Uzun süredir tiyatro camiasında Beykoz un adını Feridun Karakaya Sahnesi isim değişikliği Sebebiyle duyduk. Başta ailesi olmak üzere tüm sevenleri, dostları, arkadaşları, hayranları Sahnenin adının değişmesi ile yıkılmış idi. Herkes daha ilk günden tepkilerini gerekli yerlere gösterdi. Ellerinden geleni yaptı. Dilekçeler, çeşitli köşe yazıları, haber niteliğindeki yazılar, telefon görüşmeleri, birebir görüşmeler uzun süre devam etti.
Uzun uğraşların sonunda yapılan yanlışlık geç de olsa düzeltildi. O dönem, bana kalırsa Beykoz Belediye’sinin tiyatroya, sanatçıya verdiği önemin ne kadar küçümsendiğini gösterdi. Oysa Beykoz’da sanata, sanatçıya ve tiyatroya değer veren o kadar çok kişi var ki. Belediyenin yanlış kararı herkesi derinden yaraladı. Beykoz’daki amatör tiyatro ekipleride ellerinden geleni yaptılar. Karakaya’nın ailesi ismin resmen değiştirilmesinin ardından işin peşini bırakmadılar, çünkü biliyorlardı ki başaracaklar. Feridun Karakaya Sahnesinin adının değişmesinden bir tek kendilerinin üzülmediklerini biliyorlardı. Herkes onlarla beraber üzüldü, kırıldı… Karakaya ailesi ve ellerinden geleni yapan herkes sonuna kadar direndi ve sonunda sahnenin adını tekrar geri aldılar. Bugun Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezinin içinde bulunan sahnenin adı Feridun Karakaya Sahnesi’dir. Hala devlet tiyatrolarının birbirinden güzel oyunlarına ev sahipliği yapan Feridun Karakaya sahnesinde bu ay Kral Dairesi, Fesleğen çıkmazı, Ne Dersin Azizim, Yağmur Ağacı ve İki Çarpı İki adlı oyunlar var. Birbirinden güzel bu oyunları seyretmek için ayağımızdaki fırsatı kaçırmak tiyatro severler için delilik olur sanırım. Sahnenin gerçek adına dönmesinde emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Turgut Özakman’ın Fehim Paşa Konağı adlı tiyatro oyununda bir gencin paşa kızını sevmesi, paşanın ve kızının onu alaycı bir şekilde reddetmesinin ardından halkın hor görülen genci sahiplenip tabiri caiz ise paşaya kafa tutması geldi aklıma birden. Oyunda halk; madem öyle hor gördüler bizden birini, berber “ben paşayı tıraşa gitmem” der, biri “yorganını dikmem” der, diğeri “ben mal satmam” der. Bu böyle paşanın konağına ahçısına, yamağına, uşağına, hizmetçisine kadar gider ve paşa yalnız kalır. Muhteşem bir eser...
Demem o ki istedikten sonra insanların yapamayacağı şey yoktur. Olduğumuz yere güvenip, kimsenin huzurunu kaçırarak, sadece kendi mantığımıza uyan şeyleri yapmayalım. Bizi yükseltenlerin istekleri anda bir olup, tekrar düşürebileceklerini unutmayalım..Feridun Karakaya Sahnesinin alkışları bitmemesi dileğiyle, saygılar...
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...