| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
“YERALTINDAN NOTLAR” : MUTLAKA SEYREDİLMESİ GEREKEN BİR OYUN
Üstün Akmen



Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar (Zapiski iz Podpolya)”ını 1962 yılında Nihal Yalaza Taluy’un çevirisinden (Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları) okumuştum. Çaresiz bir insanın hayat karşısında tutunamamasının, ruhsal olarak yaralanmasının, varoluşunu dünyaya haykırmak isterken, giderek kabuğunda büzüşmesinin öyküsüydü. 19 yaşındaydım, ama özellikle,  “Yeraltı” başlığı altındaki kısa bölümler çok ilgimi çekmişti. Yani, kahramanın kendi düşüncelerini ortaya koyduğu konuşmalar… 

 

İNSAN KIRMAKTAN ALINAN ZEVK

“Sulu Sepken Üzerine” adlı ikinci bölümde ise, kahramanın kimliğinin ortaya çıkarılışındaki ustalığa hayran kalmıştım. Kahramanın karakteri nasıl güzel irdelenmişti! Ya insana bakış açısı? Bir yanda aşağılanmış, hastalık derecesinde vicdanlı toplum insanları, diğer yanda yeraltı insanını benliğinde birleştirmekten aciz küçük bir memurun öfkeli ve bunalımlı monologu… Yazarımız, kendini anlatan bir biçemde, günlük ya da anı yazar gibi samimi bir ifadeyle kişiliğini, içinde bulunduğu psikolojik durumu anlatıyordu. 40 yaşlarındaydı. “Yeraltı” olarak nitelediği küçük, köhne bir odada yalnız yaşamakta, bulunduğu noktadan bakarken insanın varlık nedenini ve dünyadaki yerini sorgulayan bir bakış açısıyla düşüncelerini sıralamaktaydı. 20 yıldır bu şekilde yaşadığını, kendi halinde yaşayan bir memurken kalan miras nedeniyle emekli olduğunu, içine çekildiğini anlatıyordu. Eser boyunca kendi içinde olduğu kadar, memurluk hayatında da hep sıra dışı olduğunu itiraf ediyor: “Kabaydım; kaba olmaktan zevk alırdım… Masama gelen iş sahipleriyle dişlerimi gıcırdatarak konuşur, birinin canını sıktım mı, dehşetli zevk duyardım,” diyordu. Romanın kahramanı, insanlarla ilişki kuramayan, kendi doğrularında yaşamaya çalışan bir insandı. Onları kolayca kırabiliyor, karşısındaki kişi kırıldığında da bundan inanılmaz boyutta zevk alıyordu. Bu yüzden mi yalnızdı? İşte bu sorunun yanıtı, önce kitabı okumanızda, sonra da Özgür Yalım’ın uyarlamasıyla eseri sahnede tiyatro oyunu olarak seyretmenizde yatmakta efendim.

 

ÖZGÜR YALIM’IN BAŞARISINDAN BAŞLAMALIYIM

İstanbul Devlet Tiyatrosu, 2006-2007 sezonu için “Yeraltından Notlar”ı repertuarına aldı. Romanı, yukarıda da söylediğim gibi Özgür Yalım tiyatro metnine uyarladı ve kendisi yönetti. Ben izlemekte geciktim, ama sonunda ne yaptım, ne ettim gittim, izledim. Pek de iyi etmişim, gönendim. Gönendim, çünkü Özgür Yalım, Dostoyevski’nin ne demek istediğini iyi anlamıştı ve insanı, hem kişisel hem de ruhsal değişimi ve çelişkileriyle ele almıştı. Dostoyevski’nin, insanlığın bütün hastalıklarının düzensizlik ve mantıksızlıktan kaynaklandığına ve mantık yürütmek yoluyla düzeltilebileceğine inanışını ve çağdaşları arasında yaygın olan pozitivizme, gözü peklik ve psikolojik kavrayışa saldırışını sahneye de başarıyla taşımıştı.  

