| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ÖVÜL AVKIRAN, BEDENİNİ DEĞİŞTİRİYOR: “KASSANDRA” Üstün Akmen Mustafa ve Övül Avkıran çiftinin İstanbul’a kazandırdıkları yeni öncü performans merkezi Garajistanbul, amacına günbegün ulaşmakta. Oyunların, dans gösterilerinin, konserlerin ve edebiyat okumalarının yeni adresi, garajdan bozma Garajistanbul, İstanbulluların içine sindi, haklı olarak ilgisini çekti. Geçenlerde Garajistanbul’a ikinci kez gittim ve 5. Sokak Tiyatrosu yapımı olan Mustafa Avkıran konsepti “Kassandra”yı izledim. KİM BU KASSANDRA Bilirsiniz elbette, Kassandra, Yunan mitolojisinin “felaket tellalı”dır. Priamos’un kızıdır. Apollon Kassandra’yı sever, ona “gaip”ten haber verme gücünü bağışlar. Ama Kassandra, Apollon’un sevgisini karşılıksız bırakınca, o da bağışını lânete çevirir. Yani Kassandra, geleceği önceden görebilecek, ama sözlerine artık kimse inanmayacaktır. Elden gideceğini kimselere anlatamadığı Truva’nın düşmesinden sonra, Agamemnon’un kölesi olur, Mykenai’de onunla birlikte öldürülür TIPKI… Ne ilginç değil mi? Güneş Tanrısı ona geleceği görme yeteneğini vermiştir, ama buna karşın kimseyi ikna edemez Kassandra. Çünkü lânetlenmiştir. Tıpkı, küresel ısınma konusunda bizi her gün bıkmadan usanmadan uyaran bilim adamları gibi… Tıpkı, savaş karşıtı olarak on yıllardır halklarını uyaran dünya aydınları, gençleri gibi… Tıpkı, bağımsızlığın temel taşlarını yerinden oynatanlara karşı çıkanlar gibi… Tıpkı, ekonomik koşullar nedeniyle vatan topraklarını haraç mezat satan politikacılara karşı çıkanlar gibi… Tıpkı… Neyse!.. MUSTAFA AVKIRAN’IN KONSEPTİ 5. Sokak Tiyatrosu’nun, Kunstenfestival 0090 Antwerpen (2006) ve Rotterdamse Schouwburg (2006) uluslararası festivallerine de katılan “Kassandra”sında Mustafa Avkıran, insanlık tarihinin en eski anti-militarist kahramanlarından birinin yalnızlığını; erkeklerin dünyasındaki kadının yalnızlığı, hatta çaresiz insanın ölüm karşısındaki yalnızlığı, savaş karşısındaki yılgınlık ve esaretin zavallılığı olarak ele almış. Kassandra savaşın tüm yenikliğini, tüm acılarını yaşar. Sevdiklerini yitirir, esir düşer, tecavüze uğrar, elinden toprağı alınır; öteki olur, yabancı olur, azınlık olur. Savaşın nedensizliği, karşılaştığı derin acılarla içine işler. Kimseye anlatamaz. AVKIRAN İLE YEŞİL İKİLSİNİN METİNSEL BAŞARISI Gülbin Yeşil-Mustafa Avkıran ikilisi, metni kaleme alırlarken hiç kimsenin söylediklerine, kehanetlerine kulak asmadığı Kassandra’nın yalnızlığını, kendi kendisiyle konuşmaları olarak seyirciye geçirmek istemiş ve başarmışlar. Kahramanımızın derin yalnızlığı, gerçekten de Yeşil ile Avkıran’ın metninde kendi içinde devinen bir monolog biçimine dönüşüyor. Mustafa Avkıran ile Övül Avkıran’ın oyunu yönetimi, Övül Avkıran’ın koreografisiyle birleşince, Övül Avkıran’ın bedeni, bedeninin eşlik ettiği müzik aracılığıyla sözel güce kavuşuyor, bedenin sınırlarını ve yaşamın ritmini anlatan bir gösteri oluşuyor. İNSAN DEĞİL Mİ Kİ… İnsanlar günümüzde de birbirleriyle anlaşamıyor “malûm”, tartışıyor, boğuşuyor, boğuyor, ölüyor ve öldürüyor. İnsanlar çok güçlü ama, güçleri yetmediğinde kadere boyun eğiyorlar. İnsanlar değil mi kentleri kuran, yapılarla bezeyen, geliştiren, zenginleştiren... İnsanlar değil mi tanrılarla, yarı tanrılarla kan bağı kuran… Kentlere, ülkelere kral olup, bakan olup, başbakan olup, diktatör