| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
APARTMAN ya da Yalnızlığa Atılan Düğüm Pınar Çekirge "April is the cruelest month" T.S Eliot Zehir tadında bir yalnızlık. Apartmanın tüm daire sakinleri payını almış bu yalnızlıktan. Tırpan olmuş, iğdiş edilmiş hayatları iyice savurup, kopartmış iletişimsizlik. Herkes iç sürgününde. Herkes bir diğeri için yem ve kapan aslında. Herkes kendi dairesinde yazıp, oynuyor tragedyasını.Herkesin gözlerinde hüzünlü bir şeylerin o ıslak, taze izleri. Apartman kendi süfli senaryosunu çekiyor. Bilinçaltı katmanlarından sızan ufunetli yalnızlık sıvıyor tüm odaları. Unuttuğum, atladığım, nice ayrıntıyı yeniden yaşattı Apartman bana, görmemi sağladı. Studio Oyuncuları yapımı Apartman.Ridade Tuncel yazmış ve yönetmiş.Kadro müthiş.Ses başrolde..kimi zaman bir iç çekiş, kimi zaman çok bildik ama yadırgatan o uğultulu ses.Sonra bir ışık çakımında değişen yüzler.Adeta, nasıl desem, kozmik bir bağlantı kuruluyor oyuncuyla izleyici arasında.Bunu hissediyoruz karşılıklı. Poyraz kokuyor odalar.Yağmur ve is kokuyor.Ya da bana öyle geliyor.Beynimin bir oyunu mu tüm bu olup bitenler ? Kimbilir ? Apartmanın kaçıncı katındayım ? Hangi dairede ? Unuttuklarımı hatırlıyorum tek tek.Her dairede varım aslında.Her dairede sürüklenen hayatlarla doku uyumum tam.Oyun nerede başlıyor, gerçek nerede sona eriyor, karmakarışığım. Murat Mahmutyazıcıoğlu gözlerimin içine bakıyor.Gözpınarlarında belli belirsiz bir buğu.Spotlar bir anda sönüyor. Fotoğrafta gördüğüm yüzdü bu.Yanılmam olasız.O siyah beyaz fotoğraftaki yüzdü karşımda duran.Bu nasıl olabilirdi ? Apartmanın altıncı katındaydım. Her sese, her devinime değişik bir mana, ağır bir yük, boyut veriliyordu.Hüzne, öncesiz sonrasız bir yalnızlığa hiçlik düğüm atmış gibiydi.Ürperdim. Rocha Testi vardı önümde..mürekkep lekelerine bakıp aklıma ilk geleni söylemem isteniyordu.Apartmanı görüyordum her kıvrımda.O yüzleri..o çekilen acıları..kopuklukları.Dalga dalga üstüme geliyordu Apartmanda yaşayanlar.Garip bir zaman kayması içindeydim..öyle olmalıydı. Karanlık çoğalıyordu.Tedirgin edici sesler çoğalıyordu.Bilinçaltımın yarı gölgeli, loş sığınaklarında ezilip kalmıştım.Yıllanmış birikintiler arasındaydım.Apartmanın altıncı katında.Belki tüm bu yaşadıklarım bir halüsinasyondu, acıtan, garip, irkiten bir karabasan. Çıkmalıydım..daire kapısına yöneldim.Birden ayrımsadım, ben ne denli gerçeksem, o yedi kişi de o kadar sahiciydi.Sahnede izlediğim bu kişiler gerçek olduğum kadar gerçektiler.Benzer şeyleri yaşıyorduk.Çıplaktık.Çırılçıplaktık iç sürgünlerimizde. Karanlık gölgeler sıkı sıkıya tutmuş kollarımdan, kendine doğru çekiyordu beni. Tam burada, yanımda gibiydiler...sahnenin ortasında yatıyordum..ince bir kan sızıyordu burumdan..karanlık eziyordu hepimizi. Sonra sessizlik. Hepsi, herkes alkışlarla karanlığın içinde yitip gitmiş olmalıydı. Apartman boşluğunda bir başımaydım. Ridade Tuncel,Umut Kırcalı,Gülşah Karahasan,Demet Bendik,Başak Keser,Özgür Özcan,İsmail Başöz, Murat Mahmutyazıcıoğlu ve Studio Oyuncuları Apartman ile bambaşka bir dünyaya götürdüler beni.Sanki psikoterapi seansındayım..sanki Rocha Testi'ni tamamlamam gerekiyordu.Zaman daralıyordu giderek.Acele etmeliydim.Her kıvrımda, her ışık patlamasında bir başka dairede buluyordum kendimi.Her dairede bir başka hayatı ödünç alıyordum.Her hayatta bir başka acıyı üstleniyordum.Apartman bir büyü gibiydi.Bir daireden diğerine koşuyordum umutsuzca.Karanlık hükmediyordu.Ses çoğalıyordu..siyahın tonlarında dağılıyordum. Apartman teğet geçiştirilen hayatların öyküsüydü aslında.Savrulmuş hayatların.Büyümüş, ürkmüş gözbebeklerinde kopkoyu bir hüzün, acı olan insanların bir Apartmanda varoluş hikayesiydi. Bir ünlem konduruyor Apartman belleğimize. Evet, bu bir tragedya ! Siyaha yakın bir ışıkla yıkanıyor sahne.Bent çekilemeyen seller arasında insanlar..silme yalnızlık. Sesleri dinliyoruz.Dinlemezsek, sesler, yankılar eriyip yokolabilir.Huzursuzuz.İçe kapanışın odalarına çekilmişiz.Gözlerimizin içi dumanlı.Yaşamı yeniden kurma çabalarından yorgun..yenik düşmüşüz hepimiz.Apartman bir sığınak.Kimbilir ? T.S Eliot; "April is the cruelest month", demişti. Galiba 'Ash Wednesday''in baslangıcındaydı bu cümle.Artık ne önemi var ? Pınar Çekirge Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|