| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Sezon Açılışı - Bakırköy'de Bir Prens, Bir Don Quichotte, Bir Oğul, Bir Kardeş, Alican Yücesoy - Yaprak Dökümü... Can Murat Yaşar Şengel SEZON AÇILIŞI - 13 EKİM 1950 ESKİŞEHİR LAPA LAPA KAR YAĞIYOR - İNSANLARA DOKUNMAK CANIM HOCAM BEDİİ ZİVER – BAKIRKÖY’DE BİR PRENS ,BİR DON QUICHOTTE, BİR OĞUL, BİR KARDEŞ, ALİCAN YÜCESOY – YAPRAK DÖKÜMÜ... Sezonu seyirci olarak 02 Ekim 2015 tarihinde açtım. Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın müthiş bir prodüksiyonu olan “Yanlışlıklar Komedyası” ile rüya gibi bir açılış yaptım. “Rotary Tiyatro Ödülleri” Jüri Başkanı ve Genel Koordinatörü olarak bu sezon Bakırköy Belediye Tiyatroları’nı da ödenekli tiyatrolara verilen ödüllerimize dahil etmekten onur duymaktayım. Bugüne kadar neden beklediğimizi de açıklamak isterim. Bizler Rotary Jüri Üyeleri olarak biletlerimizi kendimiz alıp oyunları izlemek isteriz. Genelde davetiye kabul etmeyiz. Biletlerin çıktığı ilk gün bilgisayarımızın başına oturur ve biletlerimizi satın almaya çalışırız ve tüm oyunları da en az üç kez seyrederiz. Bu sezon Bakırköy Belediye Tiyatroları değerli seyircilerine internet ortamından bilet satın almak olanağını yarattılar. Bu nedenle bu güzide tiyatromuzu hemen değerlendirme kapsamına aldık. Genelde sezonun ilk yazısı olarak 13 Ekim tarihini beklerim. Bu tarihin hayatımdaki önemini birazdan anlayacaksınız. Çeşitli ortamlarda bu tarihte bir yazı yazarım ve bu yazıyı sanatsal yazımın içine de monte ederim. Genelde her sene büyük bir hevesle yazmaya başlarım ama sene sonunda genel yazı toplamında arzu ettiğim sayıya ulaşamam. Bu sene çok hırslıyım ve her haftaya bir yazı yazmaya çalışacağım. Bu sene kitap çalışmalarım, çevirilerim, röportajlarımla bomba gibi enerjik geliyorum. Ustalarım Nisa Serezli ve Tolga Aşkıner’in teatral biyografilerini yazdığım “Hişt, Nisa Seninki Geliyor!” büyük bir hızla ilerliyor. Çok zevkli ve detaylı bir çalışma oluyor... Bilenler bilirler, yirmi yedi tane de tiyatro çevirim vardır. Geçmişte yaşadığım bir haksızlıktan ötürü kendi tiyatromun dışında oynanmaması konusunda bir karar almıştım. Bu da benim doğru bildiğim. Genelde çevireceğim oyunları Avant Scene ve Samuel French kataloglarından seçer ve getirtir sonra da çeviririm. Fransa’dan iki genç yazarın beş eserini okudum ki muhteşem. Çevirilere de başladım... Bu arada “Anket Defteri” isimli röportaj kitabımı da yazmaya devam ediyorum. Şu ana kadar yapılan röportajları daha önce hiç yazmadan sadece kitapta okuyucu ile buluşturmayı planlamıştım ama belki her röportajın bir bölümü yayınlanabilir... Türkiye’nin en uzun soluklu amatör tiyatrosu olan bu sezon 24. Yaşını kutlayacağımız Tiyatro Caniko’ma gelince bizi sürprizlerimizle izlemeye devam ediniz... Gelelim 13 Ekim 2015 yazıma; Internet ortamında yazdığım yazı aşağıdaki gibidir: “Tarih:13 Ekim 1950 Yer : Eskişehir Orduevi Dışarıda lapa lapa kar yağıyor. Düğüne davetliler gelmekteler. İkram o günün şartlarında pasta ve limonata. Öğretmen Suhandan Süheyla ve Kıdemli Üsteğmen Mehmet Sıtkı’nın Düğün Töreni. Şu anda yaşasalardı bu akşam altmış beşinci yıldönümlerini kutlayabilirdik. Ben onlar yanımdaymış gibi her sene bu günü kutlarım tabii ki pasta ve limonata ile. Sevgili anneciğim