| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Çınar Polis Karakolu Mustafa Firuz Bozkurt ÇINAR POLİS KARAKOLU 2 PERDE (KOMEDİ) Yazan Mustafa Firuz BOZKURT (Ocak 2008) ÇINAR POLİS KARAKOLU Oyunu oynamak isteyen ekipler, lütfen yazar ile iletişime geçin: mfiruz@ttmail.com Oyunun Özeti Başkomiser Fevzi meslek hayatı başarılarla dolu bir Polis amiridir. İlçe Emniyet Müdürlüğünü yürüttüğü bölgede, personeli ve vatandaşlar tarafından sevilen bir idarecidir. Uzun zamandır hayali olan, sokak çocuklarını bulundukları ortamdan kurtaracak bir merkez açma projesini gerçekleştirerek emekli olmayı planlamaktadır. Memuriyetinin ilk yıllarında Kaymakamlık görevi dolayısıyla tanıştığı şimdilerde İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevini yürüten arkadaşı, emeklilik dilekçesini geri alarak İçişleri Bakanlığının yeni bir projesinde aktif görev alması konusunda Başkomiser Fevzi’ yi ikna eder. Tiyatro Oyunu; İçişleri Bakanlığının geçmişte suç işlemiş kişilerin geçici kamu görevi yaparak (Polis) topluma kazandırılması konusundaki projeye pilot bölge olarak seçilen karakolda, hırsız Tankut’ un Polis Memuru ve kabadayı Toros’ un Bekçi olarak göreve başlamasıyla gelişen olayları konu almaktadır. “Ne ekerseniz onu biçersiniz” Bu oyun kaldırımlarında insanları taşıyamayacak derecede kalabalıklaşan şehirlerimizde yapayalnız yaşayan, bizlerden uzanacak yardım elini bekleyen biçare sokak çocuklarına atfen yazılmıştır. Mustafa Firuz Bozkurt Ocak 2008 ÇINAR POLİS KARAKOLU OYUNDA DAĞITILACAK ROLLER 1 - Başkomiser Fevzi …………………………………… 2 – Komiser Cüneyt …………………………………… 3 – Polis Memuru Hüsamettin …………………………………… 4 – Polis Memuru Tankut …………………………………… 5 – Bekçi Toros …………………………………… 6 – Polis Memuru Salih …………………………………… 7 – Müsteşar …………………………………… 8 - 1.Koruma …………………………………… 9 – 2.Koruma …………………………………… 10 – 1.Üçkağıtçı …………………………………… 11 – 2.Üçkağıtçı …………………………………… 12 – Köylü …………………………………… 13 – Esnaf …………………………………… 14 – Deli …………………………………… 15 – Rüzgar …………………………………… 16 – Tinerci Çocuk …………………………………… 17 – Şüpheli …………………………………… 18 – Çaycı …………………………………… TEKNİK EKİP 1 – Yönetmen …………………………………… 2 – Yönetmen Yardımcısı …………………………………… 3 – Müzik Sorumlusu …………………………………… 4 – Slayt Sorumlusu …………………………………… 5 – Dekor Sorumlusu …………………………………… ÇINAR POLİS KARAKOLU 1.PERDENİN SAHNESİ Sahnenin ortasında iki bank, yapma çiçekle bir park görüntüsü. Müsteşar, 1.Koruma, 2. Koruma Takım Elbiseli Başkomiser Fevzi Resmi Üniformalı Deli Toros Kabadayı görüntüsü verecek şekilde giyinmiş Boyacının (Tankut) üzerinde Fenerbahçe forması var MÜSTEŞAR – Kimdi o öyle çocuklar… Zamk gibi yapıştı (Üzerini çırparak beraberinde iki korumayla sahneye girer) Birde sulu sulu öpmeleri yok mu ığ… 1.KORUMA – Sayın Müsteşarım vatandaş sizi tanıdı herhalde. MÜSTEŞAR – Tanırlar beni dimi? 2.KORUMA- Tabi Sayın Müsteşarım siz bugüne bugün Bakan Adayısınız, Yani ilk seçimlerde…(eliyle konuşmasını destekler) (Müsteşar banka oturur ve elindeki gazetesini açarak okumaya başlar. Korumalar çevreyi kolaçan etmektedir.) MÜSTEŞAR – Saat kaç oldu arkadaşlar 1.KORUMA – 2 Sayın Müsteşarım 2.KORUMA- Sayın müsteşarım haddimiz değil ama, bu proje KGP tutar mı sizce… MÜSTEŞAR – Sayın Bakanımıza o kadar dedim. Bu proje yü-rü-mez, ama o ne dedi yürümezse emeklesin! Ne demek istiyor yani dilekçeni yaz emekli ol. Biz buralara ne çetin dönemeçleri atlatarak geldik. (Konuşma devam ederken sahneye boyacı çocuk girer, Müsteşar korumaya eliyle boyacıyı işaret eder) MÜSTEŞAR – Boyacı gel bakalım, şu ayakkabıları boya, dur bakayım ( bu arada boyacı yüzünü diğer tarafa çevirir) hiç yabancıda gelmedin ama… (Boyacı yan tarafa bakarak ayakkabıları alır boyacı sandığını da sahnenin uzak köşesine koyarak boyamaya başlar) BOYACI – (içinden söylenerek) Bunlarda da para yok ama dur bakalım ne verecekler MÜSTEŞAR – (Gazetesini okumaya devam ederken gazeteyi indirir tekrar boyacıya bakarak) Hiç yabancı değil Allah Allah … (Müsteşarın cep telefonu çalar) MÜSTEŞAR – Buyurun Sayın Bakanım Emriniz… Evet Sayın Bakanım şuan malum KGP projesiyle ilgili pilot uygulama yapacağımız yerdeyim. Hükümlülerle görevi vereceğimiz Başkomiserimizi bekliyorum… Evet dinliyorum efendim… (korumalara bakarak) Proje çok güzel efendim, harikulade düşünmüşsünüz, enfes, yani bu kadar ince düşünce (birden telefonu aşağı indirir) Kapattı ya telefonu. Oysa ben daha bu projenin niçin uygulanamayacağını anlatacaktım. (Kafasını iki yana sallar) (Bu sırada boyacı ayakkabıları boyamıştır, müsteşara getirir) MÜSTEŞAR – Sağol evladım (eliyle cüzdanını epey arar) BOYACI – (Kafasını yan tarafa çevirerek, içinden konuşur) Nafile arama MÜSTEŞAR – Efendim evladım BOYACI – Güle güle giyim dedim… MÜSTEŞAR – Sağol… (Korumalara dönerek) Arkadaşlar cüzdanı evde unuttum herhalde 1.KORUMA – Biz takdim edelim efendim (Boyacı korumaların yanına gelir) MÜSTEŞAR – Tamam arkadaşlar (Korumalarda cüzdanlarını hummalı bir şekilde arasalar da bulamazlar. Birbirlerine bakarak her ikisi de aynı anda sessiz bir şekilde bağırırlar “Eyvah, Soyulduk” Boyacıya doğru eğilirler) 1.KORUMA – Arkadaş ben Hulusi paranı sonra versek? BOYACI – (Kafasını iki yana sallayarak) Olmaz… 2.KORUMA – Bak Hacı şimdi bunu yaz, ayağımız alışmış olur. Sonra bütün yakın korumalar ayakkabılarını sana boyatır. BOYACI – Mümkünü yok ( 1. Koruma boyacının üzerindeki Fenerbahçe formasına uzunca bakar ve ) 1.KORUMA – Bak arkadaş sen koskoca 30 milyonluk Fenerbahçe camiasının taraftarısın, kadronda Anelkalar, Ortegalar, Alexler oynamış sen 12. adamsın yakışır mı, 100 yıllık şanlı bir mazisi olan takımın taraftarına senin yaptıkların! … BOYACI – (Başını öne eğer üzerindeki formaya baktıktan sonra) Bana ne arkadaş. Ben Aziz YILDIRIM gelse ondanda parayı alırım (Seyircilerin oturduğu kısmın arkasından Deli Toros karakterini oynayan kişi sahneye girecek şekilde) (Deli Toros Bağırmaya başladığı anda Müsteşar, Korumalar ve Boyacı sanki tiyatro salonuna, dışarıdan birisi gelmiş gibi seyircilerin arkasındaki kapıdan bağırarak giriş yapan Deli Toros’ a bakacak) DELİ TOROS – Heyt……. Havada uçan karada kaçan anasının koynundan kız kaçıran….. Var mı Ulan Bana yan bakan (Sahneye çıkar) DELİ TOROS – Babamı kesen ben… Anamı kesen ben … Sevdiğimi kesen ben (2.Koruma sözünü keser gözüyle Müsteşarı işaret ederek) 2.KORUMA – Toros, Sayın Müsteşarımız seni çağırdı Deli Toros arka cebinden bıçak çıkarırmış gibi tarağı çeker, arada kalan Boyacı korkuyla yere düşer. Deli Toros tarakla saçını tarayarak ıslık çalar BOYACI – Arkadaşlar, engel olsanıza bizi öldürecek! 1.KORUMA – O…beyim… Boya parasından vazgeçtin herhalde, bu can korkusu yok mu! BOYACI – Abi şakaydı ya… (Sahneye Başkomiser Fevzi girer) BAŞKOMİSER FEVZİ – Bu ne gürültü ? Toros ne işin var burada! (Toros’ un yüzüne şaşkın şaşkın bakar, eliyle Toros’ u çekerek arkasında saklanmakta olan Boyacıya döner) Arsen Lüpen… (Arsen Lupen sözünü duyan Müsteşar ve korumalar cüzdanlarını koydukları arka ceplerine elini koyarak boyacıya bakarlar) MÜSTEŞAR VE KORUMALAR – (aynı anda) Soyulduk… BOYACI – Tamam ağabeyler, şaka yapmıştım (önce ellerini havaya kaldırır, Cebinden cüzdanları çıkararak sahiplerine uzatır) 1.KORUMA- Meğer öpücük manyağı bizim cüzdanları yürütmüş (Başkomiser Fevzi Müsteşarı görünce ona döner, uzunca kucaklaşırlar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Sayın Müsteşarım nasılsınız görüşmeyeli? MÜSTEŞAR – Cüzdan çaldırıp duruyoruz, (güler) Ne olsun Fevzi Başkomiserim devlet görevine devam, dur şöyle sana bir bakayım, yaşlandın mı sen? BAŞKOMİSER FEVZİ – İnsanla uğraşmak kolay mı Sayın Müsteşarım (Banka Otururlar) MÜSTEŞAR – Memlekette ne var ne yok? Annen Nemide ne yapıyor? BAŞKOMİSER FEVZİ – Annem… Allah size uzun ömür versin, karlı bir günde kaybettik, Gülizar teyzenin dediği gibi güneşli bir günde dünyaya geldi karlı bir günde göçtü gitti… Köyde kimsemiz kalmadı, sizinle piknik yaptığımız dere kenarındaki tarlamızın ortasında duran çınar ağacı kaldı aileden yadigâr. Bütün bir ömür boyu üstümüze kollarını açıp koruyan, zarar görmemizi istemeyen annem gibi, köye dönmemizi bekleyen çınar ağacı MÜSTEŞAR – Annenin ölümüne çok üzüldüm (Başını öne eğer) BAŞKOMİSER FEVZİ –Polis Okulundan mezun olduğumda 23 yaşındaydım. Manisa’ ya komşu İzmir İlini kurada çekmiştim. Nasıl sevinç… Ama sevincim 1 dakika sürdü. İzmir, nüfusumun kayıtlı olduğu Manisa İline komşu olduğu için o zamanki yönetmelik gereği kura geçersiz kalmıştı. Sonrası malum mecburen sizin Kaymakamlık görevinizi yürüttüğünüz İstanbul Esenler’ e tayin oldum. 