| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhsin Ertuğrul-Nazım Hikmet-Memleket-Millet Yurdagül Yurtseven Bu işe başlamadan evvel çok düşündüm acaba sinema eleştirmenliği mi yapsam yoksa tiyatro eleştirmenliği mi? Fakat ülkenin her alandaki gidişatının hiç de iç açıcı olmadığını gördükten sonra bu ülkenin insanına tiyatroyu sevdirme, aşılamanın gerektiğine inandım… Yani ülke üzerinde oynanan iç ve dış oyunları halkımız böyle uyuyarak izleyemezdi… Eğer tiyatro sever olsalardı… Mutlaka çocuklarınızı tiyatroya götürün üç yaşından itibaren… Çünkü tiyatroda neden-sonuç ilişkisini çözebilme yeteneğine sahip olacaklar… Düşünme ve düşünürken fikir üretebilme, tahmin yeteneğine sahip olacaklar… Dil anlatımı, ikna yetenekleri gelişecek. En güzeli ileriyi görebilme yetisine sahip olacaklar… Kendilerini tanıyacaklar ve her şeyden önce insanı ve insan olabilmeyi… İnsanlara insanca davranabilmeyi öğrenecekler… Neyse… Tarihte Emevileri bilirsiniz… Taht uğruna, siyaset uğruna halkını perişan eden fakirleştiren, dini duygularını kullanan suistimal eden, din siyaseti yapan, en acısı peygamber ailesini yok eden… Her şeyin aşırısı akıldan eder o yüzden çok korkarım aşırılıktan ve din üzerinden siyaset yapan çıkarcı zihniyetten… Tekel işçileri ayakta… Sadece kendileri için değil bu ülkede sizin için zira yapılan ihalelerde kazanan yabancı sigara şirketi nikotin içerisinde daha çok alışkanlık yapsın diye bir nevi uyuşturucu katmışlar ham maddenin içine... Daha çok satılması için… Eczacılar ayakta… Sadece kendileri için değil çocuklarınız ve sizin için… Amerikan sistemli bir anlayış markette ilaç satılacak olması… Amerika’da kaç insan yanlış ilaç kullanımdan dolayı hastalandı, öldü kaçınız bilirsiniz… Hukukçular aynı şekilde… Kendileri için değil sizin için.. aydınlığınız için… Kim suçsuzken suçlu duruma düşmek ister… Sürekli değişen üniversite sınav sistemi… Madem düzeltilemiyor neden sürekli bozuluyor sistem… Bırakın olduğu gibi kalsın… Bu yıl üç kademeli olacakmış… Bir form, banka harçları kaç para bilemiyorum fakat iyi para akacak… Peki, öğrencilerin beyinlerine yeterli bilgi akacak mı? Peki ya sonradan iş bulabilecek mi? Felsefe dersinin başlangıç konusu “hikmet” olacakmış… Eski konuyu kaldırmışlar… Yakında felsefeciler de ayaklanır… Bu konuda bir yazı yazmasını beklerim felsefe mezunu usta Zülfü Livaneli’den… Muhsin Ertuğrul sahnesinin yıkılacak olması üzerine tepkiler oluşmuştu… Ben o protestocuların içinde yoktum… Çünkü yeterli bir açıklama yoktu.. işin içinde neler dönüyor bilemiyordum. Bu tepkilere karşılık açıklanmadı ne olup biteceği… Sonradan tepki teğet mi geçti nedir modernize edilmiş yeni yüzüyle açılışı yapıldı… Her şeye rağmen ben bu zihniyetin samimiyetine inanmıyorum… Yanardöner politika anlayışına… Demem o ki her yeri laleleştirirler, yeşillendirirler, park yaparlar fakat bir bakıyorsunuz ki diğer yandan bir köprü daha düşünülür ve büyük bir ağaçlık alan heba edilebilir… Bütün sanatçılar oradaydı olmak zorundaydılar tiyatroyu sahiplenmek adına... Çünkü politika gelip geçicidir fakat sanat kalıcıdır… Düşünüyorum da “cami yapacaklar tepkisi” gayet normaldir… Topkapı sarayının birinci avlusunu bilirsiniz orada hükümet öncesi yüzyıllık yabani kestane ağaçları vardı... Şimdi avlu modernize edilmiş haliyle betonlaştırılmış… Bana göre önemli olan düşünsel devrimler, revizyonlar daha etkileyicidir.. yapısal anlamda revizyonlar hele hele modernizm anlamındaysa bu çok tehlikelidir… Muhsin Ertuğrul sahnesi çok az maliyetle restore edilebilirdi yıkılmadan… Fransa’da, İngiltere’de, İskoçya’da yüzyıllık şatolar vardır, sanat binaları vardır siz hiç yıkılıp yerine modernlik olsun göz kamaştırsın diye yapıldığına şahit oldunuz mu? “Alacakaranlık, ne karanlıktır, ne aydınlıktır; ikisi ortası, aydınlıktan uzak, daha çok karanlığa yakın. Alacakaranlık bir kandırmacadır, aldatmacadır, yutturmacadır, oyalama, göz boyamadır. Karanlık, gecedir, her gecenin de bir sabahı olur. Ama alacakaranlıkların hiç yoktur sabahı, bir sürüncemedir, sürer gider... Ne aydınlık, ne karanlık... Varsa da yok... Yoksa da var... Var gibi de yok, yok gibi de yine var...” demiş Aziz Nesin. Nazım’ın üzerinden dahi politika yapan bir zihniyet… Mezarında fatiha okundu, mezarını getirelim dendi… Atanın heykelinden sonra Nazım’ın da heykeli artık Küba’da… Kim bilir bir gün beklide Pir Sultan Abdal’ın heykelini de yaparlar Küba’lılar… Hiç şaşırmam… Maalesef… Midye gibiyiz kapalı, serçe gibi ürkek ve telaşlı… Açız, yorgunuz, mağruruz, uyuşuğuz, uykuluyuz… Çoğuz fakat koyunuz… Daha çok mu balık tüketsek düşünebilmek için… Daha çok havuç mu yesek ilerisini görebilmek için… Muhsin Ertuğrul sahnesi açıldı… Şatafatlı, kan kırmızı koltukları olan sanki 5 yıldızlı bir otelin lobisini andıran mükemmel yeni sahnemizin yeni halini inanın çok çoook beğendim (!) Kesin Amerika’lılar Avrupa’lılar bayılacaklar hayran kalacaklar bize… Hatta bizi takdir edecekler… Bravo mükemmel bir eser yarattınız. Modernlik baabında gerçekleştirilen yoz fikirleri, Böyle bir zihniyeti ancak protesto ederim… Alkışlarımla, Bu arada kulağımda Candan Erçetin “ninni” çalmakta… Yurdagül Yurtseven (suare@hotmail.com) Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet nmerve - ( 1/24/2010 ) güzel yazı! Ellerinize sağlıkk Bende sizi ayakta alkışlıyorum.. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|