ve babacığım, ... Bugünü ben de bir milat olarak kabul ediyorum. Hayatımda bugünden itibaren yeni bir sahife açıyorum kendime her şeyden fazla önem vermeye başlayarak… Belki biraz geç bir karar olsa da… Belki kalabalıklar içindeyim, belki de bitip tükenmeyen yalnızlıklar… Belki iyi niyetimden ve dürüstlüğümden ötürü olumluluklar içindeyim, belki de olumsuzluklar… Belki saflığımdan ve temizliğimden ötürü bembeyaz bir dünyanın içindeyim, belki de karanlıklar… Belki yarından itibaren herkese çok yakınlardayım, belki de çok uzaklar... Belki geleceğe yönelik büyük umutlar içindeyim, belki de büyük umutsuzluklar… Ne güzel yazmış Çiğdem Talu “Herkes bir şey aldı götürdü benden… Kimi umutlarımı, kimi hayallerimi, kimi en güzel duygularımı…” “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” ”C’est La Vie !” Can Murat Yaşar Şengel” Bu yaz tatilimi özel hayatımda ne yazık ki çok olumsuz geçirdim. Bu olumsuzluklar içinde çok güzellikler de yaşadım insanlara dokunduğumu da hissettim. Bu terimi çok özenle seçtim. Çok düşündüm nasıl bir terim kullanabilirim diye. “İnsan Biriktirmek” ve “İnsanlara Dokunmak” terimleri arasında kaldım. Karakterime uygun olanın “İnsanlara Dokunmak”olduğu kararına vardım. Hiç ummadığım kişilere dokunduğumu anladım, dokunduğumu sandığım bazı kişilerin ise hayatımdaki yerlerini yeniden gözden geçirmem gerektiğini düşündüm. “İnsanlara Dokunmak” konusunda bir usta ne yazık ki aramızdan ayrıldı... Hocam, Yol Göstericim, Ustam, Üstadım,Duayenim Boğaziçi Üniversitesi’nin pırlantası Bedii Ziver her zaman kalbimde yaşayacak. “Çok Özel Bir Yaşama Do Minör Bir Dokunuş” isimli kendi hayatımı anlattığım oyunumun 20 ve 21. Sahifelerinden bir bölümü aktarmak istiyorum. “Bu arada, Bedii Ziver Hocamla, başımdan geçen bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim. Kendisi de benim gibi bir tiyatro hastasıydı, seyirci olarak tabii. Çoğu kereler, değişik tiyatrolarda kendisi ve saygıdeğer ailesi ile karşılaşıyordum. Üçüncü sınıftaydım, yanlış hatırlamıyorsam. Rehberlik ve özel dersler derken kendi derslerim biraz düşmüştü. Tiyatroya olan sevgimi de biliyor ya Pazartesi günü olacak sınavı için Cuma günü derste “Bak, bu hafta sonu otur, derslerini çalış sana yakışmıyor.” dedi. Ben de, “Tabii Hocam.” dedim. Dedim de... O akşam en ön sıraya Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu’na davetiyem var. Annem, Gülsüm Ablam ve Hikmet Ağabeyimle beraber gideceğiz. Ben, elimde çiçeğim, çikolatam ve baklavam sevgili Nisa ve Tolga’yı görmek üzere kulise girdim. Annemler fuayede, Taksim Venüs Sahnesi, “Adem ile Havva” oyunu. Tam fuayeye döndüm, annem ve benim yüzüm kapıya dönük, bir de ne göreyim kapıdan Bedii Ziver Hocamız, Sayın eşleri ve iki çocuğu içeri girmezler mi. Ben bu sırada mahçup olmamak için görünmemek düşüncesiyle annemi ve kendimi bir manevrayla döndürmeye çalıştım. Annem tabiatıyla yutmadı, cin gibi kadın. Yolda, arabada da bu konuşmayı anlatıp, istermisin tiyatroda karşılaşalım demiştim.