| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Teatral Bir Yazı: BALIK SEVDASI Yurdagül Yurtseven Hani derler ya insan ölüme yakın anlarda hayatı gözlerinin önünden film şeridi gibi geçermiş diye… Bazen öyle anlar oluyor ki sapasağlam hallerinizde dahi en ufak bir obje, melodi vs. size hatırlatıyor bazı yaşanmışlıklarınızı… Aylardan Haziran… Lisedeyim… Karne haftası olduğu için derslerin boşluğundan yararlanıp şöyle fiyakalısından okulu asalım dedik. Öyle de yaptık. Nasıl mı? O gün birçoğu sevgilisiyle Cankurtaran’a sahile, oradan da but obur amca Erol Taş’ın kahvesine gitmişlerdi. Birkaç gün önceden yaptığımız plânımızı gerçekleştirmenin zamanıydı… Ben, Karadenizli arkadaşım Ayla ve Serpil ile birlikte o gün doğruca Galata Köprüsüne gittik. Biz üç kız Galata Köprüsü’ne doğru ilerlerken çocuksu adımlarımızla, birkaç kişi peşimize takılmış bize laf atıyorlardı… “Aboneyim abone biletleri cebimde, ballı lokma tatlısı aman hadi hayırlısı…” Biz hiç oralı olmuyorduk. Fakat şarkının sonu da bir türlü gelmiyordu çünkü sürekli aynı nakarattı… Dayanılacak gibi değildi ki… Sonunda dayanamayıp Serpil’in elinden oltayı alıp avazım çıkana kadar bağırdım… “Kıl olduuum aaabiiiii…” Diye bağırarak nerelerine isabet ettiyse bir güzel paklamıştım. Neyse… Sonunda köprüye gelmiştik… Balıkçılar oradaydı… Daha doğrusu balık sevdalıları… Beni şaşırtan görüntü ise sırayla dizilmiş balıkçıların aralarında bıraktıkları boşluğun hemen hemen neredeyse aynı mesafe ölçüsünde olduğuydu. Sağ taraflarının biraz gerisinde de çeşitli markalardan olan büyük yoğurt kovaları vardı. Misinayı ve solucanları büyük bir titizlilikle makaralı oltalarına geçiriyor bir yandan da birbirleriyle sohbet edip makara yapıyorlardı. Bazılarının ağzında “Nede haklıymış meğer aşk uğruna yalanlar sende beni yakıp gittin geçen yıl bu zamanlar…” Kimisi Ferdi abi, kimisi Orhan baba oluyor, kimisi de hüzzam makamından Zeki Müren oluyordu. Bizim Serpil’de hazırlamıştı oltayı. Onunki çapari olduğu için yeme gerek yoktu. Çünkü oltanın köstek ucunda iğne ve iğneye bağlanmış kuş tüyleri vardı. Bu oltayla palamut, lüfer, istavrit yakalayabilirdik. Neyse… Serpil bıraktı oltayı denize… Başladık beklemeye… Yok, yok… Balık gelmiyordu bir türlü… Sonra pes etti Serpil, Ayla’ya devretti… Devam ettik beklemeye… Yine yook, yoook… Sıra bana gelmişti. Güzel bir Laz şivesiyle denize doğru baktım vee… “Ulaa paluk uşaklaru haa bu acemu oltasına çelmezsenuz topinizu sisuz pirakur, izgaraya yapişursunuz. Ona cöre haa…” Deyip oltayı üç kere öptükten sonra bıraktım denizin maviliğine… On dakika sonra ağırlık hissedince ellerimde… “Yaşaaasıın geldi geeeldi paluk uşaklaru…” Diyerek sevinç çığlığı atmıştım. Peşi sıra takılmıştı oltaya balıklar. Ayla hemen çekti oltayı, güzelce aldı balıkları ve küçük yoğurt kabına koydu. Bir sürü balık yakalamıştım ve Ayla “Yeterli bu kadar…” dedi. Daha sonra ben kovaya baktığımda bir tarafı gümüş, bir tarafı füme renkli balıkların ufacık, parlak, yuvarlak gözleri sanki her çırpınışlarında bana bakıyordu. Ve sanki her defasında bana baktıklarında daha da çırpınıyorlardı. Bu acıklı andan sonra ne yaptım biliyor musunuz? “Ben bu balıkları yiyeeemeeem…” dedim. Ayla ve Serpil “Neden?” diye sorduklarında “Onlar benim değil denizin…” deyince… Ayla “Ya saçmalama yine mi hassaslık krizleri… Off yaaa… Sen tezgâhtaki balıkları nasıl yiyorsun peki?” Ben de “Fakat Ayla, onları tutan ben değilim ki… Ayla ise “ İyi o zaman biz yeriz. Sana yok.” Ben de “Peki, o halde bensiz zıpkının kökünü yersiniz pardon zıkkımın kökünü… Bunları ben tuttum, ben yemezsem sizde yiyemezsiniz…” Deyip elime aldığım kova dolusu balıkları denize attım ve “Yaşasın balıkların yaşama hakkı... Balıklara özgürlük…” diye bağırdım. Ayla “ Yaaa sen ne yaptın, deli misin? Gitti bütün balıklar… O kadar bekle bekle sonra at hepsini denize… Bir daha seninle balık tutmaya gelmeyeceğim…” demişti. O günden sonra Ayla benimle iki hafta konuşmamıştı. Ve o günden sonra yine aynı şeyi yaparım diye bir daha da balık tutmaya cesaretim olmadı. İtiraf etmem gerekir ki ben bir balık sevdası kaçağıyım. Aradan yıllar geçti… Hepimiz büyümüştük her şey değişmişti biz de öyle… Değişmeyen tek şey Galata Köprüsü üzerinde ki balıkçılardı… Hepsi oradaydı tıpkı eskisi gibi… Ne zaman köprüden Taksim’e geçsem arkamı dönüp balıkçılara bakarım. Ve yine bir gün köprüden geçerken bindiğim taksinin şoförünün dinlediği melodi bana bu anımı hatırlatmıştı. Balıkçıları çiz balıkçıları Geceyi de çiz doğacak günü de Yoksulluğu çiz çaresini de Geleceği de çiz geleceği de Evet, işte bu melodi yüreğimden indirdiğim, yaşanmış slâytımızın müziği olmuştu. Okuduğum okullar denize yakındı hep, geçtiğim yollarda… Balıkların çırpınışlarına dayanaksız oluşum nedeniyle bu gücü kendilerinde bulup meslek ve hobi haline getirmiş sabırlı ve dayanaklı balıkçılara bu yüzdendir gıpta edişim… Ve… Fikirdeki denizi sevişim… Bu yüzdendir dalgaların hırçınlığına dalar gözlerim… Aslında biraz da “ribelle lei”-mıyım neyim… Ben bir balık sevdası kaçağıyım… Ve… Belki bir gün… Kim bilir… Alkışlarımla, Yurdagül Yurtseven Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet Çiğdem T. - ( 3/3/2009 ) Bu yazında; Doğanın denizine ve fikirdeki denize (Deniz Gezmiş) olan sevgini, balık tutmayı sevdiğini ancak canlılara karşı hassas oluşunu anladım. Özellikle de betimlemeler, deyimler mükemmel. Hüzzam makamından Zeki Müren ve yüreğimden indirdiğim yaşanmış slaytımınız müziği... harika, süper... Ülkede ki tüm usta yazarlara duyurulur... Haberiniz var mı? Mükemmel bir yazar yetişiyor, emin adımlarla hepimize daha çok yaklaşıyor... |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|