| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Basına-Dergimize-Eleştiri Kurumuna Büyük Saldırı
Tiyatro...Tiyatro Dergisi



Devlet Tiyatrosu 94 çalışanının imzasıyla Basına-Dergimize-Eleştirmenlik kurumuna büyük bir saldırı ve karalama kampanyası gerçekleştirilmiştir.

 

Dergimiz eleştirmenlerinden ve Tempo Dergisi yazarı Ragıp Ertuğrul’a ciddiyetsiz, yakışıksız bir iftira atılmış, Ragıp Ertuğrul’un üzerinden tamamen basın özgürlüğü ve eleştirmenlik kurumu ciddi bir saldırı ile karşı karşıya bırakılmış, eleştirmenler sindirilmeye çalışılmıştır.

 

Ragıp Ertuğrul’un İstanbul Devlet Tiyatrosu’ndan kendisine istediği tarihte kullanmak üzere, her oyun için 4’er adet bedava bilet istemiştir.” suçlamasıyla, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nden ihraç edilmesi de istenmiştir.

 

İlgili bütün birimlerle görüşülüp, tüm bilgi ve belgelerle olayın tamamen gerçek dışı olduğu anlaşılmış, gerçek nedenin ise Ragıp Ertuğrul’un, Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’nin Kasım 2006 sayısında yayımlanan ve Kemal Başar’ın Ankara Devlet Tiyatrosu’nda yönettiği “Hayatı Yaşamak” oyununa yönelttiği olumsuz eleştirilerden kaynaklandığı, bu öfkeyle Kemal Başar’ın Devlet Tiyatrosu mail grubunu yanlış bilgi ile yönlendirerek 94 imza topladığı, basına, bütün yazışma gruplarına gönderdiği anlaşılmıştır.

 

Kemal Başar

 

Haberin devamı için başlığa tıklayınız

 

KONUYLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİZİ FORUM'DA AKTARABİLİRSİNİZ

 

 

 



 

İftira ve karalama içeren saldırı Ragıp Ertuğrul tarafından yarın (22 Kasım 2006) mahkemeye intikal ettirilecek olup, olayın hukuksal boyutu kendi mecrasında seyredecektir.

 

Biz, olayın bizi ilgilendiren, BASIN’a yönelik baskı boyutunu belgeleriyle aktaracağız.

 

 

Bugün (21 Kasım) ahmetkemalbasar@superonline adresinde şu bildiri tüm basına geçilmiştir

 

 

BASIN BÜLTENİ

 

İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü Halkla İlişkiler Bürosu’na başvuran Türkiye Eleştirmenler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ragıp Ertuğrul, kendisine istediği tarihte kullanmak üzere, her oyun için 4’er adet bedava bilet istemiştir. Talebi Müdür Galip Erdal’a ileten birim, Ertuğrul’un yönetmeliklerin de zaten izin vermediği bu olağandışı ve daha önce örneği görülmemiş isteğini karşılamamıştır.

 

Bu durum, Uluslararası Eleştirmenler Birliği (IATC) tüzüğünün ilgili paragrafında da yasaklanmış, meslek etiği olarak eleştirmenlerin 2 adetten fazla yer talep etmemesi özellikle belirtilmiştir. Zaten her eleştirmene arzu ettiği zaman Devlet Tiyatroları’nca davetiyesi anında ulaştırılmaktadır; ayrıca bu kişi Türkiye Eleştirmenler Birliği’ne üye olduğundan dolayı sahip olduğu kartı da kullanabilmektedir. Ücretsiz bilet istemesinin hiçbir manası yoktur.

 

 

TÜRKİYE ELEŞTİRMENLER BİRLİĞİ’NE AÇIK DİLEKÇE

VE KAMUOYUNA DUYURU

 

Biz aşağıda ismi olanlar, İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü’nden, her bir oyun için, istediği zaman kullanılmak üzere 4’er adet ücretsiz bilet isteyen, bu talebi mantıksız bulunup kurumun yönetmeliklerine de uymadığından reddedilen Türkiye Eleştirmenler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ragıp Ertuğrul’u kınıyor, mesleğini kötüye kullandığı için, IATC tüzüğünün ilgili paragrafı gereğince, saygın eleştirmenlerin üyesi oldukları Türkiye Eleştirmenler Birliği’nden ihracını talep ediyoruz.