 

PETIHOF’UN MÜZİĞİ OYUNA CİDDİ ANLAMDA RENK KATMIŞ

Alexander Petihof’un bestelediği/uyarladığı ve balalaykasıyla canlı olarak eşlik ettiği müzik, durum saptaması, durum-yer ilişkisini beyne çizmesi açısından çok iyiydi.  Diğer taraftan Bay X’in repliklerine de eşlik ediyordu Petihof’un müziği. Payidar Tüfekçioğlu’nun mükemmel ritmine ritim katıyordu. Yanı sıra, süreç içinde beliren ayırt edici motifin yinelenmesi, bir düşünceyi, bir duyguyu, bir durumu da izleyiciye anımsatıyordu. “Black-Out” sırasında da kullanılabilse, izleyenlerin bölümler arasında ilişki kurmasına da yardımcı olacaktı ya ne mümkün! Aziz Nesin Sahnesi’nin beton zemininde sahne teknisyenleri ayakları tekerlekli masayı, yatağı, falan sürükleyerek çıkartıyorlardı.

 

ALİ CEM KÖROĞLU’NUN BAŞARISI

Bu arada, Önder Arık’ın ışık tasarımı da küçük teknisyen hataları dışında kusursuzdu. Haaa!.. Esas, Ali Cem Köroğlu'nun epizotlar için kullandığı yürüyen/birbirinden ayrılan duvar tasarımı, ne yalan söyleyeyim her türlü takdirin üstünde değerlendirilmeli. İstanbul Devlet Tiyatrosu Aziz Nesin Sahnesi’nin fevkalade kısıtlı olanakları ancak böylesine zekice ve ustaca kullanılabilirdi. Eserde ana olaydan ayrı olarak yer alan ve başlı başına konusal bütünlük gösteren ikinci derecedeki olay ya da olaylar, böylelikle seyirciye geçiyordu. Bu “geçme”yi sağlamak amacıyla Özgür Yalım’ın ister istemez kullanmak zorunda kaldığı tam on adet “black-out”a ne buyurduğumu(!) soracak olursanız, “halen” söyleyecek söz ve önerecek çare bulamamanın üzüntüsü içindeyim.

 

MEHMET ÖZGÜL’ÜN ÇEVİRİSİ

İyi bir çevirmen olarak tanıdığım Mehmet Özgül’ün, kimi bence çok önemli sözcük hatalarını ne yazık ki görmezden gelip geçemeyeceğim. Örneğin, gazete, dergi, kitap okuyan, okuma alışkanlığı olan kimseler için kullanılan “okur” sözcüğü yerine; şarkı, türkü söyleyenleri tanımlayan “okuyucu” sözcüğü, metin içinde hem de birkaç kez yineleniyor. Sonra da Türkçe kullanma titizliği içinde, mecazi anlamda, beklenmedik şeylerden alınan, alıngan kimse için kullandığımız “limoni” sıfatını tümce içine: “… aramız limoni oluverdi” olarak değil de: “… aramız limon rengi oluverdi” olarak yerleştiriyor. Bana sorarsa hiç mi hiç iyi etmiyor.

 

OYUNCULARIN TÜMÜ BAŞARILI

Genç oyuncular Hande Gürak, Nevşim Erzat, Yıldız Durucan, Gözde Okur görevlerini ciddiyetle yapmakta. A. Tevfik Hiçyılmaz, Sadık Takır, Seyhan Zemberek, Rezzak Aklar, Tuna Öztunç, Ayhan Anıl,  da öyle… Tayfun Savlıoğlu’nun abartısı yerinde. Alptekin Serdengeçti, Ömer Hüsnü Turat, Saydam Yeniay, Ali Fuat Çimen duygu ne kadar incelikli olursa, üstbilince, doğaya o denli yaklaşılabileceğini kanıtlar gibiler. Ezgi Çelik, Liza’nın fiziksel ve psikolojik yönelimlerini nasıl oluşturacağını pek bilememiş. Dolayısıyla da Liza’yı biçimlendirememiş. Ezgi Çelik, bana sorarsa (ki sormaz) işin bu tarafını nasıl becereceğini ne yapıp, ne edip birilerinden öğrenmeli. Öğrendiğinde, bir karakteri canlandırırken o karakteri coşkusal olarak yaşamamanın yaratıcı süresini önümüzdeki ilk oyununda oluşturacaktır, buna yüzde yüz inanıyorum.  

