Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin…
Yurdagül Yurtseven
Çehov "700 yıl yaşasam bir piyes yazmam. Nesine isterseniz bahse girerim" derken tiyatro sevgisini hesaba katmamış ve o sıralarda Vanya Dayı büyük övgülere layık görülmüş, Martı'nın ikinci sahnelenişinde kazandığı büyük başarı da Üç Kız Kardeş ve Vişne Bahçesi'ni yazmasını sağlamıştı.
Martı oyununun kahramanları sırasıyla şöyle;
İrina Nikolayevna Arkadina: (Kocasının soyadıyla Repleva) aktrist
Konstantin Gavriloviç Treplev: Arkadina'nın oğlu, bir genç
Pyotr Nikolayeviç Sorin: İrina Nikolayevna'nın ağabeyi
Nina Mihalayeviç Zareçnaya: Zengin bir çiftlik sahibinin genç kızı
İlya Afanasyeviç Şamrayev: Emekli üsteğmen, Sorin çiftliğinin Kâhyası
Polina Andreyevna: İlya Afanasyeviç'in karısı
Maşa: Şamrayevlerin genç kızları
Boris Alekseyeviç Trigorin: Yazar
Yevgeni Sergeyviç Dorn: Doktor
Semyon Semyonoviç Medvedenko: Öğretmen
Yakov: İşçi, aşçı ve hizmetçi
Oyunun tiratlarından, zengin bir çiftlik sahibinin genç kızı Nina Mihalayeviç Zareçnaya’nın sözleri;
“Bastığım toprağı mı öpüyordunuz? Vurmanız, öldürmeniz gerekirdi beni! (Masaya doğru eğilir.) O kadar yorgunum ki... Biraz dinlensem! Dinlenebilsem... (Başını kaldırır) Bir martıyım ben... Yo, değil... Aktrisim... Öyle değil mi? (Arkadina ile Trigorin'in dışarıda gülüşünü duyar. Silkinir, kulak kesilir. Sol kapıya koşarak anahtar deliğine gözünü yaklaştırır.) O da burada demek... İyi... Tiyatroya inanmıyordu; hayallerimle alay ederdi hep. Ona bakarak ben de inancımı yitirdim; maneviyatım kırıldı... Aşk üzüntüleri, kıskançlık da bir yandan... Yavrum için korkuyordum hep... Miskinleştim, küçüldüm, oyunum manasızlaştı... Sahnede düzgün yürüyemiyordum; ellerimi ne yapacağımı bilemiyor, sesimi idare edemiyordum. İnsan kötü oynadığını hissedince ne acı duyar, bilemezsiniz! Martıyım ben... Yo... Değil de... Şey, siz o sıralar bir martı vurmuştunuz, hatırlar mısınız? Yaa!... Böyle işte... Gelmiş bir adam, durup dururken, laf olsun diye, yok etmiş kuşcağızı... Tam küçük hikâye konusu... Gene de söylemek istediğim bu değildi. (Alnını ovuşturur.) Ne diyordum?... Evet, sahneden bahsediyordum. Şimdi öyle değilim artık: gerçek bir artist oldum. Şevkle, coşkunlukla oynuyorum. Kendimden geçiyorum sahnede... Oyunumu, her şeyimi gerçekten güzel, gerçekten değerli görüyorum artık. Buraya geldiğimden beri her yanı dolaşıyorum. Hem yürüyor, hem düşünüyorum; ruhumun günden güne nasıl kuvvetlendiğini duyuyorum. Size bir şey söyleyeyim mi Kostya, bizim işlerde, sahne olsun, yazı olsun, ün, yaldız, kurduğumuz hayaller değil, sabırlı olmak önemli; buna iyice inandım. Kaderine katlan, inancını yitirme... Şimdi acı duymuyorum artık, ödevimi düşündükçe hayattan korkmuyorum.’’
Oyunbaz; 17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sergilenen, Anton Çehov'un ölümsüz eseri Martı’yı sahnelemeyi sürdürüyor. 13 Aralık Pazartesi saat 20:30’da Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü Tiyatro Salonu’nda seyredebilirsiniz.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...