 

Kamuoyu ve sanatseverlerin bilgisine saygılarımızla duyururuz.

 

(94 imza sahibi için tıklayınız)

 

 

İddialar ve gerçekler:

(…kendisine istediği tarihte kullanmak üzere, her oyun için 4’er adet bedava bilet istemiştir…) Yani Ragıp Ertuğrul, davetiye istememiş, BİLET istemiştir ve üstelik BEDAVA istemiştir.

 

Derhal olayı kendi kaynaklarından öğrenmek için İstanbul Basın Bürosu’nu arayıp Firdevs Daşdemir ile konuştuk, Firdevs Hanım böyle bir talebin olmadığını, Ragıp Ertuğrul’un 2’şer kişilik tarihlerini de belirterek yer talep ettiğini ifade etti. Aynı soru kendisine 21.11.2006 tarihinde ve saat 10.31’de e-posta yoluyla da sorulmuştur.

 

Firdevs Hanım,

 

Dergimizin eleştirmenlerinden Ragıp Ertuğrul'un sizden istendiği tarihte kullanılmak üzere 4'er adet bilet talep ettiği iddiası mevcuttur.

 

Ragıp Ertuğrul sizden 4'er adet istendiği tarihte kullanılmak üzere bilet talep etmiş midir? Ettiyse bunu yazılı olarak mı, sözlü olarak mı talep etmiştir.

 

Bu konuda bilgi vermenizi rica eder, esenlikler dilerim.

  

Mustafa Demirkanlı

Tiyatro Dergisi

Yayın Yönetmeni

 

 

Aynı gün saat 11.27’de Sayın Firdevs Başdemir’den şu yanıt gelmiştir.

 

Merhaba Mustafa bey

Ragıp bey benden bu sezon e-maille oyunlarımıza 2'şer adet yer talep etmiştir.

 

Saygılarımla

İyi Çalışmalar Dilerim

 

 

Gelişme, Ragıp Ertuğrul’a aktarılmış, Ragıp Ertuğrul da Ekim ve Kasım aylarına ait taleplerini içeren basın bürosuna gönderdiği e-postaları dergiye iletmiştir. Ardından Kemal Başar’a yönelttiğimiz:

 

Sevgili Kemal,

 

94 imzalı olarak ilettiğiniz iddiaları hızla araştırıyorum.

 

Senden şunu öğrenmek istiyorum:

 

Ragıp Ertuğrul bu talebi kime ve ne zaman yapmış? Bu talebini yazılı olarak mı, sözlü olarak mı yapmış?

 

Bu konuda beni aydınlatırsan sevinirim.

 

Sevgiyle

 

Mustafa Demirkanlı

 

 

Saat: 14.49’da e-posta ila sorduğumuz soruya Kemal Başar’dan 14.56’da:

 

 

Sevgili Mustafa;

 

Galip'le görüşebilirsin. Detaylar onda. Biz duyarlı meslek erbapları olarak, onun bize aktardığı bilgi üzerine (ki o bir şey söylediyse doğrudur), Türk tiyatrosuna ve kurumumuza sahip çıkıyoruz. Meydan boş değil. Mesele budur.

Sevgiler.

 

Kemal”

 

Yanıtını aldıktan sonra, saat 16.00’da Türkiye Eleştirmenler Birliği Başkanı Üstün Akmen ile birlikte İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Sayın Galip Erdal’ı ziyarete gitmiş, tüm yazışmalarla birlikte sorularımızı yazılı olarak sormuş ve yazılı yanıt istedik. Sayın Erdal, Sayın Zafer Algöz’ün de bulunduğu toplantıda yazılı yanıtında da aynısını belirteceğini, ancak yarın (22 Kasım) Romanya’ya turneye gidecekleri için yanıtını pazartesi günü iletebileceğini belirtti ve durumu şu biçimde aktardı.

