SOKAKTA ÜBÜ
Rafet Aslan
2006'da Übü yada Tiyatro Sokağa İniyor!
Bu sene beşincisi düzenlenen Alsancak Festivali, diğer yılların çok ötesinde bir başarıya imza attı. Klasik bakış açısının ötesine geçip, alternatif, yenilikçi bir anlayışla kültür-sanat alanının hayatın pratiğiyle buluşturulmasında hoş adımlar atıldı.kuşkusuz bu adımların en önemlilerinden biri sokağa inen tiyatro oldu.
Festivalin ilk günü Yeni Kapı Tiyatrosunun mizahi sokak skeçleri sergilendi. Ardından festivalin son günü izlediğimiz Kentin Oyuncularının sokak sahnesine koyduğu Übü ile sanat ile hayat arasında konulan köprüler sarsıldı. Gerçekten Kentin Oyuncuları sıkı bir hazırlık, büyük bir emek ile Avant Garde tiyatronun bu ölümsüz klasiği kitlelerle buluşturuldu. Müziği, mütevazı ama etkileyici dekoru, başarılı oyunculuk performansıyla hakkını veren bir oyuna tanık olduk. Öncelikle sokakta, geniş kitlelere ulaşabilen bir sanat yapıtı oluşturma gibi zorlu bir görevin altından alınlarının akıyla çıkan Kentin Oyuncuları çetesini kutlamak gerekiyor. Ve tabii ekibe gereken desteği sağlayan TMMOB Makine Müh. Odası İzmir Şubesi yönetimini de.
Übü oyunu Antonin Artaud ile birlikte Sürrealist tiyatronun en önemli ismi olan Alfred Jarry'nin ölümsüzleşmiş eseridir.1896 yılında yazılmış oyun yansıttığı absürd insanlık durumu ve kentsoylu kültüre yönelttiği saldırgan eleştirellikle bir öncü sanat klasiği haline gelmiştir. Para, iktidar gibi suç merkezleri, soyluluk, hükümranlık gibi otoriter aygıtlar ve sokaktaki adamın masumluğuna dair efsanelerin tümü Jarry'nin vahşi mizahının elinden kurtulamazlar.
Kentin Oyuncuları oyunun zamanın ötesine geçen, evrensel tavrını bugüne yorumlamayı iyi bilmişler. Başarılı yabancılaştırma efektleri, robotlaştırılmış kitle insanını temsil eden devasa kuklaların yaratıcı kullanımı, Cem İdiz'in başarılı özgün müziği ile oyuna ruhsal bir tümlük sağlanmış. Oyunculukta ekibin tümü neredeyse hatasız ve enerjik bir performans sergilerken, özellikle Übü Baba ile Anayı canlandıran Hakan Bintepe ve Bahar Öztop'un oyunculukları taktire şayandı. Yönetmen Günay Toprak'ın başaralı yönetimi ve Abdullah Uysal'ın dramaturg'u ortak bir canlılık ve etkileyiciliğin oluşmasının baş mimarları sayılmalı.
Neticede pop anlayışının sit-com mizahını tiyatro dahil hayatın her alanında sözde kitleler adına hakim kılmaya çalıştığı bir dönemde kara mizahın devrimci enerjisinde kitlelerde yankı bulabileceğini görüldü. Alternatif sanat kitle eğilimlerini okşamadan, kitlelere hitap eden sanat üretebilmektedir. Artık güncel Gerçek'i yakalayamayan gerçekçi anlatım kalıpları dışında, yadırgatıcı bakış ile sarsıcı işler üretilebilmektedir. Öncü sanat geleneği, Sürrealist kara mizahla birleşip günümüz insanı hala sarma gücüne sahiptir.Tiyatro kapalı tecrit alanlarından sokağa indiğinde patlayıcı gücünü göstermektedir. Yeter ki sanatçılar bu cüreti gösterebilsin. Her şeyden öte Kentin Oyunculuklarını bu cüreti gösterebildikleri, tiyatroyu sokağa indirebildikleri için kutlamak gerekiyor.
Evet, 2006 yılında da Übü yaşıyor. Öncü sanat kendi yolunu çizmeye devam ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları
Paylaş
Yorumlar
|