Tiyatro Yeraltı, Mayıs ayında Jazz Bar’da tiyatro ve eğlence severleri, Türkiye’de çok fazla denenmemiş, birebir, interaktif olarak farklı bir konsept ile selamlayacak! Avangard – Underground tarzındaki oyunuyla, Bursa seyircisine bir yenilik sunacak.
Erkan YILMAZ’ın Mitos-Boyut Oyun Yazma Yarışması’ndan Başarı Ödülü de bulunan “ZİGGURAT YA DA PİÇLER” adlı oyunun yönetmenliğini de Erkan YILMAZ yapıyor. Oyunun müzikleri Onur SÜLEN’e, Kostüm ve Makyajı Tutku TAŞ’a, Işık Tasarımı Ferhat T. ŞİMŞEK ve Ali PINAR’a, Yönetmen Yardımcılığı Nergiz ACAR’a ait.
Gerçek mekânda sahnelenecek olan ve çalışmaları devam eden oyunda Cansın BEZİRCİLİOĞLU, Mutlu DERELİ, Muharrem DALFİDAN, Ozan SARGIN, Onur SÜLEN ve Cem KORKMAZ rol alıyor.
Ziggurat ya da Piçler, tehlikeli yaşamları olan hırslı, sert, toplum dışına itilmiş ve durmaksızın suç işleyen karanlık insanların, kendi dünyalarında var olmak için verdikleri mücadeleyi anlatıyor. İzleyenlerin yanı başlarında, bazen masaların arasında, bazen de tam karşılarında oynayacak olan oyun, uygarlığın tarihsel bileşenlerini bütün gerçekliğiyle gözler önüne sererek modern bireyi sorgulamaya alıyor ve soruyor: Gerçekten de hiçbir şey acıdan ve ciddiyetten daha gülünç değil midir?
Elmas ve Açtilki kendi basit, sıradan yaşamlarında kavrulup giden iki kardeşken, ailesini kaybetmiş olan İsa’nın küçüklükten itibaren onlara katılması ve “kardeş” olması ile yaşam algılamaları ve bilinçleri değişime uğrar. Bu arada iki kardeş, sıradanlıktan ve kenar mahalle yaşamının çürümüşlüğünden kurtulmak için arayıştadırlar. Açtilki, Ağırtaş ile tesadüfen tanıştıktan sonra hainliği göze alarak Elmas üzerinden zengin olmak için onunla bir anlaşma yapar ve bir gece kayıp numarasıyla saklar kendini. Elmas da içtenlikle bağlı olduğu kardeşini aramak için yollara düşer. Kurulan bu simülasyonun tam da içine düşen Elmas, Ağırtaş’ın ona biçtiği yeni geçmişin, yeni geleceğin, yeni kişiliğin büyüsüne kapılır ve gerçeklik algısını yitirerek uygarlığın, kapitalizmin ve modernizmin doğal getirisi olan parçalanmış bir zamanın, kontrol edilemeyen bir belleğin, zemini kaygan ve değişken bir hakikat silsilesinin içine hapsolur
İsa bu durumu fark etse de ilk önce müdahale etmez, ancak olayın ciddiyetini kavradıktan sonra “anne” diye kabullendiği Elmas’ı kurtarmak için harekete geçer. İsa’nın bu kararı ve başlangıcı, diğer yanda tasarlanmakta olan gündelik bir cinayet ile kesişir; Ağırtaş’ın daha fazla para için Elmas’ı kullanarak gerçekleştireceği bu cinayet İsa’nın duruma karışmasıyla başarısızlıkla sonuçlanır. Ne ki İsa’nın kurtarma girişimi de, her yere ve her vakte müdahil olabilen, “uygarlık çöplüğünün tiranlarından biri” sıfatıyla her daim güç gösterisi yapan ve hiçbir zaman yetinmeyen politikacı Ağırtaş’a yakalanmalarıyla yarım kalır. Neticede daha iyi ve rahat bir yaşam arzusu, sınıf atlama çabasıyla kurulan bu rüya, Ağırtaş’ın nüfuz edebilme yetisini kaybetme telaşıyla gerçekleştirdiği çeşitli eylemlerle son bulur.
Kıyamet gününü oynamak istiyorsanız, doğru yerdesiniz! İyi seyirler!
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...