Carolin şöyle, Hürrem böyle değil, öyle-idi! Dillerde dolanan cümleler medyaya aktı mı değirmeni durmak mümkün olamamakta! Değirmen döndükçe oradan rantlar sağlanmakta. “Şu dizi şundan ötürü rekor şikayet aldı. Lakin halk rekor izlemeyle şikayetlere kapak yaptı!” gibi görünmekte beyinlerde. Aynı halk doğru bir benzetme ile savunulan düşüncenin dile getirildiği tiyatro salonunu da boşaltmakta! Geldiniz ki salonun terk edildiğini bilen bile kaç kişi?
Tiyatro oyuncusu, hiçbir duvara yaslanmadan repliklerini dile getirmeyi sürdürebilmeyi hala başarabilmektedir. Zaten başarılamasın diye uğraşılmaktadır. Hiç tiyatronun gitmediği yerlere bir oyunu sahnelemeye gittiğinizde onlar için siz ilk ve unutulmaz olursunuz.
-Şu kadar sene önce şunlar gelmişti bizim beldeye. Şimdi kim bilir nerededirler?
Denilir genelde ardınızdan şu kadar sene sonra. Ve fakat az denilirdi önceden;
-Şu kadar sene önce bu balyoz bizim beldeye gelmişti. Şimdi görüyor musun bak bölüm başına kaç cilli alıyor.
Para! Lidine yandığımın Lidyalıların icadından rahatlamış gibi olsak bile insa-niyetliğimiz paspaslar altında. Oyuncu olmak için konservatuarlar, tiyatro okulları var, bir ustanın yanına çırak gidebilme şansı var. Fakat bir sabah uyandım ki oyuncuyum diye bir şey yok idi! Bakmışsınız ki yüzü beğenilen halkın içindeki gördüğüne inanan bölümün hoşnut kalacağı özelliklerinden birkaçına sahip olan kimse bir sabah uyandığında oyuncu olabiliyor, artık. Daha doğrusu, yani düzeltmek gerekirse, bunu o demiyor. Gene medyanın mübalağasıyla o kendinin oyuncu olduğunu öğreniyor. Ki bunlar oyuncu falanda değildir.
-Aa biz neymişiz ağbi?
Ah lidine yandığımın Lidyalıları, siz icat ettiniz diye değil, bizimkiler dışkısını çıkardılar diye benim tiyatro sanatçım filmlerde, dizilerde oynamak mecburiyetinde kalmakta! Başka güvencesi yok! Yıllar önce kapalı gişe oynadığı oyunlarıyla aydın kesimde dillerdeydiler. Hala aydın kesimin dillerindeler, onlar. Onlar ki dillerinde oldukları aydın kesimin ne kadar
azaldığının da farkındalar. Onlar ki altmışına asansör kurdukları halde hala sahne tozuyla beslenmekteler.
-Reytingi düşük olduğu için ekip olarak bölüm başı ücretleri düşürülerek şu kanala satıldılar! Şu kanaldayken bölüm başına on iki bin lira alırken artık sekiz bine ter dökmekteler.
Katılıyorum, dizilerin süresi azaltılsın, insan sağlığı düşünülsün. Fakat benim tiyatro sanatçım hastane masraflarını karşılayamadığı için o aydın kesimin kampanyalarıyla hala yazabiliyor, oynayabiliyor. Onun güvencesi yokken ve size hizmet etmişken siz hala beyinciklerinizi suya tutun(!)
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...