| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bir İntiharın Provası - Kurt Neden Ot Yemez? Cüneyt İngiz Hiç düşündün bir insanı yaşama mücadelesi verirken? Tabii ki düşündün çünkü sen de yaşama mücadelesi veren bir insansın. Her an ayakta kalabilmek, hayata tutunmak ve sonrasında bir adım öteye, istek, umut ve arzulara uzanabilmek, tek amacın bu hayatta. Güzel bir iş, iyi bir eş, bir ev, bir araba, sağlam bir kariyer aradın durdun kendine. Varolmak için sonuna kadar mücadele ettin. Önüne çıkan her şeyi kendi yükselişin uğruna kullandın, hiçbir fırsatı kaçırmamak için gözlerini dört açtın hayata. Bazen kaçırdın fırsatları üzüldün, bazen yakaladın sevindin. Peki bütün bunları yaparken, bir adım yanında, önünde ya da arkanda duranlara bir dakika olsun durup baktın mı? Hiç baktın mı senin kazandıklarının aslında başkalarının kaybettikleri olduğuna, hiç baktın mı senin sevinçlerinin başkalarının mutsuzlukları olduğuna, sen başarmanın sonsuz hazzını yaşarken bir adım yanındakinin belki binlerce kez kaybettiğine ve kaybetmekten yorulup hayattan vazgeçtiğine bakabildin mi? Hadi baktın diyelim. Peki görebildin mi? Gün gelip de bütün mutsuzlukların, huzursuzlukların üstü üste seni kovaladığında, tam da her şeyden vazgeçip, pes ettiğinde, yanında, önünde, arkanda duranlarla karşılaşıp, senin vazgeçtiklerinden onların da kaybetmeye başladıklarını gördüğünde ne yaparsın? Senin yokoluşun belki de onların bitişi demek. Arkanda bıraktıklarının da seninle beraber aynı çukura yuvarlandığını bile bile, vicdanının kantarı kaç kişinin yükünü çekip seninle gelmelerine izin verirsin? Şehir Tiyatroları’nın bu hafta sahnelemeye başlayacağı “Bir İntiharın Provası” adlı oyun işte bu soruları sormamıza sebep oluyor kendi benliğimize. Nurullah Tuncer’in yönetmenliğini yaptığı oyun, Bennu Yıldırımlar, Bora Seçkin, İbrahim Can ve Serhat Kılıç’ın oyunculuklarıyla can buluyor sahnede. Bir adam gözü kararıp bütün hayatından vazgeçtiğinde Tuna Nehri üzerinde bir köprüye çıkıp, intihar etmeye karar verir. İntihar öncesinde bunu neden yaptığını düşünmeden, bütün sonuçlarını göze almışken, bir balıkçının çıkıp gelmesiyle, aslında durumunun ne kadar karmaşık olduğunu anlar. Onun intiharı, balıkçının da kaybetmesine, umutlarından vazgeçmesine sebep olacaktır. Henüz balıkçıyla anlaşamamışken, sevgilisinin de köprüye gelmesiyle işler arapsaçına döner. Sonunda bir kaptanın gelmesiyle intihar etmek isteyen adamın, aslında kaybetmediğini görmesi, bir iş, bir kurtuluş umudu doğmasıyla, hemen intihar etmekten vazgeçmesi bir olur. Kaptanın kardeşleri yoluyla adamın borçlarına ve iş imkanlarına kavuşmasını sağlaması, bir anda umutlarının filizlenmesine sebep olur. Duşan Kovaçevic’in kaleminden çıkan oyunun metni günümüzün en büyük sorunlarından bir haline gelen, stres, umutsuzluk, çaresizlik, kaçma duygusunu çok güzel ele alıyor. Ruhunu beslemekten vazgeçip, dünya malına tamah eden insanoğlunun elinde aslında kendinden başka hiçbir şey olmadığını anlaması ve sonun başlangıcına doğru ilerlemesini anlatıyor. İntihar ederken bile bir anlık fırsatı gördüğünde hemen her uzanan eli çare olarak tutmaya çalıştığında daha da zayıftır insanoğlu diyor yazar ve bu en zayıf anında yakalayıp umut tacirleri onları, arzularının oyuncağı haline getirirler. İyi anlaşan bir ekibin bir araya gelmesiyle başarılı bir performans sergileniyor. Bütün oyuncuları birbirinden ayırmadan ahenkle ve özenli bir ritm duygusuyla tango yaparmışcasına seyrediyoruz. Özellikle bu tür oyunlarda ihtiyaç duyulan ekip ruhu, birbirini tamamlama, açıkça seyirci tarafından hissediliyor. İntihar etmek üzere köprüde sallanan, ne istediğini bilerek rolünü