Yılın en iyi tiyatro projesi (Cem Erciyes) (6/3/2009)
Biz iyi insanlarız, dedi sahnedeki adam, bir kez daha biraz kırgın biraz kızgın bir halde. Onlar iyi insanlar ve tüm diğer iyi insanlar gibi iyi hayatlarını iyi ve güzel biçimde yaşamak istiyorlar. Ama diğerleri, demokrasiyi, özgürlüğü bilmeyen diğerleri rahat durmuyor. Bombalar patlatıyor, iyi insanları güvenli sitelerinde tedirgin ediyor, çocukların rüyalarına, yemek salonlarına, otel odalarına, mutfaklara varlıklarıyla sızıyor, kendilerini öldürtüyor, ülkelerini işgal ettiriyorlar. Ve iyi insanlar iyi kalmaya devam edemedikleri, ağızlarındaki acımsı tadı bir türlü tükürüp atamadıkları için onlara çok kızıyorlar.
Bu sezonunun hiç tartışmasız en ilgi çekici tiyatro prodüksiyonu Dotbilsarda projesi. İngilizler’in iddialı yazarlarından Mark Ravenhill’in yazdığı Vur/Yağmala/Yeniden’i oluşturan 17 oyun, sadece ahmak Batılıları anlatıyormuş gibi görünse de, orta ve üst sınıfa mensup diğer ahmakların da üzerine alınabileceği kadar açık sözlü. Tamam, bazen insanda bir İngiliz oyununu dublajlı seyrediyormuş hissi yarattığı da oluyor, ama özellikle oyunculuk kalitesinin arttığı bölümlerde (hiç risk almadan Murat Daltaban’ın rol aldığı son oyunu örnek verebilirim) insanda dört dörtlük bir tiyatro tadı bırakıyor.
Her biri iki (bazen üç) kısa oyundan oluşan sekiz gösteri yer alıyor projede. Sözünü sakınmayan, gereksiz süslere başvurmayan, etkili iki oyun seyredip bir saat içinde tiyatrodan çıkıyorsunuz. Neredeyse sadece sahneden oluşan; sahnenin etrafına da sanki aldığı kadar sandalyenin sıralandığı bu 40-50 kişilik tiyatroda, alışıldık alanın dışında tamamen bugüne dair bir içerik ve biçim söz konusu.
Kalabalık oyuncu kadrosunun neredeyse hepsi genç, önemli bir kısmı televizyondan, sinemadan aşina olduğumuz yüzlerden oluşuyor. Dot’un önemli bir özelliği de bu. Aldıkları eğitimin aksine varoluşunu televizyonda ortaya koyabilen yeni nesil oyuncuları, aslında yapmak istedikleri şeye, tiyatroya çekmesi. Üstelik bunu, yeni bir tiyatro diliyle, aynı salonda olmak isteyecekleri diğer oyuncular ve izleyicilerle birlikte yapma olanağı sunması. Nitekim, Dot Bilsarda oyunlarında kapının önünde sigara içen, şakalaşan, selamlaşan, içeride kaynaşıp duran sonra da bazısı sahneye çıkıp oyuncuya bazısı sandalyeye oturup izleyiciye dönüşen aşina simaların varlığı, adeta oyunların atmosferinin bir parçası gibi. Yani Dot, tiyatroya sadece izleyici değil, tiyatrocu da çekiyor diyebiliriz.
Vur/Yağmala/Yeniden’in sekiz oyunu birden, tam günlük bir gösteri halinde, bu ve sonraki hafta sonları sahnelenecek. Tamam, bütün gün tiyatro seyretmek, bir saatte iki oyun seyredip hayata devam etmenin o tatlı durumunu ortadan kaldırıyor. Ama Ravenhill’in ve yönetmen Murat Daltaban’ın kurduğu dünyayı eksiksiz kavramanın yolu da bu aslında (arada biraz uyuklasanız da farketmez, hem fuayedeki kahve gayet iyi). Sene boyu Dotbilsarda’ya duyarsız kaldınız ve hiç değilse beş altı oyunu izlemedinizse, sakın kaçırmayın. Unutmayın, güncel tiyatro tarihinin belli ki uzun süre hatırlanacak bir gösterisine şahit olacaksınız.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...