| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Sinopale ve Kaybolmak Hülya Karakaş Kapısından içeri giren mahkumu “ilahi mukadderat” diyerek almıştır içeri, ”sosyal kader” diyerek de.Hangisine inanırsınız bilmem ama bildiğim;her girenin önce “kapı altı hücresi” dedikleri yerde bir güzel ağırlandığı Sinop Cezaevini’ nin avlularından bugünlerde müzik sesleri yükseliyor,dansın ilahi kollarına sığınmış insanlar o hücrenin önünden mutlulukla yürüyor...Sanırsın HELESA şenliği! Bağırıyorsunuz sesiniz kayboluyor içinde,yükselmek istiyorsunuz bir an için, bedeniniz kayboluyor.Duvarlar anaconda misali sarıp sarmalıyor içine alıyor sizi.Tutsak oluyorsunuz.Yolu Sinop Cezaevi’nden geçen aydınlar boşuna söylememiş “Başın öne eğilmesin,Aldırma gönül aldırma…”türküsünü.Gerçekten de bu haline bakarken bile utançla yüzü kızarıyor insanın. Dünyada yaşanan bütün acılardan,koyuluklardan,ihanetlerden ve kötülüklerden sanatla kurtulmanın yollarını arayan insanlar adımlarını doğru yere atmışlardır.Resmin,fotoğrafın,dansın,müziğin,tiyatronun girdiği her yer iflah olmaz bir iyimserlikle efsunlanır. 14 Ağustos 20010 akşamı Tarihi Sinop Cezaevi’nde 3.Sinop Bienali’nin resmi açılışını Sinopale’nin kurucusu,küratörü T.Melih Görgün,Sinopale çağdaş sanat sergisinin sunumuyla yaptı.Doğup büyüdüğü şehrin bütün dinamiklerini dolaylı olarak birbiriyle ilişkilendirmenin mutluluğunu dile getirdi.Zor olanı başarmaya çalışan bir sanat neferi daha duruyordu karşımızda.Sanat aracılığıyla topraklarına bağlılığını dile getiriyordu. Sanat eleştirmeni-küratör Beral Madra’nın Sinopale açılışıyla ilgili söyledikleri samimiyetin taçlandırılmış haliydi: “Bireye ve kitleye daha iyi bir yaşam için,krizlerle baş edebilmek için,siyasetin dümenini mükemmel bir demokrasiye ve toplumsal çıkarlara döndürmek için,yerel yönetimlerin sorumluluklarını,işlevlerini iyileştirmek için nasıl kullanılması gerektiğinin yol ve yordamını,özgür,bağımsız açılımların çeşidini barındıran,zihinsel zenginliği besleyen,yaratıcılığı,üretimi canlandıran bir projedir Sinopale…” SİNOPALE fikrini oluşturanlar,bu fikri halkla buluşturmak konusunda geç kalmazlarsa,halkın buluşma noktalarını tayin ederken “beklenen” şifreleri çözme aşamasında kişisellikten bir ölçüde fedakarlık ederlerse,inanıyorum ki ,80 yaşınızda,8.Sinop Bienali’ni de göreceksiniz.Hep birlikte olacağız yine,yeni tasarımlar,yepyeni oluşumlarla bezenmiş sanat düşlerimizi gerçekleştireceğiz Sinopale’de.Bugün içinde olduğumuz katı,ayrımcı siyasal gündem sanatın aydınlık ortamına bir gölge gibi düştüyse de yılmak yok yola devam. Nasıl ki Ziya Azazi olağanüstü dansıyla ateşin içinde tutsak kalmamayı başardı,nasıl ki Sinop’lu kadınlar götürülen erkeklerinin arkasından suyun başına geçip el ele verdiler;işte tam da bu bilinçle,10 yıl sonra da Sinop halkı şehrin sanat oluşumuna sahip çıkacak. KAYBOLMAK… Sekiz günlük bir atölye çalışmasının sonunda,Cezaevi’nin karşısında duran,yıllardır Sinop halkının bile unuttuğu Lonca Kapısı alanını kullanarak,iki kişi dışında hiç oyunculuk deneyimi olmayan sekiz kadınla,dört amatör erkek oyuncunun sunduğu bir performans… Sinopale’nin haftalık dergisi Sinopsis’de KAYBOLMAK üzerine yazdıklarım: 12 Eylül 1980 darbesinin toplumdaki etkilerini en çok kadınlar hissetti.En çok kadınlar ağladı,en çok kadınların yürekleri yandı.Göz altında kaybettikleri kocalarını,kardeşlerini,sevgililerini,arkadaşlarını aradılar yıllarca.Çocuklarını babasız büyüttüler;evlerine,ocaklarına ateş düştü!Ateş ülkeyi yaktığından daha çok yaktı kadınları! 3.Sinop Bienali’nin “Saklı Anılar-Kayıp İzler” temasıyla örtüşen bu performansı,yörede yaşayan kadınlarla anlatmak,birlikte çalışıp üretmek heyecan vericiydi.Sinop üç tarafı suyla çevrili bir ada,adayı bekleyen erkekler kaybolunca,onları bekleyen kadınların acılarını suya akıtmalarını izleyeceğiz.30 yıl sonra,sakladığımız anıları ortaya çıkarıp paylaşacağız sizinle. Yönetmen Yardımcılığını Burcu Çoban’ın yaptığı KAYBOLMAK adlı performans Hülya Karakaş tarafından tasarlandı. HELESA:Açık denizlerden Sinop’a bir gemi gelmiş.Hava şartları yüzünden yol alamayan gemi çalışanlarının yemekleri ve paraları bitince,çözüm yolunu filikayı omuzlarına alıp,şehri kapı kapı dolaşıp şarkı söyleyerek para toplamakta bulmuşlar.Halk benimsediği bu ritüeli sonraları her yıl Ramazan ayında geleneksel olarak sürdürmüş. Hülya Karakaş Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|