(Abdala malum olur). Annem, “Kimi gördün ?” diye sordu. Ben de Bedii Ziver Hoca ve ailesi diye cevap verdim. Annem ise “Haydi bakalım Can Bey, bizi tanıştıracaksınız.” dedi. Ben mahçup bir biçimde her iki grubu tanıştırdım. Bedii Hocamın söylediği cümle her zaman kulaklarımda çınlar: “Nash ile uslanmayanı etmeli tekdir, Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Aynı gün tarihimizden önemli bir büyüğümün de cenaze töreni vardı. Her iki törene de katılmaya çalıştım. Yukarıda kullandığım “İnsanlara Dokunmak” terimi Bedii Ziver Hoca’mıza ne kadar çok yakıştı anlatamam. Kilise ve bahçesi doldu taştı, gözümüzde yaşlar son görevimizde ustamızın yanında. Bir tiyatrocu dostumla karşılaştım törende. Kendisine hocamızı nereden tanıdığını sorduğumda; “O bizim de hocamızdı.” cevabını aldım. Şaşkın bakışlarım karşısında: “O bizim hayat öğretmenimizdi.” cevabını verdi. Ne güzel bir terim daha: “Hayat Öğretmeni” . Düşününce ne kadar güzel bir tanımlama... Bedii Ziver öğretmenim iyi ki sizi tanıdım, iyi ki benim de “Hayat Öğretmeni”m oldunuz. Her zaman kalbimde yaşayacaksınız... Baştaki konumuza geri dönelim. Bakırköy Belediyesi Tiyatroları’ndan internet ortamında ilk bilet alanlardan birisi oldum. Elde olmayan nedenlerle teknik bir hata oluştu. Bu konuda telefon görüşmesi sonucunda gerekli düzeltme için gişeye başvurmam istendi. Gişeye gittiğimde ilgili kişi biraz beklemem gerektiğini bildirdi. Üç dakika sonra pırıl pırıl bir delikanlı yanıma geldi kendisini tanıttı. Alican Yücesoy-Genel Sanat Yönetmeni. Kendisi yaşadığım teknik problem ile ilgilenmesi ve çözümlemesi dışında tüm içtenliği ile beni çaya davet ettiler. Ben Jüri Üyeleri olarak hep beraber yeni görevini de kutlamaya geleceğimizi söyleyerek teşekkür ettim. Türkiyem için çok önem verdiğim genç jenerasyonun bir çeşit Don Quichotte’u benim için sevgili Alican Yücesoy. Kendisi ile konuşurken Türkiye’nin en demokratik tiyatrosunun başında olmasının gururunu hissettim gözlerindeki pırıltılardan. Bu genç adamı kendi gençliğimdeki gözü karalığım ile mukayese ettim. Benim imkanlarım daha şahsi idi ama tiyatroya olan aşkı ağzından çıkan her hece her harf ile belli olmakta. Erken gittiğim için bahçedeki cafe’de kendisini izledim; insanlarla olan sıcak ilişkisi, mütevazılığı, beyefendiliği ilk göze çarpanlar. Can Murat Yaşar Şengel Ağabey’i için de bir oğul, bir kardeş. İki elim kanda da olsa ne zaman bir isteği olsa desteği esirgenmeyecek bir kişilik Alican Yücesoy. Kendi geçmişimi düşündüğümde tiyatro ile ilgili olarak bugüne kadar yaptığım çılgınlıkları imkanlarım olsa hiç düşünmeden tekrar yaparım, tüm maddi kayıplara, manevi kazançlara, kişisel hırs ve kıskançlıkların engellerine rağmen. Aynı ışığı kendisinde de gördüm. Umarım kimse onu incitmez zira tiyatro dünyası için muhafaza edilmesi gereken çok değerli bir mücevher kendisi. Tanıştığımızın ertesi haftası Argun Kınal Ağabeyim için gittiğim taziye ziyaretinde konu açılınca genç bir tiyatrocu dostumla aynı cümleyi söyledik Alican Yücesoy için “Bu toplum için çok fazla!” . Yolu açık olsun... Bu yazı 13 Ekim 2015 tarihinde yazıldı. “Yaprak Dökümü” durmak bilmediği için içimden yayınlamak gelmedi. Tomris İncer, Argun Kınal Ağabey’im, Levent Kırca, Nurhan Karadağ, Yılmaz Köksal, Çetin Altan... Anılarına Saygıyla... “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” felsefem sizlerle olsun. “C’est La Vie!” yani “Hayat Bu !” 23 10 2015 Can Murat Yaşar Şengel cansengel@hotmail.com cansengel@gmail.com Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|