.......
Biz iki kişi bu güzergâhta ilerken ve kelimelerin bileklerini kesedururken, size vermek istediğim rotada ise; Mayıs ayında 17. Uluslararası Tiyatro Festivali’nde izlediğim; Tiyatro Pera’nın kadrajından Vanya Dayı var. Rus yazar Anton Çehov’un “Köy Yaşamından Sahneler” adını da verdiği oyun, 19. yüzyılın devrim arifesini yaşayan Rusya’sında, değişmekte olan siyasal sistem ve sınıfsal değerlerin toplumsal yaşamda yarattığı uzlaşmaz çelişkileri, bir köy çiftlik evi yaşantısından yansıtıyor. Nesrin Kazankaya’nın çevirisini yapıp, yönettiği oyun aynı zamanda özgün bir mekân tasarımına sahip. Biz izlekleri de bu köy yaşantısına dahil eden Tiyatro Pera, köy yaşamına sıkışmış aydınların dayanılmaz varoluşlarına, monotonluk, tembellik, umutsuzluk ve mutsuzlukla kuşatılmışlıklarına seyircilerin yakınen tanıklık etmesini sağlıyor. Dramaturgisini Şafak Eruyar’un üstlendiği oyunda; Levend Öktem, Selçuk Yöntem, Can Kolukısa, Nesrin Kazankaya ve Linda Çandır rol alıyor. 140 dakikalık oyunu, seyircisini hiç sıkmadan sahneye taşıyan Tiyatro Pera’ya alkış. Oyuna akmak isterseniz işte rotası, ama öncesinde oyunda Sonya’nın Vanya Dayı’ya söylediği replikleriyle vedamızı yapalım… (Çeviri Ataol Behramoğlu.) “Sonya: Ne yapabiliriz? Yaşamak gerek! (Bir sessizlik) Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel saati gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orada, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz...” Tel: (212 245 44 60)
Kaynak: Haberturk