2 yaşında Babamı daha tanıyamadan ölümünden sonra, annem babam yerine de geçmişti. Tayinim İstanbul’ a çıkınca yanımda gelmesi için çok uğraştım… Bu toprakları beklemek gerek diye benimle gelmemişti. Oda göçtü gitti, kimimiz kaldı (Başını öne eğer) köyümüzdeki çınar ağacı dışında… MÜSTEŞAR –(Ağlamaklı tavrından kendini toparlayarak) Birde Deden vardı, ne güzel adamdı. Televizyon kumandasını nasıl kullanırdı Fevzi (Elini Bşk. Fevzi’ nin dizine vurur) BAŞKOMİSER FEVZİ – (Tatlı bir tebessüm yapar) Tıpkı mavzer silahla nişan alır gibi, önce kumandayı göz hizasına kaldırır, nişan hattını oluşturarak sol gözünü kapatır ve nişan alır, tetik parmağıyla sertçe power tuşuna basar (Gülmeye başlarlar) MÜSTEŞAR –Kadim dostum, sen İstanbul’ a gelmesen seninle nasıl tanışacaktık? BAŞKOMİSER FEVZİ –İlk kaymakamlığınızdı değil mi? … Yıllar ne çabuk geçti, bende emeklilik dilekçemi verdim (İç geçirir) Karakoldaki çocukların daha haberi yok ama… (Hüzünlenir) MÜSTEŞAR – O Dilekçe (dilekçe kelimesini biraz uzatır) Biraz bekleyecek! BAŞKOMİSER FEVZİ – Niye! (Şaşkın bir ifadeyle) MÜSTEŞAR –Bakan beyin çok önem verdiği bir proje var. Özellikle senin görev almanı istiyorum. Benim açımdan çok önemli BAŞKOMİSER FEVZİ –Proje ne? MÜSTEŞAR – Amaç geçmişte çeşitli suçlara karışmış, bazı kanunsuz kişilerin geçici kamu görevlisi yapılarak topluma kazandırılması. KGP geçici kamu görevlisi proğramı. BAŞKOMİSER FEVZİ – (Deli Toros ve Tankut’ a bakarak) Projenin gönüllüleri de bunlar herhalde MÜSTEŞAR – Evet ben az önce arkadaşa bir cüzdan kaptırdım (Korumalar ellerinde bulunan birer dosyayı Deli Toros ve Tankut’ a verir. Deli Toros ve Tankut dosyayı incelemeye başlar ) BAŞKOMİSER FEVZİ – Emekli olmadan önce, son görevimin Polisçilik oyunu olacağını hiç düşünmezdim (Tebessüm eder) TANKUT – SSK’ mızda yatacak mı Sayın Müsteşarım (Toros’ a döner gülmeye başlar) MÜSTEŞAR – Kimbilir belki SSK’ nız yatar, belki de … Bayrampaşa cezaevinde yatarsınız. TOROS – Demir Tava Geldi Kömür Bitti, Akıl Başa Geldi Ömür Bitti… (Müsteşara döner) Fevzi abinin olduğu yerde yanlış olmaz, Müsteşar Bey. (Bşk. Fevzi’ nin karşısına geçer, esas duruşa geçerek topuk selamı verir) Başkomiserim Deli Toros bugün itibariyle ikinci bir emrinize kadar Bekçi Toros olarak emrinizdedir efendim. (Fevzi Başkomiser kafasıyla selamı alır) TANKUT –Sayın Başkomiserim, Polis – Vatandaş ilişkilerini şimdiye kadar demir parmaklıklar arkasından takip ettim. Hayatta seçme şansım olmadı. Şimdi kısa süreli de olsa geçmişte kalan hataları düzeltme zamanı. (Başkomiserin karşısına geçer esas duruşta kafa selamı verir) Polis Memuru Tankut emrinize amadedir efendim. MÜSTEŞAR – Ya Fevzi, bizim torun bu aralar dersleri astı. Hani diyorum onu da sana bir ara göndersem de hizaya getirsen (Gülmeye başlar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Size telefonda bahsettiğim projeyle ilgili hazırlamış olduğum dosya burada Sayın Müsteşarım (Elindeki dosyayı müsteşara iletir) MÜSTEŞAR – (elindeki çantayı Bşk. Fevzi’ ye uzatır) Buda projenizle ilgili AB’ den gelen paralar, cüzdanı çaldırdık ama çanta bizde BAŞKOMİSER FEVZİ – Bu konudaki yardımlarınızı hiçbir zaman unutmayacağım. (Deli Toros ve Tankut’ a döner) Hadi bakalım mesainiz bu saat itibariyle başlamıştır MÜSTEŞAR – Başarılar Fevzi Başkomiserim (tekrar el sıkışıp kucaklaşırlar) (PERDE KAPANIR) 2.PERDENİN SAHNESİ Sahnede Karakol Dekoru vardır. İki ayrı masa Amir masası ve Karakol Mukayyidi (Yazıcısına) ait masalar. Arkada bir bank, portmanto, karakol duvarında Polis Teşkilatıyla İlgili güncel afişler, Atatürk Portesi Başkomiser Fevzi – Komiser Cüneyt- Polis Memuru Hüsamettin - Polis Memuru Salih, Polis Memuru Tankut ve Bekçi Toros Resmi Üniformalı Çaycı Dursun Üzerinde beyaz yada mavi önlük. 1.2. Üçkağıtçı kot pantolontişört, Köylü şalvar –gömlek, Deli eski elbiseler, Esnaf temiz giyinişli (Sahnenin solundaki Karakol Amiri masasında Komiser Cüneyt oturmakta, Mukayyit Polis Memuru Hüsamettin daktiloyla boğuşurcasına bir şeyler yazmaktadır) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Bu yazı işleri beni bitirdi. Dün evde 5 klasör evrak hazırladım Komiserim. KOMİSER CÜNEYT – Hayırdır Hüsamettin POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Evrakları yaz yaz bitmiyor Komiserim. Hani imkân olsa rüyamda yazsam gene yetişmeyecek. Birde şu tebligat işleri yok mu, postacıyı geçtik yani. KOMİSER CÜNEYT – O zaman yeni gelen kursa, Bomba Uzmanı kursuna müracaatını yap. POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Niye? KOMİSER CÜNEYT –Bomba uzmanı olursan eve iş götürmezsin. (Gülmeye başlar) Yani her şey olay yerinde biter, ya bomba patlar yada etkisiz hale getirisin! ( Yazı işi bitince evrakları dosyaya koyar ve Komiser Cüneyt’ in masasına gelir) DELİ – Herkese selam-ı Hello ! (Polis Memuru Hüsamettin’ e döner) Sana hariç! KOMİSER CÜNEYT – (deliye döner) Zagor ! … Hüsamettin Zagor’ u hastaneye göndermemişmiydik? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Doğrudur Komiserim DELİ – Asal eksene paralel gelen tüm doğrular ordinatı dik keser! POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Polis Memuru Salih ile göndermiştik KOMİSER CÜNEYT – E… Bu ne o zaman? DELİ – Salih ağabeyi ben hastaneye teslim ettim Komiserim merak etmeyin. Profesörü iyi tanırım, merak etme Zagor senin elemana gözüm gibi bakarım dedi. KOMİSER CÜNEYT – (Cep telefonunu çıkarır ve Polis Memuru Salih’i arar) Alo POLİS MEMURU SALİH – Buyurun Komiserim KOMİSER CÜNEYT – Zagor’ u ne yaptın Salih? POLİS MEMURU SALİH – Hiç merak etmen Komiserim, Zagor’ u hocama teslim ettim 3-5 seneye zor görürsünüz KOMİSER CÜNEYT – Ya ya… Özleyeceğiz desene. Sen ne yapıyorsun orada POLİS MEMURU SALİH – Prosedürde ufak bir değişiklik olmuş, hastayı getiren görevliye test uyguluyorlarmış KOMİSER CÜNEYT – Salih, Zagor burada herhalde seni kendisi yerine oraya teslim etti POLİS MEMURU SALİH – Yapmayın ya… DELİ – Zönk, Asal eksene paralel gelen tüm doğrular ordinatı dik keser! Ha ha ha… Kötümü oldu Komiserim Salih 20 yıl bakımına girdi! KOMİSER CÜNEYT – Seni burada bekliyoruz Salih kolay gelsin DELİ – Komiserim sana bir ispiyonlama yapayım mı? KOMİSER CÜNEYT – Söyle bakalım DELİ – Az önce acıların çocuğu bir boyacı müsteşar ve korumalarının cüzdanlarını çaldı KOMİSER CÜNEYT – Sen ne yaptın? DELİ – Sana söyledim ya! Daha ne yapayım KOMİSER CÜNEYT – Doğru teşekkür ederim DELİ – Bana bir sandalye getirsene KOMİSER CÜNEYT – (Masadan kalkar) Tamam misafir olan sensin bir sandalye getirelim (Deli Komiser kalkar kalkmaz koltuğa oturur ve Komiser sandalyeyi getirdiğinde) DELİ – Sende yanımda sandalyeye oturabilirsin! KOMİSER CÜNEYT – Eh… Öyle olsun (Sandalyeye oturur) (Deli Komiser Cüneyt’ in masasında bulunan evrakları inceler) DELİ – (Hışımla) Adamı niye öldürdün? Kadına niye tecavüz ettin? KOMİSER CÜNEYT – Zagor bunlar adli evrak DELİ – Tamam işte niye tecavüz ettin? KOMİSER CÜNEYT – Zagor bunlar adli evrak. Bu olayları inceliyor suçluları tespit ediyoruz DELİ – İyi tamam ne bağırıyorsun? (Koltuktan kalkar) Yerine otur bu işler beni sıktı (Komiser Cüneyt yerine oturur) ( Polis Memuru Hüsamettin Yazı işi bitince evrakları dosyaya koyar ve Komiser Cüneyt’ in masasına gelir) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Sayın Komiserim müsaitseniz evraklar vardı efendim KOMİSER CÜNEYT – Getir bakalım Hüsamettin (P.M. Hüsamettin Komiser Cüneyt’ in arkasına geçer, evrakları imzalarken cebinden çıkardığı komiser rütbesini omzuna kor, kafasını iki yana sallayarak sağa sola bakar. Bu esnada Deli arka bankta oturmaktadır) KOMİSER CÜNEYT – Ya Hüsamettin, Fevzi Başkomiserin bu izin işi de nedir? Bayram değil, seyran değil? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Bende akıl sır erdiremiyorum efendim. Başkomiserim Derin Devlet midir nedir? Ya… (sözü yarım kalır) KOMİSER CÜNEYT –(Komiser Cüneyt arkasına aniden dönünce Polis Memuru Hüsamettin yakalandığını sanar) Hop hop… Devletin kaç yıllık Başkomiseri ne derini? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Haddimiz mi efendim. Ben espri olsun diye söylemiştim. Sonra Fevzi Başkomiserimin emekli olmasına şurada ne kaldı, buralar size emanet değil mi? KOMİSER CÜNEYT –Bilmiyorum ki Hüsamettin, yürütebilirmiyiz bu işi… POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Tabi efendim… “İlçe Emniyet Müdürü Başkomiser Cüneyt” İsim nasıl yakışıyor! Kulağa ne kadar hoş geliyor! KOMİSER CÜNEYT – Yakışıyor, yakışıyor değil mi? Şunun şurasında Başkomiserliğe kaç gün kaldı? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Tabi efendim, Siz hiç Cüneyt ARKIN’ ın Polisiye filmleri izlediniz mi? Hani Nuri ALÇO’ nun uyuşturucu baronu olduğu, Cüneyt Arkın’ ın ekipler amiri olduğu (Kom. Cüneyt tebessüm eder) DELİ - Hani polislerin reno arabalara bindiği ekiplerin amiri, Yoksa Hacı murat mı? KOMİSER CÜNEYT – (Kom. Cüneyt kızgın ifadeyle)Tamam tamam, al bakalım şu evrakları, reno arabaymış… POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (masaya oturduktan sonra) Komiserim çay söyleyeyim değil mi? KOMİSER CÜNEYT – Söyle bakalım Dursun’ a POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Ya birde espiri var değil mi çayları Dursun’ a mı söyleyeyim kalsın a mı diye? DELİ – Yalaka … KOMİSER CÜNEYT –( Komiser Cüneyt Hüsamettin’ e döner bir süre baktıktan sonra alaycı bir ifadeyle) Ya…ya … POLİS MEMURU HÜSAMETTİN –(telefonu çevirir bir müddet bekledikten sonra, yüksek sesle) Çaycı… Aslanım sen orada ne yapıyorsun ha? Yarım saattir seni arıyoruz, girmişsin bilgisayara Facebook’ ta çıtırlarla sohbet yapıyorsun. (Karşıdan konuşmayı dinler) Tamam tamam Komiserimle birlikteyiz iki çay. (konuşma bittikten sonra telefon çalar) DELİ – Hüsamettin abi ölümü öp telefona ben bakayım, nolur… POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Olmaz… (Telefonu açar) Buyurun Efendim VATANDAŞ- Memur bey iyi günler POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – İyi Günler VATANDAŞ- Ben Yalı Apartmanı ikinci katında oturuyorum da. Bir adağımız vardı onu keseceğiz. Acaba diyorum apartmanın balkonunda kesmemiz caiz olur mu? