| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Romeo ve Juliet: Tüketilemeyen Bir Aşk Hikâyesi Mustafa Göksal Halkın Gözünden... Bu sefer izleme fırsatı bulduğum oyun William Shakespeare’nin en ünlü yapıtlarından olan “Romeo ve Juliet.” Arkadaşımla birlikte Kâğıthane Sadabat Sahnesine doğru yola koyulduk. Biletlerimizi önceden almıştık. Sahnenin ön taraflarında olan yerimize oturmuş etrafa bakınıyorduk. İlk başta yerimizi yadırgamıştım doğrusu, belki de arkada bir yer olsa sahneyi görmek için başımızı sağa sola çevirmeyiz diye düşündüm. Oyun başlayınca fark ettim ki, iyi ki de ön taraftan almışız. Çünkü bazı replikleri duyamadım doğrusu. (Arkadakilerin vay haline!) Oyun başlamadan önce arkadaşım: “Kaç kişiliktir bu oyun?” diye bir soru sordu. Ben de “Romeo ve Juliet işte iki kişiliktir” dedim. Oyun tam yirmi iki kişiden müteşekkildi. : )) Oyuna geçmeden önce oyun hakkında kısa bir bilgi vereyim. Malumunuz üzere oyunun yazarını belirttim. Oyunu dilimize kazandıran Özdemir Nutku, yönetmen ise Kemal Başar. Oyunun müziklerini de çok tanıdık bir isim yapmış: Can Atilla. Oyunun Konusu ise; Shakespeare'in en tanınmış eseri Romeo ve Juliet'te, İki aile arasında bitmek bilmeyen bir nefret ve düşmanlığın gölgesinde yeşeren büyük bir aşk anlatılıyor. Bu öyküyü bir aşk söylencesine dönüştürerek, temel bir aşk imgesi yaratan Shakespeare, bu yolla acımasız toplumsal gerçeklerle gerçek sevgi arasındaki çelişkiyi gözler önüne seriyor. Shakespeare'in büyük aşk tragedyasının temelinde yatan aile düşmanlığı yüzünden, Romeo ve Juliet arasındaki aşk, ancak sevgililerin ölümüyle ölümsüz bir kimliğe bürünüyor. (Katalogdan alıntı yapılmıştır) Gelelim oyuna… Oyun Verona’da yaşayan iki düşman ailenin (Capulets ve Montagues) çocuklarının ölümle sonuçlanan aşkını ele alır. Romeo çılgın bir âşık, biraz da şıpsevdi bir karakteri bünyesinde taşır. Juliet ise içi içine sığmayan ve ruhunda birazda delilik (kaçıklık) bulunan bir kızımız. Romeo Juliet’i görmeden önce bir başka kızın aşkıyla yanıp tutuşurken, Capulets ailesinin tertiplediği maskeli baloya katılır. Maskelerin altındaki yüzler gerçekliğin tüm uzuvlarını saklarken, aşkın gücünün dışa vurmasına engel olamayacaktır. Oyunda balo esnasında çalan müzikler günümüzün müziklerine uyarlanmaya çalışılmış. Müzik çalmaya başlayınca bir anda aklıma diskoteklerin müzikleri geldi. Bu durum bende hayal kırıklığı yaşattı doğrusu. Herhalde diğer müzikte Hande Yener’den Romeo şarkısı olacak diye düşündüm. Ne işi var disko müziklerinin Romeo ve Juliet oyununda (!) Böyle bir güncelleme yamalı bohçayı anımsattı. Oyun müzik bakımından sınıfta kaldı diyebilirim. (Müzikler kötü değil, yalnız çağın müziğini yansıtmıyor) Romeo ve Juliet’in sinema filminde de güncelleme söz konusu idi. Lakin yalnızca müzikte değil, oyunun tamamında bir güncelleme olduğundan izleyiciyi rahatsız etmemişti. Oyuna tekrar dönersek Romeo Juliet’i baloda görür ve kalbine Eros’un okları saplanır. Elbette Juliet içinde aynı durum söz konusudur. Bir sütunun arkasında aşklarını itiraf ederler, aşina olduğumuz o meşhur replikler eşliğinde: “Romeo: Senin dudaklarınla, dudaklarım günahtan arındı. Juliet: Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı. Romeo: Öyleyse ver bana günahımı geri.” Aşk ateşi her ikisinin de yüreğini sarar, ta ki ölene dek. Shakespeare’nin sözleri oyuna büyüleyici bir hava katmış. Replikleri dinlerken rotanızı farklı bir dünyaya çeviriyorsunuz. Hayaller ile gerçeklerin harmanlandığı bir dünyaya ulaşıyorsunuz. Oyun esnasında beni en çok etkileyen repliklerden birkaç tanesini de Sizlerle paylaşmak isterim. “Sizin dans edecek hafif ayakkabılarınız var. Oysa