güçlendirecegi dile getirildi.

Ayrica daha ilk toplantida kisa ve uzun vadeli bir çok hedef siralandi. Genç topluluklara tahsis edilecek sürekli salonlar, ortak sponsor girisimleri, ortak dekor-kostüm depolari, çalistirici destegi saglanmasi, mezun topluluklarin desteklenmesi, dileyen mezunlarin ihtiyaç duyan baska okullara çalistirici olarak görevlendirilmeleri, profesyonel sanatçi ve hocalardan ücretsiz seminer, kurs, atölye destegi, üye topluluklarin birbirini misafir etmeleri, ortak organizasyonlar gibi.

NELER DILE GETIRILDI?

Istanbul Lisesi'nden Ulas Tuna Astepe, konusmasina, " bu yapilanmanin anlattiginiz ölçüde önceki denenmis örneklerdeki gibi bir yapilanma olmadigina sevindim. Çünkü orda karsilastigim hiyerarsi beni çok sikintiya soktu ve bir süre sonra ayrilmak durumunda kaldik." Sözleriyle basladi. Asil sorunun egitimden geçtigini vurgularken, sahnesi ve tiyatro çalisabilecekleri egitmenleri olmayan okullardan bahsetti. Tiyatro alaninda çalisma yapmis yada bu isin profesyonelleri ile çalisilmasi geregine vurgu yapti. Toplantinin ilerleyen dakikalarinda söz alan Ulas sahneye konulan bir oyunun "mesaj verecegim" kaygisi tasimamasi gerektigini söyledi.

Üsküdar Anadolu Lisesi Iki Kalas bir Heves tiyatrosundan Vuslat Tas, minik bir sahnemiz var hatta kendi içimizde bir festival bile yaptik. 2 yil kendi mezun oldugu okulun toplulugunu çalistirdiktan sonra diger okullara gidip tiyatro çalismasina destek vermek istediginden bahsetti. Lise ve üniversite topluluklarinin ayri ayri çalisma düzeni içersinde olmalarinin daha faydali olacagi görüsünde olan Tas, " Lise ile bir çalisma yaparken üniversite ögrencisi ayni çalismadan sikilabiliyor. Ayni sekilde üniversite ile çalisma yaparken bu sefer Lise ögrencileri sikilabiliyor. Çalisma konulari çalismayi yapan topluluga göre agir veya hafif kaçabiliyor, lise ögrencisinin psikolojisine agir gelecek bir çalisma içerisine ögrencilerini sokmak istemeyecegini vurguladi.

Haliç Üniversitesi'nden Emre Yetim ise, "Gençlik Tiyatrosu adina konusan insanlarin bir takim net saptamalar yapmasi gerektigini düsünüyorum. Gençlerin tiyatro ile tanistirilarak toplumsal alandaki yozlasmadan çikartilmasi gerekiyor. " dedi. Gençlerin sanatin yönlendiriciliginden uzak, kendilerini kurtarici tayin etmelerine vurgu yapti. "Gençlerin kendi sorunlarini fark etmesi önemli önce. Örnegin oda soguk, üsüyorum. Neden çünkü klimalar açik. Onu kapatmaliyim diyebilmesi gibi gençlerin üretimsizliklerinin nedenini sorgulamalari gerekir" dedi.

Göztepe Ihsan Kursuncu Lisesi (GIKLO) çalistiricisi A. Volkan Isik, " Lise tiyatrosunda oyun yönetmekle her sey bitmiyor, bir tiyatro egitmeninin pedagojik olarak da açilimlar getirmesi gerektigini, çalistigi kisilerin bulug çaginda olduklarinin unutulmamasi gerektigini belirtti. Lise tiyatrolarinin birbirlerine kapanik oldugunu , birbirlerinin oyununu seyretmeye dahi gitmediklerini söyledi. Belki bu olusturmayi düsündügümüz yapinin bu güzelliklere bizi ulastirmasi mümkün olabilir dedi.

Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü Halkla Iliskiler Sorumlusu ve Yönetmen yrd. Eda Atalay ise, " Birbirimizle tiyatroya dair çok sey paylasabilecegimizin umudu beni sevindiriyor." Dedi. Önceki katildigi Gençlik ve Tiyatro konulu panelde görülen yilginliga karsi burada gençlerin kendisini hayli heyecanlandirdigini dile getirdi.

Bilgi Üniversitesi'nden Sima Ertem ise, biraz geriye gidip Isik Lisesi'ndeki tiyatroya dair çalismalarini hatirlayarak; " Lisede tiyatro çalismalarini edebiyat ögretmenlerinin yaptirdigini ve çogu zaman tiyatroya hevesle baslayan bir ögrencinin kisa sürede tiyatro çalismalarini biraktigini görüyordum" dedi.

Haliç üniversitesi ögretim görevlisi Adnan Tönel ise, Gençlik Tiyatrosunu 16-17 yaslarda baslayip 25 li yaslarda son bulan bir sürece endeksleyebilecegimiz gibi, bu yas grubunun sorunlarini dile getiren büyüklerin yazdigi tiyatroya da gençlik tiyatrosu denebilecegini söyledi., Tönel ayrica, "Assitej'in son toplantisinda komisyonlar kurulmasi karari almistik. Biz de Gençlik Tiyatrolari Komisyonunda yer bulduk. Ertugrul, Hale ve Ben. Ama gelin görün ki baskanli kurulan bu komisyon, 5 aydir bir adim ilerleme kaydedemedi. Yani, gençlik tiyatrosu adina hiç bir üretimde bulunamadi. Bugün burada topraga biraktigimiz tohumun Gençligin kendi tiyatrosunu ortaya çikarabilecegi bir sürecin baslangiç tohumu olabilecegine inaniyorum" dedi.

Tiyatrom.com yayincisi ve Tiyatro Dergisi Gençlik Editörü Ertugrul Timur Uzun vadeli hedef olarak Tiyatro, drama egitiminin Egitim sistemimizde Temel derslerden olmasini amaçlamak gerektigini dile getirerek , resim – beden egitimi zorunlu ders olarak müfredatta iken neden tiyatro dersi zorunlu bir ders olarak gündeme gelmiyor? dedi. Dolayisiyla böyle bir dersin alinmasi kisilerin kendilerini daha iyi ifade edebileceklerinin yolunu açmada bir penceredir hem de zorunlu bir penceredir vurgusunu yapti. Öncelikle lise ve üniversite topluluklarini organize bir sekilde iyilestirerek bu topluluklarin birer örnek olusturulmasina ve bu örneklerden yola çikarak tiyatronun tüm okullarda yayginlastirilmasina, ardindan da temel dersler arasina girmesini amaçlamaliyiz dedi. Bu alandaki egitimci açiginin ise tiyatro sanatçilariyla degil Egitim fakültelerine konulacak ve pedagojik formasyon almis Tiyatro ögretmenligi bölümüyle giderilmesi gerektigine dikkat çekti.

Toplantida Lise ve Üniversite topluluklarinin sorunlarinin farkliliklarina dikkat çekilerek ayni çati altinda fakat farkli alt birimler olarak örgütlenmenin gerektigi vurgulandi. Ayrica degisik alanlarda alt birimler de kurulabilecegi, her birimin kendi iç toplantilari ile sürekliliklerini saglarken bunlarin tümünün genel bir yönetim altinda olmasi gerektigi vurgulandi.

Toplantiyi düzenleyen eriskinler baslattiklari "gençlik ve tiyatro" ugrasilarinin çok ayakli bir konu oldugunu, bunun içerisinde profesyonellerin gençlik oyunlari sahnelemesi, yazarlarin çevirmenlerin gençlik oyunlarina yönelmesi gibi ayaklari içinde ayri platformlarda ugras verdiklerini, bu toplantinin ve baslatilan bu olusumun ise Gençlik Topluluklari kismini olusturdugunu dile getirerek biz baslatilmasina katki sunduk ama bu yönünü tamamen gençler üstlenmeli vurgusu tekrarlandi.