| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Cesaret Ana ve Çocukları – Semaver Kumpanya İsmail Can Törtop Semaver Kumpanya’dan savaştan fayda sağlamaya çalışanlara seslenen bir oyun; Cesaret Ana ve Çocukları.. Bertolt Brecht’in bu harika oyununu oynamanın tam da sırası. O kadar çok ki savaşı fırsat bilip kendi küfesini doldurmaya çalışanlar.. Sadece savaş ticareti yapan, silah satanları getirmeyelim aklımıza. Onları, oyun doğrudan hedef alıyor zaten. Bir yandan da kötü durumları kendileri için fırsat bilenleri düşünelim. Ülkesi krize girmiş ve dolar fırlamışken “ben ihracatçıyım daha çok kazanıyorum” diye sevinenler, Amerika Irak’a saldırırsa “Musul’u da bize verir mi” diye hayal kuranlar, komşu ülkede yangın-iç savaş-kavga çıkınca “bu yıl turistler bize gelir” diye bekleyenler, iş ortamındaki olumsuzluklara çanak tutarak birilerinin işten ayrılıp kendi “kariyer yolu”nu açmasını bekleyenler.. Acaba Cesaret Ana’yı izleyince fark ederler mi yaptıklarını? Kazanıyorum diye düşünürken aslında kendilerinin kaybediyor olduklarını fark ederler mi? Cesaret Ana, Polonya-İsveç arasında yapılan savaş sırasında arabası ile ticaret yapan bir kadın. Ordunun peşinden giderek bölgede az tüccar olmasını fırsat bilir, genelde subayların ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler satar. Protestan ile Protestan, Katolik ile Katolik olarak, ucuz bulduğu ürünleri değerinin de altında alarak hayatını kazanır. “Tüccara dili sorulmaz, kaç para diye sorulur” sözü ile bugün içinde bulunduğumuz siyasal ve sosyal yapı ile örtüşen bir hayat felsefesi benimsediğini görürüz. Savaşı takip ederek kazanç sağladığını düşünen Cesaret Ana’nın çocuklarının teker teker öldüğü ve dilenmek zorunda kalacak kadar az para kazanabildiğini izleriz oyun boyunca. Tüm çocuklarını kaybetmiş olmasına rağmen hala savaş sayesinde para kazanabileceğini düşünen Cesaret Ana, bir zamanlar çocuklarının çektiği arabayı kendi çekerek düşer yollara oyun sonunda.. Cesaret Ana’nın hikayesinin yanı sıra, farklı mesajlar da veriyor oyun: Kitleleri savaşa dahil etmek isteyen büyüklerin savaşa giydirdiği kılıfları, savaşların toplumun yönetilmesi, disipline edilmesi için önemli olduğunu, barışta kullanılan pek çok eşya ve değerin savaşlara borçlu olunduğunu anlatıyor.. Oyun 1600lü yıllardaki hayata savaşın kattığı kullanışlı eşyaları anlatıyor, ben de bugünden birkaç örnek vereyim. Cep telefonlarımızı örnek vereyim, ya da interneti, bilgisayarları, uzay teknolojilerini, MR gibi Lazer gibi gelişmiş teşhis ve tedavi araçlarını.. Dünya Savaşları ve Soğuk Savaş olmasaydı hayatımızda bu ürünler olmayacaktı. Bu kadar faydalı ürünler doğuruyor olmasına rağmen kınayabilecek miyiz savaş çıkaranları? Belki şimdi de küresel krizden yeni bir savaş çıkaracak dünya insanlarını.. Cesaret Ana’nın halini izlerken kendi halimizi de akla getirelim.. Semaver Kumpanya’nın sıkı takipçilerindenim, Murtaza’dan bu yana tüm oyunlarını izlemeye çalışıyorum. Ancak, yine her oyunu iyi çalışılmış başarılı oyunlar olmasına rağmen, son dönemde eski heyecanını göremiyorum Kumpanya’nın. Çevre Tiyatrosu’nun yaşadığı seyirci sıkıntısı mı acaba bunun sebebi? 2 yıldır oyunlarını garajistanbul ve Enka sahnesinde de oynamaya başlaması, Çevre Tiyatrosu’nun seyirci sayısı yetersizliğinin ve yeni sahne arayışlarının sonucu mu? Bence ülkemizin en kaliteli gruplarından biri Semaver Kumpanya, ancak bir türlü yerleşik hayata geçememesi, onu durduruyor sanki. Oyunu Işıl Kasapoğlu yönetmiş. Harika bir dekor karşılıyor seyirciyi. Dekor, hem Cesaret Ana’nın ticaret yaptığı araba ile seyahatinin öyküsünü iyi yansıtıyor, aynı zamanda Enka Oditoryumu’nda oyuncular için bir sahne oluşturuyor. Ben gerek dekorun kullanımını, gerekse oyuncuların dekor ile devinimlerini başarılı buldum, zamanın akışı da iyi yansıtılmış. Ancak ışık için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Oyunda karanlık alanların bolluğu tercih edilmiş, bazen de sis efekti ile başarılı bir ambiyans oluşturulmuş. Ancak herhalde mekanda imkanları kısıtlı olmasından dolayı aydınlık olacak yerlerde de yeterli ışık yok. Oyun