Efendiler! Sorarım size. Neden bu kadar azaldı politik tiyatro? Yeni nesil neden sevmedi politik tiyatroyu? Bunu kim veya kimler bu duruma getirmeyi başarabildi? Bunun suçlusu kim? Neden doğruları söylemek suç damgasıyla görüntüleniyor beyinlerde? Dolaylı yoldan yaptığınız eleştirileri bir gazetecinin sorusunda neden DAN diye vuramamaktasınız suratlara? Hani nerede tiyatronun muhalifliği? Yanlış olanı doğruya çevirebilmek için bilinçlendirici replikleriniz hani nerede? Nerede bu suçlu?
Suçluyu mu bu bulmak istiyoruz? Gayet tabi. Bakın o zaman okulları-nıza. Tiyatro kolu kaldırılmış, etkinlikleri aptal nedenlerle iptal ettirilmiş, asıl doğruları içeren repliklerin bulunduğu oyunlar tebliğ dergisinden kaldırılmış, halkın uyanacağı değil gülüp unutacağı repliklerin büyük puntolarla yazıldığı oyunlar tekrar edilerek uyku derinleştirilmiş. Küçüklükten böyle büyüklüğe geçişin yaşandığı bir ülkede beklenen politika ne kadar olabilir ki? Asıl politika onların yaptıklarıdır. Doğruları halı altına süpürme politikası. Far-kında değiller mi? Elbette ki farkındalar! Bu yüzdendir süpürmeleri doğruları halı altına. Bu yüzdendir bu sinmişlik. Bu kuşağın içindekilerin değil kuşağı böyle yetiştirtenlerin suçudur. Apolitik yetiştirme politikasıdır bu.
Apolitik politikanın tiyatroya yansımaması zor olacaktır. Çünkü bu yeni kuşak hiç mi tiyatroyla ilgilenmiyor? Tabi ki ilgileniyor. Ama politik yazmıyor, yazamıyor, yazdırtılmıyor. Çünkü biliyorlar hatalarını. Eğer sanatçı sanatçıy-sa vurabilmelidir suratlara. Ama aman vurmasınlar diye tiyatrolar yakılıyor, kapatılıyor, yıkılıyor, tadilata girip çıkamıyor. Çünkü onlar tiyatro yapılsın is-temiyor! Bu durum yeni değil. Osmanlı döneminden gelmiştir. Tiyatronun muhalifliği de elbette yeni değildir. Kavuğun tarihinde bu vardır. İsmail Hakkı Dümbüllü’ye kavuğunu veren Kel Hasan Efendi, Abdülhamit dönemin-de yıldız lafı yasakken sahnede ağzından kaçırıp yıldız demiş. Kendisini alacaklarını düşünüp üç gün evden çıkmamış. Bakmış alan yok dördüncü gün çıkıp bir daha demiş. Dümbüllü’nün Kanlı Nigar’ı dönemin politik oyunlarından değil midir? Kavuğun sahiplerinden kendini politikadan en dışta bırakan Münir Özkul kavuğu Ferhan ŞENSOY’a devrederken kendisinin tuluat yapamadığını, kitaplı tiyatrodan geldiğini söylemiştir. Bunu yapan Fer-han ŞENSOY gibi DAN!latan kaç sanatçı, kaç yazar var?
Yanlışların yanlış olduğunu o yanlışı yapanlara rağmen söyleyebilmek, repliklerinin ana sözcüğü yapabilmek, üstelik bunları bir duvara dayanma-dan yapabilmek, bunlarla alkış alabilmek artık Türkiye’de yasak olmamalı, parantez içinde ünlem!
dilek öztürk - ( 12/17/2010 )
Düşüncelerinize büyük ölcüde katılmakla beraber sunu düşündüm: -aslında yadırgamamalı-;bu doğru kelime mi bilemedim ama her milletin geçmişinde böyle kara lekeler - kara dönemler var...shakespeare i, samuel becketti, harold Pinteri yetiştiren ingiliz tiyatrosu da elizabeth döneminde, kraliçenin elmasları kadar parıl parılken, 1642 den sonra kapatılmıstır. Ve kendini yıllar sonra cok zor toparlayabilmiştir. Tiyatro muhalif bir sanattır, bu yüzdendir ki..kolay kolay hazmedilemez...(sanırım ben bunu sadece türkiyede işlenen bir suçmuş gibi görmekten cok biraz daha evrensel ve iyimser boyutta düşünüyorum). Saygılar.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...