 

Sekreteri Nihal Hanım’ın Ragıp Ertuğrul’un basın bürosundan 4 davetiye istediğini ancak protokolde yer olmadığı için verilemediği bilgisini verdiğini, eleştirmenlere 4’er kişilik yer veremeyeceklerini, hatta bu durumu 3 gün evvel Ahmet Levendoğlu’na da sohbet sırasında aktardığını, onun da Yayın Kurulu’nda bize aktaracağını ifade etti.

 

Olayın Kemal Başar’la ilişkisine gelirsek.

Sayın Galip Erdal, sekreterinin 4 davetiye isteği ve protokolde yer olmaması nedeniyle verilemediği bilgisini verdikten kısa bir süre sonra, Kemal Başar’ın arayıp, Ragıp Ertuğrul’u tanıyıp tanımadığını sorması üzerine, “tanımıyorum, fakat demin 4 davetiye istemiş, yer olmadığı için ve her eleştirmene 4 davetiye veremeyeceğimiz için verilmemiş” konuşmasından yola çıkan Kemal Başar tarafından, kendi şahsi hırsı ve öfkesi nedeniyle meslektaşlarını olayı tahrif ederek yanıltmış ve bir karalama kampanyasına dönüştürmüştür.

 

 

4 Sayısının gerçeği:

Ragıp Ertuğrul’un Kasım ayında izlemek istediği 4 oyuna yer kalmadığı için verilememesi ve istediği davetiyelerin iletilemediği bilgisi basın bürosu’ndan, sekreterliğe, sekreterlikten de Sayın Galip Erdal’a aktarılırken 4 oyun, 4 kişilik davetiyeye dönüşmüş ama bu dönüşümün nerede olduğu bulunamamıştır. Basın Bürosu Ragıp Ertuğrul’un 2’şer kişilik davetiye istediğini teyit etmektedir.

 

Kemal Başar Neden Arkadaşlarını Yanıltarak, Kendi Öfkesine Alet Etti?

Her şeyden önce laf arasındaki 4 kişilik davetiye lafını alarak, sonrasında bilerek ve isteyerek tahrif edip kendisine istediği tarihte kullanmak üzere, her oyun için 4’er adet bedava bilet istemiştir.” İSTEDİĞİ TARİHTE - HER OYUN - BEDAVA BİLET ibareleriyle, Ragıp Ertuğrul’u sanki bilet ticareti yapan biri gibi göstererek, meslek birliğinden ihracına varan talepler oluşturması en hafif deyimiyle kendi arkadaşlarını kullanma çabasını gösteriyor ki, bu duruma en etkili ve gerekli cevabı yine arkadaşlarının vereceğine inanıyoruz.

 

ANCAK: Biz Tiyatro… Tiyatro… Dergisi olarak hem kendi adımıza hem de yazarımız Ragıp Ertuğrul adına 93 imza sahibinden özür dilemelerini bekliyoruz. Ve bu özür imzaları geldikçe açıklayacağız, 93 imza sahibi yanıltılmadıklarını yani kandırılmadıklarını düşünüyorlarsa bunu da belirtebilirler veya hiçbir açıklamaları olmadığında biz bunu iddialarının devam ettiği biçiminde yorumlayacak ve hukuki süreci başlatacağız.

 

ilgili mail adresi: mdemirkanli@tiyatrodergisi.com.tr

 

 

Kemal Başar’ın Öfkesi ve Gerçek Dışı iddialarının Başladığı Süreç

 

Kemal Başar, 17 Kasım tarihinde yani 4 gün önce bana e-posta ile şunları iletti:

 

“Mustafa, merhaba;

Sana yönettiğim, Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sergilenen 'Hayatı Yaşamak' adlı eser için Ayşegül Yüksel'in 18 Ekim tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan eleştiri yazısını, hiç dokunmadan, ama biraz kısaltarak yolluyorum. Altta da sende yayımlanan.”

 

(Ayşegül Yüksel ve Ragıp Ertuğrul’un yazıları)

 

Eleştiriler arasındaki üslup ve nitelik farkı açık. Her ne kadar 'eleştiri subjektiftir' kanısı yaygınsa da, birbirine bu kadar zıt iki görüş olabilir mi? İkinci yazıda oldukça göze batan bilgisizlik, özensizlik, savrukluk, kalitesizlik, imla ve yazım hataları seni hiç rahatsız etmedi mi?

