Deri Ceket - İstanbul Şehir Tiyatroları
Ayşe Müge Gerdan
Bulgar yazar Stanislav Stratiev'in yazdığı Özdemir İnce'nin çevirdiği ve Arif Akkaya'nın yönettiği Deri Ceket; Gamze Kuş'un sahne ve Nihal Kaplangı'nın kostüm tasarımıyla sahneye yansıyor.
Sahnede dekor unutulmuş havasıyla yine perde açık yerlerinizi alıyorsunuz. Sade bir tasarım. Kapı bloklar hareketli ve bölümlere göre yer değiştiriliyor. Masa ve sandalyelerde tekerlekli ki oyuncular bölüm bittiğinde rahat taşıyabiliyorlar. Müzikler güzeldi.
Hikmet Körmükçü yetkili-memurları, Yiğit Sertdemir dilbilimci, dürüst, idealist bir öğretim üyesini, Cengiz Tangör ve Can Ertuğrul dilbilimcinin çocukluk arkadaşlarını canlandırıyorlar. Yine memurlardan Yeliz Gerçek bu grubun yol arkadaşı oluyor ve dilbilimciyi yalnız bırakmıyor. Asansördeki adamı Ertuğrul Postoğlu canlandırıyor. Bozulan bir asansörde kurtarılmayı bekleyen adamın eşini Güneş Doğan, oğlunu Yağız Pala oynuyor. Diğer rollerde Nevzat Çankara, Selçuk Yüksel ve Melahat Abbasova var.
Bürokrasinin, işini uydurmanın, yapılan hatanın düzeltilmesi için başka hatalara yolaçmanın güzel işlenmiş bir sosyal hicvi karşımızda. Basit bir sorun, bunu halletmek için yapılan bir seçenek, o seçenekle gelişen durumu değiştirmek için girilen mücadele, bu mücadelede hem bürokrasi hem insan ilişkileri, dostluklar ince bir çizgiyle işlenmiş. İdealist olmak ya da me...le...mek... (Tiyatro öncesi son kalan dakikalarda hoş bir şekilde anons ediliyor oyun için)Prensipler, ilkeler, hayat... Ve bir hata... Hayatın hangi yöne kaydığı ve insanı bu kayışta nerelere sürüklediği...
Deri ceket, tüylerinden arındırılmak istenen bir ceketin başına gelenlerle bürokrasi çarkı içinde aslında günümüzde de hala yaşanan onca komik olaya bir gönderme... Emekli olursunuz gidersiniz büroya siz ölüsünüz ispatlayın derler, seçim için listede evinizde başka kişiler görülüyordur, hayır o evde olduğunuzu sizin ispatlamanız istenir, diğerleri suçsuzdur..
Kara mizahımız hiç bitmez.. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz misali... Zaman, yer farketmiyor bürokrasiye takılmaya görün...
Oyunu ilk haftasında izledim. Abartısız, uyumlu oyunculuklarla güzel bir ekip çalışmasıydı.
"Yarın aynaya baktığınızda bir meleme duymamanız dileklerimle"
a.m.g. - ( 12/10/2008 )
Haklısınız.Çünkü yazılarım kendime tuttuğum notlar belki burda yayınlanmamalı.Herkes o oyundan farklı bir algıyla çıkıyor.Eleştirmen değilim,haddim de değil.Sadece gitiğim bir oyunun tanıtımı,o güne ait hatırlatma.Çok kötü bir oyundan dahi bir cümle alıp götürebiliyor insanı o günkü ruh hali. Teşekkür ederim okumuşsunuz yazıları.. Salih Bengi - ( 12/9/2008 )
Ayşe Hanım, yazılarınız oyunların tanıtım broşürü gibi. hangisi olduğu fark etmez bir oyunu da beğenmeyin, dekoru eleştirin, bu oyuncu buraya olmuş mu deyin. şehir tiyatrolarının her oyununu yazıp kadroyu ve konuyu anlatıp beğeniyorsunuz. bu şt hiç mi vasatın altında iş yapmıyor yahu? bunu orhan alkaya bile iddia etmez herhalde. yine de emeğinize sağlık, gidip izleyip bilgi vermeye çalışıyorsunuz en azından
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...