| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Birinci Yıl...
Orhan Aydın




Yıllar sonra, yeniden ülkeyi dolaşmaya başladım.

SAKINCALI PİYADE ikinci sezona doğru koşuyor, bizi de peşinden sürüklüyor!

Ülkenin yurtseverleri oyuna akın ediyorlar.

Bu amansız günler de, bunun anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Ülkemizin atardamarlarının durdurulmuş olduğunu görmek ise, bizi öfkelendiriyor.

İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizlik toplumu kuşatmış, kemiriyor.

Halk, hızla yoksullaşıyor.

Kriz, yokluk kusan bir hayalet gibi.

Kentlerin hemen hepsinde, yeni ‘işçi pazarları’ kurulmuş durumda.

Yalova dan başlayarak; makine sanayi, tekstil ve otomotiv dibe vurmuş.

Bursa giriş ve çıkışında, yol kenarlarına dizili onlarca fabrika ve üretim atölyeleri, korku filmi platoları gibiler!

İslerin ve sislerin içinde dev grilikler!

Kent’in üstünden Uludağ’a doğru, kara bulutlar yükseliyor.

Son altı ayda işsizlik oranı, % 74 artış göstermiş.

Esnaf gergin. Kepenkler kapanıyor. Küçük ve orta ölçekli tüm üretim ilişkileri yok olmuş.

Bursa örneklemesi, ülkenin genelindeki resmin küçük bir parçasıdır.

İzmit ve Körfez bölgesi’nde, her tür sanayinin kalbinin attığı o Adapazarı ovasına kadar uzanan verimli topraklar da, artık fabrika bacaları tütmüyor.

Uluslar arası sermaye gruplarının ortaklığındaki lastik fabrikalarının kapılarında kilitler var.

Otoyollar da boş.

Halk seyahat etmiyor.

Şehirlerarası otobüs şirketlerinin bir çoğu, araçlarını yok pahasına elden çıkarıyorlar.

Yine şehirlerarası trafikte, otomobilleri ile yolculuk edenler de çok büyük azalma var.

Her kentin giriş ya da çıkışında, otomobil pazarları dikkatimizi çekiyor.

Her tür araç satılık!

Dozerler, greyderler, otobüsler, traktörler ve otomobiller.

Kamyon pazarların da ise, araçlar yol kenarlarına taşmış.

Kentler arasındaki taşımacılık ve ulaşım tarihimizin en kötü sürecini yaşıyor.

Otoyollar da kamyon ve tır gibi araçlar, tek tek sayılabilecek kadar azalmış durumda.

En son Antalya dönüşünde, Emin Kaptan saydı öğrendik.

Toplam 23 sebze ve meyve yüklü kamyon, İstanbul’a doğru yol alıyordu.

Antalya’nın sera ürünleri konusunda üretim yapan bir kent olduğunu düşünürsek, acı gerçek ortaya çıkıyor.

Hem üretim, hem tüketim dibe vuruyor.

Yılın dört mevsimi yabancı turist ağırlayan Antalya boş.

Beş yıldızlı oteller oda fiyatlarını, 49 TL ye indirmişler, yine boş.

İşçilerini de kapının önüne koyup, yaz sezonunu bekleyen işletmeler var.

Antalya da; Satılık otel, motel, pansiyon, yazlık, tatil köyü ve satılık site ilanları seçim ilanları ile yarış halindeler.

Yivli minarenin yanından, Kale içi’ne doğru baktığınızda gördüğünüz mavilik, yerini pastel ve hüzünlü bir sessizliğe bırakmış.

Çocukluğumun kentinin içi-dışı hazan.

Sahnelerine çıkıp SAKINCALI PİYADE ile buluştuğumuz insanlarımız; İşsizlik ve yoksulluğun, yolsuzluklar ve usulsüzlüklerle örtülmeye çalışılmasını, Adalet duygularına ve yargıya karşı saldırı olarak görüyorlar.

Ergenekon davası’nın düzmece dosyalarıyla ise dalga geçiyor, kararlılıkla karşı çıkıyorlar.

AKP eli ile yaygınlaştırılan sadakalar, ‘onur kırıcı’ olarak algılanıyor.

