| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
TÜRKER İNANOĞLU’NUN GÖNLÜNDE YATAN ASLAN: “ROMANTİKA” Üstün Akmen Film yapımcısı Türker İnanoğlu, Maslak'ta Darüşşafaka Cemiyeti'nin sahibi olduğu mekânda, yap-işlet-devret modeliyle hazırlanmış çok amaçlı bir projeye imza attı, İstanbul'un, İstanbullunun özlemine yanıt verebilecek nitelikte bir “Show Center” inşa etti. Kısa adı “TİM” bu gösteri merkezinin. TİM, 2010 kişilik ana salonu, 800 metrekarelik kablosuz internet bağlantı olanağı sunan şık ana fuayesi, 5 sinema, 1 tiyatro salonu, cafè/barları, restoranı ve 5 mağazasıyla hiç kuşkum yok ki İstanbul'un en son teknolojiyle donatılmış, en yeni sanat, kültür, konferans ve eğlence merkezi. İlk gittiğimde, içimden: “Hay kesene, emeğine bereket Türker İnanoğlu,” demiştim, dün gibi anımsıyorum. İNANOĞLU’NUN İÇİNDE YATAN ASLAN Böylesi bir gösteri merkezini İstanbullulara bir anlamda armağan eden 51 yıllık başarılı sinema filmi, televizyon programları/dizileri yapımcısı Türker İnanoğlu’nun içinde meğer bir de başka aslan yatarmış. Aslan yatarmış da, bugüne değin o aslanı sahneleyeceği yeri bulamazmış. Neymiş bu aslan? Müzikal yapmak… Kafasında bir öykü kurgulamış. Kökleri Osmanlı hanedanına uzanan, varlıklı ve gün görmüş bir ailenin Harvard'da öğrenim görmüş oğlu ile çalgıcılıkla geçinen bir Roman ailesinin kızının aşkı. Yani, “malûm” aşağıdakiler-yukarıdakiler öyküsü. Eee, ne de olsa iki aile arasındaki kültür, görgü, düşünce ve yaşam tarzı farklılıkları da seyirciyi gıdıklar ya!.. İnanoğlu, bu sıranın sıradanı öyküyü tutmuş, 100’ün üstüne çıkan “dizi dizi incilerden” “Cennet Mahallesi”nin senaristlerine vermiş ve: “Alın bu öykümü, içimdeki aslanımı ortaya çıkartın, müzikal yapın,“ demiş. “Romantika” başlıklı müzikli oyun işte böylece ortaya çıkmış. HALDUN DORMEN’İN EMEKLERİ Böylece bir müzikli oyunun gerçekten ortaya çıktığına inanırsan aldanırsın benim Değerli Okurum. Çünkü, Resul Ertaş ve Yaşar Arak adlı senarist kardeşlerim, oturmuşlar oyun metni değil, senaryo yazmışlar. Müzikli oyunun burlesk ile hafif opera türlerinin birleşiminden türediğini bilememişler. Bu türün nitelik ve nicelik bakımından çok çeşitlilik gösteren bir tür olduğundan haberleri yokmuş. Ve bırakın dünyadaki örneklerini, büyük olasılıkla bu türün bizdeki öncüsü ve “en büyüğü” Haldun Dormen‘in yapımlarının hiçbirini, ama hiçbirini DVD’den, videodan dahi olsa izlememişler. Yılların ustası Şakir Gürzumar da, bu entipüften ötesi “senaryo”yu alıp, sahnelemeye kalkışmış. Dolayısıyla, Haldun Dormen’in emekleri de “heder” olmuş, silinmiş, gitmiş. İŞİ HAFİFE ALMAK Şakir Gürzumar dostum, başına bela aldığı bu “senaryo”da “olay” sayılan senaryo öyküsü örgüsüne sanırım müzik ve dansı katık edersem işi kotarırım diye düşünmüş. Bana sorarsa hata etmiş. Aksiyon gevşek, olaylar dizisi hepten zevzek. Haydi öz aramayalım, ama bu kadar da sığ beğeniye yönelinilmez ki be birader!.. Diğer taraftan ikide bir “pıs” diye koyuverilen sise ne amaçla neden görmüş, anlayamadığımı itiraf etmeliyim. Sonra Melek Baykal’ın ve Çağla Şikel’in parmak şakırdatmayı öğrenmeleri bu kadar mı zordu ki, ellerini başlarının üstüne kaldırıp parmaklarını halden hale sokuyorlar, işin orasını da kavrayamadım. Polislerin dansında “a:sa:yiş” sözcüğünün “asa:yiş” olarak söylenmesini düzeltmemesinin nedenini de vallahi bilmiyorum. Müzikli oyunun özgün müziğini yapan Cengiz Onural / Bora Ebeoğlu’na sözü getirirsem, onlara da temeli eğlendirici, hafif müziğe dayandıracağım diye müzik işi de böylesine hafife alınmaz ki deyiverip, kimseyi bu konuda daha fazla üzmeden kenara çekileceğim. KÖROĞLU BİLE İŞİNİ ŞİŞİRMİŞ Son yılların gerçekten başarılı dekor tasarımcısı Ali Cem Köroğlu, bu kere seyirci ile oyun arasında etkileşimi sağlayamayan, fevkalade işlevsiz bir sahne düzeni kurmuş. Özellikle yalı tablosundan “Çöplüktepe” tablosuna geçişlerde geniş aralıklı “black-out”ları engelleyememiş. Sahne arkasındaki deniz manzarası, görünenle görünmeyeni verme açısından bence hatalı. “Çöplüktepe”, “Karakol”, “Dodo’nun Yazıhanesi” tablolarında seyircinin imgesel dünyasını müthiş bozuyor bu manzara. Işık tasarımının ustası Yakup Çartık’ın bu eksikliği görmezden gelmesiyse hayli ilginç. Tan Sağtürk’ün koreografisi için “dans olsun diye dans olmamalı” tümcesini kullanacağım, belki beni anlar. Hale Eren’in kostümleri için “eh” kıvamında deyip geçeceğim de gene kendimi tutamıyorum, söylemeden duramıyorum: O kadar para harcatmış, Güllü ile Berrak’a gelinliği giydirmişsin, gelinlik altına birer ayakkabı mı aldıramadın yahu Hale Hanımcığım!.. İlginçtir bu müzikli oyunda kimse şarkı falan söylemiyor, orkestra da yok. Küçük bir saz grubu var, ama onlarda köşede sinmiş durumdalar. Hoparlörlerden ses geliyor, biri stüdyo kaydından bangır bangır şarkı söylüyor, oyuncu da ağzını açıp kapatarak, şarkı söyler gibi yapıyor. Bu arada Şakir Gürzumar’a sormak isterim: “Akademi Türkiye Yarışması”nda başarısıyla tanınan Özgür Çevik’e şarkı söyletmeyeceksen Yiğit rolünü neden verdin?” Öyle ya, başka oyuncu mu kalmadı da, oyuncu olarak fevkalade yeteneksiz olan bu müzisyene rol veriyorsun? Çağla Şikel, iyi niyetle elinden geleni yapıyor, ama eninde sonunda bir tiyatro oyuncusu değil Çağla Şikel. Müzikal oyuncusu hiç değil. Elinden bu kadarı gelebiliyor, n’apalım! “ROMANTİKA”YA GİTMEYİN Sinem Ergin ve Engin Akyürek “vasat”. Zeki Alasya, Buket Dereoğlu, Tarık Papuçcuoğlu, Şeyla Halis, Kazım Akşar, Veysel Diker oyunu renklendirmek için çaba gösteriyorlar. Usta oyuncu Melek Baykal, dizide kullandığı ve seyircinin artık bezdiği o “mahut” “mayhoş beşuş” yüz ifadesini kullanmayı sürdürmekte. Serhan Arslan ve Erdem Baş şimdilik ileride iyi olacak gibi görünmekteler. Sema Aybars’a yazık edildiği bence kesin bir gerçek, bu rolü kabul etmekle Sema Aybars’ın kendine yazık ettiği ise ayrı bir gerçek. Yeşim Gül Akşar ve Ali İpin yaka mikrofonlarını unutup alabildiğine bağırıyor, böylece ciddi anlamda kakofoniye neden oluyorlar. Alona Atamer’in fiziğine laf ettirmem bilesiniz. Ama hepsi o kadar! Bir bilgi daha vereyim, oyun sonunda TİM’den değişik semtlere İETT otobüsü var. Yani “Romantika”yı seyretmek üzere TİM’e ulaşmak ve TİM’den dönmek fazla sorun değil. Ulaşmak ve dönmek sorun değil sorun olmasına da, bana sorarsanız siz siz olun 50 YTL’nizi katletmeyin. “Romantika”ya gitmeyin. Romanlara çok meraklıysanız Hacı Hüsrev’e, Sulukule’ye, Dolapdere’ye falan gidin… * * * Bu köşenin Saygın Okuru, biliyor musunuz bilemem, geçen hafta İstanbul’dan Kiev’in Taras Şevçenko Ulusal Opera ve Bale Tiyatrosu geçti. