Belçikalı yazar,senarist,sinema ve tiyatro yönetmeni Philippe Blasband’ın yapıtı Nathalie Ribout her ne kadar iki kadın arasında geçen bir öykü gibi görünse de, mesele sahnede görmediğimiz bir erkek üstünde yoğunlaşıyor.Yani iki kadını bir araya getiren şey bir erkektir.
İki kadının erkekler konusunda bir araya gelmeleri bildik bir şeydir belki;ama bu kez durum hiç de tanıdık değil. Kadınlardan biri olan Sonia eşinden ayrı yaşayan bir opera sanatçısıdır, eşi (Jean-Lue) ise viyolonsel sanatçısı. Sonia boşanmaya doğru giden ayrılıklarından eşini sorumlu tutar,durumun altından kalkmak için de kendine bir çare arar.
Bulduğu çare birçok kadının aklına gelecek gibi değildir: Eşini baştan çıkarması için bir kadın kiralar. Kiralık kadın Nancy’den eşini ayartmasını, onunla bir aşk yaşamasını,sonra da gelip kendisine adamla ne yaptıklarını ayrıntıları ile anlatmasını ister. Verdiği para öyle büyüktür ki, Nancy profesyonel işlerinden biri olmasa da,görevi kabul eder. Böylece iki kadın anlaşırlar. Kurbanları olan adam ise oyunun bir parçası haline gelmeye başlar. Biz bu oyunun nereden gelip nereye gittiğini,adamı hiç görmeden,iki kadın karşılıklı geldiklerinde Nancy’nin Sonia’ya anlattıklarından izleriz. İki kadın hem o adamın baştan çıkarılış sürecini,hem Sonia’nın evlilik yaşamının bazı ayrıntılarını paylaşırlar. Nancy ise sanki saydamdır. Özel yaşamı yok gibidir. O herkesin kadınıdır,bu kez de Sonia’nın eski eşinin kadını olma sürecini tereyağından kıl çeker gibi becermenin peşindedir.
Sonia eski kocasını bir başka kadın üstünden anlamaya, bir yandan da intikam almaya çalışır. Nancy ise böylesine derin meselelere aldırmaz gibidir. Ama o aldırmazlık maskesi altındaki kadının da yaşam,erkekler,karşısındaki tavırları konusunda fikirleri, yaklaşımları elbette vardır.
Oyuna ve Nancy’ye adını verse de, bu macerada hiçbir işlevi olmayan Nathalie Ribout ise bir başka kadındır.Yine sahnede olmayan,ama Sonia’nın yaşamında tuhaf bir yeri bulunan biri.
Blasband bu piyesinde iki kadını ve onların bir erkekle ilişkili maceralarını bize erkek kaleminden aktarıyor. İki kadın böyle bir işin altından nasıl kalkarlar? Adam ne yapabilir? Bir kadın eski eşini bir başka kadın ile niye paylaşır?
Terk edilmenin intikamı mıdır bu,yoksa başka bir şey mi? Sonia ile eşinin (kadınla erkeğin) ayrılık sürecinde kimin rolü büyüktür? Erkeğin mi kadının mı? Bir erkek karısından ne ister? gibi soruların üstünde Blasband asıl büyük soruyu oyunun her yanına döşemiş: Hangi kadınlar erkekleri daha mutlu ederler? Blasband bu konuda kesin bir fikir sahibi ve oyun ilerledikçe görmediğimiz erkeğin bir kadında nelerden hoşlandığını öğreniyor,sorunun yanıtını almış gibi oluyoruz.