| | Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| | Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Engin'lere Yelken Açmış Bir Grande Dame Oya Palay Can Murat Yaşar Şengel 
BÜYÜK USTA NİLGÜN GÜRKAN’A SAYGIYLA…Çocukluğum… Selamiçeşme… Oturduğumuz binanın yanındaki şirin köşk… Daha sonra yerinde yükselen büyük bina… Bahçesinde şimdi sararmış fotoğraflar lezzetindeki anılarım… Bizim yaş grubumuzdaki arkadaşlarımızla oynadığımız oyunlar… Daha büyük yaştaki bir ağabeyimin sevgili babasının bahçede yaptırdığı basketbol potası… Şimdilerin Türk Basketbolu’nun en önemli çalıştırıcılarından birisi olması ve büyük özverisi… Bahçedeki inşaatın kalaslarından benim oluşturduğum hayali sahne… Tırnaklarımla kazıya kazıya emek vermeye çalıştığım büyük aşkım ve rüyam TİYATRO… Ellerinde büyüdüğüm kocaman yüreklerindeki sonsuz sevgiyi bana açan herkesin anılarına saygıyla... Çandarlı Kalesi’nin burçlarından spotların altında ağır adımlarla inmekte olan Türk Tiyatrosu’nda Engin’lere yelken açmış bir Grande Dame’ı vardı karşımda. İleride belki de gerçekten Çandarlı Kalesi bir açıkhava tiyatrosu olacak ama şu anda ben hayalimle baş başa kalmaya devam edeyim. Belki Lorca kadınlarından biriydi. Belki Ayşe Sultan’dı, İzzet Hanım’dı, Çengi’ydi…Bana göre Bedia, Cahide, Lale, Nedret, Yıldız, Ayfer, Nisa Ustaların yaktığı meşaleyi devralan bir Grande Dame’dı o. Sorumluluğunun bilincinde oyununu yaşarcasına yorumlayan bir kadın. Cesur ve abartısız.. Belki de genlerinde vardı, anne ve babası Türkiye’min yüreklerinde taht kurmuş ustalardı. Kendisini günümüzün büyük ustası olarak kabul ettiğim Oya PALAY’dan bahsetmekteyim. Şu anda iki oyunda birden sahnede İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda. Adaş iki yönetmen Engin GÜRMEN ve Engin ALKAN ile çalışması nedeniyle yazıma uygun başlık olarak “Engin’lere Yelken Açmış Bir Grande Dame Oya Palay” diye başladım söze. . Nahid Sırrı ÖRİK’in “Sultan Hamid Düşerken” romanından Türk Tiyatrosu’nun büyük emekçisi Kemal BEKİR’in duru Türkçesi ile kaleme aldığı “Düşüş” adlı Türk Tiyatro Edebiyatı’nın en önemli eserlerinden birisini usta yönetmen Engin GÜRMEN yönetmekte. Yıllar önce “Kıskanç” isimli oyunda oyunculuğuna hayran kaldığımız daha sonra yıllarca hem yönetmenliği hem de oyunculuğu ile gurur duyduğumuz büyük usta “Düşüş” oyununu her zamanki titizliği ile bir oya gibi işlemiş. Yüzünün bir yanı şafağa, diğer yanı gecenin en karanlık anına çevriliydi Nimet’in. Büyülüyordu Çağım Defne GÜRMEN ÜSTÜN. Üstelik öğrencim ve sahne arkadaşımdı bir zamanlar. Devr-i Dilara-yı Meşrutiyet de yaşıyordu. Kıymık ve İltihaptı. Keşke dedim Nahid Sırrı ÖRİK’ de Nimet’ini Çağım Defne GÜRMEN ÜSTÜN’de gövdelenmiş haliyle görseydi. Hilmi Efendi seçilmiş bir sığınaktı ama çerçöpten bir sığınaktı. İzzet Hanım o sığınağa çekildiğinde gördü gerçeği. İhanet buydu. Aldanma buydu. Sular, şelaleler gibi sesinin buğulanmasıyla, mimikleriyle, bakışlarıyla ihanete uğramış ve aldanmış İzzet Hanım’ı virtuozitesi ile seyircisiyle buluşturan Oya PALAY sanatının doruklarında.Belki de aynı tarz ihanet ve aldanmalar yaşayan seyircilerinin gözlerinde bir damla yaş bırakmakta. Yıllar önce kendisini ilk kez “Yarısı” isimli oyunda izlediğim Türk Tiyatrosu’nun duayenlerinden Toron KARACAOĞLU’ nun varlığı tiyatro şölenine büyük bir ayrıcalık katmakta. Büyük ustayı sahnede izlerken, gerçek bir İstanbul beyefendisi olan, mütevazılığın bana göre sembollerinden birisi olan KARACAOĞLU ile beraber geçmişteki aldığı roller bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Sayın KARACAOĞLU, iyi ki varsınız, iyi ki sizi tanımak gururuna sahibim. Sizin sanatınız, Türkçe’mizi kusursuz kullanımınız, sahnede