| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Devlet Tiyatroları'nın Kapatılmasına İlişkin İçimden Geçenler.. Ayşın Acı Ben muhafazakar – demokrat bir ailenin kızı olarak büyüdüm. Annemin başı örtülü, annem ve babam 5 vakit namaz kılan insanlar. Ama bu zamana kadar ne giyimime ne dostlarıma ne motor kullanmama tek kelime etmediler Allah var. Çocukluğumda bilgisayar ve internet yoktu. emo diye bir şey bilmezdik. Gülce Birsel’in yazısında bahsettiği gibi, bunalım dakikalarımız, anne cephesinden gelen uçan bir terliğin rüzgarıyla birlikte uçar giderdi. Aklım ermeye başladığı ilkokul zamanlarımdan itibaren, şimdilerde muhafazakar kavramıyla tanımlanan ailem, beni elimden tutar ve her haftasonu tiyatroya çocuk oyunlarına götürürdü. Hiç unutmadığım ilk oyun ‘’Elma dersem çık, armut dersem çıkma’’ diye bir çocuk oyunuydu. Fatih’te oturduğumuz için, Reşat Nuri Sahnesi yakındı. Çıkışta benim ‘’borulu park’’ tabir ettiğim hemen yanında bulunan çocuk parkında oynardım. Her hafta sonu ellerinden geldiğince beni yeni bir oyuna götürülerdi. O yüzden haftasonları özeldi.. önemliydi.. keyifliydi.. iple çekilirdi. Cumartesi akşamı annem beni bir güzel yıkar paklardı. Çünkü tiyatroya pis gidilemezdi. Pazar sabahı kahvaltıdan sonra hazırlanma telaşımız vardı. Saçlar güzel taranır, en yeni giysiler giyilir, ayakkabılar parlatılırdı. Tiyatroya öyle bakkala gider gibi gidilemezdi, gidilemezdi. Yolda giderken babam bana ya pamuk helva ya da elma şekeri alırdı. Ama tiyatroya varıldığında, bitmemiş olsa dahi içeri girmeden evvel çöpe atılırdı. Neden? Babamın söylediğine göre, ‘’orda sanatçılar vardı. Onlar bizim için bir şeyler yaparken, biz onların karşısında şapır şupur bir şeyler yiyemezdik, ayıptı’’ Bir keresinde evde anneme ‘’ama biz para verip gitmiyormuyuz, niye karışacaklar ki’’ diyecek oldum, daha cümlem bitmeden annemin 37 numara terliği ‘’terbiyesiz , o ne biçim laf, bir daha duymıcam’’ nidalarıyla birlikte aprondan kalkıverdi. Diyeceğim o ki, ben tiyatroyu, tiyatro adabını, sahneyi izlemenin büyüsünü o yaşlarda şehir tiyatroları ve devlet tiyatroları sayesinde öğrendim. Sonrasında özel tiyatroların sayısının artması ve daha da yaygınlaşmasıyla , keyif doruklara çıktı. Şimdi ne kadar gidebiliyoruz deseniz.. ben bile unuttum en son ne zaman gittiğimi. Ama biliyorum ki gitmek istediğimde cebimde 3 kuruş bile olsa gidebileceğim bir tiyatro var. Ne zamana kadar var? İşte orası muamma! Büyük alışveriş merkezlerinin içinde üçer beşer sinema solanları varken, kaç tanesinde tiyatro salonu var? Hadi oralara açmıyorsun anladık. E Allahın kulu, olanıyla uğraşma bari ! AKM hala kapalı. Niye? Sebep yok. Fındıkkıran’ı, Carmen’i izlediğim o güzelim mekanın kapısı yıllardır nedensiz bir şekilde kapalı. 22 yıldır turizm sektöründeyim. Gitmediğim yer sayısı çok azdır. Eski uygarlıkların ören yerlerinde göze çarpan ilk şey tiyatro kalıntılarıdır. Adamlar bilmem kaç bin yıl evvel şehir kurarken, evlerden önce agora ve tiyatro inşa etmişler. Kapadokya’da Derinkuyu Yeraltı şehrini gezerken de en çok da buna şaşırmıştım; yatak odaları, yemekhane, kilise, okul ve TİYATRO. Yahu adamlar orayı sığınma amaçlı yapmış, tiyatro ne alaka. Demek ki olmazsa olmazlar listesinde var. Çocukken, Devlet Tiyatrosu ve Devlet Sanatçısı denilince, zannederdim ki onlar sadece devlet erkanına oyun sergiler. Çocuk aklı işte, bize öğretilen devlet öyle bir şeydi. Büyüdüm ama hala Devlet Sanatçısı lafı bana sıcak gelmez. Sanatçı devlete ait olabilir mi? Olursa ne olur? İşte böyle olur! Devlet, tiyatrosunu kapatırsa, sanatçısı da açıkta kalır. Top benim misali.. AB’ye girdik, giricez, giriyoruz.. kokoreç kaldırılsın mı? Uyum yasalarına uyucaz her türlü. Ama Devlet Tiyatrolarının kapatılması konuşuluyor?? Olsun, uysa da kapatılır uymasa da… Peki o zaman özel tiyatrolara destek verin. Olmaz, bütçe yeterli değil! Cep telefonlarının da parmaklanarak çalışanlarına talep ayyuka çıktığından beri her şeye parmak atmaya pek meraklı olduğumuzu fark ettim. Ah Münir usta ahh. Unutulmaz repliğin ne de güzel her yere uyuyor: Dokunmayın Devlet Tiyatrolarına, dokunmayın sanatçılara, dokunmayın milletin az parayla izleyebileceği oyun keyfine… Sen mi büyüksün! Asıl bu millet büyük !! Destek olmuyorsunuz bari köstek olmayın. Yazının sonunda içime Diyojen kaçtı: ‘’Gölge etme başka ihsan istemem senden’’. Ayşın Acı Paylaş Tweet Şemseddin - ( 5/17/2013 ) Gerçekten de gölge etmesinler yeter.Bilet fiyatları çok cüzi bir şey.Özele destek de verseniz bu fiyata mümkün değil oyun yapamaz.Kalite sıfır olur.Saygılarmla |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|