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Büyük baş mı, küçük baş mı? VATANDAŞ- Küçük baş POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Adağınızın kanı su borularından toprağa giderse… VATANDAŞ - Caiz olur dimi? DELİ – Olur, olur POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Ya bırak kardeşim burası 1 – 5 – 5 yani 155 rica ederim kardeşim! DELİ – 1 - 5 – 5 onbir mi burası ? VATANDAŞ – Tamam da, yetkili numarayı aradım kimse çıkmayınca nasıl olsa Polis bir çözümünü bulur diye.. POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Olur mu kardeşim VATANDAŞ – Ama geçen elektrikler kesildiğinde, karakolu aramıştım karakoldan gelen memur arkadaş sigortaları değiştirdi siz hiç anlayışlı davranmıyorsunuz POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Beyefendi size iyi günler VATANDAŞ – Hiçbirşey için teşekkür ederim (Telefon konuşması bittiğinde Çaycı Dursun odaya girer ve abartılı bir şekilde topuk selamı verir) ÇAYCI DURSUN – Sabahı şerifleriniz hayırlı olsun amirim. KOMİSER CÜNEYT – Gel bakalım Dursun, senin tavşankanı çayını içelim de keyfimiz yerine gelsin DELİ – Dursun, topuk selamının üzerine birde tören geçişi yapsaydın ÇAYCI DURSUN – Amirim çayın yanına isterseniz şöyle bir bol susamlı Ankara simiti de getireyim DELİ – Dursun, istersen önce bankadan bir eft yap sonra simit getirirsin (Yavaş ama seyircilerin duyacağı şekilde) Kendini Roberto Carlos saniyi POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Benden de yalaka değil mi? KOMİSER CÜNEYT – Hüsamettin sen istersen dışarı çıkta biraz hava al. İçerideki hava seni biraz çarptı heralde POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Zaten kaymakamlıkta imzalanacak evraklar vardı efendim (Dosyayı alır ve Çaycı Dursun’ a dik bir şekilde bakarak çıkar) (Çaycı Dursun P.M. Hüsamettin’ in masasındaki boşları alırken, sahneye Polis Memuru Tankut ve Bekçi Toros girer) POLİS MEMURU TANKUT – Polis Memuru Tankut arz ederim. BEKÇİ TOROS – Deli… Bekçi Toros arz ederim. KOMİSER CÜNEYT – Gelin arkadaşlar hoş geldiniz POLİS MEMURU TANKUT – Efendim KGP … (Bekçi Toros koluyla P.M.Tankut’ u dürter) Yeni atandık efendim, bunlarda evrağımız KOMİSER CÜNEYT – Hoş geldiniz arkadaşlar, hayırlı olsun. Birazdan mukayyit arkadaş gelince göreve başlama yazınızı yazar. İlçe Emniyet Müdürümüz Başkomiser Fevzi bugün izinden dönüyor. Görev yerinizi Başkomiserimin belirlemesi uygun olur. Ben gazete bayiine kadar gidiyorum, siz buralara mukayyit olun. POLİS MEMURU TANKUT –Emredersiniz efendim (Kom. Cüneyt sahneden çıkar) ÇAYCI DURSUN – (Toros ve Tankut’ a göz gezdirdikten sonra) Arkadaşlar hoş geldiniz. Ben bu Karakolun en önemli şahsiyetlerinden Dursun, Çaycı Dursun. Size bir hesap açayım mı? DELİ – Ben de Zagor, karakolun en deli şahsiyeti POLİS MEMURU TANKUT – Yok canım biz uzun kalmayacağız, bir çanta var onu alıp gideceğiz BEKÇİ TOROS – Yok… (Elini göğsüne götürerek eyvallah dercesine hareket yapar) Varsa kapanacak bir hesap, onu kaparız POLİS MEMURU TANKUT – (Eliyle Toros’ u dürttükten sonra) Arkadaş biraz şakacıdır da, ne hesabı bu Dursun Bey ÇAYCI DURSUN – Bugün ayın kaçı? … Çay fiyatlarına endeksli borç para veriyorum. Bu karakolda herkesin bana borcu var POLİS MEMURU TANKUT – Komiserin? ÇAYCI DURSUN – Kimsenin, bilakis amirlerin borçları hakkında kimseye bilgi vermem. Ben kurumsallaşmış ve etik değerleri kabul etmiş bir çaycıyım. Hemi de şark görevimi de yaptım BEKÇİ TOROS – Süslü kelimeleri iyi konuşuyorsun Dursun kardeş, sık bakalım bir 1.000- YTL ÇAYCI DURSUN – Olmaz BEKÇİ TOROS – Niye? ÇAYCI DURSUN – Senin tipin güven vermiyor. Ama yanındaki arkadaş, nur yüzlü beyefendi birisine benziyor. Üzerimde iyi izlenim uyandırdı ona borç verebilirim POLİS MEMURU TANKUT – Tabii… (Gülümseyerek) ben sicili temiz, ilerleme imkânı olan bir Polis Memuruyum. Kendine bak sadece bekçisin ÇAYCI DURSUN – Tankut bey (cebindeki defteri çıkartarak kalemi eline alır) Defterdeki 55 numaralı sayfayı size açıyorum (Cebinden bir miktar parayı çıkartarak Tankut’ a verir) POLİS MEMURU TANKUT – Sağol Dursun Bey (Dursun parayı verdikten sonra sahneden çıkar) BEKÇİ TOROS – Nur yüzlü ve sicili temiz hırsız POLİS MEMURU TANKUT – Çaktırma işimiz bitene kadar ne kadar sağarsak kardır. Unutma, buradaki işimiz geçici. O para dolu çanta var ya, onu aldığım gibi ver elini Kanarya Adaları BEKÇİ TOROS – Demek Fevzi Başkomisere kazık atacaksın ha? Ben bir söz verdim ve bu sözü sonuna kadar tutacağım POLİS MEMURU TANKUT – İyi sen sözünü tut, ancak bana da karışma (Bekçi Toros portmantoda duran Komiser rütbeli Polis montunu giyer ve Karakoldaki amir masasına oturur) DELİ - Ooooo… 23 Nisan bu yıl erken geldi herhalde, beyimiz kendini fena kaptırdı, kamu görevine (O sırada amir masasındaki telefon çalar) BEKÇİ TOROS – Alo VATANDAŞ – Polis mi? BEKÇİ TOROS – Hayır Bekçi … (omzundaki rütbelere bakar) Ama şimdi Komiser VATANDAŞ – Bir şikâyetim olacaktı BEKÇİ TOROS – Erkek adama şikâyet yakışmaz. İmkanlar dahilinde şikayetini kendisi çözer. VATANDAŞ – Nasıl yani? BEKÇİ TOROS – Şikayetiniz kimden? VATANDAŞ – Eşimden BEKÇİ TOROS – Anladım aşk ve nefret olayı yani. Peki, Yaş – Boy – Kilo kaç? VATANDAŞ – Yaş 29 , boy 1.65 civarı kilo da 61 herhalde BEKÇİ TOROS – O zaman sorununuzu 9 mm lik magnum silah çözer, tek atışta kesin netice alırsınız VATANDAŞ – Bu silahı nerede bulurum? BEKÇİ TOROS – Dolapdere de kontörcü Hüsnü var, ona eskiden deli şimdi Bekçi olan Toros’ un selamı var de VATANDAŞ – Sağolun BEKÇİ TOROS – Ne demek görevimiz efendim DELİ – Sen Bekçi falan değilsin BEKÇİ TOROS – A.. delinin zoruna bak hele (Konuşma bitimin sahneye P.M. Hüsamettin girer, şaşkın bir ifadeyle uzun uzun baktıktan sonra) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Beş dakika karakoldan ayrıldım, ihtilal mı oldu Vay anasını buraları hiç boş bırakmaya gelmiyor. (kendini toparladıktan sonra Toros’ a döner) Merhaba Komiserim ben başmukayyit Hüsamettin, heralde yeni tayin oldunuz. BEKÇİ TOROS – Evet POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Komiser Cüneyt ne oldu? BEKÇİ TOROS – Gitti POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (iki elini bir birine çarparak) Hay Allah… O kadar demiştim, şöyle hareket et, böyle yapma. DELİ – O kadarda yalakalık yaptın. Komiser Cüneyt Gitmeden önce bari sicilleri doldursaydı. POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Heyt konuşma, deli gömleğini giydiririm sana… Neyse Komiserim çay içermisiniz? BEKÇİ TOROS – (üzerindeki Komiser rütbeli montu çıkarır portmantoya asar) Hüsam, ben demli bir çay içeyim POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (Kızgın bir ifadeyle) Siz bekçimisiniz? BEKÇİ TOROS – Bu karakolda ne çaycı, ne de Mukayyit Bekçiden hoşlanıyor. Fevzi Başkomiserime söyleyeceğim. (Komiser Cüneyt sahneye gelir) KOMİSER CÜNEYT – Hüsamettin, yeni gelen arkadaşlarla tanıştın herhalde POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Evet efendim arkadaş ve (Toros’ a döner) arkadaşcıklarla tanıştım (Komiser Cüneyt yerine oturur, P.M. Hüsamettin eliyle Tankut’ u çağırır) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Devrem gel, yanıma otur da biraz laflayalım (Tankut yanına oturur) Okul neresi? POLİS MEMURU TANKUT – 23 Nisan İlköğretim POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (güler) Espiriyi de patlattın hani (Tankut yüzünü buruşturur) POLİS MEMURU TANKUT – (Kekeleyerek) Niğ.. de…Niğde… Niğde Polis Okulu POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Yapma ya, aynı okul. Hangi dönem? POLİS MEMURU TANKUT – 1998 DELİ – Sallama sallama POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Ya devrem 1998’ de okul daha açılmamıştı ki, inşaat halindeydi POLİS MEMURU TANKUT – İyi ya bende inşaatçı olarak girmiştim. (Yüzünü buruşturur) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Ya devrem ne şakacısın seni tuttum ama bu ases var ya! (arka bankta oturan Toros’ u gösterir) POLİS MEMURU TANKUT – Ases? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Bekçi, bekçi… Bu Asesi pek gözüm tutmadı, bak şimdi, Bekçi arkadaşım senin burcun neydi? BEKÇİ TOROS – Yengeç POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Yani Mahluk – ül Derya – i böcekvari (gülmeye başlar) BEKÇİ TOROS – Ne? POLİS MEMURU TANKUT – Mahluk – ül Derya – i böcekvari BEKÇİ TOROS – Komiserim KOMİSER CÜNEYT – Toros sende hemen bozulma, Hüsamettin bir çok dil bilir. Bunlardan birisi de Osmanlıca POLİS MEMURU TANKUT – Devrem benim burcum aslan, Osmanlıcası ne? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Mahlukat – ül Cimbom POLİS MEMURU TANKUT – Allah, Allah, ben Fenerbahçeliyim ama burcum Galatasaray çıktı DELİ – (Bekçi Toros’ a döner ve) Hüğsamettin’ i burcu ne biliyormusun ağabey? BEKÇİ TOROS- Ne? DELİ – – Akrep… Yani Haşaret-ül Zehr-i Zıkkım BEKÇİ TOROS- Belli bir zıkkım olduğu (Başkomiser Fevzi elinde Müsteşar dan almış olduğu Bond çanta ile sahneye girer, Bekçi Toros dikkat çeker, portmantoda duran şapkayı alarak el selamı verir, Polis Memuru Tankut aceleyle şapkasını kafasına takar el selamı verir, Polis Memuru Hüsamettin aceleyle şapka sanarak masasının üzerinde duran kesme şeker kutusunu kafasına takar el selamı verir, Komiser Cüneyt de ayağa kalkarak kafa selamı verir) BAŞKOMİSER FEVZİ – Merhaba arkadaşlar POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (Sadece P.M. Hüsamettin çok yüksek sesle) Sağol (sahnede bulunanlar P.M. Hüsamettin’ e dönerek gülmeye başlarlar) DELİ – Yalaka yalaka BAŞKOMİSER FEVZİ – Hüsam bugün çok şeker olmuşsun (tebessüm eder ve P.M. Hüsamettin’ in kafasına bakarak) Acaba diyorum bu kadar şeker olmak için, kafana şeker kutusu takmana gerek varmıydı? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Yaktın beni Dursun… Ne işi var masamda şeker kutusunun BAŞKOMİSER FEVZİ – Arkadaşlar yeni mesai arkadaşlarınızla tanıştınız heralde. Tankut ve Toros. Kendilerini çok eskiden tanırım. Bize taze bir kan getirerek verimli olacaklarına güvencem tamdır. POLİS MEMURU TANKUT – (Kısık sesle) Şu çantaya bir kavuşsak… (Herkes yerlerine oturur) KOMİSER CÜNEYT – Toros sen devriyeye çık, Kapalı Spor salonunda mühim bir müsabaka var orada gerekli tedbirleri alırsın. BEKÇİ TOROS – Anlaşıldı Komiserim (El telsizi alarak sahneden çıkar) (Başkomiser Fevzi ve Komiser Cüneyt aynı masada oturmaktadır, Bşk. Fevzi Çantayı masanın üstüne koyar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Cüneyt müjdeli haberlerim var, proje tamam gibi KOMİSER CÜNEYT – Süper Başkomiserim (P.M. Hüsamettin ve P.M. Tankut konuşmaya kulak kabartmaktadır) BAŞKOMİSER FEVZİ – Her şey mükemmel gitti. Planladığımız gibi Hilton otelinde brifingi verdim. Bölgemizde metruk mekânlarda yaşayan çocuklarla ilgili çekmiş olduğun resimler salondakileri çok etkiledi. Sanayici Halit bey yanıma geldi “ Çocukluğumdan beri İstanbul’ da yaşıyorum, avucumun içi gibi bildiğimi iddia ettiğim bu şehre meğer ne kadar yabancıymışım” dedi. KOMİSER CÜNEYT –İnsanlar bulundukları ortamlarda kendilerine bir dünya yaratırlarsa, o dünyada yaşama şansı olmayan insanların dertlerini bilemezler ki! BAŞKOMİSER FEVZİ – Bende bu söylediğine benzer bir şey söyledim; Yürüdüğümüz yol herkesin kullandığı yolsa, burada bulunan çukur hepimizi rahatsız eder dedim. KOMİSER CÜNEYT –Çok güzel BAŞKOMİSER FEVZİ – Halit bey, “Siz bu resimlerle beni derin çukurlara attınız. Ama çukura düşmemde iyi oldu, yoksa burada bulunan insanların halinden nasıl haberdar olurdum” dedi. Projemize gereken bütün ekipmanları sağlayacağına dair söz verdi. Günün sonunda Müsteşar Bey Para dolu bu çantayı verdi. KOMİSER CÜNEYT –Parayı hangi kuruluş verdi? BAŞKOMİSER FEVZİ – Finansman Avrupa Birliğinden KOMİSER CÜNEYT –İyi ama, ülkemizde kimsesiz ve her türlü suiistimale açık çocuklara bizim kaynak ayırmamız gerekmez mi? BAŞKOMİSER FEVZİ – O günlerde gelir inşallah… Bu çocuklara yemek yedirdiğimiz lokanta var ya KOMİSER CÜNEYT – Mustafa’ nın yerini diyorsunuz heralde BAŞKOMİSER FEVZİ – Evet. Bu zarftaki paraları da ona ver. Dünya kadar borcumuz oldu, bir daha ki aya kısmetse çocuklar kendilerine ait yerde, yani Uçucu Madde Bağımlıları Rehabilite Merkezinde yemeklerini yerler (Cebinden çıkardığı zarfı, Kom. Cüneyt’ e verir) KOMİSER CÜNEYT – İnşallah (Başkomiserin Komisere içinde para olan zarfı verdiğini gören Tankut o sırada daktilo ile meşgul olan Hüsam’ ı eliyle dürter) POLİS MEMURU TANKUT – Devre bize de zarf gelir mi? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Karakolun adresini ver mektupla gelir POLİS MEMURU TANKUT – Yapma ya o kadar aleni yani POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Evet ne var ki bunda? POLİS MEMURU TANKUT – Bu işe ısınmaya başladım ya (Ellerini ovuşturmaya başlar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Hüsam bize çay söylermisin? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Hemen efendim (telefonu çevirir) Dursun dört çay, gelirken de Fatiha’ dan başla bildiğin bütün duaları oku, hatim indir! ÇAYCI DURSUN – Tamam abi KOMİSER CÜNEYT – Başkomiserim şu devriyeyi bir anons edeyim, 73 55 merkez 73 56 (Bir müddet bekler) 73 55 merkez 73 56 BAŞKOMİSER FEVZİ – Toros’ un biraz ailevi problemleri var arasıra dalıyor DELİ – Bence o Bekçi falan değil POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (Kom. Cüneyt’ in yanına giderek elinden telsizi alır) Müsaade edermisiniz Komiserim KOMİSER CÜNEYT – Buyur Hüsamettin POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (Telsizin mandalına basar ve bağırarak) Bekçi… BEKÇİ TOROS – Ne var? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Elinin körü var BEKÇİ TOROS – Elma likörü mü var? Viski olsun, viski BAŞKOMİSER FEVZİ – Toros ben Başkomiser Fevzi BEKÇİ TOROS – Buyur baba, pardon Başkomiserim BAŞKOMİSER FEVZİ – Senin telsiz kodun 73 56 o şekilde cevap ver BEKÇİ TOROS – 73 56 anlaşıldı efendim BAŞKOMİSER FEVZİ – (Yanındakilere döner ve) ben size demedim mi, çocuk hızlı öğreniyor, süper bir Bekçi karakolumuzun azı dişi olacak KOMİSER CÜNEYT – 73 55 Merkez 73 56 BEKÇİ TOROS – 73 56 kapalı spor salonunda emri dinliyor efendim KOMİSER CÜNEYT – Devam etmekte olan maçta yoğunluk ve skor hakkında bilgi ver BEKÇİ TOROS – İnönü ve Sakarya İlk Öğretim Okulları arası Basketbol maçı, kapalı spor salonu tribünlerinde yaklaşık… Durun sayıyorum, 1-2-3-4-5 tane, evet 5 tane ilk okul talebesi, maçta 3. periyot 15. dakika basketbol maçı 0 – 0 devam ediyor. DELİ - Ha ha ha… İlkokul öğrencilerinin maçına Polis mi görevlendirdiniz? BAŞKOMİSER FEVZİ – (Komiser Cüneyt’ e sinirli bir şekilde döner) İlkokul öğrencilerinin maçına görevli gönderirsek (Komiser Cüneyt başını öne eğer) (Çaycı Dursun sahneye girer) ÇAYCI DURSUN – Çaylar geldi efendim. Çaylar, çaylar, çaylar,çaylar DELİ – (Çaycı Dursun’la alay ederce) Yangın var, yangın var, yangın var DELİ– Gerzeğe bak. Gören de Real Madrit’ in sol kanatından atağa çıkıyor sanar, gerizekalı BAŞKOMİSER FEVZİ – Dursun, sana Tankut yada Toros’ un borcu var mı? ÇAYCI DURSUN – Şey…Toros’ un yok ama, O Angut mudur, Tankut mudur onun var efendim. BAŞKOMİSER FEVZİ – Tankut’ a babasından para gelmiş (Tankut’ a döner) Öyle değil mi Tankut, tüm borçlarını kapatıp bir daha bir kimseye borç yapmayacakmışsın POLİS MEMURU TANKUT – Evet efendim, tam anlattığınız gibi (Dursun çayları dağıttıktan sonra Polis Memuru Hüsamettin’ in yanına gelir) ÇAYCI DURSUN – Abi şeker kutusu olayı benim hatam, ben seni çok severim bilirsin POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Söyle bakalım yine bana ne işin düştü? ÇAYCI DURSUN – Abi sen demiştin ya kızlar komik erkeklerden hoşlanır diye POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Komik dediysek senin gibi İnek Şabanlardan demedik ÇAYCI DURSUN – Abi ya… Kızla kafeye buluşmaya gittim, herkes bana güldü. Kızla masada oturiyum, sola döndüm (sol eliyle solunu göstererek) Burası solumdur değil mu? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN –Evet ÇAYCI DURSUN – Solumdakiler bana güliyi, sağıma döndüm (Eliyle sağını gösterir) Borası sağımdır değil mu? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Evet ÇAYCI DURSUN – Onlarda bana güliyi. Arkama döndüm (eliyle arkasını gösterir) Abi burası arkamdır bunu biliyrum! Arkamdakilerde bana güliyi POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Sen kafeye giderken o şeker çuvallarından diktirdiğin donu da iç çamaşırı olarak giymedin mi? ÇAYCI DURSUN – Abi tamamda sen nerden biliyorsun? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Kafenin sahibi Mehmet söyledi, birde beyaz pantolon giymişsin, kıçına giydiğin dondaki şeker fabrikaları amblemi, kavşaklardaki DUR levhası gibi 1 km den gözüküyormuş. En altta da ne yazıyormuş biliyormusun? ÇAYCI DURSUN – Ne abi? DELİ – Net 50 kilo! ÇAYCI DURSUN – Yapma ya, ama ben 25 kilo yazan donu giymiştim! POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Sen ne yap biliyormusun? ÇAYCI DURSUN – Ne yapayım abi? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Parmağını yoğurda sok, cacık olsun. Hıyar herif. ÇAYCI DURSUN – Yandım abi ben (sahneden çıkar) POLİS MEMURU TANKUT – Abi sende adama baya sert davrandın, üzülüyor gariban POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Adamın ellerini görmüyormusun Tankut kocaman, tıpkı bir çimento makinesi mikseri (Komiser Cüneyt masadan kalkar) KOMİSER CÜNEYT – Başkomiserim ben Polis okulunda dersim var oraya gidiyorum. Öğle yemeğinde Kuru Fasulye – Pilav – Cacık – Aşure varmış. Sizde gelecekmisiniz? BAŞKOMİSER FEVZİ – Burası müsait olursa gelmeye çalışırım (Kom. Cüneyt sahneden çıkar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Tankut gel bakalım buraya POLİS MEMURU TANKUT – Buyurun Başkomiserim (Başkomiserin masasına gelir ve eliyle işaret ettiği yere oturur) BAŞKOMİSER FEVZİ – Sakın bir daha Dursun’ dan para alma, yoksa kırmızı kartı görürsün. Elalemin garibi şurda üç kuruş ya kazanıyor ya kazanmıyor POLİS MEMURU TANKUT – Anlaşıldı efendim. (Bu esnada telefon çalar) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – 1 – 5 – 5 buyrun VATANDAŞ – 1-5-5 yani orası 11 mi oluyor? DELİ – Bunu bende söylemiştim sayılmaz! POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Yok kardeşim 155 (Biraz telefonu dinler) Ne cinayet mi? Hemen ekip gönderiyoruz efendim BAŞKOMİSER FEVZİ – Cinayet mi var Hüsam? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Evet efendim Melek Girmez Sokakta cinayet var, Polis Memuru Salih devriyede onu göndereyim mi? BAŞKOMİSER FEVZİ – İsabet olur POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – 73 53 merkez 7382 POLİS MEMURU SALİH – 73 82 Kuyumcular sokakta dinlemede merkez POLİS MEMURU HÜSAMETTİN –Anlaşıldı, Melekgirmez Sokakta 111 olayı var, acele intikal edip bilgi verin POLİS MEMURU SALİH – Anlaşıldı efendim ben olay mahaline geçip durum (Aydın şivesiyle) BAŞKOMİSER FEVZİ – Bu Melek Girmez Sokaktaki içkili işletmeler şehir içerisinde kalmış, hergün bu tür olaylar oluyor. Artık burasını şehrin dışına taşımak gerekiyor POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Doğru efendim. Acaba, olay yerine ben mi gitseydim Efendim? BAŞKOMİSER FEVZİ – Sen bize burada lazımsın Hüsam. Bu karakolun en kritik yerindeki görev senin, görevin benden bile önemli POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Sağolun efendim (Tankut’ a döner ve) Başkomiserim bir tanedir ya (ağlamaklı) Emekli olacak diye çok üzülüyorum (sağ elini her iki yana sallar) sonra bu bölgedeki kimsesiz çocuklar da onu çok sever POLİS MEMURU TANKUT – Fevzi baba bir tanedir. Hırsıza uğursuza bile insaflı POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Evet (Polis Memuru Salih ve Bekçi Toros cinayeti işleyen şahısla birlikte sahneye gelirler) POLİS MEMURU SALİH –Başkomiserim olayda kullanılan 9mm. Çapında Magnum marka silah ile birlikte şüpheli yakalanmıştır. BAŞKOMİSER FEVZİ – Teşekkür ederim. POLİS MEMURU SALİH – Sağolun efendim BAŞKOMİSER FEVZİ – Şüpheli şahıs otursun biraz kendine gelsin sizde kimlik tespitini yapın POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Anlaşıldı efendim POLİS MEMURU SALİH – Ben nezarethaneyi hazırlıyorum, buda şahsın ehliyeti Toros (ehliyeti Toros’ a verir ve nezarethaneye geçer) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (daktiloya kağıt takar ve) Adı BEKÇİ TOROS – Name DELİ – Ha ha ha POLİS MEMURU HÜSAMETTİN –Soyadı BEKÇİ TOROS – Surname DELİ – Ha ha ha POLİS MEMURU TANKUT – Way… yabancı heralde! (Şüpheliye döner) Where are you from? ŞÜPHELİ – I am from Adana… Adananın İçi POLİS MEMURU TANKUT – Adanaaa (şaşırır ve çaktırmamak için) Vay toprağım geçmiş olsun DELİ – Ases! Ehliyette, İngilizce bölümünde Adı name Soyadı Surname yazıyor sende onu okuyorsun. Sen hangi Ali mektebini bitirdin? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN - Ver bakalım şu ehliyeti (Ayağa kalkarak Toros’ un elinde ehliyeti sert bir şekilde alır) BAŞKOMİSER FEVZİ – Tamam çocuklar birbirinize kızmayın. Şüpheliye birkaç soru soralım. (Polis Memuru Tankut koşarak portmantoda asılı duran el fenerini alır, şahsın yanına gelerek el fenerini yakar ve sorgu odasındaymış gibi şahsın kafasından aşağı tutar) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Devrem sen ne yapıyorsun ? POLİS MEMURU TANKUT – Başkomiserim sorgu yapacak ya, usulüne uygun olsun DELİ – Ya bende şahsı solaryuma soktun, bronzlaştırıyon sanmıştım! (Tankut el fenerini kendi yüzüne tutar, açıp kapayarak oynamaya başlar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Maktulü niye vurdun evladım? ŞÜPHELİ – Ben maktulü filan tanımam, oda kim. Ben eşimi vurdum BAŞKOMİSER FEVZİ – Tamam işte bizde eşini niye vurdun onu soruyoruz ŞÜPHELİ – Aşkın göz yaşlarıyla ıslanmayan gözler kördür BEKÇİ TOROS – Yağmur yağarken ıslanmış heralde DELİ – (Bekçi Toros’ un yüzüne bakarak) He ya muson yağmuru yağıymiş BAŞKOMİSER FEVZİ – Kendi kararınla mı karını vurdun? ŞÜPHELİ – Hayır… 155’ i aradım. Orada bir Bekçi Komiser telefona çıktı, sorunu kısa yoldan hallet Magnum kesin çözümü olur dedi DELİ – (Toros’ a dönerek) Aslında bu tarife uygun biri var ama, kimdi acaba BAŞKOMİSER FEVZİ – Silahı nerden aldın? ŞÜPHELİ – Silahı Bekçi Komiserin tarif ettiği yerden Dolapderede kontürcü Hüsnüden aldım. Ayrıca selamı var, bana borcu vardı, aylar – yıllar oldu ödemedi dedi BAŞKOMİSER FEVZİ – Zagor sen kimi tanıyorsun? Az önce ne dedin? DELİ – Kim ben mi? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN - Efendim şüphelinin anlattığı kişi her ortamda olabilecek lüzumsuz kişilerden. DELİ - Zaten o hıyar yine piyasaya çıkar BAŞKOMİSER FEVZİ – Evet. Şahsın anlattıkları film gibi. Hap mı aldı ne yaptı. Siz şüpheliyi nezarete götürün daha sonra kendine gelince sorarız. (Toros ve Tankut şüpheliyi nezarete götürürken, Başkomiser Fevzi seyircilerin duyacağı şekilde düşünür) BAŞKOMİSER FEVZİ – Bu sakın Toros’ un işi olmasın, bunları boş bırakmaya gelmiyor (Başkomiser Fevzi’ nin cep telefonu çalar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Buyursunlar Sayın Müsteşarım DELİ – Müsteşar mı? Beni burada görmesin ( sahneden koşarak çıkar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Buyursunlar Sayın Müsteşarım MÜSTEŞAR – Kolay gelsin BAŞKOMİSER FEVZİ – Sağolun efendim MÜSTEŞAR - Nasıl gidiyor? BAŞKOMİSER FEVZİ – Çalışmalarımız emrettiğiniz doğrultuda devam ediyor efendim, raporumu bilare size sunacağım MÜSTEŞAR - Aman Fevzi, Bakan bey sabah akşam projeyi soruyor, kendinize iyi bakın BAŞKOMİSER FEVZİ – Sağolun saygılar (Sahneye Komiser Cüneyt gelir) KOMİSER CÜNEYT – Başkomiserim ben Polis Okulundan dönüşte cinayet mahalline uğradım, savcı beyle birlikte gerekli incelemeleri yaptık. Deliller usulüne uygun bir şekilde muhafaza altına alındı. BAŞKOMİSER FEVZİ – Tamam Cüneyt, dokümanların hazırlanmasıyla bizzat sen ilgilen (Sahneye Salih, Tankut ve Toros gelir) POLİS MEMURU SALİH – (P.M. Hüsamettin’ in masasına giderek) Hüsamettin benim izne çıkmam gerekiyor. On gün izin yaz POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Salih izinler kapalı, 15 gün sonra açılınca çıkarsın POLİS MEMURU SALİH – Eşim ha doğurdu, ha doğuracak. 15 gün sonra izni ne yapayım POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Cüneyt Komiserime söyle, benim çözeceğim bir konu değil POLİS MEMURU SALİH – (Cüneyt Komisere döner) Komiserim müsaitseniz 5 dakikanızı alabilirmiyim KOMİSER CÜNEYT – Tabi buyur Salih (Başkomiser konuşmaları takip etmektedir) POLİS MEMURU SALİH – Komiserim eşim doğum yapacak, 10 gün izin alacaktım KOMİSER CÜNEYT – Biliyorsun Salih, on gün önce içinde bulunduğumuz haftanın önemi nedeniyle 12/12 çalışma sistemine döndük ve izinler kapatıldı. İkinci bir emre kadar kimseyi izine çıkaramıyoruz. POLİS MEMURU SALİH – Anlaşıldı efendim (Boynunu öne eğer) BEKÇİ TOROS – 12/12 çalışma düzeni mi? POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Evet 12/12 çalışma düzeni BEKÇİ TOROS – Ya 12/12 mars gezegendeki robotlar çalışmıyor! BAŞKOMİSER FEVZİ – Cüneyt, Salih’ in iznini yazın. (Sert bir şekilde) KOMİSER CÜNEYT – Başkomiserim gelen emir yazısında… BAŞKOMİSER FEVZİ – Bırak şu yazıyı! Salih’ in eşi kaç defa doğuracak? Personel eksikse, ben Salih’ in yerine görev yaparım KOMİSER CÜNEYT – Haklısınız efendim BAŞKOMİSER FEVZİ – İki çocuğumun doğumunda da eşimin yanında bulunamadım. Annemin ölüm haberini aldıktan iki gün sonra memleketime ulaşabildim. Hepsinde izinler kapalı, önemli günler, tedbirler, önlemler vardı. Polis insan değil mi Cüneyt? Bir tek Polisin görevi mi önemli? Salih sen eşinin yanına git koçum POLİS MEMURU SALİH – (yanına geldiği Bşk. Fevzi’ nin karşısında bir müddet durur, ağlamaklı bir tavırla, elini öpmek için ani bir hareket yapsada Bşk. Fevzi elini geri çeker) Sağolun BAŞKOMİSER FEVZİ – Bir ihtiyacın olur, bize haber vermezsen gücenirim POLİS MEMURU SALİH – (sevinçli bir şekilde) İnşallah hayırlı haber için arayacağım efendim (Koşarak sahneden çıkar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Salih’ in arkasından bakarken bana ilk izni veren, Başkomiserimiz Etem beyi hatırladım. Köyden karakola Annemin rahatsız olduğu haberi gelmiş “Fevzi sen bir hafta memleketine dinlenmeye git” demişti. Bende Salih gibi koşarak karakoldan çıktım, otobüse bindim cebimdeki para yol parasına yetmezdi, ama o heyecanla nasıl bunları düşünmemiştim. Yolun yarısında bilet parasını kesmeye gelen muavine şöyle bir cebimi karıştırdıktan sonra 10 lira çıkardım. Bana ne dedi biliyormusun Cüneyt? Yol paranız Başkomiseriniz tarafından verilmiştir dedi. Mahiyetimizde çalıştırdığımız personeli iyi tanımalıyız. Onların ne kadar kafası dinç olursa bize o kadar faydalı olurlar. KOMİSER CÜNEYT – Evet Başkomiserim. Teşkilatımızın en büyük sorunlarından birisi de izine ayrılmak. BAŞKOMİSER FEVZİ – Polis izne ayrılsa da deniz kenarında güneşlenmeye mi gidiyor Cüneyt? 20 günlük iznini anne, baba, kardeşlerini görerek memleket özlemi gidermeye kullanıyor KOMİSER CÜNEYT – Memleketimizden uzak görev yapmanın dezavantajları BAŞKOMİSER FEVZİ – Dün akşam beni çok etkileyen bir rüya gördüm arkadaşlar KOMİSER CÜNEYT- Hayırdır inşallah Başkomiserim BAŞKOMİSER FEVZİ- İnşallah Cüneyt. Bu açacağımız Rehabilite Merkezinin açılışında herkes vardı, bir ben yoktum POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Geç kalmış olmayın efendim BAŞKOMİSER FEVZİ- Aslında… En erken de ben geldim. Yani kendim yokum ama olan biteni görüyorum. Birde ismimin yazılı olduğu büyük bir tabela vardı. Manası nedir anlayamadım KOMİSER CÜNEYT- Bu proje sizi çok yordu Başkomiserim bilinçaltından kaynaklanan bir rüya olabilir BAŞKOMİSER FEVZİ- İnşallah arkadaşlar (Düşünceli durumdan kendisini toparlayarak) Tankut ve Toros siz şimdi istirahata ayrılın, saat 19.00’ da tekrar gelirsiniz POLİS MEMURU TANKUT VE BEKÇİ TOROS – Anlaşıldı efendim. (Sahneden çıkarlar) KOMİSER CÜNEYT – Başkomiserim bu yeni gelen Tankut ve Toros’ la daha önceden çalıştınız mı değil mi? BAŞKOMİSER FEVZİ – Bir müddet birlikte olduk KOMİSER CÜNEYT – Polis Memuru Tankut’u, bir yerlerden gözüm ısırıyor ama bir türlü hatırlayamadım (Sahneye bir zamanlar sokak çocuğu olup, Başkomiser Fevzi’ nin çabalarıyla yeni bir hayat kazanan ünlü şarkıcı Rüzgar UÇAR “Eski Dostlar” şarkısıyla sahneye girer) RÜZGAR - Unutulmuş birer birer Eski dostlar eski dostlar Ne bir selam ne bir haber Eski dostlar eski dostlar Hayal meyal düşler gibi Uçup giden kuşlar gibi Yosun tutan taşlar gibi Eski dostlar eski dostlar Unutulmuş isimlerde Bilinmez ki nasıl nerde Şimdi yalnız resimlerde Eski dostlar eski dostlar BAŞKOMİSER FEVZİ – ooo… Rüzgar hangi rüzgar seni buralara kadar getirdi RÜZGAR - (Hızlı bir şekilde Bşk. Fevzi’ nin yanına gelerek ani bir hareketle elini alır ve öper) Sizi görmek ne kadar güzel abim, babam… (ağlamaklı) BAŞKOMİSER