Çöz beni Arap Saçı... Aynen söylediğinizi duyar gibiyim. Erkin Koray'ın dillerden düşmeyen, yıllanmış şarkısı... Ama bu arap saçı başka bir Arap Saçı efendim. Bizim Eylem Şenkal, Pazar günü katıldığımız Pınar Dilşeker'in programında bu tiyatro oyunundan bahsetti ve davet etti tüm ekibi... Biz de gittik Arap Saçı oyununa... Bir kere kafadan ifade edeyim ki; Eylem in böyle bir oyun oynayacağını ve kırk yıllık tiyatro sanatçı gibi sahneye hakim ve hatta aynı oyunda iki karakteri canlandıracağı aklımın uçundan geçmezdi. Başta Eylemi alkışlamak isterim. Zaten oyun sonrası sarıldım ve yanaklarından öptüm. Ailelerin güven duygusundan uzaklaştığı ve Henry'nin karısını her an boynuzladığı bir olayla, ortağı Philip'in tam tersi hayatı anlatılıyor. Tam bir arap saçına dönen hayat... Bir kere oyunun başından sonuna kadar sizi gülme krizine soktuğuna iddiaya girerim.
Ray Cooney'in yazdığı ve Can Törtop'un uyarlaması ve yönetimi ile ki' bu Can arkadaş, oyunun başrollerinden birini oynuyor muhteşem ötesi bir oyunculuk sunuyor... Her şeyi ile mükemmel diyebilirim.
Şimdi oyun güzel olabilir, oyuncuların bazıları çok iyidir, işi kıvırır amma bu oyunda en küçük rolden, en büyüğüne kadar bütün oyuncular fevkaladenin, fevkinde oynuyorlar... Baktım da öyle tanınmış, yani bizim Eylem'den başka oyuncu yok. Fakat bu oyunları ile en güzel oyuncunun üzerine çıkıyorlar...
Ha pardon! Bi de tanımış olarak Berke Hürcan var. Diğerleri yeni, yepyeni ama bir hayli yetenekli oyuncular. Tam komedi tarzı oyunlar bitti derken, unutuluyor derken ve çok bilinmiş sanatçının maçası yiyip oynamaya cesaret edemediği durumda bu genç ekip çıkmış sahneye ve harika bir oyunculuk gücü sergiliyorlar...
Can Törtop'u anlattık zaten, oyunun her bir yerinde eli olan, masum bir koca rolü ile oyunculuk gücünü dibine kadar sergiliyor. Sahnede devleşen o genç isimleri saatlerce alkışlamak bile yetmez...
İşte Ümmühan Kıldiş, Ferhat Balaban, Hande Melek, Demir Tokdemir, Aga Jablonska ve Hakan Kutlay Kutlu... Bu oyunu uzun olarak anlatamam. Zira seyretmek daha keyifli olur...
Sahnede devleşen, karı koca ilişkileri, bir ailenin kurtarma çalışmaları, yanlış anlaşılan bir mektubun yarattığı karmaşıklık ve işte Arap Saçı... Arkadaşlarının evini kullanmak isteyen karı kocanın karşılaştıkları manzara... Ve çapkın Henry'nin bir travesti ile çapkınlık hikayesi... Çok güzel işlenmiş, seyirciyi sıkmadan, oyun boyunca güldüren bir hikaye halini almış...
Eylem Şenkal'a bir paragraf açacağım. Dedim ya, iki rolde oynuyor aynı oyunda. Bir ev kadını, bir anda travesti nasıl olur. İki rol nasıl bu kadar başarı ile oynanır. Yanımda oturan bir beyefendi oyun sonunda seyirciyi selamlamaya çıkan oyuncuları alkışlarken bana sordu? "Yahu beyim o travestiyi oynayan oyuncu neden selamlamada yok."
İşte olay da burada gizli... Arap Saçı Cuma günü ( 8 Kasım) Moda, Duru tiyatroda yine sahneleniyor. Ve 15 Kasım'da Büyük çekmece Atatürk Kültür Merkezi'nde, bi de 20 Kasım'da Kozyatağı Kozi AVM'de...
Kaçırmayın derim...
VE YAPIMCILARA!
Yani iki satırda şu TV yapımcılarına ve yönetmenlerine yazmak istiyorum. Dizilerin artık her saniye evlerimizin içinde olduğunu biliyoruz... Ama hep tanıdığınız yüzler. Bir gün Ayşe, bir başka dizi de Fatma olarak dönüp dolaşıp, aynı yüzlerle devri alemdeler... Yahu değerli yapımcılar, yönetmenler hiç kafanızı dışarı çıkartıp, bu yeni, genç ve süper yetenekli arkadaşları görmez misiniz? Gidin Arap Saçı oyununa bir bakın lütfen... Hep aynı yüzler, hep aynı yüzler sıkıldık artık... Yeni yüzler lütfen! Bu oyundakilerin yetenekleri, o çok üzerine düştüğünüz çok isme fark atar...
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...