Bir tiyatro düşünün. İstanbul’un en güzel yerlerinden birinde, tarihi bir binada, bir katın yarısına konuşlanmış ve seyircisini asansörle mekana çağırıp, oyuna getiren.
Bir tiyatro düşünün. Kimsenin bilmediğini bulup, kimsenin oynamadığını oynayıp, herkesin bilip de bir türlü söyleyemediği gerçekleri, seyircisinin suratına suratına çarpmak isteyen.
Bir tiyatro düşünün. Her malzemesi özenle seçilmiş, seyirci için en kalitelisi, gerekirse en pahalısını almış, arkasına tiyatro aşığı insanları ve şirketleri almış, bunları kimseye yedirmeyen.
Ve bir tiyatro düşünün ki tüm bunları yaparken, yardım taleplerinde bulunmuş, talepte bulunduğu kurumlardan ya da kişilerden istediğini alamamış, bunu kendine yedirememiş, sonuca katlanamamış, bunu herkese duyurmakta da bir sakınca görmeyen...
Anlamadığım, daha doğrusu anlamakta güçlük çektiğim birşey var! Bu kadar özelliği sadece kendi olanaklarıyla elde etmiş bir tiyatro neden bu yardıma ihtiyaç duyuyor? Bunu neden duyurma ihtiyacı hissediyor? Özlem Daltaban’ın yazısını okuduğumda gerçekten şaşırdım. Herşeyi kendi olanaklarıyla gerçekleştirme becerilerini tüm tiyatro camiasına göğüslerini gere gere söylerken ne oldu da böyle bir durumu hem yaşayıp, hem de anlatma ihtiyacı hissetiler?
Uzun zamandır sadece yaptıkları oyunların isimlerinden başka hiçbir şey bilmiyorum Dot’la ilgili. Ama bu kadar insanın ve tiyatro meraklısının kapısında yatmaya hazır olduğu bir yerin adını bu şekilde yıpratmaya sahibinin bile hakkı olmadığını söylemek isterim. Çünkü bu tür söylemler, daha 3 sene öncesinde söylenenlere ters düşebilir. Attığınız tüm sağlam adımları, yaptığınız tüm işleri bir anda gölgede bırakabilir.
Dot kendi adına doğru bir şey yaptığını düşünebilir ama adına yaraşır bir açıklama olmadığını kabul etmek gerek. Her tiyatro grubu bu şekilde açıklamalar yaparak alacağı ya da aldığı yardımlar hakkında görüş bildirebilir elbette. Ama tam da bu aşamada yapılan ve yapılacak işlere bakmak, bu güne kadar ne gibi stratejiler izlendiğini gözden geçirmek, ona göre bir pozisyon almak ve bu durumun kişilere ve oluşumlara neler katacağını ve onlardan neler götürebileceğini öngörebilmek gerekir.
Tüm bunlar Dot gibi oluşumlara bir yarar sağlamaktan çok uzak görünüyor. Ama sadece buradan bakınca...
ua - ( 11/23/2008 )
Mısır apartmanı, kat 4. Tiyatro dünyasına çok farklı bir soluk getiren, her zaman çarpıcı oyunlarıyla adından söz ettiren DOT.. Özlem Daltaban, yardım talebini reddetmesinin nedenini karşılığındaki miktarın azlığı değil, desteğin hangi kriterlere göre verildiğinin belirsizliği diye açıklamış. Miktarın azlığı veya kriterlerin belirsizliği, sebep ne olursa olsun şu sıralar bu olayla gözde olması gerçekten hoş değil,umarım daha fazla üstünde durulmaz.. mesut - ( 1/17/2009 )
gayet güzel olmus fulya - ( 3/5/2009 )
evet size katılıyorum arda bey,bu pek uygun bir yaklaşım değildi .
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...