FEVZİ – Sen bir uçurtmasın artık Rüzgar, şarkıcılar arasında en yükseklere çıkması gereken bir uçurtma RÜZGAR - Teveccühünüz, sağolun POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Rüzgarcığım bizim çocuklara imzalayacağın resimler vardı ya, onları... RÜZGAR - Unuturmuyum Hüsamettin ağabey, hepsini getirdim. Sözümü de unutmadım, Ahmet’ in sünnetinde mutlaka geleceğim POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Sağolasın BAŞKOMİSER FEVZİ – Uzun zamandır gelmeyince, bizi unuttuğunu düşünmeye başlamıştım. RÜZGAR - Olur mu Fevzi ağabey, sizleri unutmak mümkün mü? Beni sokaklarda nereye gittiği belli olmayan bir yaşamdan kurtardınız BAŞKOMİSER FEVZİ – (Dalar, bir müddet sessizlikten sonra) Hatırlıyormusun, İstiklal caddesinde devamlı takıldığın bir arkadaşın vardı RÜZGAR - Evet, Bilal can dostum BAŞKOMİSER FEVZİ – Evet Bilal’ di adı. Sizi ilk gördüğümde yine İstiklal Caddesindeydiniz. Soğuk bir gündü, Bilal’ e evin neresi diye sormuştum. “Orada burada uyuyorum, sokaklar bizim evimiz” demişti. Sonra sana dönmüş senin evin neresi diye sorduğumda “Ben Bilal’ e komşuyum” demiştin. O halinle bile hayata sarılmış, gülen gözlerle meydan okumuştun yokluğu ve çaresizliğe.. RÜZGAR - Ya siz… (Başkomiser Fevzi’ nin gözlerine bakarak) Benimle gelin dediğinizde biz gelmeyince, İstiklal caddesinde yaptığımız karton evin içerisinde, üzerinizde ki resmi üniformayla saatlerce oturmadınız mı? Çaresiz sizinle gelmek zorunda kalmıştık. BAŞKOMİSER FEVZİ – Çaresiz mi? RÜZGAR – Hayatta en çok sevmediğiniz kelime bu değil mi? Çaresizlik… Ne derdiniz “ Çaresizseniz, çare sizsiniz” BAŞKOMİSER FEVZİ – Evet siyah beyaz ekranlı televizyonların, jetonlu telefonların olduğu güzel günlerdi…. RÜZGAR – Fevzi ağabey, sokak çocuklarıyla ilgili proje ne durumda BAŞKOMİSER FEVZİ – Sona yaklaştık sayılır, medyanın ilgisini çekmek için senin yardımlarını bekliyoruz. Maalesef bazı sanatçılarımız yıldız olmadan önceki yaşamlarını unutmak üzere geçmişe sünger çekiyor. Kendisine yeni bir milat yaratıyor. Sen o tür sanatçılardan değilsin RÜZGAR – Geçmişini unutan insana, gelecek ne kadar sahip çıkabilir ki? Bu projede elimden ne geliyorsa destek vereceğime emin olabilirsiniz. Gerekirse İstiklal caddesinde kartondan evi tekrar yapar içinde haftalarca yatarım. BAŞKOMİSER FEVZİ – Sağolasın Rüzgar, ne güzel insansın RÜZGAR – Fevzi ağabey bana müsaade edersen yetişmem gereken bir randevum var. BAŞKOMİSER FEVZİ – Ayaklarına sağlık Rüzgar (Rüzgar Sahnede bulunanlarla kucaklaşır ve sahneden çıkar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Baksana Cüneyt zaman ne kadar çabuk geçiyor, büyüdü koskoca adam oldu Fevzi abisinin yardımına koşuyor KOMİSER CÜNEYT – Çok güzel Başkomiserim, atalarımız boşuna dememiş Ne Verirsen Elinde O gelir Seninle BAŞKOMİSER FEVZİ – Bu çocuklar bizim çocuklarımız Cüneyt, onlara biz sahip çıkmazsak, yaptıklarından nasıl hesap sorarız? (Görev devrinde karakoldan herkes ayrılır, Polis Memuru Tankut ve Toros akşam görevine gelirler) BEKÇİ TOROS – Hey gidi Tankut şu halimize bak. Sen İzmir’ in en ünlü hırsızı bense en uslanmaz kabadayısı oturmuşuz buraya, asayiş durumuna yardımcı olmaya çalışıyoruz. POLİS MEMURU TANKUT – Ben asayişten falan anlamam, şimdi çantaya bakıyorum (Bşk. Fevzi’ nin masasının altında duran çantayı açar ve içerisinde paraları görünce) Hepsi burada… Bundan sonraki hayatım BEKÇİ TOROS – Yani onları alıp gideceksin ha? POLİS MEMURU TANKUT – Sadece kendimi değil senin hayatını da kurtaracağım BEKÇİ TOROS – Bütün olan biteni anlamadın değil mi? Bize burada sunulan imkânları, geçmişte yaptığımız hataları telefi etme imkânını anlamadın POLİS MEMURU TANKUT – (Sert bir ifadeyle) Şimdiye kadar beni kim anladı ki? Hiç mi düzgün bir hayatım olsun istemedim? Hiç mi çaba göstermedim BEKÇİ TOROS –Şimdi bütün bunların intikamını alma zamanı değil mi? Sana iyilik yapan adamları bir kez daha yanıltma zamanı. (Sahneye Bulkarayı Al Parayı Tezgahı açan 2 sahtekar ve Saf Köylü vatandaş gelir) 1.ÜÇKÂĞITÇI – (Bekçi Toros’ a bakarak Yüksek sesle) Şikâyetçiyim Komiserim BEKÇİ TOROS – Kimden? 1. ve 2. ÜÇKÂĞITÇI – (İşaret parmaklarıyla köylüyü göstererek) Bu sahtekârdan şikâyetçiyiz KÖYLÜ – (Bekçi Toros’ a bakarak) Komutanım beni hem soyuyorlar hemi de şikâyetçi oluyorlar! 1.ÜÇKÂĞITÇI – Bak bak bak… Pişkinliğe bak hele 2.ÜÇKÂĞITÇI – (1.Üçkağıtçıyı göstererek) Senin gibi beyefendi birinin başına da bunlar geliyor ya kardeşim POLİS MEMURU TANKUT – Şikâyetiniz ne arkadaşlar önce onu anlayalım 1.ÜÇKÂĞITÇI – Bir alış-veriş yaptık paramızı vermedi POLİS MEMURU TANKUT – Ne alış-verişi bu? KÖYLÜ – Bul parayı al parayı komutanım BEKÇİ TOROS – Vay be, biz piyasadan uzaklaşalı, bul parayı al parayı da ticaret oldu POLİS MEMURU TANKUT – (Köylüye döner, eliyle nah işareti yaparak) Peki buldun mu karayı? KÖYLÜ – Bizim bahtımız kara komutanım. Bütün patates parasını aldılar, şimdi de traktörü istiyorlar 2.ÜÇKÂĞITÇI – Hop hop kardeş… Ben şahidim bu bir ticaretti kumar felan değil POLİS MEMURU TANKUT – (Köylüye dönerek) Anlat bakalım nasıl oldu bu ticaret? KÖYLÜ – Bu senenin mahsulü patatesleri tüccara sattım parayı da aha bu şalvarın cebine koydum. Tüccarın ofisinden çıktım karşımda bu arkadaşları gördüm. Aha bu (2.Üçkâğıtçıyı gösterir) parayı basıyor kazanıyor, parayı basıyor kazanıyor, , parayı basıyor kazanıyor. Bende içimden dedim ki, karayı bulayım seneye patates ekmeyeyim. Önce az para koydum kazandım, sonra bir daha kazandım. Üçüncüde patates parasının hepsini koydum kaybettim, dördüncüde traktör gitti POLİS MEMURU TANKUT – Doğru mu? 1.ÜÇKÂĞITÇI – Kısmen doğru ama biz ticaret yaptık BEKÇİ TOROS – Aç bakalım tezgâhı 1.ÜÇKÂĞITÇI – (Bekçi Toros’ a döner) Ama amirim BEKÇİ TOROS – Aç dedim 1.ÜÇKÂĞITÇI – (Kâğıtları karıştırır) Seç abi BEKÇİ TOROS – Bu arkadaşın traktörü ve kaybettiği patates parasının toplamına karşılık oynuyoruz 1.ÜÇKÂĞITÇI – Para? POLİS MEMURU TANKUT –(Karakol amirinin masasının altındaki çantayı çıkarır, açarak içerisindeki paraları gösterir) Buna karşılık 1.ÜÇKÂĞITÇI – Ala… Karakolda tezgâh açacağımı rüyamda görsem inanmazdım (kâğıtları karıştırır) seç bakalım BEKÇİ TOROS – Şu 1.ÜÇKÂĞITÇI – Maalesef POLİS MEMURU TANKUT – Evettttt… Böylece suçüstü olayı da gerçekleşmiş oldu, değil mi Toros? BEKÇİ TOROS – Bakalım, Suçlu yakalanmış, suç aleti elde ver bakalım şu paraları (Köylünün kaybettiği paraları alır) Bütün hukuki prosedür tamam. Promosyon olarak ne yapıyoruz Tankut? POLİS MEMURU TANKUT – Promosyon olarak, arkadaşlara kelepçe takıyoruz! (Kelepçeyi cebinden çıkarır ve takar) 1.ÜÇKÂĞITÇI – Amirim, bu paraları arkadaşa versek bizde sizleri meşgul etmemiş olsak. Yani bunlar hiç yaşanmamış olsun! BEKÇİ TOROS – Devletin kolluk görevlisi olmasam okkalı birer Osmanlı tokatını hak etmiştiniz ama POLİS MEMURU TANKUT – Verin bakalım paraları (Köylü paraları alır) 1.ÜÇKÂĞITÇI – (2. Üçkağıtçıya döner)Bu polislerin sağı solu belli olmaz (Bekçi Toros’ a döner) Eh bizde arık gidelim diyorum (kelepçe birbirlerine takılı bir vaziyette çıkarlar) POLİS MEMURU TANKUT – Hemşerim sende bir daha böyle işlere düşme KÖYLÜ- Yok abi, ben bundan sonra İddia oynayacağım. Sağlam iş devlet garantili BEKÇİ TOROS – Kaybol buradan! (Köylü koşarak çıkar) POLİS MEMURU TANKUT – Toprakla uğraşıyor, paranın ne kadar zor kazanıldığını bilen birisi bu kadar da kolay kaybedebiliyor BEKÇİ TOROS – Çoluk çocuğuna yazık. Ancak; askere giderken bende bu çeşit üçkağıtçılara çarpılmıştım POLİS MEMURU TANKUT – Yapma ya BEKÇİ TOROS – Askere giderken rahmetli ninem param çalınmasın diye pantolonumun içerisine cep dikmişti. Ben daha acemi birliğine teslim olmadan, paraları üçkâğıtçılara çarptırmıştım POLİS MEMURU TANKUT – (Çantayı açarak paraları karıştırmaya başlar) Bekleyin beni paracıklarım BEKÇİ TOROS – Biliyormusun ben uzun süre cezaevinde yattım. Suç işleyen bütün tipleri tanırım. Orada meşhur bir hırsız vardı, Safa.. POLİS MEMURU TANKUT – Üstat Safa mı? BEKÇİ TOROS – Üstat mı? (Şaşırır) Dinle bakalım bu hikâye gerçektir. Cezaevinde yattığım dönemde, Safa’ yı ne zaman görsem meczup gibi gezerdi. Hesabında sen de, bir milyon YTL, ben diyeyim on milyon YTL bayağı bir parası var. İstese bugün kaçar, belki de biraz uğraşsa çıkar. Bu durumunu sebebini sorunca hikâyesini anlattılar. Bir gün trenle Tatvan’ dan İstanbul’ a giderken çok zengin birinin yüklü bir miktarda parasını ve hisse senetlerini çalıyor. POLİS MEMURU TANKUT – Yani indire Gandi olayı (Eliyle cebine doğru bir şey koyma hareketi yapar) BEKÇİ TOROS – (Toros kafasını iki yana saldıktan sonra) Parası çalınan kişi durumu fark edince, kompartıman görevlisine haber veriyor ve tren istasyonda durduğunda kapıları açmıyorlar. Safa görevlilerin arama yapacağını anlayınca, çalmış olduğu parayı ve hisse senetlerini trende bulunan güleç yüzlü yetmiş yaşlarında bir ihtiyarın cebine koyuyor. İçinden nasıl olsa bu ihtiyarı kimse aramaz diye düşünüyor. Ama işler umduğu gibi gitmiyor, ihtiyar yakalanıyor. Trenin durdurulmasına ve ihtiyarın aksakalına bakmadan hırsızlık yapmasına öfkelenen yolcular, ihtiyarın sakalından çekmeye yüzüne tükürmeye başlıyor. Polislere teslim edilmek üzere Garda bekletilen ihtiyar, olanları gururuna yediremeyip, bir anlık boşlukta kendini hareket eden trenin altına atıyor. Safa o gün bugün meczup POLİS MEMURU TANKUT –Yapma ya… (Düşünceye dalar) BEKÇİ TOROS – Biliyormusun, bazen mazide kalan onca kötü şeyi düzeltmek için insanın ayağına kadar şans gelirmiş. Onu da iyi kullanmak