| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Arzunun Onda Dokuzu - İstanbul Şehir Tiyatroları Gülin Dede Tekin “Saddam’a kimse benim kadar kızamaz ama şu bir gerçek ki emperyalizm Saddam’dan da beter”. Irak’taki savaşı anlatmak zor, konuşmak zor, tartışmak zor, anlamlandırmak zor, görmek zor, görmezlikten gelmek daha zor… Durum bu iken bu savaşı ve getirdiklerini bir oyun metnine taşımanın da çok zor olduğu ana fikri ile yorumlamak istiyorum “Arzunun Onda Dokuzu” ya da asıl adıyla “Nine Parts of the Desire” adlı oyunu. Babası Iraklı, annesi Amerikalı olan oyunun kadın yazarı Heather Raffo, yıllar sonra Irak’ta gördüklerini Amerika’da hayatlarına devam edenlerin de fark etmelerini istediği için böyle bir oyun yazdığından bahsediyor. Oyunda da bunları dokuz ayrı hikâyede, kadınlar üzerinden, tek bir duyguda ifade etmeye çalışıyor. Metine tiyatrodan bağımsız bir gözle bakıldığında, savaşın sebeplerinin, sonuçlarının, sürdürdüklerinin bu kadınlar üzerindeki etkileri ile ilgili derinlere inilmediği hissedilse de, her türlü eksiğe rağmen böyle bir konuyu kadınlar üzerinden ele almanın zor ve heyecan verici bir fikir olduğunu yadsımadan değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Irak’taki savaşa ve özellikle kadınların bu savaş içindeki durumlarına dikkat çekmesi ile oyun 1-0 önde başlıyor gibi görünüyor ki şehir tiyatroları da bünyesinde oyunu ikinci defa oynatarak bunu gösteriyor bizlere. Oyunun yönetmeni Arif Akkaya. Daha en başında radikal bir kararla, orijinalinde tüm hikâyeleri tek bir kadın karakter tarafından canlandırılan hikâyeleri üç kadın oyuncuya bölmüş. Bunun nedenini tam olarak bilmemekle beraber, ya tek bir oyuncu ya da dokuz ayrı hikâye için de ayrı oyuncuların sahne almasının daha doğru bir seçim olabileceği kanaatindeyim. Yönetmen Arif Akkaya’nın daha önce izlediğim başarılı oyunlarından da dolayı yönetmenliği ile ilgili hiçbir sözüm yok. Ama oyunla ilgili en net eleştirim gene yönetmeni ya da dramaturg Hatice Yurtduru’yu bağlayacak gibi görünüyor. Oyunda (yazar tercihi de olabilir tabii) bir denge kaybı olduğunu düşünüyorum. İlk yarı bitiminde hem yoğun ve çarpıcı metinler, hem performans gerektiren oyunculuklar sonrasında çok başarılı bir oyun olduğunu, hızını kaybetmediğini düşünürken, ikinci yarı, bir iki hikâyenin dışında o süreklilik yakalanamamış gibiydi. İlk yarıda ne kadar yoğunlaşarak izliyorsanız oyunu, ikinci yarıda da o kadar oyundan kopuk ve yavaş geçiyor zaman. Metindeki hikâyelerin yerleri değiştirilerek bu denge sağlanabilseydi belki ikinci yarıdaki o kopma bu kadar keskin olmazdı. Bu kopmaya rağmen oyun için çok başarılı üç oyuncu seçilmişti. Hasibe Eren, “Doğum Günü Partisi” oyununda yaşadığım magazinel oyuncularla ilgili hayal kırıklığıma ilaç gibi geldi başarılı performansı ile. Hikmet Körmükçü, ilk sahnedeki tiradı ile zirvede başlayan bir oyun sergiledi bizlere. Fakir satıcıdan Akademisyene kadar her rolün hakkını fazlasıyla verdi. Bensu Orhunöz’ü ise, en son 99’da “Misyon” oyununda izlemiştim ve tabiri caiz ise gözlerim yollarda kalmıştı. O da düşük bir performansla başladığı oyunda çıtasını yükselterek çok başarılı bir oyun çıkardı. Oyuncuların üçü için de ortak şeyler söylemek mümkün bu noktada. Üçü de rollerine inanmışlar, bir, iki hikâye hariç zirvede devam ettikleri bir oyun çıkarıyorlar ortaya sonunda. Oyun başlamadan ve oyun süresince perde üzerine yansıtılarak yapılan sunum-sunumlar, dünyanın dönüşü vb. basit ama etkili idi. Aslında oyun boyunca öne kurulan perde ile sahne içine kurulan perdelerin kullanımı oldukça başarılıydı. Yalnızca sahne tasarımlarında detaycı olan Gamze Kuş’un dekor ve perdeler arasındaki ilişkiyi neden bu kadar göz ardı ettiğini anlayamadım. Dekor ve perdeler birbirlerinden bağımsız ifadeli olsalar da, bir araya geldiklerinde yerinde çözüme gidilmiş hissi uyandırıyor. Dekorda en dikkat çekici tasarımlardan biri de hareket tasarımıydı. Oyun boyunca Amerikan askerlerinin havadan, kenardan, köşeden geçişlerini sağlayan uçma mizanseni için oldukça masraf yapıldığı belliydi. Ancak oyun içinde bu askerlerin çok dikkat dağıtıcı olduklarını, bu nedenle sahnede görmekten kendi adıma keyif almadığımı da eklemek isterim. Oyunda en başarılı bulduğum iki başlık ise şüphesiz ki ışık ve müzikti. Işıklar o kadar başarılı çalışılmıştı ki, uzun zamandır bir oyunda ışığın bu kadar etkili rol oynadığını görmemiştim. Keza müzikler için de aynı şeyi söylemek mümkün. Ancak anlayamadığım, oyunda en çok etkilendiğim başlıklardan olan müzik seçimlerini kimin yaptığı ve hangilerinin seçildiği bilgisi, oldukça detaylı olan oyun kitabında neden kendine yer bulamamış olduğu. Yukarıda bahsettiğim birkaç problem dışında “Arzunun Onda Dokuzu”nun konusuyla, oyunculuklarıyla, ışık ve video oyunlarıyla oldukça başarılı bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Oyun izlerken metindeki derinliğe her şeyden çok takılanlar ya da gözüne parmak sokulmasını sevmeyenler için doğru bir metin değil belki ama dokunduğu noktaları, birçok farkında olmayana hatırlatması açısından dikkat çekici ve mutlaka ama mutlaka izlenesi. Oyuna gitmeden önce, bu kadar kadın içerikli bir oyunu (kadın yazar, kadın hikâyeler, kadın oyuncular) her ne kadar dramaturgu bir kadın olsa da, bir erkek yönetmenin ele almasının ilginç olabileceğini, şaşırtabileceğini düşünüyordum bizi. Oyundaki dengesizlik bu kadar keskin olmasaydı çarpıcı ve başarılıydı da aslında. Ama oyun sonunda da, şu anda şu yazıyı yazarken de, naçizane merakım ve 8 Mart’ın getirdiği bir özgüvenle, bu oyunu bir kadın yönetseydi nasıl bir sonuç çıkardı diye sormaktan da kendini alamıyorum. Gülin Dede Tekin --------------------------------------- Oyun tanıtım sayfası: Arzunun Onda Dokuzu Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|