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda iki akşam Ludwig Minkus’un müziğiyle “Don Kişot”u sahneleyen 100 yıllık topluluk, sanatsal ve teknik üstünlüğüyle izleyenlerin gözlerini kamaştırdı. Dekoru, kostümü, koreografiyi, falan boş verdim; Ukrayna Devlet Sanatçısı baş balerin Elena Filipyeva’nın eşsiz zarafetini ve virtüöz tekniğini izleyebilmiş olmayı İstanbullular için gerçekten büyük bir şans olarak değerlendiriyorum. İlk perdedeki “Brisé”si, üçüncü perdedeki “pirouette”si, olağandışı “demi-pointe”leri baleseverler için bir ziyafet niteliğindeydi. Vladimir Çuprin’in oyunculuk gösterisinin, Sergey Sidorskii’nin “pas de deux”lerdeki başarısının, “glissade”larının ve tüm kadronun uyumunun uzun süre unutulmayacağından eminim. Gösteriden çıkarken, içimden: “Kaçıranlar ne kadar hayıflansa yeridir,” diye geçirdim. Üstün Akmen
Evrensel Gazetesi Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet kezman - ( 4/16/2008 ) bence süper oyun sinem ergin bence çok başarılı romantika gerçekten mukemmel izlemenizi tavsiye ederim m3rv3 - ( 3/16/2008 ) bencede süper oyundu ve bugün gttim tkrrda giderim 1.tiyatroyu oyunculardan dolayı izlemediğimden her tytroya gdrm 2.tiyatroyu sevdiimden:)ama oyuncuların hakkı yenmez çok gzl yapmşlar:) ..... - ( 2/23/2008 ) katılmıyorum süper bir oyun.oyun bittiğinde 2020kişi oyunu ayakta alkışlıyo.biletlerde her bütçeye göre var. seyircii - ( 3/1/2008 ) üstün akmen bence çk yanlış düşünüosunuz romantikayı anlayamamışsınız dielim artık çünkü hiç mi gülmediniz veya hiç bi yerini mi beğenmediniz çok iyisini biliyorsanız kendiniz oyuncuları seçip yaparsınız rankler ve zevkler tartışılmaz ama yazık gazeteci olmuşsunuz haha:D müzisyen - ( 4/16/2008 ) müzisyenlere laf yok orda 4 kişi olabilir sonuçta hepsi sizin yapamadığınızı yapıyo orkestradır konuşmayın müzsizyenler hakkında özgürüme laf yok - ( 12/13/2007 ) işşt nediyorsn sn ya romantikaya gitmeyin ha özgür delisine aynen katılyorm kolaysa sn oynada görlim önce kendine bak o oyuncular uğraşsın dursn siz gelin ne deyn olmaz böyle birşey Kaçıranlar ne kadar hayıflansa yeridir, diye geçirdim. ne demek ya aaa aaa ben şahsen özgür çeviği zeki alasyayı başarılı buluyurm. özgür delisi - ( 7/10/2007 ) Siz kim oluyorsunuzda Romantika müzikalinde Yiğit rolündeki Özgür Çevikten bu şekilde bahsediyorsunuz.Özgürü ne kadar taniyabilirsiniz ki...Bence hic bir sekilde Özgürü tanimiyorsunuz.Tanisaydiniz Özgürden bu sekilde bahsetmezdiniz.Romantika müzikalini elestirirken maşallah abartmışta abartmışınız.Tebrik ederim sizi.! Bu kadar seviyesizce bir eleştiri görmedim.Sanırım hayaliniz köşe yazarlarliği değilde böyle usta oyuncu olmakti ama olamamışsınız.Şimdide kalkmış yılların oyuncusu olan Melek Baykalı bile eleştirebiliyorsunuz.Belkide yapımcıyla sorununuz var.Ha ne dersiniz.Bu da olabilir değilmi ? Her ne sorununuz varsa artık bilemiycem ama bu şekilde seviyesizce eleştiri yapmaniz terbiyesizce bir davranış.Eleştiri yaparken daha dikkatli olun bence... rahime - ( 9/27/2007 ) her hangi bir dizinizde rol almak istiyorum en büyük idalim degerlendirir seniz sevinirim saygılarımla Mehmet Onceler - ( 7/10/2007 ) Bizde biraz eleştirmeni eleştirelim. Kendiniz 50 ytl yi verip gitmişsiniz ama insanlara roman mahallelerini tavsiye ediyorsunuz. Romantika müzikli oyununun hiç mi güzel yeri yoktu be arkadaşım. Baştan sona kadar kötülemişsin. Bence senin oyunla filan bir derdin yok. Yapımcı ile sorunun var gibi...?? Herhalde yapımcıdan beleş bilet alamadın. 