gerekirmiş POLİS MEMURU TANKUT – Aslında bu işe de alıştım. Karakola gelirken köşede bir trafik lambası var ya BEKÇİ TOROS – Evet POLİS MEMURU TANKUT – Oradan kırmızıda geçen bayan gördüm, kırmızı ışığı göstererek, hanımefendi nereye gidiyorsunuz dedim. Oda bana döndü, beyimin haberi var çarşıya alışverişe gidiyorum dedi. (hep beraber gülerler) BEKÇİ TOROS – Tankut… (bir süre bekledikten sonra) Sen çantayı almaya çalışırsan sana engel olmak zorunda kalacağım biliyormusun? POLİS MEMURU TANKUT – Gerçekten mi? BEKÇİ TOROS – Evet dostum, evet POLİS MEMURU TANKUT – (İç çektikten sonra) Çaresiz biz de burada göreve devam edeceğiz ha BEKÇİ TOROS – Evet POLİS MEMURU TANKUT – Ben fakirlik ve boşluktan hırsızlık yaptım, peki sen nasıl düştün bu işlere BEKÇİ TOROS – Benim bu hale gelişim tam bir komedi. Zaten Trajedi de bir çeşit komedi değil mi? POLİS MEMURU TANKUT – Felsefe de varmış sende BEKÇİ TOROS – Babam çok iyi bir ayakkabı ustasıydı. Ekmeğini taştan çıkaran mert bir yapısı vardı. Gecenin geç saatlerine kadar çalışır yorgun argın eve gelirdi. Yine günlerden birgün eve gelmeden önce çorbacıya uğramış, çorbacıda askıya astığı montunun yerine yanlışlıkla başkasının montunu almış. Montun iç tarafında altın kaplama Baretta silah varmış. Eve geldiğinde montu astıktan sonra silah yere düşmüş. Olan bitenden haberi yok adamcağızın. Ertesi gün işyerine giderken yolda önünü kesip kimselerin olmadığı bir yere götürmüşler. Monttaki silahı sormuşlar, polisler bizi hastaneye götürdüğünde babam ölmüştü. Sonrası malum ben önce evdeki silahı buldum sonra adamları. Daha 14 yaşındaydım, istemediğim bir hayat bir anda beni içine aldı. Babamın ölümünden önceki akşam yarım saatliğini de olsa eve gitme imkânım olsa (Bir müddet dururlar) hayattan başka hiçbir şey istemezdim. POLİS MEMURU TANKUT – Polislerin de işi gerçekten zor, bu karakolda çalışanların sabırlı olması gerekir BEKÇİ TOROS – Polislerin işi zor, ama karakolun çayı ise her zaman güzel olur POLİS MEMURU TANKUT – Karakolda da ne zaman gitsen çay bulunur değil mi? (Sahneye boru çalan Deli ve Esnaf girer) ESNAF – Memur bey bu arkadaş, pardon Zeni Zelanda yerlisi Kiwi başımıza bela oldu, olur olmadık yerlerde soyunmalar, danslar illallah ettirdi bizi POLİS MEMURU TANKUT – Arkadaş biraz farklı heralde DELİ- (Elini sıkması için Tankut’ a uzatır) Öncü birlik borazanı Zagor POLİS MEMURU TANKUT – (Delinin elini sıkar) Bekçiyle birlikte emrinizi dinliyorum Zagor Bey DELİ- (Borazanı öttürür) BEKÇİ TOROS – Bu hücum borusuydu heralde POLİS MEMURU TANKUT – O zaman taarruz durumu alalım Zagor ESNAF- (Kızgın bir ifadeyle) Memur bey… DELİ- Sessizlik POLİS MEMURU TANKUT – Lütfen susalım DELİ- Önce ormanı dinlemeliyiz… Kurumuş yapraklara çıplak ayaklarla basan kiwi kabilesinin düşmanı Maori kabilesinin ayak sesleri BEKÇİ TOROS – (eğilerek sakladığı el baltasını çıkarır) Baltam hazır DELİ- Savaş öncesi kutsal dans zamanı (Haka dansı yapmaya başlar) (Dans bitimi Bekçi Toros Esnafa döner) BEKÇİ TOROS – Siz gidebilirsiniz. Zagor beyi bugün karargahta misafir edeceğiz. ESNAF – Size kolay gelsin (sahneden çıkar) BEKÇİ TOROS – Zagor, biliyormusun insanlar bir dönem beni de anlamazdı DELİ – Onların seni anlaması önemlimi ki? İnsanlar başkalarına kendilerini anlatmaya harcadıkları enerjinin yarısını, keşke kendilerini tanıma ve anlamaya harcasalar POLİS MEMURU TANKUT – İlginç bir yaklaşım, bilgece BEKÇİ TOROS – On yaşlarındayken, hayal dünyamda yeralan bir uzay gemim vardı. Onu ne zaman kullanmaya başlasam bütün çocuklar aynı ağızdan “deli deli deli” diye bağırırdı. Biliyormusunuz, bazen uyandığımdan o sesler hala kulaklarımda. Oysa o gemi beni nerelere götürmüştü POLİS MEMURU TANKUT – Hala duruyor mu uzay gemisi BEKÇİ TOROS – Şuan mars üssünde bakımda POLİS MEMURU TANKUT – (Zagor’ a döner) Ben ne zaman kendimi dinlesem bir vukuat oluyor. Kanunsuz bir iş yapıyorum DELİ – Bir müzik aleti çalsan başka şeylere yoğunlaşırsın POLİS MEMURU TANKUT – Boru mu? DELİ – Neden olmasın? POLİS MEMURU TANKUT – Koca Tankut nerelerden nerelere BEKÇİ TOROS – Zagor saat geç oldu, sen şu bankta kestir, bizde şuralara başımızı koyalım (Deli bankta uzanır, Polis Memuru Tankut ve Bekçi Toros bulundukları masaların üzerinde kafalarını bırakarak uyurlar. Bir süre sonra) DELİ – (Kalkar ve hücum borusu çalmaya başlar) (Polis Memuru Tankut ve Bekçi Toros aniden kalkarlar) DELİ – Kurumuş yapraklara çıplak ayaklarla basan kiwi kabilesinin düşmanı Maori kabilesinin ayak sesleri POLİS MEMURU TANKUT – Yok Zagor, nezarette cinayet şüphelisi bir şahıs var o tuvalette şey ediyordur onun sesi DELİ – Maori kabilesinden biri mi var? BEKÇİ TOROS – Evet varya, adı da Hüsamettin. Yarın buraya gelince gereğini yaparsın DELİ – Tamam (Tekrar yatarlar. Sabah olunca Karakola ilk Polis Memuru Hüsamettin gelir) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – (Bekçi Toros’ un yanına gelerek yüksek sesle) Bekçiii BEKÇİ TOROS – (Hışımla kalkar) Ulan Zagor sana da borunu da… POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Ne borusu ulan, seni göreve dikmişiz fosur fosur yatıyon BEKÇİ TOROS – Abi biran içim geçmiş (Gürültüden Polis Memuru Tankut ve Deli de kalkar.Sahneye Komiser Cüneyt gelir) KOMİSER CÜNEYT – Günaydın arkadaşlar (Deliyi görünce ona döner ve) Sana da ugh Zagor DELİ – Ugh cesur yürekli savaşçı KOMİSER CÜNEYT – Toros şu pencereleri falan açın içerisi bir havalansın (Sahneye Başkomiser Favzi girer) BAŞKOMİSER FEVZİ – Merhaba arkadaşlar (Herkes ayağa kalkarak kafa selamıyla selamı alırken Polis Memuru Hüsamettin yüksek sesle) POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Sağol… (Sahnede bulunanlar bir süre Polis Memuru Hüsamettin’ e bakar) BAŞKOMİSER FEVZİ – Hüsam şu bizim türkünün sesini bir aç bakalım dinleyelim, hepimize de çay söyle POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Emredersiniz efendim KOMİSER CÜNEYT – Bu nasıl bir pozitif enerji Başkomiserim, bir anda tüm karakola yayıldı BAŞKOMİSER FEVZİ – Arkadaşlar bu enerjinin hammaddesi sizlersiniz (Sahneye tinerci bir çocuk girer) TİNERCİ ÇOCUK – Başkomiser Fevzi BAŞKOMİSER FEVZİ – Hoş geldin (Yanına doğru giderek) Geçen seni yolda gördüm ama konuşamadık, bir ihtiyacın mı var? TİNERCİ ÇOCUK – Mahmut abi dedi ki; Sokaklardan tinerci yâda kimsesiz çocuklar kalmazsa hırsızlığı, kapkaçı, terörü kim yapar? Ben nasıl para kazanırım? (Cebinden silahı çıkarır) Başkomiser Fevzi, bu Mahmut ağabeyin selamı (İki el ateş eder) (Bağrışmalarla perde kapanır, Başkomiser Fevzi’ nin türküsü çalmaya devam etmektedir) (Perde açılır, Sahnede Polis Memuru Salih, Başkomiser Cüneyt, Polis Memuru Hüsamettin, Polis Memuru Tankut, Bekçi Toros bulunmaktadır. ) POLİS MEMURU SALİH – Çocuğumun da adını da Fevzi koydum… Küçük Fevzi ağlayarak dünyaya geldiğinde, ağabey olarak bildiğim Fevzi Başkomiseri kaybetmişiz. (Suskunluk) Başkomiserimi çınar ağacının altında güzel bir yere defnettik. Kollarını açmış onu bekleyen çınar ağacı, tıpkı annesi gibi onu bağrına bastı. Ne kadar severdi çınar ağacının altında oturmayı. KOMİSER CÜNEYT – Komiserlikten Başkomiserliğe terfi ettim ama her şey o kadar buruk ki, bugün göreve bile gelmek istemedim. Karakolumuzun bütün enerjisi tükendi… POLİS MEMURU HÜSAMETTİN – Kendinizi toparlayın artık arkadaşlar. Başkomiserim ölümünden sonra karakoldaki işlerin böyle mi devam etmesini isterdi? Evet, kalkın bakalım doğru Uçucu Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi açılışına. Hem ne demişti? “Rüyamda gördüm herkes geliyordu ama bir tek ben ortalıkta gözükmüyorum, ama ordaydım” demedi mi? KOMİSER CÜNEYT – Son vazifemizi de yerine getirelim, haydi arkadaşlar kalkalım POLİS MEMURU TANKUT – Ben Toros’ la birlikte buradayım efendim KOMİSER CÜNEYT – Tamam Tankut (Sahnede Polis Memuru Tankut, Bekçi Toros kalır. Polis Memuru Tankut portmantodaki spor çantayı açar içindeki kendine ait paraları, Başkomiser Fevzi’ ye yardım olarak verilen paranın içerisine kor) BEKÇİ TOROS – Ayağına kadar gelen fırsatı iyi kullandın seni tebrik ederim, çantadaki paraları çalmayı düşünürken, kendi paralarını da çantaya ekledin POLİS MEMURU TANKUT – Bu paraların bu kadar faydalı olabileceğini hiç düşünmemiştim, o çocuklar çaresizlikten benim gibi kanun dışı yollara sapmamalı. (seyirciye doğru döner) Sizlerde çok geç olmadan elinizdeki imkânlar ölçüsünde, sokaklarda her türlü suiistimale açık gençlerimize yardım elinizi uzatın. (Sahnenin arkasında bulunan tüm oyuncu kadrosu koro halinde) Genç Nesil, Ülkemizin geleceğidir (PERDE KAPANIR) Paylaş Tweet Yavuz İLKAY - ( 12/12/2008 ) Polis konulu tiyatro oyunu ihtiyacını yacak düzeyde. Teşekkürler Turgut CAN - ( 12/23/2008 ) Tebrikler. Başarılı bir oyun GÜRKAN ÇAY - ( 1/7/2009 ) TEK KELİME; HARİKA. 