Koparılan gürültüye rağmen; asıl operasyonun bu topraklar üzerinde yürütüldüğü gerçeğini biliyor ve, “bunlar Cumhuriyet’ten intikam alıyorlar” diyenler, yan yana gelmek için umut saçıyorlar.

Hiçbir onurlu yurttaş, kriz’in faturasını ödemeye razı değil.

Ve ne mutlu ki, ülkenin ‘aydınlık yüzü’ ışık saçıyor.

Denizli, Antalya, Mersin, İzmir, İzmit gibi büyük yerleşim kentlerinde anladık ki; kara akıllı mollaların ve kafatasçı ırkçıların işleri çok zor.

Seçim öncesi yaşanan siyasal canlılık, sistem liderlerinin günlük palavralar üstüne kurulu değil.

İnsanlar geleceklerini konuşuyorlar.

Hayatlarının değiştirilmesine, umutlarının karatılmasına seyirci kalmak istemiyorlar.

‘Eşit özgür ve barış içindeki ülke’ özlemlerini canlı tutuyor, bunun için mücadele etmekte ‘kararlı’ olduklarını ifade ediyorlar.

Oyunlardan sonra sahnelerimize çıkıp konuşan her izleyenimiz, aynı ortak düşünceyi dile getirdi.

Gördüklerimiz, dönen dolapların, yaşanan kirlenmişliğin, akan pisliğin karşısında; toplumsal direncin ve devrimci karşıtlığın, yeni bir sürece doğru evirildiğinin izleridir diye düşünüyorum.

Anlaşılan odur ki; Anadolu halkının teslim olmaya rızası yoktur.

İzmir de; 68 kuşağının hak arayıcısı, Zabıta memuru Emine Aktaş, “Hiç ağlanacak sızlanacak hal değil, işimize bakmalıyız. Örgütlerimize sahip çıkmalıyız. Yoksullar, işsizler, emekliler, işçiler, öğrenciler, gençler ve ev kadınları, hepimiz aynı amaç için birleşmeliyiz. Bu ülke eşit ve özgür olmalıdır.”

Denizli de; “Biz buradayız. Bu ülke, bu yurt bizim. Ona kara leke çalanlar, elbet bir gün hesap verirler”

İzmit te; “ Gerçekleri örtmek o kadar kolay değildir, günü gelir bir aydınlanmacı tutar tarihin kulaklarından, doğruyu getirir karşınıza. Yanılıyorlar. Yenemeyecekler. Biz, her tür acıya direnmiş bir ülkeyiz. Bu karanlığı gerçekle delmek, bizim işimizse buna hazırız” diyen dostlar, bizlerin de yüreklerini ısıttılar..

Köy meydanları, okul bahçeleri, grev alanları, üniversite avluları ve toprak işgallerinde oyunlar oynayarak bu güne gelen kuşağın temsilcileriyiz.

Bütün bir oyun ekibi olarak, kalabalıklar karşısında saygıyla eğilirken; onlarla geleceklerimizi ortaklaştırma kararlığımızın, bizi daha da geliştireceğine inanıyoruz.

Gerçek, hep kendini savunacak bir zemin bulmuştur.

Yine öyle olacaktır.

6 Mayıs 2008 günü, Kartal da işçi arkadaşım Kemal Parlak, sahnemize çıkarak; “İçimizi kuşatan bu kül kokusundan kurtulmak için, ayağa kalkıp Denizler gibi mücadele etmeye ihtiyacımız var” demişti.

Bu düşünceyi saygıyla paylaşıyoruz.

Ekip olarak 1.yaşımıza giriyoruz.

Aklımızı ortaklaştırarak, tüm dostların yol arkadaşları olmaya devam edeceğiz.

