| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
KORSAN KİTABI BASAN DA, SATAN DA, ALAN DA HIRSIZDIR! Üstün Akmen Geçen akşam, Çeşme’nin Alaçatı Beldesi’ndeki Dost Kitabevi’nin önünde Ömer Önal ile karşılıklı çay içiyor, konuşuyorduk. “Yahu” dedim, “Çeşme’de ne çok korsan kitap satıcısı var! Dükkân bile açmışlar!” “Alıcısı da var ondan” diye yanıtladı Ömer Önal. Bir süre sustuk. Sessizliği gene o bozdu. “Hiç kuşkum yok ki, yayıncılık gönül işi bir meslek” dedi, “Kitabı sevmeyen birinin yayıncılık yapabileceğini ve başarılı olabileceğini düşünebilir misin?” “Düşünmek bile istemem” dedim. “Bir kitabın oluşması kim bilir ne evrelerden geçiyor” diye söylendi. “Hem zor, hem de uzunca bir evre” diyerek konuya girdim. Parasal getirisi de, öyle herkesin sandığı gibi gözleri yuvalarından fırlatacak ölçüde değildi yayıncılığın. Başladık kitabın serüvenini konuşmaya. Eee… Serde editörlük, yayınevi yöneticiliği var ya! Başladım anlatmaya. DOSYANIN KİTAP OLUŞ AŞAMALARI Yazardan kitabın dosyası alınınca dosya üzerinde kitabın redaksiyonuna başlanılıyordu. Daha sonra, sırada dizgi aşaması yer almaktaydı. Dizgiyi düzeltme izliyordu. Düzeltme, elbette son derece titizlik gerektiren bir iş. Titizlik gerektiren bir iş, nedenine gelince, yapılacak en küçük bir hata, belki de yıllar boyu kitapçı raflarında insanın karşısına dikilip duruyor. Benim bir öykü kitabımda “Kadın dolma pişiriyordu” tümcesi, “Kadın bomba pişiriyordu” olarak dizilmiş ve düzeltilmemişti de, öykünün tüm anlamı değişmişti. Neyse! Daha sonra baskı emekçileri devreye giriyordu, kitabın baskısı yapılıyordu, falan... SONRASI… Baskıdan sonra (yayıncı deyimiyle) formalar kırılıyor, harmanı çekiliyor ve kitapların sırtları tutkallanıyor. Bu sırada, kapak tasarımcısı çalışmasına çoktan başlamış, hatta bitirmiştir. O dosyaya uygun kapağı çizebilmek için günlerce uğraşır tasarımcı. Kimi zaman, yayıncının, yazarının içine sinebilmesi için defalarca üretir. Kapağın baskısı da yapılır ve kitaba takılır. Bütün bu işlemler tamamlanınca kitaplar paketlenir, dağıtımcıya verilir. Dağıtımcı, kitapları tüm kitapçılara, dolayısıyla okuruna zamanında ulaştırabilmek için yoğun bir çaba harcar. Bu noktada, kitabın mutfağında didinen onlarca sessiz kahramanın işi sona ermiştir ve iş, artık kitabın satılıp satılamadığına, yani bir anlamda yayıncının öncelikle yatırımını kurtarıp kurtaramayacağına kalmıştır. YAZAR NE KAZANIR Ülkemizde yazarla genelde yüzde üzerinden anlaşma yapılmakta. Bu oran, yazarına göre değişmekle beraber, yüzde beş ilâ yirmi arasında olduğunu biliyorum. Yazarın para kazanmasını belirleyen faktörler arasında kitabın baskı sayısını, kalınlığını, kalınlığa bağlı olarak satış fiyatını, yayınevinin para politikasını ilk akla gelenler olarak sayabilirim. Bir ara: “Yahu, yazar ne kazanır” diye sordu Ömer Hoca. Anlattım. “Diyelim 300 sayfalık bir kitap yazdın ve yayıneviyle de % 12 telif hakkı üzerinden anlaştın. Yayıncı kitaba 10.-YTL fiyat koyacaktır. 10.-YTL’nın % 8 Katma Değer Vergisi dışında fiyatı 9.25 YTL’dır. Kitabın 2000 adet basıldığını varsayarsak, telif hakkın 18.500 YTL üzerinden % 12 olarak 2.220 YTL tutacaktır. Bu meblağın üzerinden de stopaj düşülecek, banka hesabına 1.873 YTL. yatırılacak, yani kazancın kitap başına % 7.5 olacaktır.” Ömer Hoca bir de: “Kitap ilgi görmezse n’olur” diye sormaz mı!” Vallahi sordu. Sorunca, ister istemez: “Ha, işte o zaman yayınevi ticari kârdan yoksun kalır. Ticari kârdan yoksun kalmakla kalsa gene iyi. Basılan kitabın kâğıdına, kartonuna, kapak tasarımcısına, baskı işlemine, yazarın emeği karşılığı olan