20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü Bildirisi (İnan Ambartürk) (3/20/2014)
Günlük yaşamda sıkça kullandığımız “tiyatro oyunu” sözünün içinde saklı olan bir gerçekten söz ederek yazıma başlamak istiyorum. Kocaman insanların çoğunlukla büyük bir ciddiyetle yaptıkları tiyatro özünde sadece ve sadece bir oyundur. Oyun oynamak da aslında çocukların işidir. Biz bolca karizmamızla ve neredeyse tavan yapmış egolarımızla her akşam çocuk gibi oyun oynuyoruz. O halde mesleğimizi çocuklara borçluyuz gibi bir çıkarımı rahatlıkla yapabiliriz. Tabi önce kendi çocukluğumuza. “Bunu biz zaten biliyoruz, yeni bir buluş mu yaptığını sanıyorsun?” sözlerini duyar gibiyim. Evet zaten biliyoruz, haklısınız. Peki çocuklara, çocukluğumuza bunun hakkını veriyor muyuz?
Gerçekten hatırı sayılır sayıda nitelikli tiyatrocuya sahip bir ülkeyiz. Usta oyuncular, yazarlar ve yönetmenler ortaya çıkardıkları ürünlerle tiyatromuzun geleceği için bize umut veriyor. Ama bunca usta tiyatrocudan kaçı çocuklar için tiyatro oyunu yazıyor, yönetiyor ya da oynuyor? Bir elin parmağını geçmediğini biliyoruz. Faaliyette bulunan sadece İstanbul’da yüzlerce çocuk tiyatrosu var. Ustaların elini eteğini çektiği sektörde, tüccar kafalı, çocuklardan, tiyatrodan, sanattan bihaber sahte sanatçılar cirit atmakta.
Yaptığım tespiti yıllardır bir çok kişi kaleme alıyor. Hatta bunu çığlık çığlığa haykıranları bile biliyorum. Ama nafile... Ne bir önlem, ne bir atılım, yapılan hiçbir şey yok. Peki tehlikenin boyutlarının farkında mıyız?
Çocukları, özellikle 3-6 yaş aralığındaki çocukları herhangi bir konsere, resim yada heykel sergisine, şiir dinletisine, bale ya da modern dans gösterilerine, moda etkinliklerine hatta sinemaya götürebilir miyiz? Çocukların katıldığı yegane sanatsal aktivite çocuk tiyatrosudur. Ve bu çocuklar bütün sanat dallarıyla ilk tiyatroda tanışır. Sanat hayatımızın geleceği için çocukların, belki de ilk izledikleri tiyatro oyununda sanat hakkında verecekleri kararın önemi apaçık ortadadır.
20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü vesilesiyle tekrar hatırlatmak istedim. Bütün tiyatro sanatçılarını, yerel yönetimleri, bakanlığımızı göreve çağırıyorum. Nitelikli çocuk tiyatrosunun gelişimi ülkemiz için hayati öneme sahip. Tehlike çanları çoktan çalmaya başladı. Çocukluğundan itibaren tiyatro izlemekten keyif alan; tiyatro izlemeyi ve sanatsal aktivitelere katılmayı alışkanlık haline getirmiş bir yetişkinin dünyaya çok daha fazla gülümseyen gözlerle bakacağına inanıyorum. İçinde bulunduğumuz şiddet ikliminde ne yazık ki, çocuklarımıza nitelikli tiyatro oyunları seyrettirebilmek artık hem onların hem de bizim can güvenliğimiz açısından da çok büyük önem arzetmektedir. Ne de olsa dünyayı çocuklar kurtaracak; öyle değil mi?
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...