canlandıran Bora Seçkin, tiyatroda!!! canlandırdığı her farklı role kendi ruhundan bir şeyler üfleyen, nefesini bize hissettiren Bennu Yıldırımlar’ı, genç ama arzulu oyunculuk gücüyle bizleri ikna eden İbrahim Can’ı tebrik etmemek mümkün değil. Canlandırdığı birkaç rolle zor bir iş üstlenen Serhat Kılıç’ı her rol için ayrı bir görsellik ve oyunculuk ruhu kattığı için ayrıca tebrik etmek gerekiyor. Oyunun görsel efektleri oyundan kopmadan insanın zihninde çeşitli fikirlere yol açarken, oyunun ruhuyla beraber çözülmeden, ayrılmadan doğru noktalara hizmet ediyor. Görsel bakımdan zengin oyunun başarılı müziklerle desteklenmesi ve sahnede ışık barlarıyla dekorun kullanılması görsel bir zenginliğe sebep oluyor. Finalde baktığımızda sahnede hiçbirşey olmaması, ama oyun boyunca inip çıkan ışık barlarının etkisi bizi oyunun içine başarıyla çekerken, aslında büyük ve kocaman dekorların arkasına saklanacak fırsatı vermiyor. Böylece çıplak sahnede, çıplak oyunculukları izliyoruz. Tek sıkıntı oyunun finalindeki geçiş. Oyunu sabırla bir noktaya getiren, bundan sonrasında oldukça gerilimli ve karın ağrısına sebep olan oyunun finalindeki değişim bizleri rahatlatmakta yetersiz kalıyor. Finalinde “oh” dememiz gereken yerde, bilinmedik bir huzursuzluk ve sıkıntıyla kalkıyoruz koltuğumuzdan. İkna olmuyoruz sanki finalde gerilimin bittiğine, tatmin olamıyoruz bir türlü, yarım kalan bir katarsis çekişmesiyle üç nokta koyuyoruz geceye. Bu kadar işin altından başarıyla kalkan ekibin bu durumun da üstesinden geleceğini bilerek dönüyoruz evimize. İyi bir tiyatro metninin, işini bilen bir yönetmenin elinde parlatılarak sahneye konması, seyir zevkini arttıran bir iş seyretmemize sebep oluyor. Bu sezon birçok başarılı Şehir Tiyatrosu oyununun arasına “Ben de varım” diyerek katılan “Bir İntiharın Provası”nı mutlaka seyretmenizi ve “kurt neden ot yemez?” sorusunun cevaplarını sahnede bulmanızı tavsiye ediyorum. İyi Seyirler, Cüneyt İngiz Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Said Kocaağa - ( 12/21/2009 ) Cüneyt hocam la birlikte izledim bu oyunu o kadar zevk aldı ki izlerken anlatamam. Keyifle güldüğü yerlerde yahu ben neyi kaçırıyorum diyemeden edemedim. Kara mizah işleniyormuş meğer anladığım kadarıyla sahne tozu yutmak gerek biraz iyi anlamak için. Zevkliydi ama oyun bitişi biraz üzücü ama güzel oyun şaşırtmalı böyle beklenmedik bişeyle. Kalemine sağlık hocam izlerken merak etmiştim oyunla ilgili düşüncelerinizi burdan okumak da gzeldi:) görüşmek üzere.. Teoman - ( 12/28/2009 ) Hiç keyif alamadan çıktığım, alkışlamadığım bir oyun oldu. Sıkıcı geldi, beni içine çekemedi. Resat Bilener - ( 1/3/2010 ) oyunun adı -intiharın genel provası- dır, lutfen duzeltiniz Suat roterdam - ( 1/8/2010 ) -bir intiharın provası- değil , -İntiharın Genel Provası- ,demişler zaten Anıl Ayvalıoğlu - ( 1/9/2010 ) Muhteşem bir oyun ve muhteşem bir oyunculuklar.Hayran Kaldım.Yalnız bir kişi oyuna gider ve oyunun ismini yanlış bilirse hele bir de bu yazarsa tam bir rezillik.Eğer hala oyunun ismini bilmiyorsanız ben size yazayım İntiharın Genel Provası. Rezil Yazar - ( 1/27/2010 ) Algınız açıksa yazdığım yazılarda başlıklara bakarsanız küçük oynamalar yaptığımı anlayabilirsiniz. Bu da o tür bir küçük oynamadır. pelin yuksek - ( 3/21/2010 ) Ne kadar cok takintiliyiz anlayamadim, yazar burda direkt oyunun adini kullanmak istememis olabilir, biraz oynamis ne var bunda! -bir intiharin genel provasi -yazmis olsa diyecegim ki yanlis, ama- bir intiharin provasi- derken oyunun ismi degil,baska sey vurgulanmak istenmis.Sasiriyorum bazen sirf yorum yazmak icin yazilmis yazilara. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|