| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tek Kişilik Şehir - Ankara Devlet Tiyatrosu İhsan Ata Kalabalıklar içerisinde yalnız olduğunu hissetmek : Tek kişilik şehir.
Behiç Ak’ın büyük ustalıkla yazdığı eser, teknolojinin insan hayatında ki yerini sorgularken, asosyalleşen bireylerin kendisiyle çatışmasına yer veriyor. Birey kavramını sorgulayan oyun, günümüz yaşam biçiminin dayattığı birçok kavram ve ilişkiyi yeniden düşünmemize neden oluyor.Görünürde, sanal aşkı yakalayan adam ve kadının üç aşağı beş yukarı aynı hayatları yaşadığı ve buna ek olarak umursamaz garson kızın diyaloglarından oluşan bir oyun. Ama verdiği mesaj, günümüz insanını yalnızlığa iten ve giderek sadece "tek kişilik aileler" haline gelmeye başlayan büyük kent yaşamının mizahi bir eleştirisi anlatılıyor.
Toplumsal histerilere tanıklık, ancak yıprandığından fark edilebilinen maskelerdeki gerçek siluetlere yabancılık, yavaş yavaş seyreden lakin hızlı hızlı hayata geçirilen menfaatperestlik antlaşmaları derken; insanın, ani manevrayla içine gömülen kaplumbağa misali divanına dönmesi, yönelmesidir. İmanla etrafına çömenilen sofranın etrafındaki insanların sohbetlerinden uzaklaşmasıyla süregelen zaman, ben merkezli bir yerlerde müddetsiz mola verilmesiyle zuhur eder. Yalnız kalmaya müptelalık ve yalnızlık hissiyatı; obsesif bünyelerden tutun da, kuliste yarasını saran soytarının, zengininden tutun da fakirinin buluşabildiği-buluşabileceği tek kültür mantarıdır. Zaten nihayete kavuştuğu sanılan netice irrasyonel bir netice ise, metafizik denilip beyin ve bünyenin senkronize biçimde imtinasız diskalifiye etmesi ile yok edilir.
Mesaj kaygısı gütmek… Ankara devlet Tiyatrosunun sahnelediği oyun, bir restoranda geçiyor. Henüz seyirciler yerine oturmadan sahnedeki restoranda yerini alan oyuncular, seyirciyi bir sahneye değil, restorana geldiklerini vurguluyor. Düş gücünü artırmak için restoranın tepesinden atlayan insanlar ve bunu kullanırken seyircinin düşen figürleri görmesi, yaşadığımız ''sanal sorunlar''la yüzleşmemizi sağlıyor. Bu anlamda çarpıcı bir bakış açısı. Birey kavramının sorgulanması açısından tetikleyici.
Oyun boyunca sözü edilen ''tek kişilik aile '' kavramı metropol yaşantısını dışlamak yerine bireyin kendini sorgulaması yada iktidar etkisinin gündeme gelmemesi bir yana, sözü bile edilmiyor.Diğer taraftan oyuncular çocukluklarına geri döndüklerinde bu gökdelenin yerinde eski bir konak bulunduğunu, aslında hepsinin çocukluk arkadaşları olduğunu ve o konağın bahçesindeki salıncakta birlikte sallandıklarını hatırlıyorlar. Bu anlamda nostaljik özlemler yerine kamusal olarak yerlerin yeniden inşa edilmesi gerektiği vurgusu yapılsa bence daha iyi olabilirdi.
Seyircinin özgürlüğü kısıtlanamaz! Oyun hem metin olarak, hem de kurgu bakımından üst seviyede. 1 saat 40 dakika boyunca bir konu anlatıldı. Hayli zor ve günümüzün en büyük sorunlarından biri olan iletişim çağının getirdiği sorumsuzluklarımızdan bahsedildi. Ama oyun sonunda garson kızın seyirciyle iletişime geçip, mesajın altını kalın harflerle çizerek anlatması olmadı. Seyirci özgür bırakılmadı! Seyirci o oyundan ne anladıysa kafasında onu kurgular. Seyircinin beynini sınırlamak, oyun sonunda ''bakın oyunumuz bu şekildedir, biz bunu anlatmaya çalıştık '' gibi bir anlatıma girmenin ne gereği vardı? Sanki oyundan hiçbir şey anlamayan bir seyirci varmış gibi, tüm o görsellikten sonra garson kızın seyirciyle olan iletişimi, o büyüyü bozdu. Umarım sonraki temsillerde bundan vazgeçilir.
Oyunculuk… Oyunun yönetmeni Serhat Nalbantoğlu , farklı oyunlarda bireysel performanslarıyla dakikalarca ayakta alkışlatan üç oyuncuyu bir araya getirerek ''muhteşem üçlü bir arada '' formülüyle, oyunun çözümü için en başarılı seçimi yapmış.
Yanılmıyorsam Ankara devlet tiyatrosu müdürlüğünü yapan Devrim Yakut, geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz ünlü tiyatro sanatçısı Baykal Saran adına verilen özel ödüle layık görülen oyuncu Benian Dönmez , müthiş oyunculuğuyla beni yerden yere vuran Cüneyt Mete üçlüsü harika bir iş çıkardı. Hepsini canı gönülden kutluyorum.