 

… AMA BİR DE PAYİDAR TÜFEKÇİOĞLU GERÇEĞİ VAR

Payidar Tüfekçioğlu’na gelince… Mükemmel zekası, isyankar ve geçici iradesi tarafından kösteklenen Bay X’in durumu, inanın bana sahnede ancak bu kadar çizilebilirdi. Bay X’in fiziksel varlığını yaratma yöntemi, gizi, niteliği neydi Tüfekçioğlu’nun bilemiyorum, ama bildiğim, fiziksel aksiyon oyuncu tarafından sahne üstünde kendi itkileriyle uyum içinde işte böyle oluşturulmalı diyorum. Yani, imgesel kurgular, önerilmiş durumlar ve kendisini “eğer”ler yaratmaya zorlayan oyuncunun beyniyle… Payidar Tüfekçioğlu, fiziksel aksiyonunun “icrası” için, hiç ama hiç kuşkum yok ki muazzam bir imgelem çabasını seferber etmiş. Bu seferberlikledir ki, Bay X’in fiziksel varlık çizgisinin yaratımı biçime kavuşmuş. Payidar Tüfekçioğlu ile Bay X arasında en ufak bir duygusal “temas” eksikliği yok. Oyunu izlediyseniz, bana katılmazlık edemezsiniz. Payidar Tüfekçioğlu’nun sanatsal “şevk”i, bu oyunda şahlanmış.

 

Görün bu oyunu diyorum. En azından Payidar Tüfekçioğlu’nun “şevk”ine eşlik eden heyecan verici büyülenmesine tanık olmak için görün. Bu sezon geçti diyorsanız, not alın, önümüzdeki sezon görün. Aman ha, yaşamınızdan kaçırmayın bu oyunu ve Payidar Tüfekçioğlu’nun oyununu. Mutlaka görün…   

 

Üstün Akmen

Evrensel Gazetesi



Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

burmur - ( 1/28/2008 )
bu oyunu izlemeyen biri daha önce türkiyede çok oyun izledim falan demesin.Kendimi ingiltere’de oyun izliyor zannetim.P.tüfekcioglu mukemmel bir SANATÇI.


kübraaaaa - ( 7/10/2007 )
HAYATIM BOYUNCA ELLİDEN FAZLA TİYATROYA GİTTİM.BU KADAR USTA ELLE YAZILMIŞ USTA OYUNCULU USTA PERFORMANSLI BİR OYUN DAHA GÖRMEDİMM.İLKTİ.BÜTÜN OYUNCULARI TEBRİK EDERİM...