telif ücretine, yayınevi çalışanlarına, stopajlarına ödemelerini (hem de tam zamanında) yapmak zorundadır. Kaldı ki, % 40 indirimle sattığı kitabın parasını ancak dört ya da altı ay sonra tahsil eder. O da edebilirse” diye detaya inmek zorunda kaldım. YETKİLİLER NEREDE Kitap çok satmaya başladığı anda, tıpkı CD’lerde olduğu gibi, tıpkı VCD’lerde olduğu gibi ya da tıpkı kasetlerde olduğu gibi, tıpkıbasımların anında korsan tezgâhına düştüğünü ikimiz de biliyorduk. Kitap, korsan tezgâhında doğal olarak olağan maliyet fiyatının çok altında bir fiyatla satışa sunuluyor. Çeşme’de de, tezgâh başında pek şık entelektüel(!) hanımların, beylerin boy gösterdiğine, kitapları mıncıklamaya başladıklarına, kelepire konmanın dayanılmaz hafifliği ve acizliği içinde “korsan kitap” satın alışlarına tanık oluşumu anlattım. Anlı şanlı merciler, korsan satış ve korsandan alış karşısında Çeşme’de de kabuklarına büzülüp kaybolmuşlardı. Yoktular. EMEK YAĞMACILARI “Pekiii... Korsan kitap basan-satan kapkaççıların suçu var da, o tezgâhlardan kitap satın alan vatandaşın hiç mi suçu yok” diye sordu Ömer Önal. Olur, mu öyle şey... Korsan kitap satıcılarından kitap satın alan vatandaşlar da “yazarın beyin emeğini yağmalayan” başlı başlarına “müseccel” birer hayduttu bence. Onlar, yayınevlerinin haklarını çalan kapkaççıların işbirlikçileriydi. ALICININ AHLAKİ DURUMU Kış aylarından birinin bir günü, korsan kitap tezgâhından kitap satın alan bir hanımla birebir konuştum. Kitabı yaklaşık yüzde elli ucuza aldığını söyleyerek, bu tezgâhların kültürün gelişmesine yardımcı olduğunu savundu. Kendisine çok ucuza edindiği çalıntı bir CD çalar ile klâsik müzik dinlediği takdirde “kültürünün” ne hale geleceğini ya da bitpazarından hırsızlama bir Rolex saat satın almanın ahlaki boyutunu sordum, yanıtlayamadı. CAHİL KALSIN HIRSIZ OLMASIN Ben, bir insanın kitap okuyamadığı için cahil kalmasını; o insanın hırsızlık, kapkaççılık yapmasına yeğ tutanların safındayım. Yazarın ürünü, yayınevinin yatırım ve emeği, devletin vergisi, kitapevlerinin ekmeği göz göre göre yıllardır sömürülüyor, yağmalanıyor, kimsenin umurunda değil. Ürün, emek ve vergi hırsızlığına devlet tarafından bir an önce son verilmeli, okurlar da artık bilinçlenerek hırsızlarla işbirliği yapmamalı. Yapanlar da aklanmamalı, haklanmalı. Üstün Akmen
Evrensel Gazetesi Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet TAHİR - ( 10/3/2007 ) YAZAR BÜTÜN BU BASKI VE SATIŞ İŞLERİNİ ÜSTLENİRSE BİR ŞİRKETİ OLMADIĞI İÇİN SERBEST MESLEK MAKBUZU İLE KİTAP SATABİLİRMİ? tuğba - ( 11/23/2007 ) "hırsızlık yapacağına cahil kalsın" demek yerine kütüphaneye gitsin demek daha mantıklı değil mi? öğrenmek isteyene yol bulunur. param yok korsan alıyorum, param yok kitap alamıyorum, o nedenle de öğrenemiyorum diyenlerin bahaneleri bana pek inandırıcı gelmiyor! okuyucu - ( 4/28/2009 ) Kütüphaneye gidip kitap okumak ve akşam gece kitap okumak bayagı bir farklı. Gece okuyucusu vardır değil mi en azından yada sabahın erken saatlerinde okuyanlar ne yapcak ? kütüphaneler 24 saat acık degil en azından calışan kitle ne yapsın ? Tamam calışan para kazanıyor ama cok cüzi ise ne yapacak ? Kitap fiyatları daha makul olursa alan kitle daha cok olacaktır bence.Korsan karşıtıyım ben yanlış anlamayın. Ama internette yarı fiyatına satılan kitapcılar var mesela bunlar korsan mı degilmi bunu anlamak güç. Ama korsan kitap satıcılarına cezayı arttırarak müdahale edilmesinden yanayım.Caydırıcılık politikası uygulanmalı...Parası olanı var olmıyanı var artık herşey para... |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|