Serhat Nalbantoğlu fenomeni. Türkiye’nin yetiştirdiği; en başarılı, yaptığı işin altından kalkan en sağlam, en yenilikçi, en mesaj veren, mesaj vermek için kendini parçalayan, güldürürken düşündüren ,avangart tiyatro anlayışının öncülerinden biri.Özgün yorumu, kimliklere takılmadan vermek istediği mesajın tam olarak anlaşılması için çok çalışan bir adam. Nalbantoğlu’nun ''Gözkap''ı izlemiş,yorumunun kattığı zenginlik ve mesajıyla yıllardır devlet tiyatrolarının demirbaşı haline getirmiş sanatçıdır.''Çemberimde gül oya'' adlı dizideki oyunculuğuyla parmak ısırtmış, iktidarın günümüzde bir bir yıktığı sahnelere karşı, usta sanatçı Hüseyin Avni Danyal’la beraber ''tiyatro seyirlik'' i kurarak bu duyarlılığı adına özel bir alkışı hak ediyor.
Yukarıda yazdığım birkaç kurgu hatası, ( garson kızın seyirciyle iletişime geçmeyip, oyunu bitirmesi gibi) verilmesi gereken mesajı ,( teknolojinin yıkıcılığı değil, yapıcılığını da gösterebileceğini ve nasıl aşacağımızı) '' bu işte hırsızın hiç mi suçu yok'' anlayışıyla,( her ne kadar devlet kimliğine sahip olsa da) iktidardan bahsedilebilir. Umarım sonu Gözkap’a benzer ve devlet tiyatrolarında uzun yıllar sahnelenerek demir baş olur. Dakikalarca hiç durmadan alkışı hak eden bir iş çıkarmış.
Oyunun sahnede değil, zihinde oluşması için çok uğraşılmış dekor anlayışı. Gün geçtikçe Türkiye’de devlet tiyatroları da artık gelişen teknolojinin nimetlerini kullanmasına umutla bakıyorum. Sahnenin tam arkasına koyduğu camlı pvc duvar, arasındaki büyük zincirler, (zira sonradan askılık olarak kullanılıyor) sahneye yerleştirdiği masa düzeni, sonradan masa örtülerini uçuran rüzgar, insanın kanını donduran buhar,kar,yağmur efektleri, (zira seyirciye kadar ulaşıyor) binadan atlayan insan figürleri, bir anda sahnenin ortasında beliriveren salıncakla , müthiş bir çalışmaya imza atarak, bu sene verilen dekor ödüllerinin tamamını almadığı taktirde haksızlık edildiğini düşünecek kadar başarılı. Sıradanlığı bertaraf eden anlayışıyla Işın Mumcu’yu kutluyorum. Türk tiyatrosunda böylesine marjinal bir dekor anlayışıyla bir ilk oluşturduğu için özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Seyirciyi etkileme konusunda hiç kaygısı yok! Bunca zahmet bir tarafa, giysi tasarımındaki rolü de aynı oranda başarılı.
Oyunun kilit noktasındaki müzik. Garson kızın sahneden direktif vererek çaldığı parçalarla ikili arasındaki uyumu, zamanlama konusunda yaşanmayan sıkıntı ve konu anlatımındaki temaya uygun başarılı parça seçimleriyle çok ama çok başarılı bir iş çıkarılmış.
Şükrü Kırımoğlu’nun oyundaki betimleyici varlığı, göz ardı edilemeyecek derecede başarılıydı. Sahnelendiği günden bugüne güncelliğini yitirmeyen, konusu ve hüzünlendirirken seyircinin neşesini kaçırmamayı başaran, temposu ile birden fazla keyifle izlenecek oyunlardan biri olmayı başarmış oyun. Tavsiyem, yer bulabilirseniz önlerden yer almanız. Oyuncularla beraber kar,rüzgar,yağmuru ve en önemlisi duyguları beraber yaşarsınız. İyi seyirler. Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet meryem - ( 7/25/2008 ) çok güzel bir oyundu herkesi tebrik ederim zeynep nur - ( 10/12/2008 ) çok güzel çok beyendim beyza - ( 11/1/2008 ) cok güzel oyun cok beyendim ve cok sey ogrendim komşular - ( 10/26/2008 ) çok beğendik ve gündeme çok uygun seçilmiş bir konuydu ,oyucnular da çok başarılıydı. ilk başta sıkıcı gelebilir ama sonraları çok güldük ve duygulandık . çıkarana bir çok ders verecek nitelikte bir oyundu:) tuğçe - ( 11/1/2008 ) çokk güzel birr oyundu.... sefiller - ( 12/3/2007 ) seyircicinide yzarın da bence ozgurlugu kısıtlanamaz .yani zaten tiyatronun koku özgürluktur bence yapıtla biyere kurala yada otorıteye bağlı olamaz olursa zaten onlar sanat için yapılmamış olu ayrıca asosoyaleşen