MEYHANEDE
YENİ RAKI’nın sunduğu MEYHANEDE Türkiyede bir fark yaratıyor.Çünkü Türkiye’de uzun zamandır Türk,Ermeni,Musevi,Rum ve Süryani oyuncuların bir arada oynadıkları böyle özel bir oyun sergilenmedi.
Bir Rum meyhanesinde-o zamanlar kimsenin kimseyi hor görmediği,din dil ayrımı yokken herkesin –BİZ- dediği dönemlerde yaşanmış olması olası bir sohbetin tam arasında kalıyorsunuz. Seyirci olma şansınız yok. Orada kadeh kaldıran bir külhani ya da Madama sizsiniz.
1899’ a hoş geldiniz.
Oyun daha tiyatro binasının sokağında başlıyor. Boncukçı kızlar,falcılar,pilavcılar sokakta. Her an bir omuz yiyebilirsiniz sağınızdan geçen bıçkın delikanlıdan.
Meyhane olur da rakı olmaz mı. Külhanlar ve yosmalar ikram ediyor rakınızı peynirinizi. Ve tabaklarda bulacaksınız Atatürk’ün beyaz leblebisini.
MEYHANEDE’yi izlemeye geldiğinizde fuayede salataları yapmakta olan ve kocasından dayak yemiş Mina hanıma rastlayacaksınız.
İçeride acem garson Araş yarım Türkcesiyle siparişinizi alıyor.
Moşe efendi henüz hariciyedeki odasının ampulünü söndürmemiş. Az sonra çıkıp gelecek.
Ketum ,kahvede son eli oynoor.
Külhani Davut ise belinde saldırma,salınarak yolda. Meyhaneye geloor.
Az sonra sahneye kimler gelecek kimler.
Rosa kocasını tutup kulağından meyhaneye getirip hesap soracak. Niko hem katil hem romantik. Hüznünü taşıyacak meyhaneye. Kakmacı Gabriyel usta her zamanki gibi huysuz. Aris in direkler arasından getirdiği sihirbaz Kirkor yaptığı numaralarla Davutu deli edecek.
Bayanlar baylar,Madamalar kokonalar hepsi bu oyunda…
Daha kimse Neslihan YARGICI’nın da meyhaneye sığınacağını bilmiyor henüz.
Ve canlanacak anılarında kimlerin hayallerinin sahneye geleceğini.
Arkasından sahnede Anuş,Vartanuş ve Nika, Kevork’un yosması,yosmanın ölmüş babası derken sahne dolup taşıyor.
Başka bir hayata hoş gelmişsiniz.
Şöyle buyurun içeri…
Tekrarı yoktur çünkü sahnede atılan bir adımın…