| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yalnızlar Kulübü Üstün Akmen ÜSTÜN AKMEN’İN YENİ YAYIMLANMIŞ “KOLTUK TOZU” BAŞLIKLI KİTABINDAN ALINMIŞTIR Günümüzün benim övünerek umutlar bağladığım genç tiyatrocularından Sami Berat Marçalı (1987)’nın yazıp yönettiği, hatta dekor ve ışık tasarımlarını da yaptığı “Yalnızlar Kulübü” başlıklı oyun yalnızlık sorununu eşeliyor. İnsanın sosyalleşmek için gösterdiği ya da göstermek isteyip de gösteremediği “çaba”ya odaklanıyor. Oyun başladığında, Demet Sağlam (Hasibe Eren)’ın intihara meyilli yaşamının yönünü değiştirmek için bulduğu, dünyada ilk ve tek olduğunu söylediği yöntem ile tanışılıyor. Yöntemin adı: “Hayat Ritmini Bul.” Bu yöntemde tek bir kural olduğu kavranıyor. Duygularını rutin bir şekilde ifade etmek yerine bunu istediği şekilde, istediği renkte, istediği ritimde yaşamak. Kendi yaşamını düzenlemesine yardımcı olan bu egzersizi başkalarıyla da paylaşmak isteyen Demet Sağlam, üç yıldır açtığı kursta kursiyerleri yetiştiriyor ve son bir yılda da oldukça popüler olduğu anlaşılıyor. KARAKTERLER Oyun, bu kursa başvurup katılan bir grubun ilk dersten son derse kadar geçen dönemlerini kapsamakta. Katılımcılar bir yandan bu yöntemle ilgili teknikleri öğrenirlerken, diğer yandan sosyalleşmeye başlıyor. Sigortacı Mehmet (Bedir Bedir)’in ölmüş babasıyla sorunu var, Buse (Pınar Çağlar Gençtürk) bir özel şirketin pazarlama bölümünde yönetici, ama çok çekingen. Çocukken oynadıkları “Saraydan Kız Alma” oyununda hep “alınmayan kız” olmasını anlatıyor. “Aliler Aliler Çingene Aliler, ne isterler ne isterler bizim saraydan, hıh” şarkısını söyleyerek Demet Sağlam ve kursiyerlerle birlikte oyunu yeniden oynuyor ve gene “alınmayan kız” olarak kalıyor. Nazım Tevfik Şahin), çocukluğunda bir kız çocuğunun belki de ölümünden sorumlu, Emel (Heves Duygu Tüzün) kocasını aldatmakta, Kerem (Güçlü Yalçıner) ise aldatılan ve kıskanan koca. MARÇALI Marçalı, yazılı metninde karakterlerin fizyolojik/biyolojik, psikolojik ve toplumsal özelliklerini yaşamlarının bir bölümüne yakından tanıklık ettirdiğinden olsa gerek, derinlemesine açmıyor, karakter tahliline girişmiyor. Yaşam öykülerini izleyicinin imgelemesini istiyor. Marçalı, oyuncuların giriş-çıkışlarını olduğu kadar yerlerini ya da durumlarını da iyi saptamış. Eylemin akışına zarar vermeden sahneleme planını pek güzel kurmuş. Oyunun yorumunda ve kendi özel perspektifinin yerleştirilmesinde, belli bir oyuncunun belli bir anda, belli bir durumda bulunmasını; belli bir heyecanla harekete geçerek sahne üzerinde belli bir noktaya yaklaşmasını ya da o noktadan uzaklaşmasını başarıyla sağlamış. Oyunun akışına göre sokak, kurs yeri, şirketin yönetim merkezi, mezarlık, gece kulübü ya da yatak odası olabilen sahne düzeni çok sade ve yeterli derecede simgesel. Sahnede bulunan içleri farklı renklerde aydınlatılmış yükseltiler, mekân değişikliklerini yeterince açıklıyor. Müzik seçimleri iyi, ışık tasarımı bence yeterli donanım olmasına rağmen nedense kötü. OYUNCULUKLAR Sıra İkinci Kat oyuncuları’nın oyunculuklarını didiklemeye geldiğinde Heves Duygu Tüzün’ün, Tevfik Şahin’in, Güçlü Yalçıner’in sessizken ya da hareketsizken, karanlıkta ya da ışıkta, bilinçli ya da bilinçsizce coşkularının ışımalarını ortaya döküverdiklerini söyleyeceğim. Bedir Bedir ise pasif bir halin bile nasıl teatral terimlerle yansıtılacağını gösteren bir oyun sergilemekte. Pasif halin böylesine başarılı aksiyonunu bence “profesyonelim” diyen oyuncular da izleyerek belleklerine kazımalı. Pınar Çağlar Şentürk’ün iradesi, aklı ve duyguları bu kere de ilk andan itibaren eyleme geçiyor; içsel yaşamının itici güçleri yuvarlanan birer ateş topu gibi sahneden izleyiciye doğru yuvarlanıyor, izleyiciyi sarıyor sarmalıyor. Hasibe Eren oyun başlar başlamaz içinde kaynayan tüm gelişigüzel istekleri ve yönelimleri eyleme geçiriyor. Bu istek ve yönelimleri, oyun metninden çıkarılan yapmacık olgulardan değil, gerçek koşullardan türetiyor. İçsel itkiler, Hasibe Eren’in içinde kendiliğinden biçimleniyor. Hasibe Eren, oyun ilerledikçe imgesel değil gerçek olan, aynı zamanda Demet Sağlam’ın geçmişinin, şimdiki zamanının ve geleceğinin etkisi altında olan ve bir anlamda “resmettiği” karaktere uygun içsel dürtülerle dolu olan asıl çevresinin ortasında varolmaya başlıyor. “Bravo sana” dedirtiyor. Üstün Akmen Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|