müzikleri enstrümantel olarak güzel. Lakin müzik üstüne yazılmış Türkçe sözler için aşı tutmamış diyeceğim, sırıtıyor, kulağa iyi gelmiyor. Ayrıca, oyuncular sololarına gereken özeni göstermemiş. Bu da göze iyi gelmiyor. Koreografi üzerinde çalışılmalı.. Tilbe Saran fevkalade bir oyuncuk sergiliyor. Cesaret Ana’nın faydacı, yer yer esprili, bugüne önem veren, mala kıymet veren karakterini ve kaba vücut yapısını gayet iyi yansıtıyor. Lakin, tüm sahnelerde aynı coşkulu sesle konuşmak yerine belki oyunun seyrine göre tonunda değişiklikler yapması oyunu besleyebilir. Oyun Tilbe Saran’ın üzerine kurulmuş, Semaver Kumpanya oyunlarındaki alıştığımız takım çalışması alıştığımız kadar yok. Oyun zaten Cesaret Ana karakteri üzerine yazılmış, ancak diğer karakterler olması gerekenden fazla geri planda kalmış bence. Hatta ihmal edilmiş; örneğin Cesaret Ana’nın aşçının yanında generalin konuşmalarını dinlediği sahnede; General, sıradan bir Asker ve Rahip arasında vücut kullanımı ve konuşmalar açısından neredeyse hiç fark yok. Oyunun tanıtımlarında da hep Tilbe Saran adı geçiyor, ancak Süleyman ve Öbürsüler’de harika bir performans gösteren Sarp Aydınoğlu, ya da geçen yılın başarılı tek kişilik oyunu İnfazcı No:14’te başarılı bir oyun çıkaran Tansu Biçer.. Onlar ve Kumpanya takipçilerinin oyunlardan tanıdığı diğer oyuncular bence biraz daha ön plana çıkmalı. Kumpanya kadrosunda kötü oyuncu yok, sahnede sırıtan, yetersiz duran oyuncuya rastlamadım. Ben bunu iyi çalışmaya (provalara) ve takım oyununa bağlıyorum. Bu oyunda yer alan Ahmet Kaynak, Burcu Doğan, Bülent Çolak, Nadir Sarıbacak, Öyküm Elif Erdoğan, Özlem Durmaz, Sarp Aydınoğlu, Serkan Keskin, Tansu Biçer, Ümit İlban da iyi bir performans ortaya koyuyorlar. Genel olarak oyunu başarılı bulduğumu söylemeliyim. Hatta Tilbe Saran bu performans ile ödül jürilerine göz kırpıyor. 2.5 saatlik dolu dolu bir oyun, hem iyi oyunculuklar var hem de harika bir hikaye var. Bir yandan içiniz ürperiyor Cesaret Ana’ya, bir yandan da onun “hayat devam ediyor” şeklindeki tavrına hayretle bakakalıp üzülemiyorsunuz kadına. İstanbul Tiyatro Festivali’nde ilk gösterimini yapan oyun sezon boyunca sahnelenecek. Sayılarının çok olduğunu bildiğim Semaver Kumpanya fanatikleri zaten izleyecektir, ancak henüz Kumpanya hayranı değilseniz siz de Kasım-Aralık programını inceleyin, mutlaka izleyin derim. İsmail Can Törtop can@tiyatrodunyasi.com Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Ezgi Toz - ( 11/16/2008 ) Öncelikle Semaver Kumpanyayı Cesaret Anayı oynamaya cesaret ettikleri için tebrik etmek gerekir. Yıllardır ülkemizde oynanmaya teşebbüs edilmiş fakat gerek oyun trafiği gerek dramaturji açısından çok zorlukları olduğundan oynanmaktan hep kaçınılmıştır. Bu oyunu oynarken dikkat edilmesi gereken hususlar oldukça fazla ve her biri birbirinden önemlidir. Bunların en başında Cesaret Ananin seyirciye vermesi gereken mesaj kesinlikle bir annenin zavallı durumu, savaştan mağduriyeti olmamalıdır. Eğer oyundan bu sonuç çıkartırsak oyun başarısız demektir. Cesaret Ana savaştan para kazanmaya çalışan bir leş kargasıdır. Tilbe Saran bu görevi yer yer verebildiyse de bazen hakkını verememiştir. Cesaret Anayı oynayan oyuncu gibi olabilmek seyirciyi bu yolla düşündürebilmek bu rolün ana misyonu olmalıydı. Bertolt Brecht yönetiminde bu oyun çalışılırken Helena Weigelin böyle oynaması üzerinde çok durmuştur. Yine de Tilbe Saranın yüksek performansı sesindeki vurgular dışında etkileyiciydi. Müzikler konusunda Can Beye katılıyorum. Epik oyunlarda müzik efektinin ayrı bir yeri vardır. Sanırım bu yorumda müzik görevini yapamadı aksine bitse de oyun devam etse durumuna düştü. Oyuncuların playback üzerine vokal yapmalarının da bu duruma katkısı olmuştur. Dekor ise iyi bir şekilde tasarlanmış ve efektif bir şekilde kullanılmıştır. Emeği geçen herkesin eline sağlık daha nice böyle başyapıtların seyirciyle buluşması dileğiyle… Burcu Rona - ( 11/13/2008 ) Sizi gerçekten çok örnek alıyorum.Bence çok başarılısınız.Başarılarınızın devamını diliyorum size... |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|