| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İstanbul Hatırası Cüneyt İngiz Güzel İstanbul’um. Sen ne acılar çektin, ne güzel günler gördün, kimileri hüzünler yaşadı senin bağrında, kimileri gözyaşı döktü senin toprağına, kimileriyse mutluluklarını saçtı dörtbir yanına. Gün oldu işgalci devletler postallarıyla kirletmeye çalıştı, sen bütün gururunla savurup attın üstünden, kimileri kirli oyunlarıyla girmeye çalıştı sınırlarına, farkında olmadan senin gücünün, senin azametinin, tövbe ettirip kaçırdın hepsini bir bir. Hikâyelerin bir değil bini aştı, nice şaire, yazara konu oldu yaşadıkların, yaşattıkların. Bir Şehr-i İstanbul ki bütün duygularıyla içimize işlemekte. Hak dostum diye başlayıp söze, sürçi lisan edersek affola diyerek devam edelim girizgâhımıza. Şehr-i İstanbul’da meddahımızın ağzından Ali amcanın yaşadıklarını dinlemek üzere yola çıkalım. Bir gayrimüslim ile bir Türk gencinin aşkını anlatan meddahımız kah o günleri yazarken hatıratına, kah o günlere dönüp resimlerini döküyor önümüze o günlerin. Biz de kapılıp seline Ali amcanın anlattıklarının, an gelip üzülüyor an gelip gülümsüyor tebessüm ediyoruz. Şehir Tiyatroları’nın sezonun sonunda sahneye taşıdığı oyunu, İstanbul Hatırası, Tarık Şerbetçioğlu’nun kaleminden ve rejisinden,Gökhan Aktemur’un dramaturjisinden karşımıza çıkıyor. Geleneksel Türk tiyatrosu motifleriyle süslü, Şehr-i İstanbul’u anlatan meddahın, Ali amca’nın yaşadıklarını aktarmasıyla başlıyor. Ali amcanın gençliğinde yaşadığı bir aşkı, aralarda ülkemizin içinde bulunduğu dramatik savaş acılarıyla beraber hissediyoruz. Tarık Şerbetçioğlu’nun kaleminden çıkan oyun, arasıra küçük kopukluklar ortaya çıksa da birbiriyle bağlantılı olay örgüsü sayesinde dikkat çekiyor. Özellikle geleneksel Türk tiyatrosu motiflerini ön plana çıkararak, değerlerimizi sahneye taşıması seyirciye ayrı bir keyif veriyor. Sahneye taşınan metnin oyunun yazarı da olması nedeniyle, Tarık Şerbetçioğlu’nun kafasındaki ve kalemindeki her noktayı kolaylıkla ve başarıyla sahnede görüyoruz. Meddah ve Ali amca rolüyle, Türk Tiyatrosu’nun duayenlerinden Toron Karacaoğlu hocamızın, ilerleyen yaşına rağmen, dimdik ayakta olması izleyenleri ayrı bir gurura sürüklüyor. Her ne kadar zaman zaman sözlerinde bir yavaşlama ve ağdalanma olsa da, ortalama iki saat boyunca hem anlatıcı, hem Ali amca olarak sahne üzerinde performans sergiliyor olması da ayrı bir güzellik. Oyunun canlı müziklerinin de oyunun bütününe hizmet ederek, akılda kalıcı ve İstanbul denildiğinde bilindik ezgileriyle zihinlere kazınıyor. Oyunun bütünü içinde hiç sırıtmadan, kararında ve dozunda yapısıyla orkestra alkışı hak ediyor. Oyunun müzikleri deyince özellikle İbrahim Şirin’in bir Makber’i var ki içimizi titretiyor. Çıplak sesle söylemeye cesaret isteyen bu şarkının ezgileri İbrahim Şirin’in ağzından kulaklarımızdan yüreğimize doğru akıyor ve mestediyor. Tıpkı Binnur Şerbetçioğlu’nun Sarı Gelin türküsünü muhteşem bir yorumla kulaklarımıza, yüreklerimize akıtması gibi. Oyunun dekoru hikâyesi gereği İstanbul siluetinden alınma. Oldukça pratik ve kullanışlı, zaman zaman video görüntülerinin de üzerine yansıtılmasıyla, çok amaçlı bir hale bürünüyor. Video görüntülerinde emekli sanatçılarını da unutmayan yönetmen Tarık Şerbetçioğlu’nu bir kere daha tebrik etmeli. Bu noktada küçük bir eleştiri, videonun görüntülerinin aktarıldığı dekor üzerinde kesintiler olması dikkati dağıtıyor. Oyunun tamamında büyük bir aşk ve şevkle devinen İskender Bağcılar, Naci Taşdöğen, Selma Kutluğ, Ergun Üğlü, Rahmi Elhan, Gökhan Eğilmezbaş, İbrahim Şirin’in gayreti ve başarısı, bir ekip olabilme becerisini göstermiş olmaları, yıllardır Şehir Tiyatroları’nın çatısı altında beraberce çalışıyor olmalarının da etkisiyle ortaya seyir zevki yüksek bir oyun çıkartıyor. Oyunun sonunda selama çıktıklarında alınlarından ve kostümlerinden akan ter de bunun ispatı. Bütün oyuncuların başarısı yanı sıra, Binnur Şerbetçioğlu’nun performansını ayrıca değerlendirmek gerekiyor. Çünkü Varsenik rolüyle kâh kanto yapıyor, kâh düettoya çıkıyor, kâh ağlatıyor, kâh güldürüyor. Sarı Gelin türküsünü söylerken tüylerimizi diken diken ederken, oyunun finalinde seyirciyi gözyaşları içinde bırakmayı da ihmal etmiyor. Bir oyuncunun bütün donanımını ortaya döken bu performansını, oyunun sonunda ayakta alkışlanmasıyla alıyor. Müzikleriyle, kantosuyla, eğlencesiyle ve aşkıyla yeni tiyatro sezonunda kaçırılmaması gereken bir İstanbul hikâyesi. Yeni sezonda bol bol sahnede olması ve İstanbul’da yaşayanların şehirlerine bakışını değiştirmesi dileğiyle. Cüneyt İngiz Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet pelin - ( 10/31/2010 ) Merhaba, yazınızı okudum ve hayretler içinde kaldığımı ifade etmek istedim. Nasıl olur da bu oyunu bu kadar güzel olarak nitelendirebildiniz bir -eleştirmen- olarak. Neredeyse acaba aynı oyundan bahsemiyor muyuz diye düşünecektim. Oyunun yazılışından tutun da sahne, dekor herşey sayısız hatalarla dolu. Çok büyük kopukluklar var metinde dolayısı ile sahneye akrarımda da büyük sorunlar oluşmuş. Her terleyeni alkışlayacaksak nerde kalacak gerçekten -iyi- olan, bütün hayatını rolüne veren, prova bittikten sonra evine giden değil rolü üzerine düşünen özgün olması için elinden geleni yapan sanatçıya-sanatçılara ne diyeceğiz? Bu oyunun metninden tutun da sahneye koyuluşuna kadar dekoruna, oyunculuğuna, yönetmenliğine kadar hiç bir özgünlük söz konusu değil. Bir daha eleştirel gözle izlemenizi dilerim... eray - ( 11/18/2010 ) Bu akşam oyunuz izledim, gerçekten ilk yarı çok kötüydü, ama oyunda en çok beğendiğim Binnur Şerbetçioğlu nun performansıydı, Sarı Gelin türküsünü mükemmel yorumladı, ikinci yarısı güzeldi. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|