Orhan Aydın
oaydinoaydin@gmail.com

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 886
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Sakıncalı Piyade - Su Gösteri Sanatları Sahnesi (Uğur Mumcu) (Öznur Çetin) - 2/22/2009
  • Tiyatro Gerçek - Van Gogh (Arda Aydın) - 2/21/2009
  • ONE MINUTE! ONE MINUTE! (Yurdagül Yurtseven) - 2/21/2009
  • Ellerinizden öpüyorum sevgili Gazanfer Özcan (Rengin Uz) - 2/18/2009
  • Gidenlerin Ardından... (Yurdagül Yurtseven) - 2/18/2009
  • Gazanfer Özcan'ın Ardından... (Özlem Özdemir) - 2/17/2009
  • Gazanfer Özcan'ı Kaybettik (Melih Anık) - 2/17/2009
  • Gazanfer Özcan'ın ardından... (Gazanfer Özcan) - 2/17/2009
  • Duru Tiyatro - Bana bir Picasso Gerek (Melih Anık) - 2/17/2009
  • Genç Oyuncunun Acıları (Eser Ali) - 2/16/2009
  • Birinci Yıl... (Orhan Aydın) - 2/16/2009
  • Absürd Tiyatroda Koza ve Gidip-Gelmek (Tuğçe Kanbur) - 2/13/2009
  • Adam Olacak Kadın ve Sevgililer Günü (Yurdagül Yurtseven) - 2/13/2009
  • Ne Dersin Azizim, İstanbul DT Cevahir Sahnesi'nde (Savaş Aykılıç) - 2/13/2009
  • Aykut Işıklar'a, Nedim Saban için Söyledikleri Hakkında Kınama Metni (Tuncer Cücenoğlu) - 2/11/2009
  • Tiyatro Pera - Rahat Yaşamaya Övgü - (Eski bir Brecht'çi ve solcudan rahat yaşamaya övgü…) (Melih Anık) - 2/11/2009
  • Ziyaretçi - Adana Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 2/11/2009
  • F451 – Bizim Tiyatro (İsmail Can Törtop) - 2/9/2009
  • Dinmeyen Alkışlar ~ Gülsün Siren Kınal (Karin Kökciyan) - 2/9/2009
  • Fırtına (Taner Can) - 2/9/2009
  • İstanbul’dan Bir Jean Claude-Carrière Geçti (Cengiz Peksoy) - 2/8/2009
  • Yanıtı Olmayan, Bol Sorulu Bir Oyun: KARATAVUK (Üstün Akmen) - 2/7/2009
  • Caza Kanunu - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 2/7/2009
  • Dinmeyen Alkışlar - Cahide Sonku (Cüneyt İngiz) - 2/6/2009
  • Pera Güzel Sanatlar'da Öğrenci Olmak (Yurdagül Yurtseven) - 2/5/2009
  • Tiyatroadam’dan adam gibi tiyatro: Albay Kuş (Rengin Uz) - 2/4/2009
  • Tiyatro Benim Adım (İsa Karslı) - 2/2/2009
  • Neden Tiyatro (Kemal Oruç) - 2/2/2009
  • Yılın Oyunu ve Yönetmeni'nde En iyi'ye Aday Olabilecek bir Oyun : İNEK (Melih Anık) - 1/30/2009
  • Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu (OBKT) tam 45 yaşında... (Üstün Akmen) - 1/30/2009
  • Gar (Erdinç Yapan) - 1/30/2009
  • Altı Haftada Altı Dans Dersi: Sıcacık bir dostluk öyküsü (Rengin Uz) - 1/29/2009
  • Gecenin Kulları (Yazan-Yöneten : Dinçer Sümer) – Antalya Devlet Tiyatrosu (Öznur Çetin) - 1/29/2009
  • Suç, insanın en karanlık olgularındandır: Nehrin Solgun Yüzü (Üstün Akmen) - 1/28/2009
  • Nazım Hikmet Zaten Memleket ve Sahneler Sansürlenmesin (Yurdagül Yurtseven) - 1/28/2009
  • İzmir'de Tiyatroculara Destek Kampanyası (Ulaş Tuzak) - 1/28/2009
  • Tiyatronun Önemi (Serkan Fırtına) - 1/28/2009
  • Çehov - Vişne Bahçesi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İBŞT) (Melih Anık) - 1/23/2009
  • Şarkıların Annesi Aysel Gürel, Çocuk Tiyatrosunda da Yaşamaya Devam Ediyor (Yurdagül Yurtseven) - 1/23/2009
  • Verin bir önyargı, dünyayı yerinden oynatsın: Kırmızı Pazartesi (Üstün Akmen) - 1/21/2009
  • İzmir Sanat Kulesi (Ulaş Tuzak) - 1/19/2009


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..