| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Anılarımdan Osman Hamdi Bey'e Uzun İnce Bir Yolda Can Murat Yaşar Şengel 1998 yılının Kasım ayıydı. Canım annemin sonsuz yolculuğa çıkışının üzerinden beş ay geçmişti. Tiyatro Kare’nin Şişli’deki sahnesinde “Profesör Enişte” isimli bir oyun oynamaktaydı. Yazar Gülsün SİREN KINAL ve Yönetmen olarak da Engin GÜRMEN yazmaktaydı afişlerde. Oyunda İlkay SARAN, Çiçek DİLLİGİL ÖZTOPRAK, Nedim SABAN ve Alper BOLGİ oynamaktaydılar. Oyun başladı ve bir dakika geçmeden oyunun sihiri kaptı beni çok uzaklara götürdü. Oyundaki anne-oğul ilişkisi tıpkı benimle annemin ilişkisiydi. Acım çok yeniydi, komedi tarzındaki oyunda herkes kahkahalarla gülerken, benim gözümden yaşlar gelmekteydi ustaları sahnede izlerken anılarım yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı. Oysa o devirlerde korkunç acımın dışında çok mutlu bir adamdım. Şimdi ise çok optimist ve temkinli. O oyunu kaç kez izlediğimi hatırlayamayacağım. Hatırladığım tek konu ise o gün kendi kendime söz vermiştim bu oyun bir gün gelecek benim tiyatromda (Tiyatro Caniko) da oynanacak diyerek. Aradan yıllar geçti. 2002 yılında yazarımız Gülsün SİREN KINAL Hanımefendiyi ikna edebildim aklımda kalan oyunu oynayabilmem için. Oyunda anne rolünü kim oynayacaktı ? Ustaların ustası Lale ORALOĞLU üstadımız ile birlikte oynadık. Kendisini saygı ile anıyorum. Yazarımız Gülsün SİREN KINAL Hanımefendiyi “Aile Şerefi”, “Farklı Bir Kadın”, “Profesör Enişte”, “Pembe Konağın Gelinleri”, “Dinmeyen Alkışlar” oyunlarıyla başarının doruklarında alkışlarken bu sezon “Gönlümdeki Osman Hamdi Bey” oyunuyla gönüllerimizde bir kez daha taht kurduğunu söylemek isterim. Şu ana kadar oynanmayan oyunlarından birisi daha aklımda, kısmet olmadı oynayamadı ama Lale ORALOĞLU üstat bayılmıştı okuduğunda. Kim bilir belki bir gün, Türk Tiyatrosunun bir başka ustası ile … Sayın Yazarımız Gülsün SİREN KINAL Hanımefendi; kibarlığınız, eşsiz derya deniz kültürünüz, tüm hoşgörünüz ve tüm kalitenizle iyi ki varsınız, iyi ki ben sizi tanıma gururuna eriştim. Lütfen siz durmadan yazın, yazın ki siz ve sizin gibi değerler yarına eserlerinizi bırakırken genç nesil de sizlerden alacakları meşaleyi sizin kültürünüzle yoğrularak taşıyabilsin. Saygılarımla efendim. “Vadesi dolduğunda kaderi bir şekilde ulaşır insana.” Ustaların ustası yönetmenimiz Engin GÜRMEN Üstadım, “Kıskanç” oyunu sonsuzluğu ile başlayan sanatsal “hayranlığım” yıllardır engin tiyatro deneyiminiz ve kültürünüzü paylaşmada “ağabeylik” konumunda yanımda olmanızla devam etmekte. Liseyi bitirdiği sene sevgili Çağım Defne GÜRMEN ÜSTÜN kızımın benimle aynı sahneyi paylaşmasının bana verdiği gurur üçüncü kuşak GÜRMEN olarak da İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında olmasıyla pekişti. Bu arada Hüseyin Kemal GÜRMEN Beyefendiyi de saygıyla anıyorum. Sayın Yönetmenimiz, “Gönlümdeki Osman Hamdi Bey” oyununu hem yönetiyor, hem de başrollerden