Kadıköy Belediyesi, kültür ve sanata destek olmak amacıyla, Kadıköy’e Süreyya Operası, Halis Kurtça Merkezi, Barış Manço Kültür Merkezi, Caddebostan Kültür Merkezi gibi salonlar kazandırmıştır. Yine bu yıl içinde Kozyatağı’nda yeni bir kültür merkezinin hayata geçmesinin planlandığını duyuyoruz.
Ancak, ne yazık ki, şu da bir gerçektir ki, tutarlı ve şeffaf bir kültür sanat politikası olmadan, en nezih kültür merkezleri bile amacına ulaşamaz. Anadolu’yu çok sık dolaşan tiyatro insanları olarak bu çürümeye tanık oluyor ve Kadıköy’de de aynı tehlikenin yaşandığını gördüğümüz için, Kadıköy Belediyesi’ni yaklaşık iki yıldır Caddebostan Kültür Merkezi’nde şeffaf, tutarlı bir sanat politikası uygulamaya davet ediyoruz.
Bu konuda hiçbir sonuç alamadığımız gibi, son olarak, 2010’da İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi dolayısıyla Zülfü Livaneli’nin “Leyla’nın Evi” adlı yapıtını 2010 Ajansına alternatif olarak sergilemeye hazırlandığımız dönemde, Caddebostan Kültür Merkezi yöneticisinin, oyunu okumadan salonu tahsis etmeyi red etmesi üzerine , ön sansür uygulamasına tanık olduk. Daha önce nedense Tiyatrokare’nin hep dışlandığı Caddebostan Kültür Merkezi’nde, ağırlıklı olarak Aysa Organizasyon Şirketi’nin organizasyonlarına yer verilmektedir.
Sanat dünyasının emekçileri, tiyatro grupları, diğer organizatörleri sudan sebeplerle Caddebostan Kültür Merkezi’nden uzak tutulmaktadır. Aysa Organizasyon’un tiyatro sanatına salt İstanbul’da değil, tüm Anadolu’da ne kadar emek verdiğini, Kent Oyuncuları, Dostlar Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu başta olmak üzere pekçok önemli kurumun yaşamında ne kadar önemi olduğunu biliyoruz. Kaldı ki, Tiyatrokare olarak, pek çok oyunumuzda bu şirketle işbirliği yaptık. Şu anda Ahmed Levendoğlu, Zuhal Olcay, Arsen Gürzap, Günay Karacaoğlu gibi usta sanatçıların prodüksiyonlarına da ev sahipliği yapan bu şirkete saygımız ve sevgimiz sonsuz olmakla birlikte, sanatta tekelciliğe karşıyız.
Caddebostan Kültür Merkezi, sadece Aysa Organizasyon’un işletmesine verilecekse, buna karşı çıkmakla beraber, yine de zorunlu olarak kabullenbiliriz. Ancak, karar şeffaf olarak kamuoyuna duyurulmalıdır. Sonuçta, tiyatrolara ücretsiz olarak tahsis edilen bu salonun elektriği, suyu, eleman giderleri Kadıköy halkının vergileriyle ödenmektedir.
Caddebostan Kültür Merkezi, Gazanfer Özcan gibi bir ustaya bile tahsis edilmemiştir. Ancak ölümünün ardından, bu ustanın adına Kadıköy’de bir sanat merkezi yapılacağı söylenmiştir. Biz, Caddebostan Kültür Merkezi’ne çeşitli nedenlerle alınmayan sanatçılar, eğer bize değer verilecekse, yaşarken değer verilsin isteriz, ölümümüzden sonra değil!
İşte bu nedenlerle, 18 Kasım Çarşamba günü 14.00’da, bir diyalog çağrısı başlatması umuduyla, Kadıköy Belediyesi önünde, ilk protestomuzu gerçekleştireceğiz. Yetkililerin çağrımıza olumlu yanıt verilmemesi halinde, periyodik olarak, Caddebostan Kültür Merkezi’nin önünde, sokakta tiyatro yaparak, Kadıköy halkı ile bütünleşeceğiz.
Bizi seven, Caddebostan Kültür Merkezi’nde görmek isteyen Kadıköylü izleyicilerimizi de destek olmaya bekliyoruz. Mail adreslerini paylaşan Kadıköy’lü izleyicilerimizle Caddebostan’da ilk kucaklaştığımızda , onlara indirimli biletler armağan edeceğiz.
Bu protestonun Türkiye’de yerel yönetim ve sanatçı ilişkisinde önemli bir yer tutacağına inanıyor, sanatta tekelciliğe hayır diyen herkesi bize destek vermeye davet ediyoruz.
Caddebostan Kültür Merkezi’nden yararlanamayan ve hala hayatta olan korkusuz tiyatrocular adına, Nedim Saban
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...