benim yüreğim kurşun kadar ağır. (Baloya gitmeden önce) Sonsuza dek dinlenip bu yerde, uğursuz talih yıldızımın boyunduruğundan şu dünya yorgunu bedenimi kurtaracağım. Ey gözler! Son kez bakın. Kucaklayın son kez ey kollar! Ve dudaklar… Siz, nefes kapıları! Kutsal bir öpüşle mühürleyin, ölümle yaptığım bu süresiz anlaşmayı.” Mesajlar: Her aşk nasıl vuku bulursa bulsun, hiçbir güç aşkın tamamlanmasına engel olamıyor. Aileleri birbirine düşüren hırs, intikam ve ihtiras üçgeni aşkı etkisi altına alamıyor. Yok olup giden bireyler, gözlerin yaşarmasına sebep olurken, hatırlanma yüzdeleri kayboldukları andan itibaren azalmaya başlıyor. Büyük düşmanlıklardan öte büyük sevgiler her zaman çağlara ulaşabiliyor. Aşkı büyük ve güçlü yapan ailelerinin düşmanlığı değildirdir. Bilakis ailelerin düşmanlığını ön plana çıkartan, yaşanılan aşkın gücünün göstergesidir. (Halk ulaşılmayan aşkların büyük olduğunu düşünür, oysaki ulaşılamayan aşk gönül hırsızının ta kendisidir) Romeo ve Juliet, bu iki ismin yaşadıkları aşk çağlara uzanmaya devam edecektir. Çünkü aşk gücünü ölümsüzlükten almaktadır. Romeolar ve Julietler terki diyar eylese de, aşk gözüyle bakanlar sevgiliyi her daim güzel görecektir. “Ah Juliet! Neden böyle güzelsin hala? Yoksa ele avuca sığmayan ölüm mü âşık oldu sana?” Mustafa Göksal Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet öznur gözen - ( 12/2/2010 ) çok teşekküerler güzel paylaşımınız için...marmarisede tiyatro gelsin istiyoruz..birinizz duyunn sesimiii :))) marmaris tiyatro konusunda fazlasıyla zayıff tiyatro aşk diyenlerdenim ben... tüm sanat sevenlere duyrulurr ;) Mustafa Göksal - ( 1/19/2011 ) Teşekkürler Öznur Hanım. İnsanların hayatında tiyatronun önemli bir yeri var muhakkak. En kısa zamanda Marmaris-de bir tiyatro açılmasına ben de destek veririm. Teşekkürler öznur gözen - ( 3/25/2011 ) rica ederim mustafa bey:) en kısa zamanda marmaris e destek bekliyoruz :)) MELDA BURCU - ( 5/12/2011 ) ÇOOK GÜZEL BEN PAYLAŞIMINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM NİGDE YEDE GELMESİNİ İSTİYORUM XD Esra Durmaz - ( 12/2/2011 ) Dün akşam izlediğim oyun hiç beğenmedim.Müzikler dediğiniz çok güncel.Ölümsüz bir aşk hikayesine yakışmayacak kadar kötü.Kendimi bir gece clubunde hissettim.Böylemi olmalıdı bu ölümsüz aşkın baloda ki müziği..!!Oyunculuk performası taktire şayandı gerçekten..Diyecek lafım yok..Fakat shakespeare-in romeo ve julieti değildi sahnede sergilenen..Sahne kostümleri çok çarpıcı..Sahne ışıkları çok profesyonel..Büyük bir emek var çok belli lakin oyun çok güncellenmiş,beğenmedim.. ibrahim Bozdağ - ( 3/3/2012 ) romeo ve juliet ve ya leyla ile mecnun belki de kerem ile aslı, ne farkeder ki isimler... Asıl kelime AŞK ile kaplanmış, gizlenmiş; tüm isimler bu üç harfin örtüsü ile örtünmüş. Aşkın tüketilmeyen yanı mı bu isimler? Tüketimin ta kendisi mi? İnsanlar masallar da, hikayelerde ve ya tiyatro sahnesinin gösterilen AŞK- ın peşine düşmüşler. Onları gösterinin her anında bir bir tüketiyorlar. Neden bu büyük hikayeler bu modern dünyanın gösterimlerinde kendini anlatıyor. Aşk terk etmiş Modern insanı. İnsanlar büyük bir aşkın peşinde ama hiç birinin bedenin de aşkı taşıyacak bir yürek yok.Aşk günümüzde yazarların kullandığı bir konudan ibaret.Bu cümlem ise Halil Cibran- ın bir cümlesini aklıma getirdi. - Kalemlerini yüreklerimizin kanina batirirlar, sonra da esin ve ilham iddasinda bulunurlar-... Evet arzuların istediklerini kullanıyoruz. Arzumuzun istediğini tüketiyoruz. Biz Aşkı tüketiyoruz üstad. Tüketilemeyen değil de eskimeyen bir aşk hikayesi daha açıklayıcı olurdu. Selamlar... |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|