Ödenekli tiyatrolarda Kürtçe olacak mı? (Aydın Orak) (6/2/2009)
Geçen yıl bu vakitlerde Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde Adnan Tönel’in sunumunu yaptığı ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nın o zamanki çiçeği burnunda Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya katılmıştı. Yeni duydum; O gün direk atanan Alkaya, bugün direk görevinden alındı. Onu atayan da AKP’ydi, tahtından indiren de AKP oldu.
Ben de tiyatro panel ve söyleşilerini kaçırmamaya çalışan biri olarak orada bulunmuştum bir arkadaşımla. Panelin soru-cevap kısmında Orhan Alkaya’ya Türkiye’de yaşayan Kürtler, Ermeniler, Lazlar kısacası Türkler dışındaki halkların dilinden de tiyatronun ödenekli tiyatrolarda yapılması gerektiğini belirtmiştim. Özellikle İstanbul vb. gibi büyük şehirlerde Kürt nüfusunun yoğun olduğu yerlerde devlet ve şehir tiyatroları gibi ödenekli tiyatroların Kürtçe tiyatro oyunları sahnelemesi gerektiğini söylemiştim. Bu düşüncelerimin sonuna soru işareti koyarak dile getirmiştim.
İstanbul Şehir Tiyatroları (dünden beri eski) Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya’nın cevabını yazmadan önce, geçen yıl yaşanan bu durumu söz konusu panelin yürütücüsü ve Birgün Gazetesi yazarı Adnan Tönel köşesinde yazarak bana hatırlattı. Tönel’e bana hatırlattığı için teşekkür etmem gerekiyor. Fakat bir konuda durumu yanlış hatırladığını söylemem lazım. Tönel’in Birgün Gazetesi’ndeki köşesinde şöyle diyor; Tiyatro Avesta’nın, Kürt aydını Musa Anter'in hayatından yola çıkarak Cihan Şan aracılığıyla yazdığı, "Araf / İki Ülke Arasında" adlı Kürtçe yapıtının oyuncusu Aydın Orak'ın, geçen yıl Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde yönettiğim bir panelde, Şehir Tiyatroları Genel Sanat yönetmeni Orhan Alkaya'ya sorduğu ‘İstanbul Şehir tiyatroları neden Kürtçe oyun sahnelemiyor?’ sorusuna, Orhan Alkaya'nın ‘Kürtçe repertuarın oluşması için önce Kürtçe tiyatro yapıtlarının yazılması gerekli’ sözü, tam da bu noktada çokça tartışılacağa benziyor.”
”HERKES KENDİ TOPRAĞINDA TİYATRO YAPSIN!”
Adnan Tönel’in iyi niyetli yaklaşımı geçen yıl ki panel de olduğu gibi şimdiki yazısında da ortada. Ama Orhan Alkaya’nın o zamanki yaklaşımı ve tepkisi bize yıllarca sunmuş olduğu sosyalist kimliği ve AKP’nin bir anda Genel Sanat Yönetmeni yaptığı o çizgisinden zerre kalmamıştı. Toplumsal olaylara duyarlı tavrından bir eser kalmamıştı. Alkaya’nın söz konusu cevabı cümleler birebir olmamakla birlikte şöyleydi; “Ben sizin gibi düşünmüyorum. Ödenekli tiyatrolarda herkesin bildiği dil kullanılmalı, yani Türkçe kullanılmalı, çünkü bu dili herkes biliyor. İstanbul gibi büyük kentlerde Kürtçe tiyatronun Şehir Tiyatroları’nda olmasından yana değilim. Bence, Kürtçe tiyatro sadece Güneydoğu’da yapılmalı. Zaten Kürtçe tiyatro metinleri yok. Yeterince kaynak yok…”
Evet. Sayın Genel Sanat Yönetmenimizin cevabı bu şekildeydi; “Kürtçe tiyatro sadece Güneydoğu’da yapılmalı”. O gün o panelde Türkiye’deki en değme sosyalistin bile söz konusu “Kürt” olunca girdiği pozisyonu bir daha gördüm. Alkaya “Kürtçe tiyatro sadece Güneydoğu’da yapılmalı” derken, aslında doğal olarak Türkiye’yi böldüğünü düşünüyorum. Yani Kürtlerin yaşadığı topraklarda Kürtçe, Türklerin yaşadığı topraklarda Türkçe tiyatro yapılmalı. Bu arada da en büyük Kürt şehrinin İstanbul olduğunu unutmuş Sayın Alkaya. O gün o panelde belirttiğim gibi Türkiye’de devlet ve şehir tiyatroları gibi ödenekli tiyatrolar Kürtçe ve diğer dillerden oyunlar sahnelemelidir. Demokrasinin gereği budur. Kürtçe metin yazılmıyor, yönetmen yok, oyuncu yok gibi bahaneler ise aldatmacadan başka bir şey değildir. Acaba o gün AKP’nin kafadan Alkaya’yı İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine atamasının sonucu bu kadar sakat sözleri sarf etmesine neden olabilir miydi? Bu düşüşü bir anda yaşayan Alkaya’nın hala bu sözlerinin arkasında olabilir mi merak ediyorum.
KÜRTÇE TÜRKÜ VE KÜRTÇE TİYATRO
Kürt meselesinin çözümü tartışmaları Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin’in Kürtçe oyun sahnelemek isteyen özel grupların 12 bölgede 44 sahnelerini kullanabileceğini açıklamasıyla, Kürt tiyatrosu da gündemde bu tartışmalarla yerini aldı. Yerel yönetimler, ellerindeki kültür fonlarıyla Kürtçe ya da başka dilde oyun oynamak isteyen tiyatroculara imkân sağlayıp bu eserler de Devlet Tiyatrolarının tüm sahnelerinde oynanıp oynanamayacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Çünkü hala Milli Eğitim Bakanlığına bağlı hiçbir salonda Kürtçe oyun sahnelenememekle birlikte, Devlet Tiyatroları sahneleri ve DTP belediyeleri dışındaki birçok belediye salonlarını Kürtçe tiyatroya vermemekte ısrar ediyorlar.
Bu arada Kültür Bakanlığı'na bağlı Güzel Sanatlar Müdürlüğü yetkilileri de yerel yönetimlerin, derneklerin, vakıfların ve özel tiyatroların projelerine yapılacak yardımlara ilişkin yönetmeliğin, Kürtçe tiyatro konusunda bir yasak getirmediğini belirtiyorlar. Bu açıklamalar kuşkusuz umut vericidir. Ayrıca Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da Devlet Tiyatrolarında Kürtçe oyunlar sergilenmesine olumlu bakıyor, "Kürtçe türkü söyleniyorsa, oyun da olabilir" diyor.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın bu olumlu açıklamalarını dikkatle izleyen Kürt tiyatrocuları, AKP’nin yeni atadığı İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşe Nil Şamlıoğlu’nun Orhan Alkaya’yı aratıp aratmayacağını da merak ediyor.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...