Ragıp Ertuğrul'un oyun metnini bilmediği, hatta hiç Saroyan okumadığı apaçık. Oyun metnini bilmeden eleştiri yazılabilir mi? Çünkü böyle savruk, alelade bir yazıyı, her okuma yazma bilen yazabilir. Yani önüne gelen derginde tiyatro eleştirisi yazabilir mi? Bunun bir ölçütü yok mu?

'Hayatı Yaşamak' için aylarca çalıştım. Çok ciddi ve titiz bir dramaturji çalışması yaptım. (220 sayfalık eser, izlenebilir olması için 96 sayfaya indi, bazı karakterler birleştirildi, değiştirildi, tipler karakter yapıldı vs.) Dekor ve kostüm tasarımları için Murat Gülmez de Funda Çebi de kimbilir kaç toplantıya geldiler Ankara'ya. Oyunda kullandığım müzikleri 1930 - 39 arasında popüler olmuş 300'e yakın şarkı arasından özenle seçtim. Bir dansçı ve bir operacıdan iki başrol oyuncusu yarattım. Yalnızca inanarak ve çalışarak...

Semeresini de aldım. Oyun, Ankara'daki oyunların izleyicisinin inanılmaz oranda düşmesine karşın, başladığından beri kapalı gişe oynuyor. Üstelik bu bir komedi de değil. Çevremizi saran her türlü melanetten bizi yalnızca insan olmanın kurtarabileceğini uzun uzun cümlelerle anlatan, ağır, felsefi bir eser. Neden bu kadar izleniyor acaba bu oyun?

Jüri üyelerinin tamamına yakını Eleştirmenler Birliği üyesi olan Sanat Kurumu Ödülleri Jürisi'nden 'En İyi Dekor tasarımı' ve 'En İyi Kostüm Tasarımı' ödüllerini de aldı bu çalışmam. Ekşi Sözlük adlı, kimin mesaj yazdığı belirsiz, her türlü dedikodu ve hakarete açık internet sitesinde bile sıradan izleyicinin oyunu anladığına, takdir ettiğine dair yazılar yer alırken, kendisine 'Eleştirmenim" diyen birinin oyunu hiç anlayamaması ve bu kadar sığ bir yazı yazabilmesi, senin de mal bulmuş mağribi giibi bunu yayımlaman beni öfkelendiriyor.

İnan, bu eserle ilgili ilk kez böyle bir görüşle karşılaşıyorum.

Benim için Ragıp Ertuğrul'un yazısının en acı veren kısmı ise şu: Devletin bütçesiyle babam için oyun yapamayacağımı söylüyor bu şahıs. Elmayla armutu karıştırıyor. Terbiye sınırlarını da aşıyor. Devlet Tiyatrosu yöneticilerini de, beni de ahmak sanıyor. Ben 'adamak' kelimesini pek kullanmam, dinsel bir anlam da içerdiğinden. Bundan dolayı "Babam için yaptım" dedim, "Ona adadım" değil... Yoksa elbette Ankara Devlet Tiyatrosu'na yaptım.

Sonra, bir eleştirmen açık açık "Devlet Tiyatrosu'na düşmanım" anlamına gelecek cümleler kurar mı? Her mantıklı tiyatro adamı, şu an içinde bulunduğu durumda bile, Devlet Tiyatrosu'nun önemini yadsıyamaz. Hangi tribünlere oynuyor bu çocuk?

Yurt içinde ve dışında oyunlar yönetiyorum. Ancak benim en değerli çalışmamdır, 'Hayatı Yaşamak'. Böylesine, bir kara cahil tarafından yerden yere vurulması, üstelik bunun yalnızca tiyatrocularca okunan bir dergide yayımlanmış olması, içimi sızlatıyor.

Benim bu oyunum hakkındaki her soruya vereceğim yanıtlarım vardır. Soranda o soruyu sorabilecek akıl, bilgi ve yürek varsa...