birisi olan Edhem Paşa rolünü oynamakta. Hem Yönetmen olarak hem de Oyuncu olarak kendisi ile gurur duydum efendim. Daha nice yıllara hep birlikte Üstadım. Başarınızdaki bir başka etken ise yazarımızın oyunlarını yıllardır sizin yönetmeniz. Birlikte bir ekip olarak zirveye ulaşmaktasınız her seferinde. “Bizler gelip geçiciyiz. Mühim olan geride ne bıraktığımızdır. Ars longe,vita breviz’.Sanat uzun,hayat kısa…” “İskender Lahdi bizim topraklarımızın malıdır. Bizim topraklarımızda kalacaktır. Aksi halde lahdin içine girer, intihar ederim. Lahdi alan cesedimi de birlikte alır.Bu dediklerimi aynen yazın. Her yerde anlatın. Herkes duysun. Bilhassa Zat-ı Şahaneleri…” Oyunculara gelince Osman Hamdi Bey rolünde Tolga YETER rolünün zorluğunun bilincinde çok büyük bir özveri ve titizlikle rolüne hazırlandığını anında seyirciye yansıtıyor. Önümüzdeki yıllarda daha büyük başarılar ve Osman Hamdi Bey rolünde olduğu gibi mutlak zaferler kendisini bekliyor. Oyunu iki kez izlerken, aklıma Peter Ustinov’un “Ellerimin Arasındaki Hayat” oyunundaki gazeteci karakteri geldi. Belki ileriki yıllarda neden olmasın ? “Sizde ağlıyorsunuz değil mi benim gibi martılar Buradan son defa ayrılırken Tagor'un bir sözünü söylemiştiniz bana. " Eğer güneşi gözden kaçırdım diye gözyaşı dökersen, yıldızlarıda gözden kaçırırsın. Güneşimi göremiyorsam yıldızları ne yapayım ben? Işıksız, gayesiz hayat neye yarar?” Esma rolünde Ayşen ÇETİNER SEZEREL, oyunu izlediğim her iki gecede de sahnede her an güneş gibi parladınız. Her şartta ve her durumda sizin için denebilecek tek cümle alnınızda ışığı hissettiğinizi saygı değer seyircilerimize dört dörtlük bir şekilde yansıttığınızdır. Rolünüzün naifliğinin altından bir Grande-Dame olarak ben de buradayım diyerek çıktınız ve oyunun sonunda tüm salonun sizi avuçları kızarıncaya kadar ayakta alkışlamasını büyük mütevazılığınız ile saygı ile karşıladınız. Her tiyatro sanatçısının gönlünde yatan oyunlar vardır ya,sizin gönlünüzde var olan oyunlara ben de üç tane ekleyebilirim “Anastasia” (Yıllar önce Sayın Engin GÜRMEN yönetmiş ve Perihan TEDÜ büyük başarı kazanmıştı kendisini saygı ile anıyorum) “Prenses Kısmet”ve “Ziyaret”. Bu arada “Anastasia” demişken “Anastasia File-Anastasia Dosyası” diye bir başka oyun daha var.Dilimize çevrildiğini hatırlamıyorum. Bu oyun da müthiş yetenek gerektiren bir oyun yalnızca ve yalnızca Sayın Ayşen ÇETİNER SEZEREL ve onun gibi sanatçılar için. “Kim bilir yarından sonra nerelerde olacaksınız? Yollarımız hep ayrıydı zaten. Siz bir sanat öncüsüydünüz. Bense hayranlarınızdan biri sadece. Siz daima en önde, en yükseklerdeydiniz. Erişmek imkânsızdı. Çok meşguldünüz. Bana ayıracak vaktiniz hiç olmadı. Bense hayatımın her anında gönlümde yaşattım seni. Defterimin kapağına yazdığım gibi.’Gönlümdeki Osman Hamdi Bey’…” Vildan GÜRELMAN Hanımefendiye gelince yılların verdiği deneyim, tecrübenin verdiği dinginlikle birleşince dört dörtlük bir