İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ, İLK OYUNCU MEZUNLARINI VERDİ
2008’de Prof. Dr. Mehmet Birkiye’nin Bölüm Başkanlığı’nda kurulan İstanbul Aydın Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Drama ve Oyunculuk Bölümü ilk mezunlarını verdi. Mezuniyet gösterisinde, geleceğin genç oyuncuları R. Şafak Tok, Hakan Yeni, Ali Uysal, Sinem Çubuk, M. Çağrı Savsa, Emre Gündoğdu, M. İpek Güzel, Hilal Kuvvet, Gökçe Duruman, Melis Serial, M. Burak Haktanır, İlker Gören, Emre Sırımsı, Çağlar Bozkurt, Beytullah Çalışkan, H. Aytuğ Çelik, Mert Karadaş, Betül F. Şenol birer birer ve hep birlikte ilk kez seyirci önüne geldi. Genç oyuncu “adayları”, Yiğit Sertdemir’in sahneye koyduğu “Barut Fıçısı”nı sahneledi.
PATLAMAYA HAZIR BARUT FIÇISI
1969 doğumlu genç Makedon oyun yazarı Dejan Dukovski'nin 1995'te yazdığı “Bure Baruta”, Avrupa'nın on ülkesinde sahnelenmiş bir yapıttı. Bilge Emin-Yıldıray Şahinler ikilisi, oyun metnini tertemiz bir Türkçeyle dilimize kazandırmış, Mitos&Boyut Yayınları ise eseri Mart 2006’da “Barut Fıçısı” adıyla yayınlamıştı. 11 kısa öyküden oluşan yapıdaki ilişkiler yumağına Yiğit Sertdemir lezzet vermiş, sessiz sakin görünen ortamın esasında patlamaya hazır bir barut fıçısı olduğunun daha oyun başlar başlamaz seyirciye geçmesi başarıyla sağlanmıştı.
HİTLER'DEN SONRA AVRUPA'DAKİ EN İĞRENÇ SAVAŞ
Yıllardır dostluk içinde yaşamış gergin insanların her an karşı karşıya gelmeye hazır hale gelişlerini genç oyuncular “amatörce” kusurları dışında pekâlâ başarıyla sahneledi. Kaderin yerini gerçek dışılığa, karmaşık fikirlere bırakması, sakin zannedilen yaşamın bir anda kargaşaya dönüşmesi, geleceğin olabildiğince karanlık, korkutucu ve şiddet dolu oluşunu tüm oyuncular ilgiyle izlettirdi. Yugoslavya'nın acı gerçeği, toplumun ruhsal ve psikolojik çöküşü, Hitler'den sonra Avrupa'daki bu en iğrenç savaşın nedenleri bir kez daha içimizi berkti.
ÖNEMLİ OLAN İSTEK ÖĞESİ
Oyuncu kadrosu içinde R. Şafak Tok, Angjele’yi iyi inceleyip, iyi çözümleyişiyle dikkatimi çekti. Hakan Yeni de, Dimitrija’nın duygularıyla, bu duyguların anlatım yöntemlerini pek güzel belirlemişti. Oyuncu “adaylarının” büyük çoğunluğu sesleri ve hareketleriyle ilk adımda role giremeseler de, kimi tablolarda katılık kadar duygusallığı dengeleyemeseler de, içlerindeki istek öğelerini sevdim.
Ama tiyatro bu!
Başarı öyle şıpınişi elde edilemiyor ki!
Tümünün hiç mi hiç yüksünmeden çok çalışmalarını, sabretmelerini, eleştirilmeyi de sevmelerini diledim.
Yüreğimin derinliklerinde, hepsini birden “Aramıza hoş geldiniz” diyerek kucaklamak istedim.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...