Okuyunca düşündüm. Amacı ne olabilir? Kendisini tanımam, ismini bilmem. Bir yerlerde karşılaşmışlığımız, atışmışlığımız yoktur. Herhalde Ragıp Ertuğrul, Ayşegül Yüksel'le, utanmadan, sıkılmadan aşık atmak istiyor ve beni meze yapıyor; başka bir şey olamaz. Ya da beni sevmeyen birinin maşalığını yapıyor. Pes yani! Bu ne cüretkarlık!

Yönetmen için her başladığı oyun, bir serüvendir. Bazen çalışırsın, didinirsin; ama maya tutmaz, denk gelmez, oyun olmayabilir. Ancak eleştiri "Beğenmedim" diyerek yapılmaz! Nedenini, yani niçin beğenmediğini de söylemek gerekir.
Bugüne kadar kimi oyunum iyi oldu, kimini beceremedim belki... Bu oyunlarım için birçok eleştiri yazısı da yazıldı. Kimi övüyordu, kimi yeriyordu. Ama hemen hemen hepsi yol göstericiydi. Bir sonraki çalışmamda bana ışık tutacak görüşler barındırıyordu; cehalet, kötü niyet, kin değil. Elbette düzgün bir Türkçe ile yazılmışlardı, üslupları vardı vs.

Haydi bırakalım üslubunu, Türkçesini, sığlığını; böylesine yıkıcı bir eleştirinin, tiyatro sanatına ve yönetmene, oyuncuya, tasarımcıya ne gibi bir yararı var?

Bu mektubumun yayımlanmasını istemiyorum. Bu konuda herhangi bir yerde yazı da yazmayacağım. Çünkü böyle bir tepki, Ragıp Ertuğrul'un reklamını yapmak olur, değmez. Kendisine yalnızca bundan sonra herhangi bir yerde benim ya da dostlarımın ayağına dolanmamasını tavsiye ederim. Yani onun haddini bildirmeyi başka bir bahara, başka bir zemine bırakıyorum.

Bu haksızlığı, sırtımdan bir bıçak yemiş gibi algıladığımı bilesin. Seni kınıyorum ve dergini bundan sonra okumayacağımı, üyeliğimi de asla yenilemeyeceğimi bilmeni istiyorum.

Kemal Başar”

(Siyah ve altı çizili yerler tarafımızdan yapılmıştır)

 

 

 

Kemal Başar’ın -siyah olarak dikkat çektiğim-, hakaret dolu cümlelerine karşılık, hiçbir nezaketsizlik yapmadan, şu yanıtı verdim:

 

 

“Sevgili Kemal,

 

İletini dikkatlice okudum. Haklısın veya haksızsın yorumu yapmadım, yapmamaya da özen gösterdim.

 

Sadece iki nokta da açıklama yapmak istiyorum. Senin de belirttiğin gibi sanırım Ragıp Ertuğrul seni tanımaz, birilerinin de maşalığını yaptığını hiç ama hiç sanmıyorum. Sana ve oyunlarına karşı özel bir kinim de olamayacağına göre, -niye olsun ki!- neden "mal bulmuş mağribi gibi sarılmış" olayım?

 

Ragıp Ertuğrul, sıradan, yoldan  geçen biri değil, İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturgi Bölümü mezunu, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Yönetim Kurulu üyesi.

 

Yazısı ile ilgili görüşlerin bence doğrudan onu ilgilendirir, izin verirsen kendisine iletmek istiyorum.

 

Ben yazarların eleştirilerine bu güne kadar hiç müdahale etmedim, etmem de, yayımlamama gibi bir duruma ise hiç izin vermem. Eleştirmeni de kabul edecek veya reddedecek olan tiyatronun bütünüdür, ben değil. Şu hakkın her zaman için var, bir yazı karşısında yanıt hakkını kullanabilir, istediğin yanıtı verebilirsin, ben de seve seve yayımlarım.

 

Dergiyi okumama ve aboneliğini yenilememe tavrını ise anlayabilmiş değilim ama saygıyla karşılarım, bana iletmen de gerekmezdi sanırım. Ama iletmiş olman da önemli değil, bendeki Kemal Başar portresini değiştirmez, yine sevdiğim, saydığım bir tiyatro insanıdır, dergi aboneliğiyle filan hiç ilintili değildir, olamaz da.

