| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Günün Adamı - Bakırköy Belediye Tiyatroları Üstün Akmen BAKIRKÖY'DE ÇOK DİNAMİK BİR REJİ DENEMESİ : "GÜNÜN ADAMI" “Bu piyesi dört yıl evvel, bir tatil ayında, sırf el alıştırmak için karaladım. İlk hikâyelerimi herkesten gizlemeyi nasıl bir saygı borcu bildimse, tiyatro alanındaki bu denememi de ele güne çıkaracak değerde bulmuyordum. Nitekim "Günün Adamı" üç koca yıl çekmecemde uyudu durdu. Sonra dostlar aklımı çeldiler. Piyes Şehir Tiyatrosuna sunuldu. Kabul edildi. Roller dağıtıldı. Tam oynanacakken, temsili zararlı görülerek repertuardan indiriliverdi. Yazarı da böylece, herkesin gözünde töhmetli duruma düşürülmek istendi.
Kaderin şu cilvesine bakın ki, onu temsilden men edenlerin bu hareketini bir derece düzeltmek, henüz bazı tiyatrolarımıza tamamen yerleşmedi ise bile, yurdumuzda yine de bir söz hürriyeti bulunduğunu ispat etmek ödevi böylece dönüp dolaşıp yine yazara düşmüş oldu.
HALDUN BEY’DEN ALINTI YAPTIM Yukarıdaki satırları, Haldun Taner’in “Günün Adamı” için 1993 yılında yazdığı önsözden alıntıladım. Anlaşılabileceği gibi, oyun tam oynanacakken repertuardan çıkartılmış, bu durum, o yıllarda oldukça önemli tartışmalara neden olmuş. Aradan şunca yıl geçmesine karşın, "Günün Adamı"nın değişmemesi, güncelliğini koruması ne acı değil mi? ACI AMA GERÇEK Usta yazar Haldun Taner, Bakırköy Belediye Tiyatrolarında “reprisé” oyun olarak sahnelenmekte olan yazdığı bu ilk oyununda, dürüstlüğü ile medyanın ilgi odağı haline gelen, seçim atmosferinde şöhret olan ve milletvekili adaylığı için politikacıların peşinde koştuğu bir profesörün yaşamının nasıl kabusa dönüştüğünü ironik bir dille anlatmakta. Siyasal alanda, özellikle çok partili rejimde kendini gösteren, iğretilik, yalancılık, ikiyüzlülük… Devletin gücünü kötüye kullanma, devletin sırtından kazanç sağlama… Diyeceğim, ha düüün , ha bugün… BİSİKLET, EL ARABASI DEYİP GEÇMEYİN LÜTFEN “Günün Adamı”nın alışık olduğumuz konusundan çok, bence sahnelenişi ilginç. “Al beni, oturt sahneye” bir oyunu, yönetmen Orhan Kemal Aydın profesörün yaşamındaki sadelikten, siyasete soyunmasındaki “karabasanlı” günlere kadar son derece kalın bir çizgiyle ayrıştırmış. Abartılı oyunculuklarla grotesk bir biçem yeğlemiş. Bora Nakipoğlu’nun oyun başlamadan ve perde arasında süren o sinir bozucu, gıcık efekti dışında, Ayçın Tar gerçeküstü kostümler tasarlamış. Behlül Tor'un, profesörün siyasal yaşamında dosyalarla dolacak olan tavana kadar kitaplı raflarla bezeli oda ve masasından oluşan gerçekçi dekoru alkışı hak ederken; kullandığı bisiklet, el arabası gibi öğeler, sadece birer öğe olmaktan çok başka şeyleri de ifade ediyor. Bir düzenin ve bir düşünce kütlesinin ana parçası bunlar. Yeri gelmişken, sahnenin arka ortasına konulan merdiveni anlamadığımı da itiraf edivereyim. OYUN, BELLİ Kİ UYUMLU BİR ÇALIŞMA ÜRÜNÜ Orhan Kemal Aydın’ın yönetiminde gerçeklik ve düş tam kıvamında çizilmiş. Örneğin, otel tablosunda zaman ve yer inandırıcılık sağlayacak kadar gerçek. Öte yandan, olayın geçtiği mekân, kişilerin saplantı alanlarının dışındaki her şeye sımsıkı kapalı. Bu arada, oyuncuların grotesk makyajlarının anlatıma son derece yardımcı olduğunu da belirtmeden geçmemeliyim. Fotoğraf ve filmlerin yansıtıldığı projeksiyon gösteriminin de… Murat İpek’in, genelde yavaş açılan ışık tasarımının da, gerçeküstü atmosfere el verdiğini görmezden geldiğim sanılmasın.. ANLATIM GÜCÜ DEDİĞİMİZ… Bakırköy Belediye Tiyatroları’ndaki oyuncu kadrosunun büyük çoğunluğunun anlatım güçlerinin gelişmiş olduğunu biliyorum. Anlatım gücü, öyle sos gibi bir şey değil ki yönetmen tarafından oyun denilen yemeğin üzerine konulsun. Anlatımın özelliği, hiç kuşkusuz dikkatle, titizlikle yapılması gereken birçok çalışma sürecinin sonucunda oluşuyor. Düşünsel, duygusal ve vücutla ilgili çalışmalar sonucu toplanıyor, birlikteliklerinden sanatsal amaca hizmet doğuyor. Demek istediğim, anlatım da tutarlı bir çalışmanın ürünü. OYUNCULARIN TÜMÜ BAŞARILI DA… Bu açıdan da, oyuncuları ve yönetmeni kutlamak isterim doğrusu. Tugay Mercan, Gözde Gülbay, Muhammet Çakır, Alican Yücesoy, Fatih Koyunoğlu, Ali Kil görevlerini aksatmadan yapıyorlar. Nurhayat Atasoy ve Doğacan Taşpınar iyi. Füruzan Aydın isteksiz ve zayıf. Ali Rıza Kübilay, Emrah Eren, Mert Asutay canlandırdıkları karakter üstüne düşünce sahibi olmuşlar. Önder Bulut sevimli bir uşak çiziyor. Orhan K. Aydın fevkalade başarılı. Aytekin Özen, finaldeki “black out” ile süren karabasan tablosunu bence bir kez daha gözden geçirmeli. Didem Germen Aydın, ya yönetmenin buyruklarını bire bir uymuş ya da sekreter karakteri için ciddi anlamda düşünsel çalışma yapmış. O zaman da alkışa, anasının ak sütü gibi hak kazanmış. Üstün Akmen
Evrensel Gazetesi Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|