kompozisyon çıkmakta. Duygu yoğunluklarını ve farklılıklarını seyircimize yansıtması mükemmeldi. Daha nice yıllar kendisini sahnede izlemek dileğiyle. Cem URAS, Ahmet Mithat rolünde içindeki heyecanı, tiyatro aşkını ve sanatına olan saygısını her zamanki gibi seyircimize yansıttı. “Rolün kısası uzunu olmaz.” fikrimi de bir kez daha başarısı ile ispatlamış oldu. Yolu her zaman açık olsun. Emre NARCI ve Enes MAZAK, hem iki şirin rol ve Yönetmen Yardımcılığı konusunda ellerinden geleni yapıyorlar. Daha büyük başarılara yol almalarını dilerim. Nurseli TIRIŞKAN, gelecekte daha değişik rollerde daha fazla izlemek istediğim bir kişi, Duygu değişimlerinde harikaydı. Francophone bir kişi olarak söyleyebilirim ki rolünün hakkını fazlasıyla verdi. Başarılarının devamını dilerim. Aslı NARCI, Ceysu AYGEN, Murat Derya KILIÇ tiyatronun bir ekip çalışması olduğunu bilerek ve hissederek ellerinden geleni yaptılar. Tebrikler. Kostüm Tasarım’da Feyza Zeybek, her şey mükemmel ama söyleyecek bir konum var. İlk bölümde kıyafet konusunda acaba birkaç tane daha eklenebilir mi ? Belki de ben haksızlık ediyorum ama tarihler arasındaki fark ilk bölümde kıyafetlere yansımamıştı. Müzikte Selim Can Yalçın ve Barış Manisa, Işık tasarımda Kemal Yiğitcan, Efekt tasarımda Nesin Coşkuner teker teker tebrik ederim. Mükemmeldi her şey. Sahne Tasarımı’nda Nilgün Gürkan,.bugüne kadar gördüğüm en sade aynı zamanda en işlevsel dekorunuz. Tebrikler. Aynı zamanda otuz iki yıllık Profesyonel Turist Rehberliği geçmişimde tabiatıyla Osman Hamdi Bey’in yeri ayrıdır. Ölümünün yüzüncü yılında Osman Hamdi Bey’i hatırlayan ve bu güzel eseri bizlerle buluşturan, başta İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil ŞAMLIOĞLU olmak üzere emeği geçen herkesi saygıyla selamlarım. Özellikle gençlerimizin geleceğimize sahip çıkmaları için izlemeleri gereken oyunlardan biri. “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” felsefem sizinle olsun. “C’est La Vie !” 13 04 2011 Can Murat Yaşar Şengel cansengel@hotmail.com cansengel@gmail.com can.sengel@itugvo.k12.tr Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet - ( 11/21/2011 ) Merhaba, oyunumuz hakkındaki yazınızı yeni okudum, kostümler konusunda beğeniniz için teşekkürler. Eklenecek kıyafetler konusunu (cevap adetim olmadığı halde) cevaplamak isterim: Tasarımcı ekibin bir parçasıdır,ilk sahnelemeden premiere kadar yönetmen ve oyuncularla sıkıntılar müzakere edilir. Oyunumuzdaki akıcı sergileme/reji/nin getirdiği tempo,O.H. Bey-i canlandıran Tolga Yeter arkadaşımızın başka bir kostümü giymesine zaman tanımıyordu. Seyirci olarak görmenize imkan yoktur, sahneleri bağlarken 2-3 kostümün ceket ve yelekleri kombine edilecek şekilde boyanmıştır, bu nedenle.Tarihi takipten ziyade olay vurguları gözetilmiş, büyük sanatçının dünyası ortaya çıkarılmak istenmiştir tasarımcıdan.O da gereğini yapmıştır. Saygılar. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|