olup, diğerlerini yöneten… İnsan… MUSTAFA AVKIRAN’IN YÖNETİMİ Mustafa Avkıran “Kassandra”yı yönetirken işte bu insanı ele alıyor, insanı anlatıyor. Anlatırken bireyciliğin, insan tragedyasının, nihilist dünya görüşünün, kozmopolitçiliğin anlamlarının da altını çiziyor. Kemal Yiğitcan’ın huzme ışıkları da, anlatımında kendisine ciddi anlamda yardımcı oluyor. ÖVÜL AVKIRAN’IN KOREOGRAFİSİ Genç eleştirmen Eser Rüzgâr’ın “Tiyatro… Tiyatro” dergisi portalındaki yazısında, “Kassandra’nın seyirlik boyunca örgü bir bereyle saçlarını ve saçlarının yaratacağı etkiyi gizlemesi” eleştirisine katılıyorum da, “keman, kanun, ud, ney sesleriyle alaturka nağmeler eşliğindeki antik Yunanlı Kassandra görüntüsünün de örtüşmediği” düşüncesini okumazdan geliyorum. Gösterimde kimi zaman vurmalılar, kimi zaman, tambur, kimi zaman yaylı tambur ile yayılan atmosferin yaratımı sırasında, dinleyici durum saptaması yapıyor, soluk alıyor, sonrasını tasarlıyor. Müzik tasarımı kimin bilmiyorum, ola ki “anonim”… Ama bu atmosfer, kimi kez tam bir akustik dekora dönüşüyor, birkaç nota eylemin yerini belirtiyor. Bazen de, tek amacı bir durumu tanıtmak olan tek ses efektinden başka bir şey değil sanki. Ama Övül Avkıran, sahne üzerindeki zamanı enstrümanları çalan müzisyenler gibi duyumsuyor. Müzikli olarak düzenlenen bu gösterim, Övül Avkıran için, içinde müzik yapılan bir gösterim değildir artık. Sadece, ritmik partisyonu olan bir gösterimdir, hepsi bu. Onun için bu gösterim, zamanı çok kesin biçimde düzenlenmiş bir gösterimdir. Koreografiyi ona uygun döşüyor. OYUNCU OLARAK ÖVÜL AVKIRAN Övül Avkıran’ın Kassandra olarak sesinin anlambilimsel derinliği, cisimliliği, kösnüllüğü, müzikalitesi fevkalade. Söyleyişinin biçimsel yetkinliği, tümcelerin uzaya yayılımı, ritim duygusu, titizliği bir oratoryo etkisi uyandırıyor. Övül Avkıran, Kassandra’yı daha iyi belirginleştirmek için, hiç kuşkum yok ki kendi sesinin parametrelerini değiştirme sanatına sahip bir oyuncu. Sadece bedensel tavrını, jestselini, mimiklerini, “psikolojik jesti” değil, yanı sıra sanki Kassandra’nın ses kimliğini de araştırmış gibi. Karışık bir söyleme direndiği noktada fiziksel şaşırtmalara, çığlığın ve şiddetli jestin devingenliğine yaslanıyor. Sesinin bedensel özdekliğini ve onun öngörülemeyen, hatta betimlenemeyen etkilerine dayandırdığı etki yardımıyla, seyircisine doğrudan ulaşma yeteneğini kullanıyor. DANSÇI OLARAK ÖVÜL AVKIRAN Dansçı olarak da Kassandra’nın köpürttüğü duygularını, coşkularını bire bir duyumsuyor, ama jestlerinin çabukluğunda hiçbir aykırılığa rastlanılmıyor. Ve seyirci ardından daha dingin ve düşünceli anların geldiği anlık ivmelere alışıyor. Bu türden kısa durgunluklar, izleyicinin düşüncesini kamçılıyor. Böylece Övül Avkıran, beden değiştiriyormuş ya da sahip olduğu bedeni tamamlıyormuş izlenimini veriyor. Gösterimin bence tek yanlışı, Avkıran’ın giydiği lastik ayakkabı. O ayakkabı, kullandığı kostüme hiç mi hiç yakışmıyor, seyircinin gözünü lekeliyor. Kostümün gömleğindeki düğmeler de göz tırmalıyor Ama her ne olursa olsun, “Kassandra”da Övül Avkıran, hiç abartmadan deyiveriyorum, övülmeyi hak ediyor. (5. Sokak Tiyatrosu ● Garajistanbul / Galatasaray – 0212 244 22 90 # 19 ve 20 Nisan Saat 20.00’da; 21 Nisan Saat 15.00’da) Üstün Akmen
Evrensel Gazetesi Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|