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 746
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Drama (Esen Çamurdan) - 5/11/2007
  • Tiyatro Sporu (Oyun İstasyonu) - 5/9/2007
  • OYUN İSTASYONU (Kocaeli) - 5/9/2007
  • TÜRKİYE… TİYATRO… UYANMAK… (Kemal ORUÇ) - 5/9/2007
  • AMADEUS : SALIERI’DEN YANA OLAN KİM? HELE BİR SÖYLESENİZE!.. (Üstün Akmen) - 5/9/2007
  • YAŞAMIN İZİNDEKİ KADINLAR : GÜLSÜM CENGİZ GENE İPOTEK ALTINDA (Üstün Akmen) - 5/9/2007
  • “SON DÜNYA” : KAÇILACAK YER NEREDE? (Üstün Akmen) - 5/9/2007
  • Matematik Hesabı (Ali Poyrazoğlu) - 5/3/2007
  • Yersiz Oyuncular'dan Videolar (Yersiz Oyuncular) - 5/3/2007
  • Kamyon (Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kolu) - 5/1/2007
  • “YERALTINDAN NOTLAR” : MUTLAKA SEYREDİLMESİ GEREKEN BİR OYUN (Üstün Akmen) - 5/1/2007
  • Mikado`nun Çöpleri (Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu) - 4/27/2007
  • CİHANYANDI KANLI NİGAR'IN TRAJİKOMİK HİKAYESİ (Özge Öztürk ) - 4/27/2007
  • FREDERICO GARCIA LORCA 1898- 1936 (-) - 4/27/2007
  • Harmanyeri 1915 (Tiyatro Prizma) - 4/26/2007
  • Haşin Bir Hikaye (Seyir Tiyatrosu) - 4/26/2007
  • İstanbul Halk Tiyatrosu (İstanbul) - 4/25/2007
  • Can Tarlası (İstanbul Halk Tiyatrosu) - 4/25/2007
  • ETNA: BEDENDEKİ KUYU (Üstün Akmen) - 4/25/2007
  • Röportaj : Bennu Yıldırımlar (Zeynep Rendeci) - 5/17/2007
  • Tiyatro Terimleri (Alıntıdır) - 4/22/2007
  • SANATIN İÇİNDEN GEÇEN KENT ESKİŞEHİR’DEN TİYATRO İZLENİMLERİ/2 (Üstün Akmen) - 4/22/2007
  • SANATIN İÇİNDEN GEÇEN KENT ESKİŞEHİR’DEN TİYATRO İZLENİMLERİ (Üstün Akmen) - 4/17/2007
  • DÖRT KADININ YAŞAMA TUTUNMA SERÜVENLERİ: “KADİFE ÇİÇEKLERİ” (Üstün Akmen) - 4/16/2007
  • TÜRKER İNANOĞLU’NUN GÖNLÜNDE YATAN ASLAN: “ROMANTİKA” (Üstün Akmen) - 4/9/2007
  • TİYATROMUZUN YENİ DON KİŞOT’LARINDAN ESKİ FARS: “KARMAKARIŞIK” (Üstün Akmen) - 4/6/2007
  • Semaver Kumpanya (İstanbul) - 4/5/2007
  • TÜM ÖDÜLLERDEN AFFIMIZI İSTİYORUZ (Semaver Kumpanya) - 4/3/2007
  • KADINLARINA BIYIKLARINI SÜPÜRGE ETMİŞ ERKEKLERİN OYUNU: “TERSİNE DÜNYA” (Üstün Akmen) - 4/3/2007
  • Aşk, bazen vazgeçmektir: (Üstün Akmen) - 4/1/2007
  • Anna Karenina (Kent Oyuncuları) - 3/27/2007
  • Tanıştırayım Burası Türkiye! (Nokta Tiyatrosu) - 3/27/2007
  • Sahne tozunun peşinde (Can Dündar) - 3/27/2007
  • SADRİ ALIŞIK’TA BİR TÜRK FARSI: “BU AŞKTA Bİ’ŞEY VAR” (Üstün Akmen) - 3/27/2007
  • KURTULMAK YOK OLMAKMIŞIN ÜZGÜN KOMEDİSİ: “TİTATİK ORKESTRASI” (Üstün Akmen) - 3/23/2007
  • ANLAMI ELBETTE VAR BÖYLE ÜZGÜN OLMAMIZIN: “ŞEREFE HATIRALAR” (Üstün Akmen) - 3/21/2007
  • 20 MART DÜNYA ÇOCUK VE GENÇLİK TİYATROLARI ULUSAL BİLDİRİSİ (Turgut Özakman) - 3/20/2007
  • 20 MART DÜNYA ÇOCUK VE GENÇLİK TİYATROLARI ULUSLARARASI BİLDİRİSİ (Prof. Penina Mlama) - 3/20/2007
  • BEKLENENDEN ÇOK ÖTE BİR OYUN: SON KUŞLAR (İhsan Ata) - 3/20/2007
  • Vasatların dayanışması (Hilmi Bulunmaz) - 3/19/2007
  • İNTİKAM DUYGUSU UYANDIRAN BİR OYUN: “YILDIZLAR ALTINDA CİNAYET” (Üstün Akmen) - 3/16/2007


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..