| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Olmadı Sayın Anık M. Ergün Işıldar Yazılarınızı, sadece "GİZLİ OTURUM" hakkındakini değil genellikle soğukkanlı, nesnel ve faydalı bulduğum için okurum. Sanırım aynı kuşaktan olduğumuz için de "başkalarının cehennemimiz" olduğu dünya hakkındaki görüşleri de paylaşıyoruz. Dediğiniz gibi bizler "cehennemlik" olduğumuz için onlar cehennemimiz. Yalnız Mehmet Ergen hakkında bu söyledikleriniz bana biraz ağır geldi. Ben ne yaık ki bu güne dek bir Mehmet Ergen oyunu izleyebilmiş değilim. "Aşçı kendi pişirdiği yemeği yiyemezmiş." İster bahanelerden, ister koşullardan deyin bu böyle maalesef, ama ilk fırsatta bu durumu değiştireceğim. Kendisini kişisel olarak tanıdığımı da söyleyemem: bir, iki defa karşılaşma ve selamlaşma, o kadar.. Ancak girişimlerini ve yaratıcı üretkenliğini fark etmemem olanaksız. Bu nedenle ona hayran olduğumu, saygı duyduğumu ve hatta biraz imrendiğimi söyleyebilirim. Geçen sezon İBBŞT- Genç Günler çerçevesinde başlattığı - belki de daha önce de sürdürüyordu ve ben bilmiyorum, bu da olabilir - oyun yazarlığı atölyesini oldukça önemli bir girişim olarak görüyorum. Dramatik yazın alanındaki büyük boşluğa akıtılan küçük bir damla belki, ama önemli. İnsan yazınızı okuyunca "acaba aralarında geçmişten kaynaklanan bir husumet mi var?" kuşkusuna kapılıyor. Bu sertlikte bir iki yazınızı daha okumuştum, ancak anladığım kadarıyla siz yeni oyun yazarlarının işlerine gereğinden çok fazla umutla yüklü gidiyor, sonunda da çok büyük hüsran yaşıyorsunuz. Bunu sizin ve benim gibi önündeki yaşayacağı zamanı hesaplamak zorunda olan kişilerin karamsarlığı olarak görüyorum. Lütfen kendinizi ne çok fazla umutla şişirin, ne de gerçekler karşısında bu denli çabuk çözülün. Üstelik bizim dilimiz ve zamanımızın dili arasındaki makas açılıyor diye kızmak yerine, yeni bir dil öğrenir gibi mutlu olmalıyız. Bizden sonraki kuşakların üretimine, tabii kötüye iyi diyerek değil ama, bilgimizi aktararak destek çıkmalıyız. İndirgemeci bir yaşamı yaşamak zorunda değiliz, tadı yok çünkü, ama yükseltici ve derinleştirici davranmalıyız. Saygılarımla, Ergün Işıldar -------------------- - Melih Anık'ın sözkonusu yazısı için tıklayın... - Mehmet Ergen'in bu yazıya cevaben gönderdiği yazı için tıklayın... Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Melih Anık - ( 3/23/2010 ) Sayın Işıldar, Değer verip beni başlık yapmanıza teşekkür ederim. Düşüncelerinize cevabım Ben Patronum yazısının başlığında var : Yakıştıramadım. Takdir edersiniz ki, güvendiğiniz,inandığınız birine yakıştıramazsınız. Umut kestiğiniz birine ise yaptığı yakışır zaten! Mehmet Ergen hakkında yazdığım 5. yazı bu. Bir de sezon öncesi Hayallerim-Merak Ettiklerimi yazdığım yazımda Ergen ile ilgili Keşke var. Hepsi de tiyatro dünyasının arşivinde duruyor.Tüm oyunlarını tiyatro dünyasında galiba ilk ben yazdım. Sanıyorum ki onları okumuş olsaydınız husumet aklınıza gelmeyecekti. ( Mehmet Ergen de okumamış!) Sizin yazınız yayımlanmadan önce ben, yazıma gelen bir yoruma cevap yazmıştım ama sizinki önce yayımlandı. Okumanızı öneririm. Umutla umutsuzluğu dengelemeyi öğrenecek yaşa geldim. Bu sürede tiyatromuzun geçirdiği evreleri takip ettim. Ufku ve sınırları ile ilgili gerçekçi olduğuna inandığım ( öngörülerimdeki isabet nedeniyle) bir tiyatro perspektifi sahibi olduğumu sanıyorum. Şunu çok iyi biliyorum ki çok kötü oyunlarda seyircinin ayağa kalkarak alkışlaması ,onlara ön ayak olan eleştiriler bir riyadır. Ve bizim tiyatromuzun en büyük yalanı bu riyadır. Onun için de sap samana karışmıştır. Bu gala akşamları yalancı sözlere benzer. O kadar çok alkış ve sırt sıvazlama var ki.Tiyatromuzu kurtarsaydı o kadar -riya- bu zamana kadar kurtarırdı zaten. Özellikle gençlik üzerinden yapılan riyaya kızıyorum. Yapılan iş kötü ise kötü denmezse kolay ve ucuz alkışlarla bir yere varmamız mümkün değil. Ben yazımda faturanın bizim neslimize çıkarılması gerektiğini yazdım. Bir de kendimizi başarılı göstermek adına kötüyü başarılı yapmamak gerek. Devamı , yazacağım Mehmet Ergene cevapta. Okuyup düşüncelerinizi paylaşırsanız memnun olurum. Saygılarımla. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|