Türk tiyatrosu ve Münir Özkul (4)
Hayati Asılyazıcı
Bir geriye dönüş yaparsak Münir Özkul’un Kanlı Nigar oyununu Altan Karındaş ile oynadığı dönemde (1968) Ülkü Erakalın Kanlı Nigar’ı film olarak yönetmişti. Özkul hem tiyatroda hem de Erakalın’ın yönettiği filmde başrolü oynuyordu. İki ayrı alanda da Özkul’un önemli birer örneklemesiydi Kanlı Nigar. Kanlı Nigar rolünü, Belgin Doruk oynamıştı. Münir Özkul için bir başka örnek vermek istiyorum; Tarık Buğra’nın yazdığı Sırrı Gültekin’in yönettiği “İbişin Rüyası” adlı dizide inanılmaz yorumuyla bir Münir Özkul biçemini izledik (1979). Özkul, İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan istifa ettikten sonra Müjdat Gezen’in yapımcılığını yaptığı Kanlı Nigar müzikalinde “Abdi” rolüyle Aksaray Lunapark’ta büyük oyunculuğunu sergiledi(1980-81). Arena Tiyatrosu’nda Kanlı Nigar oyunundaki Münir Özkul’u izlemeye gelen İsmail Dümbüllü, “Münir fesini giymesin, ona kavuğumu vereceğim” diye haber gönderir ve geleneksel tiyatro anlayışına göre ‘icazet’ denen bir törenle Münir Özkul’a el verir. Bu aynı zamanda Dümbüllü’nün kavuğunu verdiği andır (1968). Tiyatro sanatçısının bir filmde ya da tv dizisinde oynaması için karakter çözümlemeleri ve yorumlamaların nasıl yapıldığını görmek için Münir Özkul’un tiyatro, film, tv dizilerine bakmak gerekir. Verdiğim örneklerde Özkul’un büyük ustalığı yansır. Geleneksel Türk Tiyatrosu’nda tuluat yapmanın ustalığını, Münir Özkul Haldun Taner’in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı ile Tarık Buğra’nın İbişin Rüyası’nda yönleriyle yansıtmış bir oyuncudur.
‘İstanbul’u Satıyorum’
Münir Özkul Usta, bir yandan sinemada çalışmalarını sürdürürken derin tutkusu olan tiyatroyu da özlüyordu. Yine Türk Tiyatrosu’nda; yazarlığı, oyunculuğu, yöneticiliği ile bir Ferhan Şensoy Tiyatrosu’nu yaratan, genç ve yetenekli sanatçının Münir Özkul’la sahneyi paylaştığını görüyoruz. Bu genç sanatçı Ferhan Şensoy’du. Geleneksel ile çağdaş tiyatrı bireşimini ve ayrışımını (analiz ve sentezini) büyük yetkinlikle kullanan Ferhan Şensoy “İstanbul’u Satıyorum” adlı oyunuyla Münir Özkul’u buluşturdu (1987-1991). Özkul, Erol Günaydın ve Ferhan Şensoy ile birlikte oynuyordu. Oyunda nitelikli sanatçılarda rol alıyordu. Yazar Şensoy, İstanbul’u Satıyorum adlı oyununda bugünün İstanbul’una adeta gönderme yapmıştı. Çok başarılı bir yapıt olan oyun uzun süre afişte kaldı. Oyuna eleştirel bakış gerçekçiliği de ortaya koyuyordu. Bugünkü İstanbul’un topografyası ancak bu kadar ortaya çıkarılabilirdi. Yazar, ölümsüz bir yapıtında İstanbul’u çizip çözümlemişti. Ferhan Şensoy’un tuluattaki başarısını gören Münir Özkul, İsmail Dümbüllü’den aldığı kavuğu Ferhan Şensoy’a verdi. Bu da başlı başına bir tiyatro olayıdır. İstanbul’u Satıyorum’u yine kalıcı bir oyun olan “Soyut Padişah” oyunu izledi(1989-90). Ferhan Şensoy’un mizah gücü Soyut Padişah’ın kurgusu ile örtüşüyordu. Münir Özkul Soyut Padişah’taki doruktaki oyuncuydu. Günaydın ve Şensoy da olağan üstü yorumlarıyla Özkul’a ortak oluyorlardı. Özkul’un Ortaoyuncular’da oynadığı üçüncü oyun “Yorgun Matador”du. Bu oyun Münir Özkul ile adeta özdeşleşti. Gerçekten sahne sanatımızın yorgun matadoru Özkul’du. Başarı olağan üstü düzeydeydi. Türk Tiyatrosu’nun üç ustası yine Ortaoyuncular’da buluşmuşlardı (1990-91). Türk Tiyatrosu’nun üretken ve biçemsel yazarı Ferhan Şensoy Münir Özkul’la dördüncü oyununu paylaştı. “Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu” adlı oyununda Münir Özkul olağan üstü oyunculuğunu yine sergiledi. Ferhan Şensoy’un oyunu da aynı güzellikteydi.
Ortaoyuncular’daki dört olağan üstü temsillerinden sonra 1996’da İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen jübile ile tiyatro yaşamını tamamladı. Bu jübilede en büyük emeği geçen Müjdat Gezen’di. Uzun süredir hastalığında yanından ayrılmayan eşi Umman Özkul’a ve Müjdat Gezen’e Münir’in dostu olarak ayrıca teşekkür ediyorum. (Bitti)
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...