ağzınızdan çıkacak her hece bile bir ders gençlerimiz için ya da sadece gençlerimiz için değil herkes için. Neden günümüz Türk Tiyatrosu’nda “Jeune Premier” yok derler anlayamıyorum. Bu oyunda işte size üç tane isim : Erkan SEVER, Rahmi ELHAN ve Caner ÇANDARLI. Bu üç büyük yetenek bu oyunda bir kez daha yıldızlaşmaktalar. İleriki yıllarda her birisi daha büyük sorumluluklar alıp “Usta” olmak yolunda temkinli adımlarla yürümekteler. Erkan SEVER’i Brian CLARK’ın yazdığı Nüvit ÖZDOĞRU çevirisiyle “Karar Kimin” oyununda başrolde hayal etmekteyim. Rahmi ELHAN John PATRICK’in yazdığı Nisa SEREZLİ’nin sıcak çevirisiyle “Delifişek” oyununa ne güzel yaraşır.Caner ÇANDARLI ise Ülker KÖKSAL ustamızın “Bir Garip Oyun” unu bana hatırlattı. Türk Tiyatrosu’nun yıllarını tiyatroya adamış iki isimi Haşmet ZEYBEK ve Yavuz ŞEKER’i ve de oyunu hem yönetip hem de Sultan Hamid rolünü yorumlayan Engin GÜRMEN’i saygılarımı sunarak, ellerim kızarıncaya ayakta alkışlıyorum.Ali KARAGÖZ ise bu oyundaki rolleriyle ve yönetmenlik yolunda attığı adımla beni kendisine hayran bıraktı. Kendisi ile ve yönettiği oyun ile ilgili olarak ileride bir yazı kaleme alacağım diyerek başarılarının devamını dilemekteyim. Diğer rollerde Melike ALTINBARAN, Murat Derya KILIÇ, Özgür DAĞ, Gökhan EĞİLMEZBAŞ, Samet HAFIZOĞLU, Engin COŞKUN ekip çalışmasının en güzel örneğini sergilemekteler. Dramaturg olarak Özge ÖKTEN’i kutlamadan geçemeyeceğim. Sahne tasarımına gelince; tebrikler, tebrikler Ayhan DOĞAN çok işlevli tasarım için. Bu arada ben yazılarımı yazmadan oyunu en az üç kez izlemekteyim. Bu oyunu iki kez Kadıköy Haldun TANER Sahnesi’nde izledim. Belki de sahnenin konumu nedeniyle olabilir ama bana bu sahnede dekor mecburiyetten çok önden kurulmuş gibi geldi bu da ben de sıkışıklık duygusu uyandırdı ama gene de sahne konumu ne kadar dezavantajlı olursa olsun sahne tasarımı tek kelimeyle mükemmel. Kostüm tasarımında ustaların ustası Nilgün GÜRKAN önünüzde saygı ile eğilirim efendim. Mükemmel. En ufak bir ayrıntı bile gözden kaçmamış ve o dönemi bize kostümler yoluyla da tanıtmaktalar. Burada ufak bir detaya girmek isterim Engin GÜRMEN ve Nilgün GÜRKAN ikilisi yıllardır oyunlarda birlikte çalışmaktadırlar. Birbirlerinin ne istediklerini çok iyi bilmeleri de oyun açısından büyük avantaj. Işık Tasarımı’nda F.Kemal YİĞİTCAN ve Efekt Tasarımı’nda Mustafa Emin DUMAN tek kelimeyle mükemmel. Emeğinize ve yüreğinize sağlık. “Engin’lere Yelken Açmış Bir Grande Dame Oya Palay” diye başladım demiştim söze. I.Engin ile ilgili olarak yazımı tamamlamak üzereyim. Tavsiyem lise ve üniversite seviyesindeki tüm gençliğin bu oyunu yani kaçırılmaması gereken bu sanat şölenini izlemeleri. Kim bilir bu oyun sahne donanımları uygun olan lise ve üniversitelere de gitmeli. Sayın Genel Sanat Yönetmenim Ayşenil ŞAMLIOĞLU bu fikirimi göz önünde bulundurursunuz değil mi ? Ya da bu oyun aylık programda daha çok yer almalı. Bu oyun hem bir tiyatro dersi, hem de kültürümüzü tanımaları açısından gençler için önemli bir adım olacaktır. Başta Engin GÜRMEN ve tüm oyuncuları tüm içtenliğimle kutlarım. Öpülesi alınlarından saygı ile öperim. “Engin’lere Yelken Açmış Bir Grande Dame Oya Palay…(II)” yazımda ise II.Engin yani Engin ALKAN’ın büyük dehası ile yönettiği “Alemdar-Tohum ve Toprak” oyununu tanıtmaya çalışacağım. Hayat felsefem olan “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” üçgenim sizlerle olsun. “C’est La Vie !” yani “Hayat Bu !” Can Murat Yaşar Şengel Yazarın Tüm Yazıları Paylaş  Tweet
|
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!  Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin 
|
.. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
