| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ferhan Şensoy'un Orta 2'den Terk Arkadaşı, Ayakkabıcı Hüseyin Murat Örem Şu hayatta her işin hakiki ustası, vasatı , kötüsü , müptezeli ve tufeylisi vardır… İyi bir usta hangi işi yapıyorsa yapsın iyi ve hakiki ustadır. İsterse nal çaksın atların ayaklarına, isterse sızdıran kalorifer borularını elden geçirsin , isterse de uzak yol gemilerinde günde üç öğün yemek hazırlasın gemi tayfasına ve yolculara… Bilenler bilir, bazen alet olmadan da işler el, hakiki ustanın bedeninde, gönlünde, ruhunda…Hem de iyi işler, dört dörtlük işler…Çünkü bir ustayı usta yapan yalnızca alet edavat, bilgi ve yetenek değildir…Bir de çalışmak vardır, emek harcamak, akıl yürütmek vardır. -eskiler muhakeme derler buna ve çok da doğru ederler.- Kolay olana, yavan olana , emek harcamadan kazanılacaklara teslim olmamak da vardır hakiki ustaların yol haritalarında…Matematik denen bilimin aslında hayatın ta kendisi olduğunu anlatan öğretmen de işinin ustasıdır . -var değil mi hala böyle öğretmenler kelaynaklar kadar kalsa da !!!- Hastasının yüzüne bile bakmadan habire tahliller isteyen tomografi doktorluğuna meyletmeyip ‘hastalık yoktur hasta vardır’ diyerek, her hastasının ayrı ayrı şikayetini dikkatle dinleyen bir doktor da işinin hakiki ustasıdır… Yazının, mikrofonun, kameranın, sahnenin de ustaları vardır…Tiyatronun , sinemanın, sahne sanatlarının da… Ustalık zor bir yoldur, meşakkatli bir yoldur, sözümüz meclisten içeri olsun sıkı bir de ahlak ister bir işin hakiki ustası olmak…-Şimdilerde ahlak yerine kullanılan bir de etik kelimesi çıktı ama siz yine de ahlak kelimesini yeğleyin derim etik kelimesi yerine çünkü ruha çok daha iyi nüfuz eder ve vicdana çok daha iyi seslenir ahlak kelimesi hala - Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanı kitabında anlattığı hocası Mustafa İnan bir ustaydı…Hem profesördü , hem inşaat mühendisiydi hem de hakiki bir ustaydı…Öyle bir ustaydı ki Mustafa İnan, kendisi gibi profesör olan arkeolog eşi Jale İnan yıllar önce karlı bir İstanbul gününde “Bugün de ders anlatmaya gitmeyiver Mustafa bu karda kışta’ dediğinde “ Olmaz Jale, biz öğrencilerimizi iyi yetiştirmezsek onlar da gidip zayıf binalar yapar ve o binalar durup dururken yıkıldığında insanlar ölür, ben bu manevi yükü taşıyamam“ demiştir…İstese bütün inşaat projelerine danışmanlık yaparak sefa içinde yüzerdi Mustafa İnan Hoca ama bunları yapmayan bir usta olduğu gibi çocuğunun doğumunda da asistanından borç para almıştı…. Mesela Haldun Taner bir ustaydı…Çok büyük bir ustaydı…Onlarca kitabında ve oyununda anlattığı İstanbul’u ve insanları oturduğu yerden yazmamıştı Haldun Hoca. Yirmiden fazla evde ve semtte yaşamıştı kiracı olarak yıllar içinde…İnanmayan Demet Taner Hanımefendiye sorabilir bugün bile…Hayatın tam içinde hakiki bir usta olması sayesindedir ki hala kırpıp kırpıp televizyon dizisi yapılması yazdıklarının Haldun Taner Hoca’nın…Nur içinde yatsın.. Ordinaryüs Profesör Cahit Arf da bir ustaydı….Dünyanın en büyük matematikçilerindendi ve ustaydı…”Ben integralime , türevime , Arf Halkalarıma bakarım dünya yansa umurumda değil” dememişti…Ölümüne kadar, “bu YÖK kafası Türkiye’de zaten eser miktarda bulunan bilimi tümüyle bitirir” diye restini çekerken bile önce ustalık ahlakını sergilemişti Cahit Hoca ve kimseye taviz vermemiş şirin görünmeye çabalamamıştı…. Metin Oktay , Hakkı Yeten Türk futbolunun ustalarıydı…Yalnızca futbolculuklarıyla değil, ahlaklarıyla da…Taçsız Kral Metin , önüne konan bol sıfırlı çeki ileten kişiye ‘bizi sevenleri üzmeyelim , para için takım değiştirmek yakışmaz bize ‘ derken rol yapmıyordu… Devre arasına bol sıfırlı mağlubiyetle giren Beşiktaş futbol takımının oyuncularına devre arasında ‘ya şimdi çıkar, yenseniz de yenilseniz de adam gibi topunuzu oynar bu seyircinin gönlünü alırsınız ya da Ankara’dan İstanbul’a kadar