50 Ytl icine oturdu... :) Yeni oyunculuga başlayan Özgür Çevike daha anlayışlı bir yorum yapabilirdiniz bence... Eleştiri yapma yeteneksizliginiz çok belli oluyor... Saygılarımla erdek - ( 7/10/2007 ) Kendini herkesten üstün zanneden Üstün Akmen sen kimseden üstün değilsin.Yazdıklarının eleştiriden çok saldırı amacı taşıdığı aşikar.senin kuyruk acın nereden geliyor bilmiyorum ama o gösteriyi birçok sanat erbabı izledi de bütün kusurları görmek sana mı nasip oldu.TEBRİKLER... Bir ara gelde madalyanı takalım.Özgür akademi Türkiye de sesi,insanlığı ve ağırbaşlılığı ile herkesi büyülemiş ve oynadığı dizi ile de herkesin kalbini kazanmıştır.Ben onu başından beri izleyen bir hayranı olarak çok iyi biliyorum ki, hiç bir zaman ben çok iyi bir oyuncuyum da dememiştir.Ancak usta oyuncuların yanında her gün kendini geliştirdiğini görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum.Gösteriyi izleyenler farketmiştir ki en çok alkışı alanlardan biri de Özgür dür.Bende ellerim şişene kadar onu alkışlamaya devam edicem ve biliyorum ki tüm dünya bir gün bana eşlik edecek.Sen bile... İzleyici.. - ( 7/10/2007 ) çok ilginç yaa!resmen onca emeği hiçe sayıp müzikalde güzel birşey bırakmamış anlatırken,pess yanii!belliki yapımcıyla bi sorunu var o zaman buna oyuncuları niye katıyor?işinde oldukça başarılı ustalara bile demediğini bırakmamışş.Üstelik özgüre başarısızz falan demişş,neye dayanarak acaba!ilk defa böyle bir projede yer alıp da giden herkesin olumlu düşünmesini sağlıyor, sahneye her çıkışında alkışlarla karşılanıyorsa başarısızlık ne demek bi daha bi düşünün derim ben!eleştiriler tabiki olur her zaman hatta bu şu ana kadar gözüme çarpan ilk eleştiri ama bence eleştiri boyutunuda aşmış,hoşuma gitmedi tavsiye etmem dese yine iyi ama bu kadarıdaa...kişisel sorunları farklı türlü halletmek varken bu yola başvurmak garip doğrusu... merve aktaş - ( 2/27/2009 ) eleştrme olma k için önyargılardan kurtulmak ve ardaki husubetleri sanat dünyasına taşımamak ve eleştrdiğiniz insanlar hakkında bilgi sahibi olmak lazım. ayrıca hiç kimse hakkında saygısız bir uslubla konuşamazsınız buna hakkınız yok. özgür çevik in oyunculuğu hakkında ne kadar gözleminiz var. eleştirmek için vakit ayırmak ta lazım. gözlem bir bakış atmak değil ona bir sürec ayırmaktır. kim oluyorsunuz ki kendinizi başkalarından daha üstün görmeye kalkıyorsunuz üstünlüğünüzün kanıtı nelerdir iyi ünüversite iyi mevkii bol övgüler mi. iyi bir insan olabilmeyi başarabilmjelisiniz bunun için. ama bu tutumlarınız içinde uzak gözüküyor. bu kadar kusur bulunacak bir yapıt değil bu. ayrıca kimse istemediği kurallara uymak zorunda değildr bence çeşnili bir yapıt olaması beğenilmesi mi suçtur türsüzlüktür. bence ağır itham ve alay içerikli cümleler kurduğunuz yönetmen senarist ve oyuncular bir özür borcunuz var beğenmezsiniz o ayrı ama laflarınız kontrolünüzde olmalı |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|