 

Bence kız, ama kırılma, dahası küsme...

 

Sevgiyle

 

Mustafa Demirkanlı

 

 

Ardından,

 

 

“Mustafa, ben haklısın ya da haksızsın demeni bekliyorum oysa.

Bu adam bir sende yazıyor, bir de Tempo'da galiba. Google'dan baktım, mezun falan da değil. İstatistik okumuş, dramaturji ve eleştirmenlik master'ı yapmış İ.Ü'deki bölümde. Orası biliyorsun nerdeyse sınavsız alıyor, başörtülü dramaturglar vs. yetiştiriyor İstanbul Belediye Tiyatrosu'na.

Sen o derginin sahibisin, editörüsün. İki eleştiriyi her anlamda karşılaştır, sonra da kendini benim yerime koy. Ben Ragıp Ertuğrul'u tanımam. Artık tanımak da istemem. Okudum, beş para etmez biri, mesleki açıdan.

Muhatabım olmadığından kendisiyle ne yazışırım, ne görüşürüm. Yazımı ona istersen ver, istemezsen verme. Ama polemiğe dönüşecek bir kulvara çekemez beni. Karşıma adam isterim çünkü.

Sana bu yazdıklarım, bugüne kadarki dostluğumuzun, mesleki alışverişimizin ve birbirimize duyduğumuz güvenin anısınaydı.

Bir önceki mesajımdaki hiçbir görüşüm değişmiş değil.


Kemal”

 

 

Yanıtı üzerine, bir önceki iletisini Ragıp Ertuğrul’a illetim. Ragıp Ertuğrul, yanıt bile vermek istemediğini, düzeyli bir açıklaması, tartışması olursa oyunla ilgili görüşlerini tartışabileceğini belirterek, şahsı için hakaretler içeren sözcükleri bile bir sanatçının öfkesine vererek, önemsemek istemediğini belirtti.

 

Kemal Başar’ın Dik Duruşu İki Günde Eğiliverdi

Dik duruşlu Kemal Başar bu yazışmalardan iki gün sonra, okumayacağı-aboneliğini yenilemeyeceği dergiye şu maili gönderdi.

 

“Mustafa, merhaba;

Sana bu bana yapılan saldırıdan yola çıkarak tiyatro eleştirmenliğini eleştiren bir yazı gönderirsem, derginin Aralık sayısında yayımlar mısın?
Selamlar.

Kemal”

 

 

Evet, Kemal Başar iki gün önce iki kere yinelediği Tiyatro Dergisi ile ilgili görüşlerini değiştirmiş, okumak bir yana yazmak istediğini belirtmişti. Bu duruma hiç değinmeden, yazabileceğini, memnuniyetle yayımlayacağımı ancak aralık sayısında değil, ocak sayısında yayımlayabileceğimi, aralık sayısını kapattığımızı belirttim.

 

Evet, Kemal Başar Dik Duruşlu Biri Değildir

Kendi egosu uğruna, olayı tamamen tahrif ederek, arkadaşlarını yanıltmış, yanılttığı arkadaşlarını da arkasına alarak, yazarımıza yakışıksız, çirkin bir saldırı kampanyası gerçekleştirmiştir. Bu çirkin saldırı eleştiriye tahammülsüzlük sınırlarını aşarak, tüm eleştirmenlere dahası basına yönelik bir TEHDİT kampanyasına dönüştürülmüştür.

 

Kemal Başar: bundan sonra herhangi bir yerde benim ya da dostlarımın ayağına dolanmamasını tavsiye ederim. Yani onun haddini bildirmeyi başka bir bahara, başka bir zemine bırakıyorum. Tehdidinin ardından 4 gün sonra başka bir baharı ve zemini oluşturmuş, arkadaşlarını da yanıltarak intikamını almıştır. Aklınca tabii…

 

Biz, imza sahiplerinden özür bekliyoruz. Kemal Başar’dan değil. Onun özür dileyecek hali bile yok bizim için artık.

