| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Engin Alkan Beni Mat Edebilir Mi? Üstün Akmen Engin Alkan'ın, başrolünü oynadığı “Keşanlı Ali Destanı”yla ilgili basında çıkan üç eleştiriye “toplu veryansın” türündeki “Beğeninin Ölçütü” başlıklı yazısını Tiyatro dergisi portalında yeni okudum. Doğrusu önce sevindim. Öyle ya, neden eleştirinin eleştirisi olmasın? Olabilir. Ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının değerli oyuncusu Engin Alkan: “… Bazı çevreler için (ben bu çevreye kestirmeden, tiyatro sosyetesi diyorum) bu ülkede yaptığınız iyi şeylere yandaş bulmanızın konulmuş kuralları, koşulları, anayasası var. Kendini kuşaktan kuşağa devam ettiren, içeriğini cehalet, kendini önemsetme, kibir, kalem tutma ve salonlarda VIP istihdam edilme marifetinin oluşturduğu bu organizmanın (ya da organizasyonun) yasaları yazılı çizili değil kuşkusuz, kolay kolay dile de getirilemez, gücünü saçmalamanın karşısındaki kendini savunmanın mahcubiyetinden alır çoğunlukla” dediği anda, işin içeriğini kavradım. Kendince sıraladığı “yasaları(!)” atlaya sıçraya geçtim, geldim benimle ilgili “yargılarına”. MEĞER BEN NE HERZELER YEMİŞİM Yazımda, “Keşanlı Ali Destanı”nın sosyete düğünü sahnesinde erkek oyuncuların anlı şanlı kostümlerinin altındaki çorapları eleştirmiştim ya: “… üç saati aşkın bir gösteride, dansçılardan birinin giydiği çorabı beğenmemek, art niyettir” deyivermiş Engin Alkan. Anlamadım! Ne art niyeti yahu! Kime karşı, neden art niyetli olayım ki! “… üç saati aşkın bir gösteride…” dediğine göre, ne yani, gösteri daha kısa olsa eleştirebilmeme izin mi verecekti Engin Alkan? Ne biçim bir takıntı bu, ne biçim yaklaşım? Sonra “çorap felaketi” bir oyuncuyla sınırlı değildi ki! Sonracığıma: “Nerede Keşanlı'nın morgol gömleği” diye sormama da kızmış Engin Alkan. “… üstelik morgol (Mongol) gömlek üzerimdeyken” diyor. Olmuyor. Ya morgol gömlek nedir bilmiyor ya da ne giydiğinin farkında değil Engin Alkan. Benim oyunu izlediğim gala akşamı, oyun boyunca sadece beyaz Frenk gömleği giydiğini biliyorum. Aynı gece salonda olan, arada ve oyun sonunda konuştuğumuz, oyunun 1964 yapımında rol almış oyuncular ve kimi tiyatro tutkunu dostlarım da duruma tanıktır. Bu arada, Ayşen Aktengiz Bayraşlı'ya yönelttiğim eleştiriyi, Engin Alkan acaba hangi amaçla üstleniyor, yanıtı kursağımdadır. KARAKTERE YAKIŞMAK NE Mİ DEMEK "Kalçasını geri atarak Zilha'yı kandırma çabasına girmesi, Keşanlı karakterine hiç mi hiç yakışmıyor” demişim, Engin Alkan isyan ediyor. “Söylesenize 'karaktere yakışmak' ne demek” diye de soruyor. Madem soruyor, yanıtlayayım: “Karaktere yakışmak”, oyuncunun sahne üzerinde gerçekliği yaratması, yansıtması sanatıdır Sevgili Alkan. Eleştirmem, Ali malzemesi üzerinde çalışırken (ya da çalışması gerekirken) oyuncunun temel sorusu olarak bilinen “Karakter kimdir, bu karakteri kendime nasıl gerçek kılabilirim” sorusunu kendine sormamış olduğunu sezinlememden kaynaklanmıştır. Başkaca amacım yoktur. ENGİN ALKAN ÖNCEDEN BİLMELİYDİ Keşanlı Ali karakteri fiziksel olarak hayat bulurken, rolün içsel yüzeyleri Engin Alkan'ın sadece gözlerinde, yüz ifadesinde ve sesinde değil, gövdesinde de kendini göstermeliydi. Gövde iyi kontrol edilmeli; gövde, doğrudan içsel duyguların idaresi altına alınmalıydı. Böyle olursa, klişe oyuculuğun ölümcül gücünün daha az zararlı olacağını Engin Alkan önceden bilmeliydi. NE SÖYLÜYORUM, NE ANLIYORLAR Söylemek istediğim buydu benim. “Bir yapıt böyle mi değerlendirilir” diye soracağına, neyi eleştirdiğimi anlamalıydı, derinden düşünmeliydi Engin Alkan. "Her şeyden önce bir eleştirmenin nesnel olduğunun en önemli ölçütü yapıtın metniyle kurduğu analitik ilişkidir, Sayın Akmen tırnak işaretleri içinde H. Taner'in yazmadığı replikler yumurtluyor” diyor: 'Bu toplumda sessiz, sakin, efendi olursan her zaman dayak yer, ezilirsin. Ama terbiyesiz, güçlü, zalim, ne dediğini bilmeyen biri olursan, o zaman saygı görürsün'. Oyunun neresinde geçiyor bu replikler” diye ısrarla soruyor. Benim eleştiri yazısı yazdığıma değil, nedense “yumurtladığıma” inanıyor. Böylece beni mat edeceğine sanıyor. Hata ediyor. Kendi repliğini bilmiyor(*). (Anılan replik: Haldun Taner - “Keşanlı Ali Destanı” / Bilgi Yayınevi - Bütün Oyunları, Sayfa 70. Tablo V. Ali'nin “Deli etme beni kız, Demem şu ki…” diye başlayan repliği...) Üstün Akmen Tiyatronline.com Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Onur Öztoprak - ( 1/25/2010 ) Keşanlı bir genç olarak büyük bir merak ile gitmiştim Muhsin Ertuğrul Sahnesine. Merakımı anlamanız için 23 Ocak tarihinde gittiğimi belirtmek isterim (24 Ocak programları kar sebebiyle ertelenmişti). Oyuncuların emeklerine saygım sonsuz elbet, ama açıkçası ben beklediğimi bulamadım. Öncelikle oyun başlarken orkestranın açılışı çok cılız, çok cansızdı. Adeta kara, soğuğa aldırmadan sahnenin yolunu tutmuş izleyiciler için bir ihanet gibiydi. Ayrıca oyun boyunca kimi oyuncuların repliklerini duymakta epey zorlandım, hatta çoğunu anlayamadım. Üstün Akmenin eleştirilerine katılmamaksa elde değil. Tekrardan Keşanlı olduğumu belirterek söylüyorum ki, bir Keşanlı asla böyle konuşmaz. Engin Alkan bildiğimiz İstanbul Türkçesi ile konuşuyor. Oyuncunun görevi sadece çıkıp repliklerini okumak mıdır? Kendi yorumlamaları elbet oyuna renk katacaktır, ancak onun öncelikli görevi bize Keşanlı Aliyi sunmak değil midir? Engin Alkanın çoraplarla ilgili eleştirilere cevabınıysa çok anlamsız buldum. Bir oyunun üç saat sürmesi içinde bazı dikkatsizliklerin olacağı anlamına gelmez. Her ayrıntıya dikkat etmek, gözden kaçanları düzeltmek gerekmez mi? Eleştiriye teşekkür edebilmeyi toplum olarak öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Saygılar... |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|