Sezon açıldı efendiler! Özlenen oyunlarla kucaklaşma vakti geldi. Sevinin ey seyirciler. Sevindirin dostlarınızı. Sevindirin ki tiyatro sanatçıları sevince boğulsun! Yeni projelere sevinin. Merhabalar çekip gönlünüzde yer verin. Tiyatroya olan duygusallığınızı hainlerin laflarına bakarak ve kanarak kaybetmeyiniz. Tiyatroyu öldürtmeyiniz!
Yeni sezonun heyecanının verdiği karın ağrısıyla dolaşan sanatçı fazla. Fakat sanatçılara karın ağrısı olan konularsa daha fazla. Öyle ağrılar var ki doğum sancısı niteliğinde. Bu kadar acıyı, ağrıyı sanatçılar hak etmiyor. Edinilmemesi gereken hakkı devletin veriyor olması ise başka bir acı. Sanattan en çok parayı tiyatroların kazandığını mı düşünüyorlar bilemiyorum fakat alınan vergilerle sanatçıların çektiği acıdan zevk alıyorlardır gibi bir düşünce artık beyinlerde oluşmuş durumda, onu biliyorum. Yapılan desteğinse proje başına olması çok saçma.
-Yeni bir projen var mı?
-Hayır. Geçen yıl ki projeyi sürdürmek istiyoruz.
-Sıradaki!
Böyle bir sahne bilinçli ve olağanlardan haberdar çoğu seyircinin aklında oluşmuş; gözlere, gözlüklere, lenslere yansımış durumda. Şu kadar TL destekte bulunuyorsun. Repertuar olarak oynayan bir tiyatro. Fakat seneye o şu kadar desteği aynı oyuna vermiyorsun. Ben o oyunda giymek üzere 10 TL’ye bir gömlek alıyorum. O gömleğin haftalık olarak yıkanması lazım geliyor. Yıkanması için 10 TL ödüyorum. Fakat devlet diyor ki:
-Yıkatma. Bana ne?
Üstelik artık okullarda da çok enteresan durumlar uygulanmaya başlanıldı. Başvurusu yapılanan oyunun metni isteniyor. İzni onaylayan, daha çok onaylamayan memurun tiyatroyla uzaydan yakından alakası yok. Mesaisine bakıyor. Başvuru formunda yazan oyun yazarı eğer etliğe, sütlüye karışmayan, vejetaryen bir yazarsa:
-Hı hı.
denilirken gayet etçil, sütü seven, vitamini bol, proteini fazla düşüncelerle dolu yazarın oyununa:
-Cıss!
deniliyor. Öyle ki artık okullarda da belli başlı oyunlar oynanabiliyor. Hatta bir keresinde öyle bir yarışmaya denk gelmiştim ki aynı oyun farklı okullarca sahnelenmiş, oyun çeşidi az fakat sayısı fazlaydı.
Efendiler ve efendiyeler! Siz tatlı canınızı tatsız can yapmayınız. Canınızı daha tatlı yapmak için hep tatlı olarak çıkacaktır sanatçılar sahneye. İhtiyaç duyunulan sizlersiniz. Sizler atalarınca tiyatroda öksürülmezi öğrenen nesillerin evlatlarısınız. Aydın nesillerin aydınlık geleceklerisiniz. Her geçen gün üzerine kepçelerle toprak dökülmek istenilen tiyatroyu güneşe çıkaracak olanlarsınız. Miraslarınıza sahip çıkınız.
-Perşembe gününe senin için de tiyatro bileti aldım.
-Ben gelmiyorum. Nasılsa video kaydı yuğtuba düşünce birileri tivıtırdan illa ki gönderir. Oradan izlerim. Sen git.
Bunu diyen internet nesline söylenecek ve sizin de söylemenizi istediğiniz sözler çok fazladır, eminim. İnternetin gübresini çıkarmaktan hoşlanan bu nesle:
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...