insanıcelemsi cok supr ben dahıl bır suru var bunlarda ya pınar - ( 4/29/2008 ) çok güzel bir oyun ben bu oyuna ödev için gittim konusu çok güzel akın - ( 1/8/2009 ) oyun gerçekten çok kaliteli.. devlet tiyatrolarına yakışır nitelikte, bir çok yönden ödül almış bir oyun özellikle doğa koşulları seyircilerin üstüne yağmur yağması gerçekten ordadaki havayı yaşatıyor devlet tiyatrosunda gerçekten izlenmesi gereken oyunlardan sadece birisi ... cengiz - ( 3/21/2009 ) dün gittim süper bir tiyatroydu şükriye - ( 3/27/2009 ) oyunun konusu olsun oyuncular olsun çok kaliteliydi tek kelimeyle number one ilayna - ( 10/24/2009 ) çok güzel dün gittiğim tiyatroydu. çok beğendim oyun ve çok çok şey öğrendim çok güzel bir oyun ben bu oyuna ödev için gittim konusu çok güzel çok güzel bir oyundu herkesi tebrik ederim cemre - ( 11/7/2009 ) başarılıydı.. melih - ( 11/11/2009 ) harika bi oyun kadro sağlam ;)) merve demirağ - ( 11/15/2009 ) dün izledim ancak 2.perdeye yetişebildim..Olsun çok güzeldi izledikten sonra hayatımda çok şeyi değiştirdim İyiki Antalyaya geldiniz teşekkürler hülya - ( 12/21/2009 ) oyundan yeni çıktım. çok güzel bir oyundu. replikleri çok iyiydi. oynayanlar ustaydı. iyi ki rize ye geldiniz... duygu - ( 4/3/2010 ) çok güzel buyuk keyifle izledım kadir - ( 4/8/2010 ) dün akşam sivasta izledim süper bir oyundu sivasta izlediğim en güzel oyundu başar - ( 9/2/2010 ) güzel bi oyundu metin güçlüydü ama 2. perde ortaları biraz sıktı. genel anlamda başarılı bir oyundu tebrıkler semra - ( 10/9/2010 ) iki kez izleyip aynı keyfi aldığım bir oyundu.derin bir anlatımı vardı herkese tavsiye ederim mutlaka izlenmesi gereken bir oyun ..... gülin altıparmak - ( 10/29/2010 ) şu zamana kadar izlediğim en güzel oyunlardan biriydi..gerek konusu,gerek oyuncuları mükemmeldi..artık herkesin birbirine yabancı olmaya başladığı bir zamanda,belkide yaşadıklarımıza ve yaptıklarımıza dışarıdan bir gözlemci gibi bakmamıza neden olan bir oyundu.tebrik ediyorum emeği geçen herkesi... ezgi - ( 10/30/2010 ) Gerçekten Ankara DT nin çıkarmış olduğu en iyi oyunlardan biri. Bu arada tüm seyirci koltuklarının üzerine kurulan düzenek de takdire şayandı. Ama sanırım bazı sahnelere kurulamamış, bence oyunun en akılda kalıcı yönlerinden biriydi. leman yeşiltaş - ( 12/26/2010 ) Muhteşem bir oyunculuk,muhteşem bir konu,muhteşem bir işleyiş ve hayata dair çok önemli bir not..Hayatta yalnız değilseniz mutlusunuz..Kıymetini bilin. ışıl - ( 12/26/2010 ) Bu akşam İstanbul Cevahirde izledim. Uzun süredir tiyatroda bu kadar gülmemiştim, Cüneyt Mete muhteşemdi cansu - ( 1/6/2011 ) ödev için gittiğim bir oyundu.iyki de gitmişim.çok beğendim.tavsiye ederim. Pınar Tarhan Kösterit - ( 4/24/2011 ) Kesinlikle çok dozunda bırakılmış bir modern yaşam eleştirisi; çıkışında düşündürten ama umutsuzluğa kaptırtmayan fikirleri yeniden düşündürten bir yapım. Oyuncular çok çok doğal; sanki hep orada yaşarmışçasına sundular. Sahne ışıkları ve dekor olarak o zincirler..Herşey çok dozunda bırakılmış..Umarım daha fazla kitleye ulaşır...yada kitleler oyuna.. Burak ALER - ( 4/30/2011 ) 2 sene önce izlemiş olduğum bir oyun. Çıktığımızda etkisinde uzun süre kalmıştım ve daha sonra da tekrar gitmek için oynadığı yerleri araştırmış ama bana uygun olanını bulamamıştım. Gerçekten tavsiye ederim.Kendinize soracak çok sorunuz olduğunu göreceksiniz...Oyunculuklar harikaydı emeklerine sağlık... bıdıbıdı - ( 3/1/2012 ) eveett gerçekten iyi bir yapım olmuş tüm tüyatraları takip ediyorum bunu da en begendkleimşn aasına ekledim bile..... ceydoş - ( 11/9/2012 ) Daha 11 yaşındayım ve bende tiyatroce olmıştum bu tiyatroyu izlediğimde çok güldüm aynı zamanda oyunculuklarda çok iyiydi gitmeyenlere tavsiye ederim |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|