| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İnsanlarım - Dostlar Tiyatrosu Huriye Kurçenli Yazan: Nazım Hikmet Kadıköy Tiyatro Festivali'nde dokuzuncu gece. Özgürlük Parkı'ndaki bu ücretsiz etkinlik tiyatro severleri tiyatroyla buluşturmaya devam ediyor. Kadıköy Belediyesi çok önemli bir iş yapıyor, sonsuz teşekkürler. "İnsanlarım" benim bu festival kapsamında izleyeceğim ilk oyun. Oyunun sahneleneceği alana yaklaştıkça rahatsız edici bir ses sürekli "10 yaşından küçük çocukları almıyoruz, ısrar etmeyin" diyor. Ne olduğunu anlamadan anonslar devam ediyor "Çekirdek yemeyin", "Oyun bitmeden çıkmayın" Yok daha neler "çiçekleri koparmayın, çimenlere basmayın" dese inanacağım artık. Tiyatro seyircisi olmak ayrıcalıklı bir şeydir bana göre. Bu uyarılar beni çok rahatsız ediyor. Oyunun başlamasına 15 dakika kala yerimizi alıyoruz. Sahne tiyatro izlemeye çok uygun değil, ama bizim yerimiz nispeten iyi. Allahım, anonslar bitmiyor. Deerrrkeeeennn...O büyülü an ve Genco Erkal beliriyor sahnede. Bursa Cezaevi orası. Dekor tamamen tahta. İki ranza, iki masa, bir tabure. Ama sonra aynı dekor kamyon oluyor, taka oluyor, hastane yatağı oluyor.Geçişlerin bol olduğu bu oyunda, ışık ve müzikler de dekor gibi oldukça başarılı. Ve o muhteşem sözler, o büyük oyunculuk. Tek bir harfi kaçırmak, tek bir vurguyu atlamak istemiyorum, dikkat kesiliyorum. Oyun, dev Şair Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde geçirdiği yıllarını, özgürlüğe, vatanına, eşine ve çocuğuna duyduğu hasretini, "vatan haini" (!) olarak görüldüğü ülkesine ve ülkesinin insanına duyduğu tarifsiz sevgisini, yaşama, kardeşliğe ve "güzel günler göreceğimize" olan inancını anlatıyor. O dönemde yazdığı baş yapıtları eşliğinde. Karısı Piraye'ye yazdığı mektuplar, şiirler, oğlu Mehmet'e yazdığı mektuplar (ki oyunun sonunda öyle bir seslenişi var ki "Mehmedim, oğlum" diye), Memleketimden İnsan Manzaraları, Tarantu Babu, Kuvayı Milliye Destanı, Şeyh Bedrettin Destanı. Hepsinden bölümler oyunun kurgusu içerisine serpiştirilmiş. Usta oyuncu Genco Erkal da Nazım'ın pek çok eserinden sahneye uyarladığı bu oyununda bir hapishaneye dünyaları sığdırıyor. Nazım'ın insanlarını, onların hikayelerini ve elbette Nazım'ın kendisini. Tek başına oynuyor. Bir saat kırkbeş dakika, yani hiç durmaksızın yüzbeş dakika oynuyor. Tek başına ve bir an duraksamadan. Hapisanedeki ranzasına koşuyor, İsmail Kaptan'ın takasına koşuyor, Şoför Ahmet'in kamyonuna koşuyor.Durmuyor, susmuyor, tüm bedenini, zihnini ve yüreğini koyuyor ortaya. Sesindeki vurgular muhteşem. Oyunda öyle bir an var ki; Nazım Hikmet'in isyanı dökülüyor Genco Erkal'ın dudaklarından: "Ve insanlar, ah benim insanlarım, yalanla besliyorlar sizi halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeye muhtaçsınız. Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya, göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan."
Sarsılıyoruz, çıt çıkmıyor salondan, durup düşünüyoruz, gerçekten yalanla mı besliyorlar bizi diye. "Hapiste söylenen bütün sözler kederli. ve aç çocukların dargın yüzlerine benzeyen." Sarsılıyorum !!! "Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta ." Bir kez daha sarsılıyorum!!!
Oyun sıklıkla alkışlarla bölünüyor. Ve final.Herkes ayakta alkışlıyor, dakikalarca. Genco Erkal'ın tek işaretiyle alkışlar yerini derin bir sessizliğe bırakıyor. Çünkü daha söyleyecekleri var ustanın. "Nazım Hikmet" diyor, "ömrünün tam 13 yılını hapishanede geçirdi ve kalan 13 yılını da çok sevdiği ülkesinden uzak, sürgünde, memleketine duyduğu derin bir özlemle." Kim bilebilir memleket hasretini Nazım kadar? Alkışlar artarak devam ediyor. Bir kez daha söz alıyor Erkal ve Nazım'ın "vatan haini" (!) ilan edilişinden bahsediyor. Kendisini vatan haini ilan edenlere "eğer siz vatanseverseniz ben vatan hainiyim" deyişinden, seyirciler yine çılgınca alkışlıyorlar. Ne Nazım Hikmet'e ne Genco Erkal'a doyum olmuyor, tadları damaklarımızda kalıyor. Nazım Hikmet'in dünyanın tüm dillerinde başyapıt olan, benim ülkemde yıllarca yasaklı kalmış o muhteşem eserlerini özgürce izlemek, hem de Genco Erkal'ın olağanüstü yorumuyla izlemek büyük keyifti. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Belki Nazım şu anda Anadolu'da bir çınar ağacının gölgesinde uyumuyor ama, bu gece yüzlerce insanın kalplerinin başköşesine misafir oluyor ve hiçbir şair hiçbir ülkede bu kadar özlenmiyor, Anadolu toprakları "yarin yanağından başka her şeyi paylaşmak" tan gayrı bir isteği olmayan evladını bekliyor. Bu oyunu mutlaka görün, Türkçe'nin en büyük şairini ve Türk tiyatrosunun en büyük oyuncularından birini ayakta alkışlamak için. Not: Tiyatro Festivali 14 Ağustos Pazartesi akşamı sona eriyor. Görülecek çok güzel oyunlar var. Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet sefiller - ( 11/25/2007 ) bizde hepde bole oluyor iyi kalitali insanlaarımızı ya surgun edıyoruz yada bi şekilde engelliyoruz .peki madem bunlar kalitali insanlar neden bizyıllarca bir ssürü şairimizi,yazarımızı,düşünürümüzü,surgun ettik yaşatmadık.üstelikonlardan faydalanmak gibi buyuk bir nimet duruken ,yıllarca nazım hikmet ve onun ginbi insanları bizimle buluşturmayanlar utansın acaba ne gecti ellerine |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|