 

Tiyatro...Tiyatro Dergisi
Tiyatrodergisi.com.tr



Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 836
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • İçerdekiler (Seyir Tiyatrosu) - 12/12/2006
  • Uçurtmanın Kuyruğu (Seyir Tiyatrosu) - 12/12/2006
  • Çıkmaz Sokak Çocukları (Seyir Tiyatrosu) - 12/12/2006
  • Anadolu da Tiyatro Var.… (Mahmut Hazım KISAKÜREK) - 12/12/2006
  • BÜYÜK AŞIKLARIN SONUCUSU (Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları) - 12/11/2006
  • KARAGÖZ, EVİNDEN ÇIKARTILDI (Mevlüt ÖZHAN) - 12/11/2006
  • YENİDEN "BİR DEMET TİYATRO" (Tuğçe BEKTAŞ ) - 12/11/2006
  • mutsuz olmak... (Funda ARZOĞULLARI ) - 12/11/2006
  • Tiyatronun Gerekliliği (Prof. Dr. Özdemir Nutku) - 12/10/2006
  • Veda-Bir Tarih Göçüyor (Avam Tiyatro) - 12/9/2006
  • Basına-Dergimize-Eleştiri Kurumuna Büyük Saldırı (Tiyatro...Tiyatro Dergisi) - 12/9/2006
  • Sayın Akmen! (Ersan Uysal) - 12/9/2006
  • 2006-2007 Tiyatro Döneminin Başında Hesaplaşmalar (Erbil Göktaş) - 12/9/2006
  • Öldün, Duydun Mu? (Altıdan Sonra Tiyatro) - 12/8/2006
  • Bülent Emin YARAR - Söyleşi (Tiyatro Keyfi) - 4/22/2007
  • Kemal Başar - Bu hantallıktan kurtulmamız gerek (Cevahir Evren) - 12/7/2006
  • Ne İdik Ne Olduk Tiyatro Topluluğu (İstanbul) - 12/7/2006
  • Raptiye Tiyatrosu (İstanbul) - 12/7/2006
  • Tiyatro Işık (İstanbul) - 12/7/2006
  • k.h.e.m Deneme Sahnesi (İstanbul) - 12/7/2006
  • Tiyatro Hayali Ve Organizasyon Hizmetleri (İstanbul) - 12/7/2006
  • Şirinler Tiyatrosu ve Organizasyon - Animasyon (İstanbul) - 12/7/2006
  • Tiyatro Prizma (İstanbul) - 12/7/2006
  • Beyaz Tebeşir Tiyatrosu (İstanbul) - 12/7/2006
  • Tiyatro Simurg (İstanbul) - 12/7/2006
  • Tiyatro Öteki Hayatlar (İstanbul) - 12/7/2006
  • Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Topluluğu (İstanbul) - 12/7/2006
  • tiyatro siber animasyon org.gösteri hiz. (İstanbul) - 12/7/2006
  • Alternatif (Bursa) - 12/7/2006
  • Tiyatro Ekspres (Bursa) - 12/7/2006
  • Tiyatro Sır (Bursa) - 12/7/2006
  • İktisat Oyuncuları Tiyatro Topluluğu (İzmir) - 12/7/2006
  • Gönüllü Tiyatro Topluluğu (İzmir) - 12/7/2006
  • Sapanca Kültür ve Tiyatro Topluluğu-SAKÜT (Sakarya) - 12/7/2006
  • Muğla Duvar Sahnesi (Muğla) - 12/7/2006
  • Sahne Bahane (Muğla) - 12/7/2006
  • Kocaeli Üniverisitesi Hereke Tiyatro Topluluğu (Kocaeli) - 12/7/2006
  • Hatay Amatör Sanatçılar Derneği Topluluğu (Hatay) - 12/7/2006
  • Adsızlar Tiyatro Ekibi (Bilecik) - 12/7/2006
  • Şeref Çetin Tiyatrosu (Balıkesir) - 12/7/2006
  • Bir Eskişehir Gezisi ve Tiyatro Anadolu (Barış KIRALİOĞLU) - 12/6/2006


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..