10 NİSAN POLİS GÜNÜ OYUNUMUZ HAZIR Murat OKTAY - ( 2/5/2009 ) Emeği geçenlerin ellerine sağlık Vildan Yurt - ( 2/3/2009 ) Yazarın diğer oyunları sitenizde yayımlanacak mı? Cengiz Türkmen - ( 1/22/2009 ) Emeği geçen başka oyun yazarı Firuz Bey olmak üzere herkese teşekkür ederiz. Yeni Sahne Tiyatro ekibi Nazan Gözcü - ( 1/24/2009 ) Emeği geçenlere teşekkür ederiz. Güzel bir oyun abdülkadir tezcan - ( 1/29/2009 ) Tiyatro oyununuz için teşekkür ederiz. sakarya genç tiyatrocular dursun sönmez - ( 1/12/2009 ) oyun yazarına ve tiyatrodünyası çalışanlarına teşekkür ederiz ahmet dizdar - ( 1/16/2009 ) çok sağolun. KIRIKKALE PMYO KEMAL - ( 1/9/2009 ) oyunu oynamak istiyoruz.iletişime nasıl geçebiliriz. asiye çağlar - ( 1/1/2009 ) çok beğendim güzel bir oyun tebriker Mehmet DEVELİ - ( 1/5/2009 ) İnternetten uzun yaptığım araştırma sonucu teksti bulabildim. Mustafa Bey yeni çalışmalarınızı bekliyoruz. Ayşe Çubuk - ( 1/1/2009 ) Az sayıda yeralan, polis tiyatrosu tekstine önemli bir katkı. Ziya Uygur - ( 2/17/2009 ) Çınar Polis Karakolu tiyatro ekipleri ratafından rahalıkla sahnelebilecek zevkli bir oyun. Tebrik ederim. Nilgün Ateş - ( 2/12/2009 ) grubumuz adına Teşekkür ederim. Mehmet Kır - ( 2/9/2009 ) Oyunu hazırlayanların eline sağlık MANİSA Suat Camgöz - ( 3/4/2009 ) Tiyatroseverlerin beğenisini kazanabilecek bir oyun. Emniyetçiler bu oyunu kaçırmasın, değerlendirsinler.Tebrik ederim. Billur Kavak - ( 2/28/2009 ) Oyun için teşekkür ederiz. Bir kısmını skeç olarak kullanmak istiyoruz. Adnan Menders Anadolu Lisesi -istanbul Abdullah Şimşek - ( 2/25/2009 ) Oyun için emek verenlere teşekkür ederiz. Grup Yankı - İstanbul Murat SONER - ( 2/23/2009 ) Televizyonlarda yayınlanan polisiye diziler, bu oyunda olduğu gibi gerçek bir konu seçerlerse başarılı olabilirler. Belki de bir-kaç değişiklikler iyi bir film senaryosu olabilir. Başarılı çalışmayı tebrik ederim. Murat Soner BURSA Bilgehan Yakın - ( 2/23/2009 ) Her tiyatro topluluğu kendi felsefesini,dünya görüşünü anlatan oyunlar teksler seçer. Seçimlerinde doğal hakları olan şey olan anlaşılmak ve görüşlerinin benimsenmesi hedeflenir. İnsanı anlatmayı en etkin kılma tiyatro oyununda POLİS i tam isabetle anlatmışsın. Eğer oyun yazarı polislik mesleğinin içindeyse bravo, aksi durumda bu kadar gözlem uzun araştırma gerektirir. diğer yorumlarda olduğu gibi EMEK DOLU bir çalışma. İnternette paylaşıma açık olması yazarın yüreğini ve tiyatro sevgisini gösteriyor. Tebrik ederim. Mahoney - ( 2/19/2009 ) Bu oyunu yurtkur öğrencileri ile oynamak isteriz.Sivas Emniyet amirimle görüşüp onay vermesi dileğiyle.yazara çok teşekkürler.Cibalı Karakolu adlı oyundan sonra ki en güzel oyun olmuş. Mahmut Demir Sosyal Çalışmacı ve tiyatro gönüllüsü Zekeriye ŞENEL - ( 4/11/2009 ) Güzel bi çalışma olmuş teşekkür edriz başarılarınızın devamını dilerim.bu tiyatroya gönül veren birisi olarak teşekkür ederiz. Namık KOÇİBEY - ( 4/11/2009 ) Tebrik ederim. Aziz YILDIRIM - ( 4/11/2009 ) Türk tiyatrosu yeni bir yazar kazanmış. Sizi tebrik ederim Mustafa bey. Hayırlı olsun. Menderes GÜÇLÜ - ( 4/1/2009 ) Oyunu sahneleyeceğiz. Umarım tam hakkını veririz. Beşiktaş-İst. Hanifi özer - ( 4/8/2009 ) Yani poolis memuru hüsamettin çok güze lbi oyundu hazırlayan yönetmenimizin ellerine saglık Bünyamin KILIÇ - ( 4/12/2009 ) Umarım bir gün gereken takdiri alırsınız. Emeğinize sağlık. Belkıs YURT - ( 4/12/2009 ) Emeğinize sağlık. Ersan ERDEM - ( 4/11/2009 ) Oyununuzu adanada sahnelemek istiyoruz. Umarım aynı ruhu verebibilriz. tebrikler. Ali GÜVEN - ( 4/11/2009 ) Oyun için verilen emek takdire şayan. yüreğinize sağlık. İst.kadıköy KEMAL LÜTFÜLLOVİC - ( 4/10/2009 ) Tebirikler mustafa bey. Emniyet teşkilatı içerisinde sizin gibi mesleğini severek yapan ve her gün bu mesleğe yeni birşeyler katan Türk polisine canı gönülden teşekkür ederim. umarım meslektaşlarınız ve Türk tiyatrosu çalışanları sizden feyz alırlar. Bundan sonraki yaşamınızda sizin bir takipçiniz ve destekçiniz olarak başarılarınızın devamını dilerim. Cumhur ÖZKAN - ( 4/11/2009 ) Hayırlı oldun. Sizide tebrik ederim. Fahri KORTÜRK - ( 4/11/2009 ) BU kadar güzel bir oyuna yazılan bu kadar az yorum düşündürücü. Sizi canı gönülden tebrik ederim. ank.çankaya Gökhan DEMİRKOL - ( 4/11/2009 ) İnşallah bir gün sizi sahnede izlemek nasip olur. Tiyatroya gönül verenler grubu. izm.alsancak Fuat Akçay - ( 4/13/2009 ) Arşivde bulundurulacak oyunlardan. Oyuncu kadrosu biraz fazla, tabi bazı karakterler aynı zamanda diğer rolleri canlandırabilir. Yazara başarılarının artarak devamını temenni ederim. Şahika KOÇ - ( 4/14/2009 ) Tebrikler. sizin hayranınızım;)) Shakespeare - ( 3/16/2009 ) Oyun ülkemizin son zamanlarda özellikle tiyatro drama yazarlığı konusundaki gelişmeleri gösteriyor. Oyunlar günlük hayatla aynı çizgide olursa başarı kendiliğinden gelecektir. Tebrik ederim. Murat Mancı İSTANBUL Abdullah YUNUS - ( 4/11/2009 ) İnce bir mizah ve güzel bir oyun. Tebrik ederim. Samsun İlknur SEVİNÇ ÖZALP - ( 4/26/2009 ) Güzel bir çalışma. Tebrik ediyor, yeni oyunlarınızı bekliyorum.ANKARA Tolga KARALAR - ( 3/29/2009 ) Firuz Hocam, oyununuzdan dolayı tebrik ederim. Marmaris Baki GENÇER - ( 4/12/2009 ) Tebrikler. Çok güzel bir oyun. kimbilir belki haberimiz olmayan sizinki gibi kaç oyun var. devamını bekliyoruz. Fatih ŞEN - ( 4/11/2009 ) Ağzınızıza ve yüreğinize sağlık. Kütahya. tarkan tekin - ( 4/27/2009 ) teşekkür ederiz. Turgut Aktar - ( 3/26/2009 ) Güzel bir oyun. Tebrikler Tuğçe Mendiz - ( 5/10/2009 ) Teşekkür ederiz. Sevgilerimizle Bülent Yazıcı - ( 5/16/2009 ) Değerli hocam Firuz Bey, oyununuzu gayet nezih bir ortamda sahneleme imkanı bulduk. Tiyatro tutkunlarının tamamı, "Harika" tanımlamasında hemfikir oldular. İzleyicilerin bir çoğu kamu ve özel kuruluşlarda üst düzey yönetici konumundalar. Demek ki oyunun önü açık, herşey gönlünüzce olsun. Değerli katkılarınızdan dolayı candan teşekkürler, Ülkemizin incisi istanbuldan saygılarımla Yaşar Gümüş - ( 3/24/2009 ) Kısa zamanda oyunun ülke genelinde sahneleneceğini düşünüyorum. Yazarın diğer çalışmalarını dikkatle takip etmek gerekir. Candan Kürkçü - ( 5/7/2009 ) Mustafa Bey, güzel çalışmanızdan dolayı tebrik ederim. Umarım güzel bir şekilde sahneleriz. Bursa Memduh Kahraman - ( 5/6/2009 ) teşekkür ederiz FATMA SIR - ( 4/10/2009 ) Tek kelimeyle mükemmel. Mustafa F. bozkurt, Sizi canı gönülden tebrik ederim. Aileniz sizinle ne kadar övünse azdır. Türk tiyatrosu sizinle yeniden nefes almaya başladı, lütfen onu nefessiz bırakmayın. Baki ŞENOCAK - ( 4/11/2009 ) Güzel bir oyun. Tebrikler. Melisa Ateş - ( 5/20/2009 ) Teşekkür ederiz. Mahmur Polatkan - ( 6/13/2009 ) Oyun için teşekkür ederiz. Manisa Okay Çevik - ( 11/2/2009 ) Komiser Shekspir lakaplı sayın hocamıza teşekkürü borç biliriz. Niğde PMYO Öğrencileri Ekrem Korkut - ( 11/5/2009 ) Oyun için teşekkürler Candan Kılıç - ( 11/9/2009 ) Tiyatro bir sahne sanatıdır.Tiyatronun diğer edebi eserlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken,bunun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini,okuyanın kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması,canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitab eder. Bu bağlamda hocamız -ÇINAR POLİS KARAKOLU- oyunu Nejat Uygur Usta tarafından sahnelenmesi gereken bir eserdir. Candan KILIÇ Tiyatro Oyuncusu İst. mahmut koç - ( 12/7/2009 ) oyununuz çok güzel bizde oynamak istiyoruz Muhammet izci - ( 12/20/2009 ) başarılı bir oyun. grubumuzla birlikte 2010 yılında sahneleyeceğiz. muhammet izci kars Basri Balık - ( 1/16/2010 ) Tebrik ederim. 10 Nisan Polis Gününde sahnelemeye layık güzel bir eser. Ayşe Gezgin - ( 2/5/2010 ) Film senoryosu olarak değerlendirilmesi gereken, ana konusu çok sağlam bir eser. Mutlaka değerlendirimeli Ayşe Gezgin İSTANBUL Nurol Gülcü - ( 2/15/2010 ) bu oyun şuan oynandığı salon hangisi? bilen var mı arkadaşlar fazlı - ( 3/10/2010 ) ben tankut(boyacı) arkadaşlar oyun gerçektn mükemmel herkeze tavsiye ederim mehmet demir - ( 3/19/2010 ) keyif veren bir oyun tebrikler Turgut Özgüralp - ( 4/19/2010 ) Tiyatro dünyamızın küçük ekseninde, -iyi oyun yok nasıl oyun oynayalım- diye dert yana üstadlara, -ah şimdi Nejat Uygur usta bu oyunu görse kaç günde oynamaya çalışmak için didinirdi- sorusunu akla getirecek türünden bir oyun. Tebrik ederim. mehmet karaman - ( 5/3/2010 ) polis kurumları için ideadl bir oyun Nur Çağlayan Yıldız - ( 7/13/2010 ) Oyunumuza tiyatro severler davetlidir 25 07 2010 Oda Tiyatrosu Çınar Polis Karakolu Oyunu Hakan Taş - ( 8/3/2010 ) Sevgili Üstad; Oyunun çığ gibi ülkemize yayıldı. Çarşıda yeni bir grubun afişini gördüm.Yazmanın gücü bu olsa gerek. Seninle gurur duyuyoruz. Hep böyle kal. Örnek alınacak kişisin. Kucak dolusu sevgilerle havva bulut - ( 9/14/2010 ) güzel bir oyun.yalnız oyuncu kadrosu kalabalık umut - ( 12/14/2010 ) çok güzel oyun tamda bizim istediğimiz gibi anıl - ( 12/22/2010 ) biz bu tiyatroyu oynuyoruz Ayfer Gençaslan - ( 2/16/2011 ) Bayburt İlinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yıldönümü sebebiyle düzenlenen etkinlikler çerçevesinde, 20 Şubat pazar günü saat 19.00 da kültür merkezindeki -Çınar Polis karakolu- tiyatro oyunumuza tüm vatandaşlarımız davetlidir gülpembe beka - ( 2/19/2011 ) oyun güzel, ülkemizde oynanıyor hakan kala - ( 3/14/2011 ) emeginize sağlık.. karlıova turgut gür - ( 3/16/2011 ) Bornova Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü 9’uncu Dönem öğrencileri olarak izmir menemen H.E.M. de oyunu güzel bir şekilde sahneledik melahat yüksel - ( 4/13/2011 ) 10 nisan 2011 tarihinde bayburt ilimizde sahnelenen çınar polis karakolu oyunu güzeldi. yazara emeğinden dolayı teşekkür ederiz EMRE ATEŞ - ( 1/12/2012 ) Firuz komiserim işte yaa:) şeymanur alkaş - ( 2/17/2012 ) bizde bu oyunu sergileyeceğiz oyun gerçekten çok gzl ve komik emeklerinizden dolayı teşekkür ederim... asım - ( 2/29/2012 ) bizde bu oyunu oynuyoz tiytro sergilicez ben 2. üçkağıtçıyım bornova - ( 2/22/2013 ) Evet bu oyun bornova polis meslek okulunda daha önce sergilenip sununlmuştur ... gerçekten güzel bir oyun ben izledim polis okuluna gidip izledim çok güzellllllll gerçekten tavsiye ederimmmmmmmmmm |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|