Türkiye'de Türkçe haricinde tiyatro çalışması yapan bir kaç tiyatro grubundan biri olan ve Kürtçe tiyatro yapan Destar Tiyatro'nun “Disko 5 no'lu” adlı yeni oyunlarını Türkçe üst yazıyla izleme olanağı buldum. Bu yazıda bu oyun üzerine değinmek istiyorum.
* * *
“Tarihle yüzleşmek” sözünü son zamanlarda Dersim katliamıyla yine sık sık işitmeye başladık. Tarihini, inkar ve yalan üzerine kurmuş bir sisteme yönelik çağrı niteliği olan yüzleşme olgusu kolay gerçekleşen bir pratik değil. Nasıl ki kişinin olgunlaşabilmesinin yolunun kendi geçmişiyle yüzleşmesinden geçmesi gibi, devlet de yalan örgüsüyle kurguladığı kimliğinin üstündeki sahtelikleri üzerinden atıp hakikatle el sıkışabilmelidir. Devletin ve toplumun, gerçeğin aynasında kendini ve tarihini görebilme süreci ise durup dururken olmuyor. Bunun olabilmesinin koşullarından ilki gerek sanatçıların, gerekse bilimin yolunda yürüyen aydınların hakikatin sesi olmaları bir zorunluluk.
Tam da bu noktada Destar Tiyatro'nun yeni oyunu Disko 5 no'lu dan bahsetmek gerekiyor. Oyun Diyarbakır Cezaevi gerçeğini bir işkencecinin, işkence gören bir mahpusun, bir örümceğin, bir farenin dilinden vücuda getirip; yaşanan acıları simgesel ve reel bir dille sahneye aktarıyor.
Mirza Metin tarafından yazılıp oynanan oyununun yönetmeni Berfin Zenderlioğlu. Adından da anlaşılacağı üzere Diyarbakır 5 no'lu üzerinden baskıyı, işkenceyi, vahşeti, insanın ve kimliğinin inkarını sorguluyor oyun.
Disko 5 no'lu, tarihsel bir trajediyi sert, irkiltici bir anlatımla gösteriyor. Her şey çıplak ve yalın bir düzlemde akıyor. Bu işaret etme, gösterme işini gerek kullanılan dilin gerekse bedenin kullanımı açısından bir çıplaklığı söz konusu. Yaşanmış trajediyi izleyici olarak tekrar yaşıyorsunuz. İzleyicinin algısal alışkanlıklarının sahneden, oyuncunun girişimiyle parçalanmasına şahit oluyorsunuz. Sahnede yaşanan ve seyirciyi kuşatan şiddet bir yüzleşme ânı olarak beliriyor.
Tarihle yüzleşme olgusu izleyicinin insan olmaktan gelen duyarlılığının harekete geçirilmesi yani trajedinin bir yaşantı olarak duyumsanmasıyla ortaya çıkıyor. Hayvanlaşmanın, vahşetin nasıl tüm değeleri yok ettiğini görüyorsunuz. Egemenliğin kendini inşasının çirkin ve insanlık dışı dinamiğine şahit oluyorsunuz.
Tek kişilik oyun zordur. Bu hem oyuncunun üzerine aldığı yükün fazlalığından hem de izleyicinin harekete, diyaloğa koşullanmış zihninin tek kişilik oyuna odaklanmasının zorluğundan kaynaklanır. Disko 5 no'lu bu noktada oyunculuktaki başarı, dekor ve ışık kullanımıyla sanki çok kişili bir oyun oynanıyormuşçasına canlı ve başarılı bir performans ortaya koyuyor. Oyuncunun canlandırdığı her bir rol inandırıcı. Öyleki şu anda oyunu düşündüğüm de bir örümcek silüeti gözlerimin önüne geliyor. Yine, sahneyi bir yandan öte yana kuşatan örümcek ağı, oyunun anlam ekseninde baskıcı, egemen düzenin simgesel göstergesi olarak oyunu derinleştiriyor. Sis ve ışık kullanımı da oyuna hareket katıyor.
Destar tiyatro bugüne kadar karşımıza hep politik, toplumsal söylemi içinde barındıran bunu yaparken de tiyatronun anlatım olanaklarından yararlanmayı bilen derinlikli oyunlarla çıktı. Bu son oyunlarında da aynı çizgiyi sürdürüyorlar. Oyunda emeği geçenleri kutlamak istiyorum.
1 Perde / 60 dk. / Kürtçe / Türkçe üst yazılı.
Nivîskar/Yazan: Mîrza Metîn
Derhêner/Yöneten: Berfîn Zenderlîoğlu
Lîstikvan/Oynayan: Mîrza Metîn
Sêwirînerê Dikê/Sahne Tasarım: Metîn Çelik
Sêwirînerê Ronahiyê/Işık Tasarım: Alev Topal
Mûzîk: Nizamettin Ariç / Wêneyên Xewnan
Vîdeo: Pia Rönicke & Zeynel Abidin Kızılyaprak
Afîş: Metin Çelik
Asîstan: Adar Değer, Alan Ciwan, Sevgi Turan
Wergera jor-nivîs ê/Üst-yazı çevirisi: Nazê Yerlikaya
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...