yürümek zorunda kalırsınız ‘ diye ültimatom çeken Baba Hakkı da rol yapmıyordu efsane kaptan olarak…Merak edenler için söyleyelim, Beşiktaş o tarihi maçta ikinci yarıda fırtına gibi esmiş , golleri peş peşe sıralamış ve Ankara İstanbul yolunu yürümekten kurtulmuştu !!! Eskiler ne derdi böyle durumlarda ; Cennetten çıkma dayağın gözünü seveyim… Çocukluğumun geçtiği on bin nüfuslu ilçede ayakkabı tamircisi kollu makineci Hüseyin’imiz vardı…On metrekareyi bulmayan dükkanına girdiğimizde yoğun bir yapıştırıcı ve durmadan kaynayan demlikteki çay kokusu karşılardı bizi…Bir de, Hüseyin’in gülen yüzü ve hep ama hep çalışan elleri…Bir de, her zaman inceden inceye sesi duyulan TRT-1 radyosunun tınısı…Bir de, Hüseyin’in bitip tükenmeyen soruları ; “Sen okumuş adamsın ne olacak bu memleketin hali ….” minvalli…Orta ikiden terkti ama dünyayla samimi bir derdi vardı insan olarak ayakkabıcı Hüseyin’in… Eline aldığı bütün ayakkabıları içi leş gibi kokuyor , dışı çamurlu demez eni konu inceler ve öyle girişirdi işe…Dükkanına gelen müşteriye de demli bir çay koyar, işini çay içilen sürede bitirirse asla para almaz ve “istemez bişeycik” derdi. “Olmaz birader , olmaz abi…” diyenlere de , “tamam tamam bir dahaki sefere” cümlesini kurardı muhacır ağzıyla , gülerek… Hüseyin de hakiki bir ustaydı…Benim çocukluk ve gençliğimin de kahramanlarındandı…Hem de üstüne katmerli insanlığı ve ahlakı olan… Memed Baydur Türk tiyatrosunun çok usta ve kendisiyle barışık bir yazarıydı…O kadar komplekssiz bir yazarıydı ki Limon oyununun başında dünyadan ve Türkiye’den onlarca isme teşekkür edecek ve “bu isimler olmasaydı bu oyun da olmazdı” diyecekti…Memed Baydur’un yazarlıktaki ustalığını abarttığımızı düşünenler varsa Yangın Yerinde Orkideleri, Cumhuriyet Kızı’nı, Limon’u, Lozan’ı döne döne okusunlar…İzlesinler diyemiyorum çünkü yıllardır bu oyunlar devlet tiyatrolarının da repertuvarında yok gibi… Eh, bağımsız edebi kurulların da hikmetinden sual olunmaz…Değil mi ? Şu hayatta tiyatrocu da, doktor da , öğretmen de, ayakkabı tamircisi de , profesör de olsa kimse durup dururken usta olmaz, olamaz… Ustalık bir yoldur…Ustalık bir duruştur… Ustalık kendi kendine verilen bir paye de değildir… Ustalık , kendinden önceki ustalara da layık olma durumudur… Büyük bir mesuliyettir…. Ustalık parayla aranıza mesafe koyma sanatıdır da… Şimdilerde bir sert rüzgar esiyor ya şehiri, devleti , özeliyle tiyatroların üzerinden…“Biz Dümbüllülerin, Kavukluların, Kel Hasanların , Muhsin Ertuğrulların, Behzat Butakların , Hazım Körmükçülerin … talebeleriyiz , meslektaşlarıyız, bize bunu nasıl yaparlar ?” diye feveran edenlere hatırlatalım ki seyircinin de ustası vardır… Seyircinin ustası da kimin yıllardır rol yaptığını, kimin döne döne hep aynı rolü kestiğini , kimin oyun oynadığını, kimin gerçek sanatçı olduğunu ve yukarıda bazılarının adını verdiğimiz hakiki büyük isimlerin gerçekten talebesi olmak için ne kadar samimiyetle çırpındığını şıp diye ayırabilir… –öğrenci değil talebe çünkü talebe bilmeyi talep edendir, çok arzulayandır- Hatta o usta seyirciden bazıları gerekirse isim isim şunu bile sormayı akıl edebilir ; “Daha önceleri nerelerdeydiniz … ?” Her vesileyle temcit pilavı misali , kavramların, kurumların , ustaların arkasına kolayından sığınmadan önce şunu hiç unutmamak gerekir ; Tiyatro, mutlaka ayakkabıcı Hüseyinler için de yapılması gereken bir iş ve sanat dalıdır; Televizyon dizisi sektörünün gözüne girmek ve sınıf atlama hayalleri kurmak için değil… Mesela, Ferhan Şensoy gencecik bir adamken 1970’lerin sonunda, siyah beyaz televizyona yıldız olarak çıkmanın hayaliyle değil önce ayakkabıcı Hüseyinler için yazıp oynuyordu kelle koltukta hem de , Şahları da Vururlar isimli unutulmaz oyununu… Meselelere biraz da böyle bakmakta büyük yarar vardır… Murat Örem 23.04.2012 / Ankara… Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|