| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Eleştirmek mi Yoksa Eleştiriyi Eleştirmek mi? Şekip Taşpınar Eleştirmek mi yoksa eleştiriyi eleştirmek mi? İşte bütün sorun burada!!! Bir çokları çatal dillerini çıkardılar bile. Ateşe körükle gider bu adam her zaman. Olsun. Bu da onun huyu. Ancaaaaaaaaak!!! Öncelikle sevgili tiyatro oyuncusu ve de yönetmenleri arkadaşlarım birbirlerini nasıl eleştirmeli, eleştiriyor ve doğrusu ne? Çatal diller birden bire çoğaldı mı ne? Buyrun efendim, işte sadet… Zaman zaman üzülerek tanık olduğum oyuncuların oyunları ve oyuncuları eleştirme biçimi hakkında konuşmak, konuya daha bir derinlik katacaktır ki asıl sorun da bence burada başlamaktadır. Bir oyuncu bir meslektaşını eleştirirken nelere dikkat etmelidir? Öncelikle bilmek zorundasın acaba ben ne izliyorum diye!!! Seyrettiğin oyunun kim tarafından yazıldığı, dönemi, yazılış sebebi gibi şeyleri bilmek zorundasın. Ve tabii ki oyunu okumuş olmalısın. Eleştiri yapmanın ilk şartı budur meslektaşını eleştirmek için. Seyrettiğin oyun için bu şartlar olmadan eleştiri yaparsan zaten eleştiriye geride başlarsın ki bu seni komik duruma düşürür. Bir daha seni kimse kaale almaz, rezil olursun. Sonra beni anlamıyorlar gibi oyuncu kaygılarına düşersin. İkincisi seyrettiğin oyunda yönetmen neyi ön plana çıkarmak istemiş onu görmek zorundasın. Ve bu öne çıkarmak istediği şeyi hangi tarzı izleyerek rejisine yön vermiş. Yani kuramlardan da haberin olacak. Belki birkaç tarz kullanmıştır rejisör. Bunları da bileceksin. Yani “sen şunların üstüne gitmişsin ama tarzını şu sebeplerden otürü tam oturtamamışsın, dediklerin havada kalmış” bir eleştiridir ama “galiba bu reji biraz aceleye gelmiş, kafan da mı karışıktı biraz” bir eleştiri değildir. Bunu yaparsan yönetmen seni dinlemez, hatta üstüne bir de seni rezil eder ki hiç hoş değil. Tabii sen bunu hissetmeyebilirsin ki bu daha da hoş değil. Üçüncüsü oyunculuğun kurallarını iyi bileceksin. İyi oyuncu olmasan bile. Oyuncu arkadaşını eleştirirken aynı rolü kendin çıkarmış gibi eleştireceksin. Hatta “arkadaşım, şöyle yapsan daha iyi anlaşılır, bir dene istersen” diyeceksin. Yani bu kadar ileri ve hoşgörülü olacaksın. “herhalde bugün biraz yorgundun” ya da “rolünü mü sevmedin” dersen arkadaşın seni umursamaz. Terbiyeli bir insansa dinler ve geçer yoksa hiç duymaz ya da kovalar. Buna maruz kalmak istemiyorsan kendini oyuncunun yerine koyan oyuncu gibi hissedeceksin. Dördüncüsü ve en fenası da budur; “oyunu bir seyirci gibi izledim ama beğenmedim” demektir. Bunu ilk söylersen zaten paçayı kaptırmış olursun. Ama tüm doğru eleştirilerine “benim beğenmem önemli değil umarım seyirci beğenir” dersen kimsenin kafasını kaşımasına müsaade etmezsin. Ya da hiçbir eleştirin yoksa ya da oyunu anlamamışsan, “çok güzel olmuş, ellerine sağlık” dersin ve her şeyi seyirciye bırakırsın ki zaten seyirci hakkını verir!!! Bunlara ek olarak sevgili oyuncu arkadaşım; dekor bileceksin, kostüm bileceksin, renkleri bileceksin, ışığı bileceksin, dramaturji bileceksin, tiyatro tarihi bileceksin ve hepsini bir bütün olarak eleştireceksin. Örneğin “ışıkta ki ahenk çok iyi yakalanmış, dekoratörede söyleyecek hiçbir şey yok, her şey uyumlu” dersen neye göre olduğunu da anlatacaksın. Dönemi mi iyi yansıtmış, rejisöre mi iyi ayak uydurmuş, oyuncuyu mu parlatmış vb. bunları da söyleyeceksin. Son olarak; asla ard niyetli olmayacaksın. Sırf gıcık olduğun için eleştiri yapmayacaksın. Çünkü bu kötülemek olur, bilinçsizlik olur, akılsızlık olur. Rağbet görmez ve şapa oturtur. Gelelim şimdi eleştiri eleştirisine. Bana sorarsanız bunu kamuoyu önünde tartışmaya hiç gerek yoktur. Eleştirmen yukarıda saydığım kriterlere uymak sureti ile eleştiri yaparsa, daha önce izlediği aynı adlı oyunla eleştirisini pekiştirmezse hiç gerek yoktur. Bu kriterlere hiç uymadan bir eleştiri yazmış ve kamuya mal etmişse buna da cevap vermeye gerek yoktur. Ama eleştirmenin de seyircinin buluştuğu bir yayın organında bunu açıklamaya ve izleyiciyi mesnetsiz yönlendirmeye hakkı yoktur. Burada sorumluluk tabii ki yayın yönetmenlerine düşmektedir. İnce elemeli ve sık dokumalıdır. Sırf kavga çıkarmak için bunları yayınlamamalıdır. Unutmayın arkadaşlar, bizleri seyirci okuyor!!! Ben bu ay bunları yazmayacaktım. Adana'da sahnelediğim oyun “SOKAK KEDİSİ MARİLU” ve yazarı Yeşim Dorman'dan bahsedecektim. Gelecek aya kaldı. Kalın sağlıcakla. - Emekli oyuncularımızdan Nur Bartu'ya gittiği yerde buluşmak üzere hoşça kal diyorum. - 9. DEVLET TİYATROLARI- SABANCI ULUSLAR ARASI TİYATRO FESTİVALİ çalışmalarımız sürüyor. Grupların dikkatine. - Sanatçılarımızdan Zühtü Erkan'a ve Volkan Özgömeç'e acil şifalar diliyorum. - “Ben gidip başıma belalar aramışım, o kalıp mevlasını bulmuş.” ATTİLA İLHAN. Şekip Taşpınar Adana DT Tiyatronline.com Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|